CHP’li Akaydın skandal açıklamalarının arkasında
CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin sarf ettiği "tiyatro" ifadesinden geri dönmeyerek, "Sonuna kadar söylediklerimin arkasındayım, söylemeye de devam edeceğim" dedi.
CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın, 15 Temmuz darbe
girişimine ilişkin sarf ettiği "tiyatro"
ifadesinden geri dönmeyerek, "Sonuna kadar söylediklerimin
arkasındayım, söylemeye de devam edeceğim" dedi.
Akaydın, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında hakkındaki
iddialara cevap verdi. Akaydın, darbe girişiminin tiyatral
taraflarının olduğunu iddia ederek, darbe teşebbüsünün 13 aydır
siyasi ayağının açıklanamadığını savundu. Akaydın, belediye başkanı
iken Washington'a gittiğini söyleyerek, "Washington'a
gittiğimde 17-25 Aralık daha olmamıştı. Orada çok önemli iş
adamları toplantısına katıldım. Kapitol'de önemli denilebilecek
senatörlerle ve Temsilciler Meclisi üyeleriyle görüşmeler yaptım.
Sabah da bir toplantıda sunum yaptım. Bu toplantıda önemli
siyasetçiler vardı. Benim dışımda üç tane belediye başkanı ve iki
tane AK Parti'li belediye başkanı vardı. Birisinin adını
hatırlamıyorum, öbürü de Kadir Topbaş. Davet edildiğim yere
giderim, bakarım, izlerim, görürüm, notlar alırım, hesap sorarım.
Bu benim siyasi partimin dahilinde olmuştur" ifadelerini
kullandı.
TERÖRİST BAŞI GÜLEN'LE İLGİLİ İFADELERİ
'Fetullah Gülen'den bir davet gelirse ziyaret etmek isterim'
sözlerine ilişkin olarak Akaydın, "'Ben siyasetçiyim'
dedim. 'Apo hariç, Apo'ya kalbim el vermez gitmeye. Apo hariç
Türkiye için sakıncalı bulduğum her odakla da görüşürüm, kahvesini
içerim' dedim. Bu söylemle beni suçlayanlar Apo'nun da yanına
gittiler. Hayatta veremeyeceğim bir hesap yoktur. Çok meraklı bir
politikacıyım. Davet edilirsem dünyada ilgimi çeken her yere
giderim, herkesin kahvesini içerim. Ama hiç kimseye biat etmem.
Atatürk ilkelerinin yılmaz savunucusu olduğumu yıllardır Türk
üniversiteleri ve camiası da, Türk halkı da bilir. Ben şeyhlerin,
müridlerin, meczupların destekçisi olamam" şeklinde
konuştu.
Akaydın, "Bu adam nasıl örgütlendi? Hangi güçler var
arkasında? Sadece CIA, Amerika Birleşik Devletleri mi var?
Türkiye'deki güçler bunun siyasi ayağının hesabını
versinler" dedi.
BELEDİYE BAŞKANLIĞI DÖNEMİ
Antalya Belediyesinde kendi döneminde işe alınanlarda FETÖ
şüphelisi olup olmadığı sorusu üzerine Akaydın, "Benim
dönemimle ilgili ne üniversite rektör yardımcısı, ne üniversite
rektörüyken ne de belediye başkanıyken böyle bir yapılanma ile
ilgili Antalya'da basına düşmüş, araştırılmış, bilinen böyle bir
yapılanma yok. Öyle bir dönemden geçiyorduk ki, AK Parti içindeki
siyasilerin hepsi Antalya'ya geldikleri zaman o kadar övgüler
sunuyorlardı ki, beni araştırmaya gerek yok, zaman zaman ziyaretime
gelen üniversite rektörleri, kurul başkanlığından tanıdığım
insanlar geliyordu. Hiçbir kimse özel iltifat görmemiştir, proje ve
çıkar ilişkisi içinde olmamıştır. İspat edenin alnını
karışlarım" diye konuştu.
ŞEHİTLERE SAYGISIZLIK YAPMADIĞINI İDDİA ETTİ
"15 Temmuz'u bir tiyatro olarak mı görüyorsunuz?"
sorusuna Akaydın, "Bunun kontrollü darbe olmadığını,
tiyatral taraflar olmadığını ispat edecek olan hükümet. 27 Mayıs
darbesi, 28 Şubat dahil evimizde birçok teşebbüsü yaşadım. Bu
olayın biraz klasik darbe teşebbüsüne uymayan tarafları var. İşte
ben buna tiyatro diyorum. Eğer bunun tiyatro olmadığını ispat
ederseniz ikna olurum. Saat 14.20'den itibaren MİT'e giden duyumlar
var. O.K. isimli şahıs. Aylar öncesinden yazılan yazılar var. MİT,
'Mayıs ayında Türk Silahlı Kuvvetleri'nde bir şeyler var,
giremiyorum' diyor. Bunları açıklayın, tiyatro olmadığına ikna edin
bizi. Cumhuriyetin Cumhurbaşkanı 'Ben bunu eniştemden öğrendim
'diyor. Ne zaman öğrendiği meçhul. Çok ilerleyen saatlere kadar
Cumhurbaşkanı şahsına haber vermeyen bir MİT var. Bunlar işin
tiyatro tarafı. 'FETÖ'cü siyasi ayağı var mı' diyoruz. Tık yok.
'Getirin şu adamları, bir dinleyelim' dediler. 'Biz yüz yüze
dinlersek, yapacağımız sorgularla Hakan Fidan ve Hulusi Akar'dan
çok ciddi bilgiler alabilirdik' dediler. Tutukevlerine
götürselerdi, orada şahıslarla konuşsaydık, belki hiç bilmediğimiz
şeyleri öğrenebilirdik. ByLockçuların listesi yok, yapılması
gerekenler yok. Öyle bir hava yaratılıyor ki Cumhuriyet Halk
Partisi FETÖ'cü. Ben milletvekiliyim, buna sormak benim hakkım
değil mi? Ben de darbe teşebbüsünün hesabını soruyorum. Benim
şehitlere ne saygısızlığım var ki, ben şehitlerin hakkını
koruyorum. Niye polis gücünü çıkarmadınız da, bu insanları buraya
attınız? Bunu sormak benim görevim. Bunu açıklayamadıkları için
şimdi beni şehitlere, şehit ailelerine karşı olayı tiyatralize
eden, küçümseyen, önemsizleştiren bir kişi haline sokarak, bir
siyasi linçlen beni cezalandırma teşebbüsleri var. Sonuna kadar
söylediklerimin arkasındayım, söylemeye de devam edeceğim. Nerede
bu ByLockçular, nerede siyasi ayağı, neden bu istihbarat zafiyeti
oldu, açıklayın" dedi.
(Ahmet Umur Öztürk - Nurullah Geylani / İHA))