’’Çekinmeyin yapın’’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Slovenya İş Forumu'nda yaptığı konuşmada hem Türkiyeli girişimcilere hem Slovenyalı girişimcilere Slovenya'da özelleştirmeleri takip etmeleri tavsiyesinde bulunarak, "Çekinmeyin yapın" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Slovenya İş
Forumu'nda yaptığı konuşmada hem Türkiyeli girişimcilere hem
Slovenyalı girişimcilere Slovenya'da özelleştirmeleri takip
etmeleri tavsiyesinde bulunarak, "Çekinmeyin
yapın" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Slovenya İş Forumu'nda katılımcılara
hitap etti. Sözlerine Slovenya'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti
belirterek başlayan Erdoğan, Türkiye ile olarak Slovenya ile
ilişkilerin geliştirilmesine büyük önem verdiklerini söyledi.
Slovenya ile barış, istikrar, iyi komşuluk ve ikili işbirliğine
dayanan ortak hedeflerin paylaşıldığını dile getiren Erdoğan,
"Askeri, siyasi, ekonomik, ticari, kültürel tüm alanlarda
bu ilişkileri geliştirmek inanıyorum ki Türkiye-Slovenya
ilişkilerinin geleceğe yönelik bakışını çok daha güçlü
kılacaktır" dedi.
Slovenya'nın mevcut Cumhurbaşkanı Borut Pahor ile birlikte 2011
yılında ikisinin de Başbakan oldukları sırada imzalanan Stratejik
Ortaklık Anlaşması'nın iki ülke arasındaki ilişkilere bir ivme
kazandırdığını ifade eden Erdoğan, "Ülkelerimiz arasındaki
bu ileri düzeydeki siyasi ilişkilerin ticari ve ekonomik alanlara
da yansımasını özellikle temenni ediyorum. Ekonomik ilişkilerimizin
karşılıklı yarar ilkesi doğrultusunda daha da geliştirilmesini,
derinleşmesini ve yeni alanlara yayılmasını da sağlamalıyız. Mevcut
işbirliğimizin ticaret boyutunu güçlendirmek suretiyle
Balkanlar'da, Avrupa'da ve tüm dünyada refah, huzur ve istikrar
için birlikte çalışmak istiyoruz. Bu anlayışla bugün siz değerli iş
adamlarımızla bir aradayız. Son yıllarda ülkelerimiz arasında
gerçekleştirilen üst düzey temas ve ziyaretler, Türkiye ile
Slovenya arasındaki ilişkilerin sağlam temellere oturtularak daha
da geliştirilmesi açısından yararlı oldu. Yakalanan bu ivmeyi hız
kesmeden sürdürmeli ve daha ileri taşımalıyız" diye
konuştu.
"ÜLKELERİMİZ BALKANLAR'DA İSTİKRARIN SAĞLANMASI YÖNÜNDE
ÇABA GÖSTERİYOR"
Slovenya'nın, Türkiye ile doğrudan sınırı olmasa da komşu ülke
olarak görüldüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Bilhassa Balkan coğrafyasının bizleri yakınlaştırdığına
inanıyoruz. Türkiye ve Slovenya Balkanlar'da istikrarın sağlanması
yönünde çaba gösteriyor. Bölge ülkeleri ile ticaret ve yatırımları
daha da arttırarak bu çabamızı desteklemeliyiz. Aramızdaki
müştereklerin ortak tarihten ve coğrafya yakınlığından daha fazla
olduğuna inanıyorum. Buradan aldığımız güçle ortak bir geleceği
inşa etmenin her iki ülkenin de yararına olduğunu düşünüyorum.
Geleceğe odaklandığımızda bugünkü sorunların küçüldüğünü göreceğiz.
Slovenya ile ilişkilerimizi işte böyle bir zemin üzerinde her geçen
gün daha da güçlendirerek sürdürmek istiyoruz. Sizlerin de aynı
duygular içinde olduğunu biliyorum. İş Forumu toplantımızın bu
sürece katkı sağlamasını temenni ediyorum" ifadelerini
kullandı.
