Büyükelçilerden ’iş adamı’ gibi çalışmalarını istedi
Büyükelçilere seslenen Başbakan Binali Yıldırım, "Ülkemizin daha iyi tanıtılması, olacak yatırımların sağlanması için birer iş adamı gibi bulunduğunuz ülkede ziyaretler yapacaksınız, oranın yatırımcılarını Türkiye'deki imkanları tanıtacaksınız" dedi.
Büyükelçilere seslenen Başbakan Binali Yıldırım,
"Ülkemizin daha iyi tanıtılması, olacak yatırımların
sağlanması için birer iş adamı gibi bulunduğunuz ülkede ziyaretler
yapacaksınız, oranın yatırımcılarını Türkiye'deki imkanları
tanıtacaksınız" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, "9. Büyükelçiler
Konferansı" dolayısıyla Çankaya Köşkü'nde verdiği öğle
yemeğinde büyükelçilerle buluştu. Yıldırım, 2023'de doğru milli
değerler ve küresel hedefler başlığıyla düzenlenen bu konferansın
hayırlı olmasını diledi. 2016'nın geride kaldığını ve kolay bir yıl
olmadığına dikkati çeken Yıldırım, "Türkiye için, genel
olarak dünya için de ciddi sıkıntıların yaşandığı bölgesel
sorunların, ekonomik krizlerin devam ettiği bir yıl olarak
kayıtlara geçti. Bunlar arasında mensubu olduğumuz ve sizlerin yurt
dışında gururla temsil ettiğiniz ülkeniz için Türkiye'miz için en
büyük bıraktığı iz 15 Temmuz darbe girişimi. 15 Temmuz darbe
girişimi, 2016 yılına damgasını vuran, en önemli yaşadığımız
olaydır. 15 Temmuz darbesinin bir farkı var, o fark da şudur ilk
defa Türkiye'de silahlı asker kılığına girmiş, FETÖ terör
örgütlerinin mensupları bu ülkenin tankını, tüfeğini, helikopterini
gaspederek milletin üzerine ateş açmışlar ve milletin göğsünü bu
silahlara siper etmesiyle bu alçak emellerine ulaşamamışlardır.
Belki de dünyada bunun başka bir örneği yoktur"
ifadelerini kullandı.
Milletin darbecilere darbeyi vurduğunu anlatan Yıldırım, Türk
milletinin bir demokrasi destanı yazdığını, 15 Temmuz'da ikinci
istiklal mücadelesini açık ve net bir şekilde kazandığını söyledi.
Milletin, Türkiye'nin geleceğini alçaklara çiğnetmediğini ve
karartmadığını belirten Yıldırım, Türkiye'nin savunmasında, bekası
için mücadele eden bütün şehitleri bir kez daha rahmetle andığını
kaydetti.
"TERÖRLE MÜCADELEDEKİ BAŞARININ SIRRI İŞ
BİRLİĞİDİR"
Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şimdi en az 15 Temmuz'daki alçak girişimini akamete
uğratılması kadar önümüzde bir konu daha var. 15 Temmuz sonrasında
olup bitenleri dünyaya en doğru şekilde anlatmak. Bu alçak terör
örgütünün aslında darbede, yenilmesine rağmen algı operasyonları
bütün dünyada devam ediyor ve bunların, sadece bunların değil,
diğer bölücü terör örgütlerinin de, PKK'nın da yine algı
operasyonları Avrupa ağırlıklı olmak üzere devam ediyor. bugün DEAŞ
da PKK da Avrupa'da terör örgütü olarak tanınıyor. DEAŞ'ın
propagandasına Avrupa'da izin veriliyor mu? Onların bayrakları,
teröristlerin resimlerini görebiliyor musunuz? PKK'nın bayrağını da
reklamını da Avrupa'nın her yerinde görüyoruz. Dostumuzu,
müttefikimiz Avrupa terör örgütleri arasında ayrım yapıyor. PKK'ya
gelince müsamahakar, DEAŞ'a gelince müsamahakar değil, terör
örgütlerinin hepsi aynı merkezden yönetilir, bir terör örgütüyle
bir başka terör örgütünü yok edemezsiniz. Böyle bir gaflet
içerisinde olmayın. Terörle mücadeledeki başarının sırrı, iş
birliğidir. Birlikte harekettir. Bilgi paylaşımıdır. Terör
örgütleri arasında ayrım yapmamaktır."
