Cezaevine dönüştürülmüştü: Türklerin ilk mescidi, 45 yıldır cami olarak hizmet veriyor
Türklerin Anadolu'yu fethinden sonra Anadolu'ya yaptırılan ilk mescit olan Adıyaman Musalla Cami, İsmet İnönü döneminde cezaevine dönüştürülerek 32 yıl cezaevi olarak hizmet verdi. Yeniden restore edilen tarihi yapı, 45 yıldır ise cami olarak hizmet veriyor.
Türklerin Anadolu'yu fethinden sonra Anadolu'ya yaptırılan ilk
mescit olan Adıyaman Musalla Cami, İsmet İnönü döneminde cezaevine
dönüştürülerek 32 yıl cezaevi olarak hizmet verdi. Yeniden restore
edilen tarihi yapı, 45 yıldır ise cami olarak hizmet veriyor.
Kitabesinde Selçuklu Hükümdarı Alparslan'ın Anadolu'yu fethinden
sonra yapıldığı belirtilen Musalla Cami, İsmet İnönü döneminde
cezaevine dönüştürüldü. O yıllarda bu cezaevinde mahkum olanlar ve
onların yakınları yaşananları anlattı. 32 yıl boyunca kapalı
cezaevi olarak kullanılan cami daha sonra Alaybey Vakfı tarafından
restore edilerek 1972 yılında yeniden cami olarak düzenlendi.
Caminin cezaevi olarak kullanıldığı dönemlerden sadece radyo anteni
görevi gören iki adet plastik kaldı. Musalla Cami İmam Hatibi
Mustafa Gürbüz, bu plastikleri camide muhafaza ediyor.
Adıyaman Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Ekinci, Ertuğrul Gazi'nin
Adıyaman'a geldiği ile ilgili bazı kaynaklarda bilgiler yer
aldığını söyledi. Mustafa Ekinci, "Adıyaman Musalla Cami
kitabesinde Türklerin Anadolu'ya geçerken Anadolu'da ilk yaptırdığı
mescit olarak geçiyor. Aşık Paşa Tarihinde aynen ifade şu şekilde
yer alır: ‘Er Dıngrıl Hısn-ı Mansur'a gelir, Hısn-ı Mansur'da
konaklar.' Er Dıngrıl kanaatimce Ertuğrul Gazi olsa gerek. Yani
Orta Asya'dan Türkler güç ederken Anadolu'ya, ilk uğradığı
yerlerden bir tanesi Adıyaman olmuştur. Muhtemelen o zaman
Türklerle müşerref olmuşlardır. Dolayısıyla Musalla Cami o
dönemlere denk düşüyor. Çünkü kitabesinde Alparslan Malazgirt
Zaferinden sonra yani 1071'den sonra yapıldığı yazılıyor.
Dolayısıyla Türklerin Anadolu'da yaptırdığı ilk mescit olarak
geçiyor. Burası Osmanlılar döneminde yüz yılarca cami olarak hizmet
vermiş. Bir Vakfa ait bir cami olarak hizmet vermiş. Ancak
Cumhuriyet döneminden sonra burası cezaevine dönüştürülmüş, 1972
yılına kadar cezaevi olarak kullanılmış. 1972 yılından sonra
restore edilerek tekrar camiye dönüştürülerek günümüze kadar cami
olarak kullanılmaktadır" dedi.
Müdür Ekinci, caminin cezaevi olduğu yıllarda kendisinin de
cezaevinde yattığını ve cezaevine dayısına yemek getirdiğini
söyledi.
Caminin cezaevi olduğu yıllarda 6 ay cezaevinde yatan Ali Ekinci
ise o dönem yaşadıklarını anlatarak, "1970 yılında ben
burada 6 ay mahkum yattım. Başka cezaevi yoktu, burayı cezaevi
yapmışlardı. Buralar o zamanda böyle idi. Ranzalar vardı. O dönem
dışarı çıkmanın özlemiyle pencerelerden dışarı bakardık.
Cezaevlerinde o zaman yemek yoktu. Bütün yemeklerimiz evlerimizden
getirilirdi. Kendimizde pişirirse gaz ocağı vardı. Tüp o zaman
yoktu. Yemek ve çaylarımızı gaz ocağında pişirdir. Bizden sonra
yeni cezaevi yapıldığı için yeniden cami oldu" dedi.
Musalla Cami İmam Hatibi Mustafa Gürbüz ise konuşmasında,
"Alparslan'ın Anadolu fethinden sonra yaptırdığı ilk
mescitlerden birisi Musalla Cami'dir. Daha sonra Cumhuriyet
döneminde 32 yıl cezaevi kullanıldıktan sonra 1972 yılında Vakıflar
Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek hizmete sunulmuştur.
Cezaevinden kalma tek şey radyo anteni görevini gören bu
plastiktir" dedi.
Mahmut Bal ise 1966 yılında cezaevinde mahkum olan amca oğlunu
ziyarete geldiğini ve o dönem caminin cezaevine dönüştürüldüğünü
söyledi.
Selçuklular zamanında Arap tarzı mimarisiyle yapıldığı tahmin
edilen caminin duvar kalınlıkları 130 santimden oluşuyor. Caminin
kuzeyinde orta kısımdaki kubbe, diğerleri düz dam örtülü olan sivri
kemerler ile avluya açılan beş gözlü son cemaat yeri bulunuyor.
Kıble duvarının ortasına yerleştirilmiş olan mihrap, iki sütunceye
oturan sivri kemerli mukarnas kavsaralı olup mihrabın yanında ise
taştan yapılmış minbere sahip.
(Ahmet Arslantaş /İHA)