TÜRKİYE EKONOMİSİ
Türkiye ekonomisinin geçtiğimiz 12 yılda uygulanan istikrarlı ve
güvene dayalı politikalar, gerçekleştirilen yapısal reformlarla
bugün geçmişe kıyasla çok daha güçlü bir yapıya sahip olduğunu
belirten Erdoğan şunları söyledi:
"Bölgenin en büyük ekonomisiyiz. 2014 yılında 840 milyar
dolara ulaşan milli gelirimiz ve 400 milyar dolarlık dış ticaret
hacmimizle Avrupa'nın 6. ve dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz. Burada
özellikle bir konuya değinmek istiyorum. Son dönemlerde biliyorum
ki Slovenya'da özelleştirmeyle ilgili bazı gayretler bazı
çalışmalar var. Burada şunu özellikle yaşadığımız tecrübe olarak
aktarmak isterim. Biz 12 yıl önce iktidara geldiğimizde
özelleştirme konusunda maalesef bizden önceki iktidarlar cesur
davranmadıkları için istenilen, beklenen bir özelleştirmeyi
gerçekleştiremediler ve burada hep kaybedildi. Çünkü kamuya ait
firmaların hemen hemen büyük bir çoğunluğu sürekli zarar ediyordu
ve bu sübvanse ediliyordu. Nereden? Hazineden. Ve bu sübvanse
edilmek suretiyle de ülke devamlı geri gidiyordu. Biz cesur
davrandık. Çok eleştiri aldık. Çok eleştirdiler bizleri. Köşe
yazarları, bazı yerlerde ufak tefek gösteriler de olmadı değil,
oldu. Ama biz inandık, azmettik, kararlı bir şekilde yolumuza devam
ettik. Çünkü biz şunu biliyorduk. Eğer biz bu özelleştirmeleri
gerçekleştirirsek yarın buraları kazanacak, kazanmakla kalmayacak
istihdamda bize çok ciddi bir kaynak oluşturacak, ödediği vergiyle
bizlere çok ciddi bir kaynak oluşturacak ve uluslararası piyasada
da bu kurumlar, bu kuruluşlar Türkiye'nin sesini çok daha farklı
bir şekilde geliştirecek. Çünkü özelleştirmenin neticesinde eğer bu
özelleştirmeye girenler küresel sermayeyse zaten pazarıyla geliyor.
Küresel sermaye değil de eğer kendi iç piyasada yerli bir
sermayeyse o da zaten bu işi bildiği için kamuda olduğu gibi işin
tasarruf boyutunu da iyi bilir, üretim noktasında da işin
heyecanını yaşar."
"DEVLETİN MALINI KİMSE AYNI HASSASİYETLE ELE
ALMIYOR"
Konuşmasına "Maalesef kamu kurumlarında genelde mantık hep
şudur: ‘Devletin malı deniz yemeyen domuz'" diyerek devam
eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin malını kimsenin aynı
hassasiyet içerisinde ele almadığını söyledi. Ancak özel sektörde
durumun böyle olmadığına dikkat çeken Erdoğan, "Özel
sektörde adam orada, ‘Acaba ben ne kadar kaybediyorum' diye buna
dikkat ediyor. Ve biz şu anda özelleştirmede çok ciddi mesafeler
aldık. Temenni ediyorum ki Slovenya da gayet cesur kararlar almak
suretiyle bu noktada atacağı adımlarla gücüne güç katacaktır.
Bundan hiç endişeniz olmasın. Türkiye, küresel ekonomik krizden en
hızlı çıkan ve küresel ekonomik belirsizlikten en az etkilenen
ülkeler arasında olmuştur" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türkiye'nin 2003-2013 döneminde yıllık ortalama yüzde 5
oranında büyüdüğünü, küresel durgunluğa rağmen 2014 yılının ilk üç
çeyreğinde ekonominin yüzde 2,8 oranında büyüme başarısını
gösterdiğini belirterek, "Genç ve nitelikli iş gücümüz,
istikrarla büyüyen ekonomimiz, rekabetçi özel sektörümüz, yerleşmiş
mali disiplinimiz ve gelişen altyapımızda dünyada yükselen güçler
arasındayız" dedi.