"Sizler yurt dışında 200 civarında ülkede Türkiye'nin
bayrağını dalgalandırıyorsunuz" diyen Yıldırım,
"Ülkemizin oralardaki gururusunuz. Tabii ki işlerinizin
kolay olmadığını biliyoruz çünkü Türkiye bugün tek boyutlu değil,
birçok boyuta sahip bir mücadeleyi tek başına sürdürmek
mecburiyetindedir. Türkiye bir asimetrik saldırı altındadır. Bir
yandan PKK terör örgütü bir yandan DEAŞ terör örgütü bir yandan da
FETÖ terör örgütüyle aynı anda kapsamlı bir mücadele yapıyoruz.
Birçok ülke terörle özellikle DEAŞ terör örgütüyle mücadelenin
sadece lafını yapıyor. Fırat Kalkanı ile Suriye'de, Başika'da,
Irak'ta ve Türkiye'de gerçek anlamda bu terör örgütüyle mücadeleyi
Türkiye yapıyor. bunu artık dünya görmelidir, görmek
mecburiyetindedir. Türkiye, bölgenin istikrarı için çok büyük
mücadele veriyor. Bizim hedefimiz ve amacımız dış politikada
dostlukları artırmak, düşmanlıkları artırmak. Bunu yaptığımız zaman
bölgenin huzurun, istikrarını, güvenliğini sağlayacağız aynı
zamanda küresel barışa anlamlı katkı vermiş olacağız. Bunun da
ötesinde milyonlarca günahsız insanın geleceğini kurtaracağız.
Bütün etrafımıza bakalım, ateş çemberi ama biz Suriye'de 5-6
senedir koalisyon güçleri var, Rusya var İran var ama Suriye'de
durum gittikçe kötüye gitti. Sonunda inisiyatif almak ve ülkenin
acılarını sona erdirmek için başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere
hükümetimiz çok daha aktif rol aldı. Ateşkesi başlattık. Bu, bir
adım. Tekrar o mazlum, mağdur, günahsız insanların geleceğe yönelik
umutları yeşerdi. Bununla da kalmadık, bu ateşkesi BM'ye taşıyarak
bütün dünyaya mal ettik. Burada tekrar bir iş kazası yol kazası
yaşamazsak, bundan sonrası siyasi çözüme giden yol olacak"
açıklamasında bulundu.
"SIRTIMIZI SIVAZLAMAKTAN BAŞKA HİÇBİR ŞEY YAPTIKLARI
YOK"
Türkiye'de 200 bine yakın bebeğin gözlerini dünyaya açtığını
anlatan Yıldırım, "Bu korumasız insanların bu savaşta bir
günahı yok. Onlar bu anlamsız savaşın bedelini ödüyorlar. Onun için
'insanlık ölmedi' diyoruz ve bunları bağrımıza basıyoruz.
Ekmeğimizi paylaşıyoruz zor günlerinde komşumuza yardımcı oluyoruz.
Dünyaya bakıyoruz, Türkler hakikaten örnek bir ev sahipliği
yapıyor, sırtımızı sıvazlamaktan başka hiçbir şey yaptıkları yok.
Avrupa ülkeleri bol bol konuşuyor. Bırakın konuşmayı kardeşim, siz
de gelin bir el atın, yük alın. Bu tehlike, bu yük sadece
Türkiye'nin sırtında kalmamalı. Avrupa'nın güvenliği Türkiye'den
başlar. Türkiye güvenli olmazsa Avrupa da hiç güvenli olmaz.
