Büyükelçilere ’2023’ vurgusu
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bu yıl Büyükelçiler Konferansımızdaki ana temamızı ‘2023'e Doğru Milli Değerler ve Küresel Hedefler' şeklinde belirledik. 2023 hedeflerini gerçekleştirme yönünde sarf ettiğimiz çaba, günümüzün milli mücadelesidir" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bu yıl Büyükelçiler
Konferansımızdaki ana temamızı ‘2023'e Doğru Milli Değerler ve
Küresel Hedefler' şeklinde belirledik. 2023 hedeflerini
gerçekleştirme yönünde sarf ettiğimiz çaba, günümüzün milli
mücadelesidir" dedi.
Dışişleri Bakanlığı'nın bu yıl 9'uncusunu düzenlediği Büyükelçiler
Konferansı'nın resmi açılışı Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun
konuşmasıyla başladı. Çavuşoğlu, "Bütün terör örgütleri
ittifak kurmuş aynı anda saldırıyorlar. Vazgeçecek miyiz? Hayır.
Vazgeçmek yok. Mücadelemize daha büyük kararlılıkla devam edeceğiz.
Türkiye krizlere karşı direncini koruyup pozitif bir gündemle devam
ediyor. 11 Kasım 2016 Başbakanımız Binali Yıldırım Rize'de 14 bin
300 metrelik Ovit Tünelinin ışıkla buluşma törenine katılıyor. Aynı
gün Sayın Cumhurbaşkanımız Belarus'ta Minsk Cami'nin açılışını
yapıyor. İşte Türkiye Türkiye'den büyük derken biz bunu
kastediyoruz. Göktürk-1 Uydusunu Fransız Guyanasından gökyüzüne
gönderirken İstanbul'da Londra ve Pekin'i birbirine bağlayacak
projeleri açıyoruz. Bir yandan dünyanın en büyük havaalanlarını, en
güzel köprülerini, dünyanın görkemli projelerini inşa ediyoruz.
Expo 2016 Antalya gibi dünyanın en prestijli sergilerini Türkiye'ye
getiriyoruz. Diğer taraftan binlerce kilometre ötede ecdad yadigarı
eserlere sahip çıkıyor, ihya ediyoruz. Bunları yaparken tarihi ve
insani sorumluluklarımızı asla unutmuyoruz. Dünyanın neresinde
olursa olsun dara düşene, zorda kalana yardım elimizi
uzatıyoruz" diye konuştu.
"Şunu herkes bilmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti'nin her bir
büyükelçisi sadece ülkesinin değil, cansız bedeni kıyıya vuran
Aylan bebeğinin davasının da büyükelçisidir" ifadesini
kullanan Çavuşoğlu, "Ülkesinin sokaklarında misket oynamak
yerine, misket bombaları altında çaresizce bir umut eli bekleyen
tüm mazlum çocukların büyükelçisidir. Her bir büyükelçimiz milli
davasıyla birlikte Filistin davasının Arakan'ın Somali'nin nerede
olursa olsun hak ve adalet mücadelesinin büyükelçisidir.
Türkiye'nin Türkiye'den büyük olduğu bilinciyle hareket eden bütün
büyükelçilerimizle gurur duyuyorum" dedi.
"FETÖ'YLE MÜCADELE BUGÜN DIŞ POLİTİKAMIZIN EN ÖNCELİKLİ
BAŞLIĞIDIR"
Zor bir yılın geride bırakıldığını söyleyen Çavuşoğlu, şunları
kaydetti:
" Hem içeride hem dışarıda ciddi sınamalarla karşı karşıya
kaldık. 15 Temmuz darbe girişimi milli değerlerimizi, demokratik ve
ekonomik kazanımlarımızı olduğu gibi dış politikamızı da hedef alan
ihanet hareketiydi. Darbeci teröristlerin şehit ettiği
vatandaşlarımızı bir kere daha rahmetle anıyoruz. Demokrasi ve
millet iradesi uğruna hayatını veren şehitlerimizi unutmayacağız.
Onların bizim bıraktığı emanete gözümüz gibi bakacağız. Bu darbe
girişiminin faili olan FETÖ terör örgütüyle mücadele bugün dış
politikamızın en öncelikli başlığıdır. Biz 15 Temmuz darbe
ihanetine ve yaşadığımız acı terör olaylarına rağmen dış
politikamızı kararlılıkla uygulamaya devam ettik. Bölgesel ve
uluslar arası sorunların çözümüne yapıcı katkılarda bulunduk.
