Cengiz Aytmatov doğum gününde anıldı
Dünyaca ünlü Kırgız yazar, devlet adamı, siyasetçi Cengiz Aytmatov, doğumunun 89. yıl dönümünde İstanbul'da anıldı.
Dünyaca ünlü Kırgız yazar, devlet adamı, siyasetçi Cengiz
Aytmatov, doğumunun 89. yıl dönümünde İstanbul'da anıldı.
Kırgızistan Başkonsolosluğu, İBB Kültür A.Ş., Türk Dünyası
Belediyeler Birliği ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'nin
işbirliği ile 12 Aralık Salı günü (bugün) gerçekleştirilen
programda, ünü Türk dünyasını aşarak dünya edebiyatının önemli
isimleri arasına girmeyi başarmış Cengiz Aytmatov'un çok yönlü
kişiliği üzerine konuşmalar yapıldı.
İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Rıdvan Duran, Kırgızistan İstanbul
Başkonsolosu Erkin Sopokov ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman'ın açılış konuşması ile
saat 14.00'te başlayan "Doğumunun 89. Yılında Cengiz
Aytmatov" başlıklı program, fikir adamlığı ve bilge
kişiliği ile de bilinen Aytmatov'un Türk dünyasına yaptığı önemli
katkıları farklı açılardan ortaya konuldu.
"BİZE SEVGİNİN EMEK OLDUĞUNU ÖĞRETTİ"
İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Rıdvan Duran, "Bugün Cengiz
Aytmatov'un 89. doğum günü vesilesi buradayız. Türk dünyası
arasındaki kardeşlik bağlarını, edebiyat gibi güçlü bir harç ile
sağlamlaştıran Büyük Üstad Cengiz Aytmatov'u rahmetle anıyoruz.
Aytmatov bize sevginin emek olduğunu öğretti. Biz de bugün vatan
sevgimizi, bu ülkeye hizmet ederek ve emek vererek göstermeye
çalışıyoruz" dedi.
Türkiye-Kırgızistan ilişkilerine katkılarından dolayı
"Üstün Hizmet Ödülü" ile ödüllendirilen Marmara
Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Fahri Solak'ın oturum başkanlığını
üstlendiği anma programında, Marmara Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Korkmaz
"Aytmatov'un Evrensel Bakış Açısı", Cengiz
Aytmatov'un oğlu Askar Aytmatov "Aytmatov Ailesi ve
Babam", Yıldız Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Çelik "Aytmatov'un
Hikayeciliği, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Mesut Koçak
"Ölüyoruz Demek ki Yaşanılacak: Aytmatov'un Eserlerinde
Ölümün Sosyal Boyutu" ve Dicle Üniversitesi Çağdaş Türk
Lehçeleri Bölümü Öğretim Görevlisi Abdulmukaddes Kutlu ise
"Aytmatov'un Çağrısı" başlıklı birer konuşma
yaptı.
OĞLU DA KONUŞTU
Askar Aytmatov, babası ile bir anısını anlatarak başladığı
konuşmasında, "Sene 1975'te ben halen öğrenciydim. Babama
Türkiye'deki bir yayınevinden bir davet geldi. Sovyetler Birliği
totaliter bir ülkeydi. Kapitalist bir ülkeye çıkmak ise aya
gitmekten çok daha zordu. Babam bana, 'Türkiye'ye gidiyorum' dedi.
Ben de ona, 'Beni de götür' dedim. Bir sürü soruşturmadan sonra
babamla birlikte gitmeme müsaade edildi. Bu Türkiye ziyareti hem
benim için hem de babam için çok büyük bir tecrübeydi. Türkiye'ye
geldiğimizde kendimiz gibi insanlarla karşılaştık ve çok yakın bir
alaka gördük. Bu karşılaşma benim kaderim için bir dönüm noktası
oldu. Annem doktordu, ben de doktor olmak istiyordum. Ama Türkiye
gezisi benim doktorluk planlarımı tamamen değiştirdi. Siyasete
atıldım, ülkem için ve Türk dünyası için çalışmaya karar
verdim" dedi.
Askar Aytmatov'un konuşmasının ardından Türkiye'de Cengiz Aytmatov
üzerine çalışmaları ile bilinen Prof. Dr. Ramazan Korkmaz:
"Daha 9 yaşında bir çocukken Cengiz Aytmatov'un babası
gözlerinin önünde kurşuna diziliyor. Yazar Sovyet rejimi altında
daha başka birçok travmatik hadise yaşıyor. Ama yine de o, Stalin'e
bile kin tutmuyor. Onun eserlerindeki temel motivasyon kin değil,
insan sevgisi" diyerek Aytmatov'un eserlerindeki insan
olmak şuurunu nasıl ortaya koyduğunu ifade etti.
Korkmaz'ın ardından söz alan YTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup
Çelik, "Cengiz Aytmatov'un eserlerinde 'Savaşın yıkıcı
atmosferinde yaşanan acılar kimin suçudur?' sorusu önemli bir yer
tutar. Savaş karşıtlığı söz konusu olduğunda Aytmatov dünyanın en
önde gelen yazarlarından biri olarak anılmalıdır" dedi.
Yapılan konuşmaların ardından plaket törenine geçildi. Törenin
ardından, Kırgız sanatçılar Bek Borbiev, Altınbek Alimov ve Talant
Kadirov dinleyicileri etkileyici performanslarıyla, Anadolu'dan
Orta Asya'ya uzanan tarihi bir yolculuğa çıkardı.
(İHA)