ÖZELLEŞTİRMEYE TEŞVİK
Özelleştirme aleyhinde eleştiriler alınabileceğine dikkati çeken
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
"Birçok şeyler söyleyebilirler: ‘Elektrik dağıtımını sakın
ha özelleştirmeyin. Telefonu sakın ha özelleştirmeyin. Finans
sektörünü sakın ha özelleştirmeyin.' Ben ‘Finans sektörünün
tamamını özelleştirin' demem. Bir bölümü kendinizde muhakkak
kalmalı, ama bir kısmını veya belli oranda özelleştirmeyi yapmakta
fayda var. Çünkü tamamını da özelleştirdiğiniz zaman bu defa
piyasayı tamamen onlar balanse etmeye kalkarlar, tamamen piyasanın
hakimi konumuna gelirler ki orada o zaman ciddi sıkıntılar
başlayabilir. Ama elektrik dağıtımında bana göre yeter ki o
dağıtıma sahip çıkacak yabancı veyahutta yerli sermaye olsun ve
gelsin bu işin içine girsin. Çünkü kayıp-kaçağı o daha iyi kontrol
eder. Ama kamuda olduğu zaman kayıp-kaçağı maalesef zannettiğiniz
gibi kontrol etmiyorlar. Çünkü onun canı yanmıyor. Ama özel sektör
olduğu zaman canı yanıyor. Dolayısıyla dikkat ediyor. Nerede
kayıp-kaçak var buna bakıyor. O bakımdan buralarda bence rahat
olmak lazım, adımı da ona göre atmak lazım."
"2023 HEDEFİMİZ 2 TRİLYON DOLAR MİLLİ GELİRE
ULAŞMAK"
Cumhuriyetin 100. yılına tekabül eden 2023 yılında hedefin 2
trilyon dolar milli gelire ulaşmak olduğunu söyleyen Erdoğan,
"Bu konuda kendimize ve iş dünyamıza güveniyoruz. Türkiye
ekonomisinin hızla büyümesinde en önemli etkenlerden biri de hiç
kuşku yok ki dış ticaretimizde kaydedilen gelişmelerdir. Bugün
dünyada ülkemizde üretilen ürünlerin girmediği, ihracat hemen
hiçbir yer kalmadı. Başta müteahhitlik olmak üzere hizmetler
sektöründe gelişmiş bir altyapıya ve önemli bir deneyime sahibiz.
Bugüne kadar müteahhitlerimiz tarafından 100'ün üzerinde ülkede
taahhüt tutarı 300 milyar dolara ulaşan 7 bin 683 proje üstlenildi.
Bu önemli bir şey" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın en büyük 250
müteahhitlik firması listesinde Türkiye'nin 42 firma ile Çin'in
ardından 2. sırada yer aldığını dile getirerek sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Son 12 yılda gerçekleştirdiğimiz altyapı yatırımları
devlet ile özel sektörümüzün birlikte ortaya koyduğu bir başarıdır.
Ulaştırma alanında bu sürede 17 bin 591 kilometre bölünmüş yol, 27
havalimanı, hızlı demir yolu hatları inşa ettik. Göreve
geldiğimizde 26 tane havalimanımız vardı. Ama 12 yılda buna 27 tane
daha havalimanı ilave ettik. Ve şu anda en uzak mesafede
vatandaşımız 45 dakikada havalimanına ulaşabiliyor ülkemizin neresi
olursa olsun. Böyle bir noktaya geldik."
AVRASYA TÜNELİ, 3. KÖPRÜ VE YENİ HAVAALANI
Halihazırda devam etmekte olan Avrasya Tüneli, 3. Köprü ve yeni
havaalanı projelerinden bahseden Erdoğan, "Dünya çapında
bir proje olan İstanbul Boğazı'nın altında inşa edilen, Avrupa ile
Asya'yı birbirine bağlayan Marmaray'ı tamamladık ve hizmete açtık.