İşbirliği irademizi her platformda gösterdik. Bunu vicdani
sorumluluk olarak gördük. Suriye'deki krizin ve Irak'taki
sorunların çözümü için çaba sarf ettik. Pozitif bir insani gündemle
yürütülen süreçlere hep katkı verdik, yeni fikirler ürettik, yapıcı
roller üstlendik. Kıbrıs'ta adil çözüm yönündeki gayretlerimizi
sürdürdük. İsrail ile ilişkilerimizde şartlarımız doğrultusunda
normalleşmeyi sağladık. Rusya ile ilişkilerimizde yeni bir sayfa
açtık. BM başta olmak üzere uluslararası örgütlerin çalışmalarına
aktif katkılar sağladık. Çok sayıda uluslar arası etkinliğe ev
sahipliği yaptık. Sadece bu zirvelere ve toplantılara 87 devlet ve
hükümet başkanı katıldı. Ayrıca 226 bakanı ülkemizde ağırladık.
İkili ziyaretlerle birlikte devlet ve hükümet başkanı düzeyinde
ülkemizde toplam 120 ziyaret yapıldı. Mayıs ayında dünya insani
zirvesini Türkiye'de düzenledik. 9 bin kişinin katıldığı toplantı
New York dışında yapılan en büyük BM zirvesiydi. Bu zirvede alınan
kararları simgeleyen duvarın açılışını New York'ta yaptık. Bu
etkinliğin hemen arkasından en az gelişmiş ülkeler toplantısını
Antalya'da düzenledik. 13. İslam Zirvesine İstanbul'da ev sahipliği
yaptık. Bu toplantıların insanlığın geleceğini ilgilendiren
konularda önemli kararlar alınmasını sağladık."
"2023 HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİRME YÖNÜNDE SARF ETTİĞİMİZ
ÇABA GÜNÜMÜZÜN MİLLİ MÜCADELESİDİR"
Türkiye'nin 2015 yılında dünyada milli gelire oranla en çok insani
yardımda bulunan ülke olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Toplam
3.9 milyar dolar resmi kalkınma yardımı sağladık. Bu yıl
Büyükelçiler Konferansımızdaki ana temamızı ‘2023'e Doğru Milli
Değerler ve Küresel Hedefler' şeklinde belirledik. 2023 hedeflerini
gerçekleştirme yönünde sarf ettiğimiz çaba günümüzün milli
mücadelesidir. Türkiye küresel güç dengesinin önemli unsurlarından
birisidir. 2023 hedefleri bu konumumuzu daha da pekiştirecektir.
Dış politikamızı nasıl bir bölgesel ve küresel ortam içerisinde
şekillendireceğiz. Dünyamız adı tam olarak konulmayan bir geçiş
dönemini yaşışor. Nasıl tanımlarsanız tanımlayın bir manada 300 bir
manada 70 yılın küresel yapısı değişime uğruyor. Siyasi, ekonomik,
askeri ve sosyal açıdan merkez batıdan asya'nın uç noktalarına
doğru genişliyor. Bu bir küresel coğrafyanın düşüşü değil.
Diğerinin çıkışı olarak görülmelidir. 1970'lerin ortalarında
dünyanın en büyük 7 ekonomisi Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya'dan
oluşuyordu. Şuanda ise en büyük 7 ekonomiden 3'ü Asya'dadır. 2023
yılında Asya'nın ekonomik hâsılasının Avrupa ve Kuzey Amerika'nın
toplamını geçmesini bekleniyor. Bir rapoda göre dünyanın ekonomik
ağırlık merkezi yılda 140 kilometre hızla doğuya kayıyor. Oluşum
halindeki ulaştırma koridorları doğuyu batıya daha etkin şekilde
bağlıyor. ABD ve AB ülkeleri yer kürenin her köşesinde mümkün
olarak en ileri işbirliği mekanizmalarını geliştirmeye
çalışıyorlar. Eksen kayması iddiasıyla öne çıkan çevrelerin,
Türkiye'ye diyorlar ya ‘Türkiye'nin ekseni mi kayıyor?' Türkiye çok
boyutlu dışpolitika izlemeye başladığı zaman hemen bu ülkelerden
aynı tepki, aynı eleştiriler geliyor. Bu çevrelerin Avrasya'da Asya
pasifikte Afrika'da ve Latin Amerika'da nasıl bir çaba içerisinde
olduklarını biliyoruz. Türkiye bu değişimin gerisinde kalmıyor.
Aksine değişen dünya düzeninin öncü ve aktif bir aktörü olarak
takdir topluyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan hukuki ve
kurumsal yapılar bugünün ihtiyaçlarına cevap vermiyor. Suriye'de
yaşanan insanlık dramının başka türlü açıklaması mümkün olabilir
mi? Artık bir iki ülkenin veya grubun tek başına yönlendirmesi
mümkün olmayan tarihi bir akış içindeyiz"
değerlendirmesinde bulundu.
