"CHP seçimle uğraşmak yerine hakemle kavga ediyor"
AK Parti Sözcüsü Çelik, "CHP, sürece karar vermiş olan hakemle kavga ediyor. YSK'ya dönük saldırılara devam ediyorlar. CHP adayının ve yönetiminin İstanbul seçimlerine yönelik tavır değişikliğinin çok iyi izlenmesi ve değerlendirilmesi gerekir" dedi.
AK Parti Sözcüsü Çelik, "CHP, sürece karar vermiş olan
hakemle kavga ediyor. YSK'ya dönük saldırılara devam ediyorlar. CHP
adayının ve yönetiminin İstanbul seçimlerine yönelik tavır
değişikliğinin çok iyi izlenmesi ve değerlendirilmesi
gerekir" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki MYK toplantısının
ardından açıklamada bulundu. Çelik, içeride ne yaşanırsa yaşansın,
Türkiye'nin güçlü bir şekilde geleceğe yürümesinin herkesin
sorumluluğu olduğunu kaydetti. Çelik, Spor Toto Süper Lig'in 33.
haftasında sahasında Medipol Başakşehir'i 2-1 mağlup ederek
şampiyon olan Galatasaray kulübünü de tebrik etti.
"CHP, SÜRECE KARAR VERMİŞ OLAN HAKEMLE KAVGA
EDİYOR"
Yüksek Seçim Kurulunun İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararının
ardından devam eden tartışmalara değinen Çelik, şunları
söyledi:
"Şu andan itibaren seçime odaklanmak, vatandaşlara tezleri
anlatmak her siyasi partinin yapması gerekendir. CHP, sürece karar
vermiş olan hakemle kavga ediyor. YSK'ya dönük saldırılara devam
ediyorlar. CHP adayının ve yönetiminin İstanbul seçimlerine yönelik
tavır değişikliğinin çok iyi izlenmesi ve değerlendirilmesi
gerekir. Seçimin yenilenmesine karşı çıkanlar son zamanlarda
‘bilgisayar başında hatalar yapılmış olabilir ama sorumlusu biz
değiliz' gibi tutumlar sergilemeye başladılar. İçinize sinmemesi
gereken bir sonucun eleştirisini yapmak yerine hatalar olabilir
deyip seçim sonucunu biz kazandık diyerek sunmaya çalışmak
anakronik bir yaklaşım olarak dikkat çekiyor. Kendisinin
kazandığıyla ilgili bu kadar özgüvenli konuşanların hiçbir şekilde
sandığa gitme konusunda herhangi bir şüphe içerisinde olmaması
gerekir. Bu süreci çeşitli şekillerde hırpalamaya çalışmak,
sıkıntıya sokmaya çalışmak milletin hakemliğiyle kavga etmektir.
Sempatik mesajlar vermek hukuki sürecin alternatifi değildir.
Sürekli sempatik mesajlar vererek hukuki sorunları örtbas
edemezsiniz."
"BU KABUL EDİLEMEZ"
İdlib'teki ateşkes ihlalleri ile ilgili de konuşan Çelik,
"Mayıs ayından beri rejimin bir takım zorlamalarıyla bu
ateşkesin ihlal edildiğini görüyoruz. Rejim güçleri sivil yerleşim
yerleri ve okulları hedef alarak yeni katliamlara imza atıyor. Bu
kabul edilemez. Bu İdlib muhtırasının rejim tarafından sabote
edilmeye çalışıldığına dair bir tablodur. İdlib'te sükunetin
yeniden sağlanması için bir çalışma gurubu kurulması önerilmişti.
Bu çalışma gurubunun ilk toplantısı 16-17 Mayıs'ta Ankara'da
gerçekleşmiş oldu. Önümüzdeki dönemde de bu çalışmalar
sürecek" açıklamasını yaptı.
"BU SON DERECE TEHLİKELİ BİR DURUMDUR"
ABD-İran arasındaki gerilime değinen Çelik, ABD'nin İran'a yönelik
gerginliği daha da yükseltecek azami baskı politikasının dünyanın
her yerinden tepki gördüğünü söyledi. Çelik, "İran kapsamlı
ortak eylem planının bazı maddelerini askıya aldığını açıkladı. Bu,
anlaşmanın bazı maddelerinin artık işlemez bir zemin haline gelmesi
demektir. Bu gerginliği ardından Başkan Trump'ın Twitter adresinden
bir çatışmadan veya savaştan bahseden bir takım yorumlar yapılmış
oldu. Bu son derece tehlikeli bir durumdur. Bölgemiz yeni bir
gerginliği kaldıracak bir kapasiteye sahip değildir. Bölge
kapasitesinin çok üstünde bir gerginlik ile karşı karşıyadır. Bu
İran halkına karşı yapılacak en büyük yanlış olur. Burada tamda
diplomasinin konuşturulacağı, meselelerin görüşme yoluyla
çözüleceği bir zemindir. Bu anlaşmanın korunmasını, anlaşmanın
ortaya çıkardığı kazanımların heba olmaması gerektiğinin altını bir
kere daha çiziyoruz" diye konuştu.