Şimdi ikinci tünel yapılıyor, Avrasya Tüneli, onu da önümüzdeki yıl
öyle zannediyorum ki Eylül-Ekim gibi açılışını yapacağız. Bunlara
ilave olarak hem raylı sistemi, hem tekerlekli araçların geçişini
kapsayan Avrasya Tüneli bir farklılığı ortaya koyacak. Mesela şimdi
Boğaz'ın üzerinde iki tane köprü var. 3. Köprü yapılıyor, Yavuz
Sultan Selim Köprüsü, 4 gidiş 4 geliş bir de ortadan hızlı tren. O
da yapılıyor. Ve o da şu anda hızla devam ediyor. Fevkalade bir
durum olmazsa önümüzdeki yıl sonuna kadar onu da yetiştireceğiz.
Gerçi bu yıl iddiaları var ama herhalde önümüzdeki yıla diyelim
onu, sağlama alalım. Bu da devam ediyor" ifadelerini
kullandı.
Erdoğan sözlerini, "150 milyon yolcu kapasitesi ve 22
milyar 152 milyon Euro maliyetiyle dünyanın en büyükleri arasında
yer alacak yeni havalimanımızla ilgili çalışmalar şu anda devam
ediyor. Biten, devam eden ve başlayacak olan daha pek çok proje ile
2023 hedeflerimize ulaşmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Türkiye
bugüne kadar kendisine yardım yapanları yalnız bırakmadığı gibi,
beraber yatırım yapanları da yolda bırakmamıştır. Hiçbir
uluslararası şirketi mahcup etmemiştir, bundan sonra da
etmeyecektir" ifadeleriyle sürdürdü.
AB SÜRECİ
Hem Türkiyeli girişimcilere hem Slovenyalı girişimcilere
Slovenya'da özelleştirmeleri takip etmeleri tavsiyesini yenileyen
Erdoğan, "Çekinmeyin bence bu işlere girin. Türk
işadamlarına Slovenya'da girişimlere özellikle başlamalarını da
tavsiye ediyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin en büyük ticari ortağı olan AB
ile ilişkilere büyük önem verildiğini dile getirerek,
"Müzakereciyiz, Slovenya ise üye. Dolayısıyla atacağımız
her adımın burada neticelerinin nereye varacağını sizlerin de artık
idrakine bırakıyorum" diye konuştu. Katılım
müzakerelerinde her şeyden memnun olunmadığını vurgulayan Erdoğan,
"Türkiye-AB ilişkilerinin temelini oluşturan müzakere
süreci siyasi engellemeler nedeniyle maalesef zaman zaman durma
noktasına geldi. Bu noktada katılım sürecimize verdiği destek için
Slovenya'ya teşekkür ediyorum. Bu desteğin daha güçlü devam
etmesini de ayrıca diliyoruz" ifadelerinde bulundu.
"TÜRKİYE-SLOVENYA ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİ
GELİŞTİRİLEBİLİR"
Bununla birlikte iki ülke arasındaki ilişkileri bu süreçten
bağımsız olarak daha da ileriye taşımanın çabası içinde olunması
gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Özellikle son dönemde
kaydettiğimiz yoğun ve yakın işbirliği sürecinin ticari
ilişkilerimizde de karşılığını bulması gerekiyor. Ekonomilerimizin
bazı alanlarda birbirlerini tamamlayıcı üretim yapılarını dikkate
aldığımızda ülkelerimiz arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi için
büyük bir potansiyel olduğunu görüyoruz. Türkiye ve Slovenya
arasındaki ticaret hacmi 2014 sonu itibariyle 1 milyar doları biraz
aştı. Ama yeterli değil. Bu önemsenmesi gereken bir rakam olmakla
birlikte iki ülkenin ekonomik potansiyelinin daha fazlasına imkan
verecek boyutta olduğuna inanıyorum. Yeni işbirliği alanları bulmak
için çalışmalıyız. Sadece ticaret değil, müteahhitlik ve 3.
ülkelerde ortak yatırımlar gibi alanlarda da yeni fırsatlar
aramalıyız diye düşünüyorum" dedi.