"DÜNYADA ÖNCELİKLE BARIŞA VE ADALETE İHTİYACIMIZ
VAR"
"Bugün hiçbir ülke ekonomik veya askeri gücüyle küresel
hakimiyet kurduğunu kesinlikle iddia edemez" diyen Bakan
Çavuşoğlu, "Bir bakıma küresel ölçekte yeni bir güçler
dengesi oluşuyor. Yüksek teknolojiye sahip olanlarla olmayanlar
arasında fark giderek büyüyor. Ülkelerin içini ve uluslar arası
ortamı kemiren bir gelir ve güç dengesizliği var. İstikrarsızlık ve
savaş ortamı bazı ülkelerin kalkınmasına engel oluyor. Dünyada
öncelikle barışa ve adalete ihtiyacımız var. Bir kefede evrensel
değerler siyasi ve ekonomik katılım var. Diğer kefede ise güvenlik
ve istikrar var. Bu ikisi arasında makul bir dengenin kurulması
gerekiyor. Bölgesel sahiplenme esasından hareket eden daha
istikrarlı, daha güvenli ve daha adil bir sisteme ihtiyacımız var.
Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya beşten büyüktür' sözüyle özetlediği
hakikatte budur" açıklamasında bulundu.
"SONUNA KADAR DEVAM EDECEĞİZ"
Bakan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
" Küresel ve bölgesel sorunlar karşısındaki en temel
dayanağımız milli değerlerimizdir. Bu milli değerler ulusumuzu 2
bin yıldır devletsiz bırakmamış, başkasının egemenliğine terk
etmemiştir. Mehmet Akif Ersoy'un dilinden ‘Ben ezelden beri hür
yaşadım hür yaşarım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım'
diye haykıran bir milletin değerlerinden bahsediyoruz. Ülkede barış
ile dünyada barışı birlikte hedefleyen bir milletin değerlerini
esas alıyoruz. Milletimiz bu değerler sayesinde 15 Temmuz gecesi
sinsi terör şebekesinin 40 yıldır hazırlağı hain komploya dur
demiştir. Demokrasiyi yaşatmak üzere kenetlenen halkımız şunu bir
kez daha ortaya koymuştur. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
15 Temmuz'un verdiği dersin Türkiye'nin sınırlarını ve içinde
bulunduğumuz dönemi çok açağını düşünüyorum. Bakanlığımda hain
darbe girişimine karşı halkımızda elele mücadele verdi. Dünyanın
6'ıncı en geniş diplomatik ağını süratle harekete geçirdik.
Büyükelçilerimiz devletimizin ve demokrasimizin kenetlendiler.
Bulundukları ülkelerin kamuoylarını ve yetkililerini
bilgilendirdiler. Dış temsilciliklerimiz 250'ye yakın basın
toplantısı yapıp 500'den fazla makale ya da mektup yayınladılar. 2
bin 400'e yakın mülakat verdiler. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan,
milletvekili ve diğer üst düzey yetkililer nezdinde 9 bini aşkın
resmi girişimde bulundular. Farklı coğrafyalara dağılmış FETÖ'nün
nefesini kestik kesmeye devam ediyoruz. Girişimlerimiz sonucunda
İslam İşbirliği Teşkilatı, Körfez İşbirliği Konseyi ve Asya
Parlamenter Asemblesi FETÖ'yü terör örgütü ilan etmiştir. Bugüne
kadar 19'u dernek veya yayın kuruluşu statüsünde 83'ü okul veya
eğitim merkezi olmak üzere 102 FETÖ kuruluşunu kapattırdık veya
yönetiminin devrini sağladık. Fas 8 okulu bir ay içerisinde
kapatacağını açıkladı. Tüm dünya bu hain terör örgütünün yüzünü
gerçek görmeye başladı. Bu hain terör örgütü sadece Türkiye için
değil, bulundukları tüm ülkeler için tehdittir. Tüm dost ve kardeş
ülkeleri uyarıyoruz, bilgilendiriyoruz. Bu okullarda okuyan
öğrencileri mağdur etmiyoruz. Onlara Maarif Vakfı aracılığıyla çok
daha kaliteli eğitim sunuyoruz. Bakanlığın ve Maarif Vakfı çok
yakın işbirliği içinde çalışıyorlar. Öte yandan bu kuruluşu kendi
sinsi amaçlar için kullanmaya çalışan FETÖ mensupları şimdi
bağlantıları gizlemeye ve okul dernek isimlerini değiştirmeye
şirketlerin yönetim kurullarını değiştirmeye çalışıyorlar. Ne
yaparlarsa yapsınlar boş, halkımıza, milletimize de sözümüz var.
İçeride de dışarıda bunların peşini bırakmayacağız. Örgüt
elebaşının ülkemize iadesi konusunu da çok yakından takip ediyoruz.
ABD'de yeni dönemde de bu süreci yakından takip edeceğiz. Bu
konudaki çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. PKK, DHKP-C,
DAEŞ, PYD, YPG ve diğer terör örgütlerine karşı mücadelemizi de
sonuna kadar devam edeceğiz."
(İlker Turak - Pelin Üzek / İHA)