"HAK EDİLEN CEVAP EN KARARLI VE ETKİLİ BİR ŞEKİLDE
VERİLECEKTİR"
Doğu Akdeniz'deki gerginliğe ilişkin ise Çelik, şunları ifade
etti:
"Yunanistan ve Rum kesiminin Türkiye'ye ait olan bölgelere
dönük olarak saldırganlığını sadece belli ülkelerde daha çok ses
çıkartarak, Avrupa Birliği'nden daha çok karar çıkartarak ya da bir
takım ülkelerle Rum kesiminin o ülkelerin petrol şirketleriyle
anlaşıp arkasından o petrol şirketlerinin korunması için o
ülkelerin bir takım deniz kuvvetlerini kendisine bağlı üslere davet
etmesi şeklindeki provokatif yaklaşımların bizim nezdimizde hiçbir
kıymeti yoktur. Türkiye orada sonuna kadar kendi hak ve
menfaatlerini koruyacaktır. Oradan çıkan kaynaklar iki kesime de
aittir. Akdeniz'de herhangi bir oldubittiyle ruhsat sahalarımızda
herhangi birisinin egemenlik hakkı kendisine aitmiş gibi
davranmasına müsaade etmeyiz. Türkiye'nin ve KKTC'nin Türkiye
Petrollerine devrettiği ruhsat sahalarında ülkemizin hak ve
menfaatleri sonuna korunacaktır. Burada kesinlikle her ne pahasına
olursa Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC hak ve menfaatlerinden
vazgeçmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti'nin ve KKTC'nin hak ve
menfaatlerine dönük olarak ortaya çıkan her saldırı girişimine
karşı hak edilen cevap en kararlı ve etkili bir şekilde
verilecektir."
"SON DERECE ÇİĞ VE SIĞ BİR YAKLAŞIM"
HDP'nin, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı
törenlerine yönelik eleştirisini değerlendiren Çelik,
"Oraya HDP davet edilmemişti. İstiklal Marşı'nı okumayan,
sürekli bu ortak ruhu zedeleyici açıklamalar yapan organizasyon
durumunda oldukları için böyle bir davet kendilerine gitmedi. Keşke
terörden uzak dursalar, keşke bu ortak ruha katkıda bulunacak bir
siyaset yapsalar, keşke bu ülkenin temel değerlerine gereken
saygıyı gösterseler ve bu çerçevede bir siyaset yapsalar. O
partiyle bir başka parti de ortak tutum olarak bunun devlet töreni
değil, AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın töreni olduğunu ifade
ediyorlar. Bu son derece çiğ ve sığ bir yaklaşım. 19 Mayıs ruhu
milletimizin ortak değerlerinden bir tanesidir. Bir takım parti
yöneticileri bunu anlamamakta ısrar etseler de o partilerin
tabanlarındaki vatandaşlarımızın tamamı tarafından da paylaşılan
bir ruhtur. Bu bir devlet törenidir ve devlet milletin devleti
olduğu için bütün milletin ortak ruhunu ve değerlerini yansıtan bir
tablodur" dedi.
"BU TİP GÖRÜŞMELER YAPMASINDA HİÇBİR MAHSUR
YOKTUR"
Ömer Çelik, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan
Fidan'ın, Esad rejimiyle görüştüğüne yönelik, "Devletin
güvenliği ile ilgili işler açısından şu tarihte şu iş yapılıyor bu
tarihte bu iş yapılmıyor gibisinden bir açıklama yapmayız. Tabi ki
sahadaki unsurlar istihbarat teşkilatları her zaman muhatapları ile
görüşürler. Sahadaki unsurlarda çeşitli insani trajedilerin ortaya
çıkmasını engellemek ya da istenmeyen bir takım çatışmaların ortaya
çıkmasını engellemek için muhataplarıyla görüşürler.