Terörün olmadığı yer mi var? Bizde bir olay oluyor, bir gün sonra
Avrupa'da oluyor. Terör karşısında güvenli ülke yok. Her ülkenin
güvenliği ve güvensizliği aynı konuma gelmiştir. Onun için bana
değmeyen yılan bin yaşasın anlayışı artık terk edilmek
mecburiyetindedir. El birliği yapacağız, birlikte olacağız. Terörü
cesaretlendirecek, hal ve hareketlerden süratle vazgeçeceğiz.
Özellikle Avrupa'da görev yapan büyükelçilerimize büyük görev
düşüyor. Avrupa geç intikal ediyor. Özellikle iç siyasetteki
belirsizlik, seçim dönemi de ilave olunca, burada bu işin
boyutlarını anlatmak çok kolay olmuyor" diye konuştu.
"BU ALGI OPERASYONUNU KIRMAMIZ LAZIM"
Yıldırım, "Sizlerin sadece resmi temaslarda değil ve
bulunduğunuz ülkelerdeki medyayı, diğer paydaşları da araştırarak,
ziyaret ederek, ikili çoklu çeşitli etkinlikler organize ederek
mutlaka bu algı operasyonunu kırmamız lazım. Buraya gelinceye kadar
başka düşünüyorlar, bizlerle konuşunca, vatandaşla konuşurken ya
biz böyle bilmiyorduk. Demek ki daha fazla gayret göstermemiz
lazım. Bu algı operasyonunu kırmamız lazım. Algı ile olgu dışarıda
aynı değil. Bunun tesadüfü olduğunu düşünmeyin, burada bir yapı,
organizasyon var, bu organizasyon çalışıyor bu FETÖ'cüler o
paraları şimdi algı operasyonu yapmak, Türkiye'nin ekonomisi,
güvenliğine zarar verecek her türlü faaliyetler oluk oluk para
harcıyorlar. Kimin parasını? Bu vatandaşın parasını harcıyorlar ama
hazırın ardı tez gelir. O da bitecek. Nasıl Türkiye Cumhuriyeti'ne
kafa tuttular derslerini aldılarsa nerede olursalar olsunlar,
yapacağımız diplomatik temaslarla, faaliyetlerle bunların varlığını
yok etmek, Türkiye'ye düşmanlık edenlerin hak ettikleri cezayı
verecek güce bu ülke sahiptir" dedi.
"AVRUPA BİRLİĞİ'NE GİRİŞİN PROVASINI KIBRIS'TA
BAŞLATABİLİRİZ"
Balkanların umudunun Türkiye olduğunu belirten Yıldırım, bölgede ve
ülkede güçlü olunmaya devam edileceğine dikkati çekti. Kıbrıs'la
ilgili görüşmelerin olduğunu hatırlatan Yıldırım, "Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Rum tarafının arasında görüşmeler devam
ediyor. Birtakım alınan mesafeler var, anlaşılan konular var ama
tabii Türkiye'yi ilgilendiren tarafı da var. Adada adil, eşit, bir
yönetişim sistemi garanti altına alınmalıdır. Sadece toplumların
birbirlerine güvenleri yetmez. Geçmiş dönemlerde yaşanan acı
tecrübelerin dışında her şeyin teminat altına alınması lazım.
Teminat da Türkiye'dir. Rum tarafı için de Yunanistan'dır.
Dönüşümlü başkanlığın oluşacak şekilde tesis edilerek sürdürülmesi
en büyük dileğimizdir. Burada Avrupa Birliği geçen sefer olduğu
gibi işin kenarında durmamalı. 2004'teki işte bize kazık attılar,
daha doğrusu Kıbrıs Türk tarafına kazık attılar. Burada bir çözüm
olacaksa, Türk tarafı Rum tarafı birliğinin aynı anda üyesi
olacaksa bu dörtlü özgürlükten taviz verilmemesi lazım. Siz
Kıbrıs'ı Kıbrıs Türk tarafını AB'ye sokmuş oluyorsunuz. Orada bir
adaletsizlik olmaması lazım. Serbest dolaşımın mutlaka Türkiye'de
sağlanması lazım. Avrupa Birliği'ne girişin provasını Kıbrıs'ta
başlatabiliriz" şeklinde konuştu.