"TÜRKİYE'DE SLOVEN İŞ ADAMLARININ YATIRIM YAPMALARI İÇİN
GEREKLİ ORTAM MEVCUT"
Slovenya ziyaretinden kısa bir süre önce, 17-18 Mart'ta
Lübliyana'da 6'ncısı gerçekleştirilen Türkiye-Slovenya Karma
Ekonomik Toplantısı'nı bu bakımdan önemli gördüğünü belirten
Erdoğan, "Ekonomik ve ticari ilişkilerimizin bütün
yönleriyle gözden geçirildiği ve işbirliğinin arttırılması için
atılması gerekli ilave adımların tespit edildiği bu toplantı bizi
ziyadesiyle memnun etti" diye konuştu.
"Ülkemizde Sloven iş adamlarının yatırım yapmaları için
gerekli ortam mevcuttur. Şu andaki mevcut yatırımlar çok
az" diyen Erdoğan şöyle devam etti:
"Çevre ülkelerle bağlantılarımız üretim ve teknik altyapı
gibi imkanlarımız yatırımcılara önemli imkanlar sunuyor. 6 ayrı
teşvik bölgesinde çok ciddi imkanlar söz konusu. Arazi tahsisinden,
vergi muafiyetlerine varıncaya kadar bu imkanlar yatırım için
önemli bir zemin oluşturuyor. Yatırımların karşılıklı olarak
arttırılmasının ve 3. ülkelerdeki fırsatların birlikte
değerlendirilmesinin iş adamlarımız arasında sinerji oluşturulması
bakımından önemli olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede Türk, Sloven
ve Karadağ şirketlerinin Karadağ'da, Moraça Nehri üzerinde üstlenme
aşamasında oldukları hidroelektrik santrali projesinin
gerçekleşmesini temenni ediyorum, çok ama çok önemsiyorum. Bu
projenin siz değerli iş adamlarına gelecekteki işbirlikleri için
güzel bir örnek teşkil edeceğini düşünüyorum. Burada Türk
EximBank'ın ciddi bir desteği olacak ve böylece bu adımın atılması
hakikaten üç ülkenin dayanışması noktasında önemli. Önümüzdeki
dönemde Avrupa koridorları kapsamında ülkenizde yapılması planlanan
otoyol ve demiryolu projelerinde Türk ve Sloven firmaların birlikte
görev alabileceklerine inanıyorum. Karşılıklı yatırımların
arttırılması, ilişkilerimize uzun vadeli perspektif ve kalıcılık
sağlayacaktır. Bu konudaki en önemli görev de hiç şüphe yok ki siz
işadamlarımıza düşüyor."
Günümüzde uluslararası ekonomik ilişkilerde özel sektörün öncü
rolünün tartışılmaz bir gerçek olarak ortaya çıkmış bulunduğuna
dikkat çeken Erdoğan, "Sizler ikili temaslarınız daha da
arttırmak yoluyla yeni işbirliği imkanlarını keşfetmeli, çıtayı
daha da yükseltmelisiniz. Değerli Sloven işadamlarının, bugün
burada bulunan Türk işadamlarıyla gerçekleştirecekleri görüşmeler
ülkelerimizin siyasi alandaki dostluk ve işbirliğini bir adım daha
ileri götürecektir. Bizim görevimiz sizin önünüzde engeller varsa
bu engelleri kaldırmaktır. Bunları biz sizin önünüzden kaldıracağız
ama siz de hızla yolunuza devam edeceksiniz" dedi.
"KÜRESEL DÜZEYDE VE AVRUPA'DA YAŞANAN KRİZİ ÜLKELERİMİZ
AÇISINDAN FIRSATA ÇEVİRMELİYİZ"
İki ülke işadamları arasında kurulacak ortaklıkların her iki
ülkenin üretim ve refah seviyesini artırmakla kalmayacağını, 3.