Cumhurbaşkanımızın izinleri dahilinde istihbarat teşkilatımızın ve
sahadaki askeri unsurlarımızın bu tip görüşmeler yapmasında hiçbir
mahsur yoktur" açıklamasında bulundu.
"O İFADEYİ KINIYORUZ"
CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu ile Tevfik Göksu arasındaki
polemiğe yönelik sorulan soruyu yanıtlayan Çelik, şunları
söyledi:
"Sürekli olarak herkesi kucaklayacağım diyen birisinin
üslubundaki bu 10 günlük çirkinleşme hızı herkes tarafından
dikkatle irdeleniyor ama netice itibariyle bir siyasetçiye seni
adam yerine koymuyorum dediği zaman bunu söyleyen kişi arkadaşımıza
bir zarar vermez sadece herkesin kendisine nasıl muamele etmesi
gerektiğine dair bir yol haritası ve güzergah açıklamış olur. O
ifadeyi kınıyoruz."
"ASKERLİK YASASI BÜYÜK BİR REFORMDUR"
Yeni askerlik sistemi ve yakın zamanda hayata geçecek olan adalet
reformu ile ilgili bir değerlendirmede bulunan Çelik,
"Birincisi, Türkiye'deki tüm sosyolojik kesimlerin
ihtiyaçlarını giderecek şekilde planlanmış, ikincisi, yığılmaları
önleyecek ama aynı zamanda da TSK'nın askeri ihtiyaçlarını zaafa
uğratmayacak bir dengede planlanmış, üçüncüsü, insanlar gereksiz
yere askerlik meselelerini düzene koymak için Yüksek Lisans yapmaya
çalışıyorlardı, başka organizasyonların içine giriyorlardı. Hem
üniversitelerde gereksiz bir yük oluşuyordu hem de askerlik ile
ilgili planlamalar aksıyordu. Tüm bunları ortadan kaldıracak
formüller üretilmiş. Bu sosyal hayatımızı ilgilendiren,
gençlerimizin gelecek planlamalarına büyük bir ferahlık getirecek
müthiş bir reformdur. Diğer taraftan, güçlü bir adalet reformu
hazırlanıyor. Bununla ilgili çalışmalar son aşamaya gelmiş
durumdadır. Bu da son derece bir takım yaşanan sıkıntıları
giderebilecek, vatandaşımızın taleplerini karşılayacak güçlü reform
alanlarından biri olarak gündeme gelecektir. Askerlik yasası
konusundaki reform büyük bir reformdur. Aynı şekilde yakın zamanda
gelecek olan adalet reformu büyük bir reformdur" dedi.
"HUKUKİ ENGEL KALKTIKTAN SONRA BU GÖRÜŞMENİN YAPILMASI
ÖNÜNDE BİR MAHSUR KALMADI"
PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları tarafından
ziyaret edilmesine yönelik ise Çelik, şunları kaydetti:
"Bu tip görüşmeler avukatların İmralı'ya gitmesi, benzeri
görüşmeler ne zaman olsa mutlaka bir gündeme bağlanmaya çalışılır.
Bunun arkasında siyasi proje var mıdır gibi. Her dönemde bu tip
tartışmalar yaşandı. Bu son dönemde bu konuyla ilgili bir yargı
kararı vardı ve yakın zamanda bu yargı kararı kalktı. Bununla
birlikte bu engelde ortadan kalktı ve ziyaretlerin yapılmasına
olanak verecek bir tablo ortaya çıktı. Bizim söylediğimiz var
olandır. Daha önce bu görüşmeyle ilgili hukuki engel vardı. Hukuki
engel kalktıktan sonra bu görüşmenin yapılması önünde bir mahsur
kalmadığı için hapishanedeki diğer uygulamalar nasılsa bu da
yapılmaktadır. Bunun dışında bir gündeme bağlanması bizim açımızdan
doğru değildir."
"CUMHURBAŞKANIMIZ İLE TRUMP ARASINDAKİ GÖRÜŞME TRAFİĞİ
DEVAM EDİYOR"
ABD tarafından Türkiye'ye S-400'ler konusunda bir süre verildiği
iddialarını yanıtlayan Çelik, "Hem kongreyle temaslarımız
devam ediyor hem de Cumhurbaşkanımız ile Trump arasındaki görüşme
trafiği devam ediyor. Türkiye güvenliği açısından bir karar
vermiştir. Güçlü bir NATO müttefiki olarak Türkiye'nin güvenliğinin
artması bütün NATO müttefiklerine katkı sağlayacaktır"
ifadelerini kullandı.
(İlker Turak /İHA)