"CHP, PKK’nın sözcüsü olmuştur”
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, "Bugün gelinen noktada CHP, PKK'nın sözcüsü olmuştur" dedi.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, "Bugün gelinen
noktada CHP, PKK'nın sözcüsü olmuştur" dedi.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman yaptığı yazılı açıklamada,
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Eğer bu ülkede
bir milliyetçi parti varsa, bir vatansever, vatanperver varsa o
partinin adı Gazi Mustafa Kemal'in partisi Cumhuriyet Halk
Partisi'dir" dediğini hatırlatarak, "Ayrıca CHP'li
bir vekil partimizle ilgili bazı sözler sarf etmiş. CHP'nin
anladığı milliyetçilikle bizim anladığımız milliyetçilik arasında
dağlar kadar fark vardır. Türk milliyetçiliği ülküsü, Türk milleti
kimliğinde birleşerek millet olgusuna birlikte vücut veren tüm
vatandaşlarımızı bir bütün olarak kucaklamaktadır. Türk
milliyetçiliği etnik, ırkçı, ayrımcı ve bölücü tahriklere ve
tuzaklara karşı Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu iradesi ve koruyucu
kalkanıdır. Milli kimliğimizin ve birliğimizin temeli ve
birleştirici tutkalı olan bu milliyetçilik anlayışı, Türkiye'nin
mayasıdır. Türk milliyetçiliği, ırkçılık, etnik fitne ve düşmanlık
üreten ve bunlardan beslenen değil tam tersine bu insanlık dışı
duyguları mahkûm eden milli şuurun adıdır. Bu bakımdan,
"iç düşman yaratma ihtiyacı" ve "biz ve
ötekiler" gibi kurgu ve kavramlar Türk milliyetçiliğine
uzak ve yabancıdır" ifadelerini kullandı.
"KILIÇDAROĞLU MİLLİYETÇİLİKTEN NE ANLADIĞINI
AÇIKLAMALIDIR"
Türk milliyetçiliğinin, vatanına ve milletine, bunların temsil ve
ifade ettiği tüm değerler manzumesine karşılıksız bir aşkla, derin
bir sevgi ve imanla bağlanmak olduğunu kaydeden Büyükataman,
"Bölücübaşı Öcalan'ın avukatını milletvekili yapmak mı
milliyetçiliktir, yoksa HDP'lilerle el ele yürümek mi
milliyetçiliktir? Kılıçdaroğlu milliyetçilikten ne anladığını
açıklamalıdır. Ciltlerce kitabı şu beş satırda anlatmış Mevlana
Hazretleri: 'Kör cehalet çirkefleştirir insanları; Suskunluğum
asaletimdendir. Her lafa verecek bir cevabım var. Lakin bir lafa
bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye.' CHP
sözcüleri ve türevleri, cehaletin bataklığına saplandıkları için
gelişi güzel konuşmayı marifet saymakta ve yine kendileri gibi
kiralanmış kafalardan aldıkları sufleleri aktararak biçilen
rollerinin gereğini yerine getirmektedirler. Eleştirilerin ve Sayın
Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'nin karalanmasının sebebi,
partimizin birçok alanda inisiyatif almasının ve gündem
oluşturmasının hazmedilememiş olmasıdır. En önemlisi de partimizin
okyanus ötesi senaryolara peşinen set çekmesi, bu yönde Türk
kamuoyunun gözünü açması ve 15 Temmuz gecesinden başlamak üzere
Türkiye'yi adım adım Ankara merkezli bir bakış açısına
kavuşturmasıdır. Adında halk olan, halkın partisi olduğunu iddia
eden CHP, her teklifimizde niye kendinden geçiyor, niye rahatsız
oluyor? Bunun sebebi bellidir. Maalesef Gazi Mustafa Kemâl
Atatürk'ün CHP'si 10 Kasım 1938'de Atamızla beraber gömülmüştür.
Müdafaa-i Hukukçuluğu, Kuva-yı Milliyetçiliği bırakmış; önce
'Ortanın solu' deyip Moskova yoluna, daha sonra da PKK'nın şehir
kadrolarını TBMM'ye taşıyarak Bekaa ve Kandil yoluna yürümüştür.
