Cezaevleri doldu taştı
İZMİR Barosu Başkanı Avukat Aydın Özcan, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü öncesinde yaptığı basın açıklamasında, "İnsanın, insanca yaşama idealinin ne yazık ki hala çok uzağındayız. Türkiye'de son 10 yılda tutuklu ve hükümlü sayısı yüzde 117.7 oranında artarak 197 bin 297 kişiye ulaşmıştır. Cezaevinde bulunanların 186 bin 963'ü erkek, 7 bin 894'ü kadın ve 2 bin 440'ı 18 yaş altındaki çocuklar...
İZMİR Barosu Başkanı Avukat Aydın Özcan, 10 Aralık Dünya İnsan
Hakları Günü öncesinde yaptığı basın açıklamasında, "İnsanın,
insanca yaşama idealinin ne yazık ki hala çok uzağındayız.
Türkiye'de son 10 yılda tutuklu ve hükümlü sayısı yüzde 117.7
oranında artarak 197 bin 297 kişiye ulaşmıştır. Cezaevinde
bulunanların 186 bin 963'ü erkek, 7 bin 894'ü kadın ve 2 bin 440'ı
18 yaş altındaki çocuklar oluşturmaktadır" dedi.
İzmir Adliyesi Baro Birimi'nde yapılan basın açıklamasına İzmir
Barosu Başkanı Avukat Aydın Özcan, yönetim kurulu üyeleri ile
avukatlar katıldı. Tüm insanların doğuştan ve eşit bir biçimde
sahip oldukları hakların güvence altına alınması, geliştirilmesi,
tüm dünyada insan hakları bilincinin yaygınlaştırılmasını amaçlayan
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne vurgu yapan Özcan,
"Ülkelerindeki savaştan kaçan mültecilerin yaşadığı dram tüm
dünyanın gözü önünde yaşanmaktadır. Özellikle Avrupa'da sınırları
kapama yönündeki politika, sığınma prosedürü sırasında ve mülteci
statüsü verildikten sonra devam eden asgari haklarının ihlallerine
ilişkin hukuka aykırılıklar, hoşgörüsüzlük, ırkçılık, yabancı
düşmanlığı, gerilimler, ulusal, etnik gerginlik ve çatışmalar,
endişe yaratmaktadır. Mültecilerin, AB ile ülkemiz arasında siyasi
ve ekonomik pazarlık konusu yapılması, insan olan herkesi
incitmektedir. Tüm dünyada, özellikle ABD ve Avrupa Birilği
ülkelerinde 'insanlık suçu olan ırkçılık' hızla yükselmektedir"
dedi.
"AVUKATLARA YÖNELİK BASKILAR ARTTI"
Özcan, 10 Aralık 2015 tarihinde itibaren paylaştıkları
olumsuzluklara, ülkenin içine çekildiği terör ve şiddet sarmalına,
bu yıl 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşanan OHAL
uygulamalarının eklendiğini dile getirdi. Özcan, "Temel hak ve
özgürlüklerin askıya alındığı, anayasaya aykırı olarak TBMM'nin
devre dışı bırakıldığı, sadece olağanüstü hal ilanına neden olan
olaylarla ve olağanüstü hal süresiyle sınırlı olması gereken kanun
hükmünde kararnamelerle ülkeyi yönetmenin 'olağan' hale geldiği bir
dönemi yaşamaktayız. Adil yargılanma hakkının ayrılmaz parçası olan
savunma hakkı 'OHAL' gerekçe gösterilerek kısıtlanmakta, ortadan
kaldırılmaktadır. Avukatların, görevlerini yapmaları engellenmekte,
gizli olması gereken avukat-müvekkil görüşmeleri kayda alınmakta,
kişilerin adil yargılanma hakkı ve savunma hakkı ortadan
kaldırılmaktadır. Avukatlara yönelik baskı ve kısıtlamalar, aslında
yurttaşlarımızın savunma hakkına, adil yargılanma hakkına yönelik
saldırı niteliğindedir" dedi.
CEZAEVLERİ DOLDU TAŞTI
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü verilerinden
derlenen bilgilere göre, Türkiye'de tutuklu ve hükümlü sayısı son
10 yılda iki katını aşarken, cezaevi sayısının ise neredeyse yarı
oranında arttığına dikkat çeken Baro Başkanı Özcan şöyle devam
etti:
"Verilere göre, Türkiye'de son 10 yılda tutuklu ve hükümlü sayısı
yüzde 117.7 oranında artarak 197 bin 297 kişiye ulaşmıştır.
Cezaevinde bulunanların 186 bin 963'ü erkek, 7 bin 894'ü kadın ve 2
bin 440'ı 18 yaş altındaki çocuklar oluşturmaktadır. Türkiye'de 6
Ekim 2016 tarihi itibariyle yayınlanan ceza ve infaz kurumu
verilerine göre, 290 kapalı, 66 müstakil açık ceza infaz kurumu, 2
çocuk eğitim evi, 6 kadın kapalı, 4 kadın açık, 4 çocuk kapalı ceza
infaz kurumu olmak üzere toplam 372 ceza infaz kurumu bulunmakta.
Türkiye'de yeni açılan cezaevlerine ve ek binalara rağmen tutuklu
ve hükümlü sayısı kapasite aşmaya devam etmekte; cezaevlerinin
toplam kapasitesi 189 bin 269 olmasına rağmen, 1 Kasım itibariyle
kapasite fazlası 8 bin 28 tutuklu ve hükümlü cezaevlerinde
bulunuyor. Kadınların eşit yaşam ve insanca yaşam isteği halen
ölümle ve şiddetle sonuçlanmaktadır. 2016'nın ilk 11 ayında
erkekler en az 260 kadını öldürdü. Kadınların yüzde 14'ü boşanmak
istedikleri için öldürüldü. Yüzde 14'ü ise boşandıkları kocaları
tarafından öldürüldü. Yapılan yasal iyileştirmelere rağmen, siyasal
iktidarların kadına bakışı, yargı mekanizmasının ve idari yolların
yetersizliği, isteksizliği ve etkisizliği, kadınların var olma
mücadelesini ve yaşam haklarını ihlal etmektedir. Çocuklarımıza
yönelik cinsel istismar, tecavüz vakalarına, yasadışı tarikat
yurtlarında yanan çocuklarımız eklenmiştir. Çağdaş, parasız,
demokratik 'eğitim hakkı' yerine, çocuklarımız 'FETÖ' gibi terör
örgütlerine, yasadışı cemaat ve tarikatlara teslim edilmiştir. Daha
geçtiğimiz hafta Adana Aladağ'da yüreğimiz yandı. Yasadışı tarikat
yurtlarıyla çocuklarımızın 'yaşam hakkı' ellerinden alındı. İzmir
Barosu olarak bu suçu işleyen sorumluların cezalandırılması için bu
davanın sonuna kadar takipçisi olacağız."
BASIN YAYIN ORGANLARI KAPATILDI