ülkelerde de ortak hareket etme imkanını sağlayacağını dile getiren
Erdoğan, "Her iki ülkenin siyasetçileri, bürokratları ve
işadamları iki toplumun tüm sosyal aktörleri olarak el birliğiyle
Türkiye ile Slovenya arasında yakaladığımız bu olumlu süreci iyi
değerlendirmeliyiz. Tüm bu gelişmeler küresel düzeyde ve Avrupa'da
yaşanan krizi ülkelerimiz açısından fırsata çevirme konusunda bizi
teşvik etmelidir" diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN G20 HEDEFLERİ
Erdoğan, Türkiye'nin 1 Aralık 2014 itibariyle G20 dönem
başkanlığını 1 yıl süreyle üstlenmiş bulunduğunu ifade ederek,
"Dönem başkanlığımız sırasında G20'nin küresel ekonomiyi
ilgilendiren konuların ele alındığı temel platform olma özelliğini
daha da kuvvetlendirmek arzusundayız. G20 dönem başkanlığımızın ana
hedefini kapsayıcı ve sağlam büyüme için ortak eylem olarak
belirledik. Bu hedef doğrultusunda önceliklerimizi de kapsayıcılık,
uygulama ve yatırımlar şeklinde oluşturduk. Ayrıca G20'ye güçlü bir
düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkeler perspektifi getirmeyi
hedefliyoruz. Buna ilave olarak KOBİ'lerin, küresel ekonomik daha
iyi entegre edilmesine dönük çalışmalar gerçekleştirmek
istiyoruz" ifadelerinde bulundu.
Türkiye'nin dönem başkanlığı önceliklerinin G20 üyeleri tarafından
da benimsendiğini bildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Kapsayıcılık temelinde gerçekleştireceğimiz çalışmaların
odak noktasını G20 ile düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkeler
arasındaki işbirliğinin güçlendirmesi teşkil ediyor. Bu çerçevede
G20 ülkeleri içerisinde daha kapsayıcı bir büyümenin sağlanması ile
eşitsizliklerin giderilmesi üzerinde de duruyoruz. Türkiye OECD
ülkeleri içerisinde ekonomik büyümesini sürdürürken, aynı zamanda
eşitsizlikleri de giderebilen iki ülkeden birisi olarak bu konudaki
birikimini dostları ile paylaşmaya hazırdır. Hem gelişmiş olan
ülkelerin ekonomilerinin o itici gücü konumundaki kobilerin küresel
ekonomik sisteme erişimlerini kolaylaştırmak için çalışacağız ve bu
noktada tüm dostları da teşvik edeceğiz. Büyümenin, toplumun bütün
kesimlerini kapsaması ve sürdürülebilir olması büyük bir önem
taşıyor" şeklinde konuştu.
Erdoğan, bir diğer önemli hususun uygulama olduğunu söyleyerek,
"G20'nin taahhütlerini uygulaması küresel düzeyde itibarını
koruması bakımından gereklidir. Bu nedenle başta büyüme
stratejileri olmak üzere G20'nin tüm taahhütlerinin etkin biçimde
uygulanması amacıyla izleme mekanizmaları oluşturmayı hedefliyoruz.
Küresel ölçekteki altyapı yatırımları açığının kapatılması için de
ortak bir yaklaşık sergilenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bazı
hesaplamalara göre önümüzdeki 15 yıl içerisinde küresel ölçekte 70
trilyon dolarlık bir yatırım ihtiyacı var. Bu ihtiyaç gelişmekte
olan ülkeler için olduğu kadar gelişmiş ülkeler için de geçerlidir.
Dönem başkanlığımızda G20 ülkelerinin ulusal büyüme hedeflerini
destekleyecek kapsamlı yatırım stratejileri hazırlamalarına yönelik
çalışmaları sonuçlandırmak istiyoruz" dedi.
G20 TARİHİNDE BİR İLK
Ayrıca ticaret ve enerji gibi konularda G20 dönem başkanlığı
gündeminin başlıkları arasında bulunduğunu belirten Erdoğan,
"G20 tarihinde ilk kez bir enerji bakanları toplantısı
düzenleyeceğiz. Bu toplantıda özellikle Afrika'da ciddi bir sorun
halini alan enerjiye erişim konusunu gündeme getireceğiz. Türkiye
olarak kendimizi G20 platformunda Slovenya'nın dostu ve sözcüsü
olarak görüyoruz. Bu çerçevede her türlü işbirliğine
hazırız" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
(İHA)