İmralı'nın ve Kandil'in ışığını önüne alıp yürüyen bugünkü CHP,
Türkmenlerin feryatlarına kulak tıkayıp sözde Kürdistan
referandumunda Barzani'yi savunur. Türk'ün ve Türkiye'nin
düşmanlarıyla doğrudan veya dolaylı ittifak yapmayı iyi bilen CHP,
şanlı ordumuz Zeytin Dalı Harekatı esnasında terör yuvalarını karış
karış temizleyip Afrin'e doğru ilerlerken Afrin merkezine operasyon
yapılmasına karşı çıkmayı da ihmal etmez. Sözde anti-emperyalisttir
ama S-400 füzelerini almak istediğimizde, kırk dereden su getirir.
Özünde ne olduğunu ve kime hizmet ettiğini de böylece açık
eder" diye konuştu.
"BUGÜN GELİNEN NOKTADA CHP, PKK'NIN SÖZCÜSÜ
OLMUŞTUR"
Büyükataman, açıklamasının devamında şunları kaydetti:
"Bugün gelinen noktada CHP, PKK'nın sözcüsü olmuştur.
Geldiğimiz noktada CHP'nin kanalı artık RudawTV'dir. Milletin
beklentilerini görmekten çok uzak olan CHP yönetimi, HDP'nin
koruyucu kalkanı olmuştur. CHP'nin adına ve amblemine tarihten
gelen sebeplerle bağlı vatansever tabanına rağmen CHP'yi
yönetenler, cezaevindeki HDP'lilerin boşluğunu doldurma
çabasındadır. Zira CHP'de, Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçilmesiyle
birlikte başlayan flört, zamanla gayrı meşru bir birlikteliğe
dönmüştür. 24 Haziran seçimlerinde ise artık gün yüzüne çıkmış bir
beraberlik başlamıştır. Bu sebeple CHP'de bu gayrı meşru ittifakın
gereğini yerine getirme telaşı vardır. Aksine davranırsa HDP'nin
CHP'yi gammazlama korkusu da cabasıdır. Dolayısıyla CHP, HDPKK'nın
ağır şantajı altındadır. İradesi teslim alınmıştır, temyiz
kudretini kaybetmiştir. Acilen hacir altına alınmalıdır. Meşhur
fıkradır; bir gün Bektaşi'ye, 'Neden namaz kılmıyorsun?' diye
sormuşlar. Bektaşi de 'Kur'an'da namaza yaklaşmayın ayeti var.'
cevabını vermiş. Soranlar, 'Ama o ayetin başında içkiliyken namaza
yaklaşmayın ifadesi var.' deyince, Bektaşi, 'Ben hafız değilim.'
cevabını vermiş. CHP sözcülerinin durumu tam olarak budur. CHP
yöneticilerine tavsiyemiz, Sayın Genel Başkanımız ne söylemiş, önce
onu iyi okuyup anlamasını bekleriz. Ama CHP'deki kronik anlama
güçlüğü aşikâr olduğu için beklentimizin boşa çıkması şaşırtıcı
olmayacaktır."
"CHP, TÜRK SİYASÎ HAYATI İÇİNDE GELİŞTİRDİĞİ SEVİYESİZ
ÜSLUBU MHP İÇİN KULLANMAMALIDIR"
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurduğunu iddia ederek
Milli Mücadele'nin aziz hatırasına her fırsatta saygısızlık eden
CHP, muhalefet etmek ile tahrip etmek arasındaki farkı idrakten
yoksun bir hale gelmiştir" diyen Büyükataman, "Bu
durumda, doğal bir sonuç olarak devlet mefhumunun ne olduğunu
idrakten yoksun bir partinin temsilcisinden de ancak bu açıklamalar
beklenir. Bu çerçevede, CHP'nin sözcüleri Sayın Genel Başkanımızın
adını ağızlarına alırken iyi düşünmelidir. CHP, Türk siyasî hayatı
içinde geliştirdiği seviyesiz üslubu MHP için kullanmamalıdır. Bu
tavsiyelerimizin aynı zamanda bir nasihat ama eğer idrak yoksunluğu
devam edecekse bir uyarı olduğunu da özellikle hatırlatmak
isteriz" dedi.
(İHA)