BÜYÜKELÇİLERE SESLENDİ
Büyükelçilere seslenen Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Siz gittiğiniz bölgede sadece bizim diplomatik
temsilcilerimiz olarak kendinizi görmeyin. Siz ülkemizin her
bakımdan birer mümessilisiniz. Diplomatik, siyasi alanda bizim
mesajımızı ileteceksiniz. Sorunlarımız varsa çözüm yoluna
gideceksiniz. Ülkemizin daha iyi tanıtılması, olacak yatırımların
sağlanması için birer işadamı gibi bulunduğunuz ülkede ziyaretler
yapacaksınız, oranın yatırımcılarını Türkiye'deki imkanları
tanıtacaksınız. Türk yatırımcıların o bölgede verebilecekleri
katkıyı, bütün bunları yapabilirsiniz."
Bölgesel işbirliklerinin mutlaka güçlendirilmesi gerektiğini
anlatan Yıldırım, "Dünyanın en büyük havalimanını onun için
biz yapıyoruz. Bu hava olsun diye yapılan proje değil. Bu dünyadaki
zenginliğin batıdan doğuya doğru hareket etmesinin doğal bir
sonucudur" şeklinde konuştu.
BERLİN HAVALİMANI ÖRNEĞİ
"Bizim yeni İstanbul Havalimanı, Berlin Havalimanı'nın
hikayesine benzemeyecek" diyen Yıldırım,
"Benzemez. Şimdi bizim bir Keçiören Metromuz vardı,
aşıklara konu olmuştu, aşkımız hiç bitmesin Keçiören Metrosu olsun
diye, o bitti. Şimdi, Berlin Havalimanı için söylüyorlarmış,
aşkımız hiç bitmesin Berlin Havalimanı gibi olsun. İstiyorlarsa
yardım, gider onu da yaparız, bu kadar basit yani"
ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği sürecine değinen Yıldırım, "Şimdi, tekrar AB
Bakanımız, Dışişleri Bakanımız temaslarını sürdürüyorlar. Bizden
istedikleri bazı şeyler var, bunların yapılabilecek olanları var,
ama hiç konuşamayacağımız birşey var, terörle mücadele yasasının
değiştirilmesi. Siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz? Amansız bir
mücadeleye girmişiz. Avrupa ülkelerine alınganlığımız şudur, FETÖ
darbe girişiminden sonra yüksek sesle kınamak yerine darbecileri
fazla hırpalamayın demeleri bizim kanımıza dokunur, böyle bir şey
olamaz. Önce darbeyi hiç tereddüde mahal bırakmadan kınayacaksınız,
sonra da Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğuna sonuna kadar
inanacaksınız. Hukuk dersine Türkiye'nin ihtiyacı yok. İşinize
geldiği zaman şuna dokunmayın, şunu yapmayın, bunu yapmayın. Biz
söylediğimiz zaman bu hukukun işi biz karışamıyoruz. Orada da tam
bir çifte standart. Efendim yargı. Hukuk devleti her ülke için
geçerli. Hiç kimse kendi hukukunu başka ülkenin hukukundan daha
üstün görmesin. İlişkilerimiz karşılıklı saygı, birbirlerimizin
hakkına hukukuna riayet etme suretiyle devam edecek. Biz diyoruz ki
AB, Türkiye'yi üyelik meselesinde bir lütuf olarak görmesin. AB'nin
Türkiye'ye bizim AB'den daha fazla ihtiyacı var. AB, Türkiye ile
daha güçlü hale gelecek, içinde bulunduğu krizleri daha kolay
aşacak. Avrupa gelecek vizyonunun yeniden gözden geçirilmesi
lazım" açıklamasında bulundu.
Avrupa Birliği'nde süreçlerin yavaşladığını ve bürokrasinin çok
fazla hantallaştığını anlatan Yıldırım, "Bu da birliğin
gelecek vizyonunu der demez etkiliyor. Önümüzde bu FETÖ mücadelesi
birinci konumuz, bulunduğunuz her ülkede yılmadan, yorulmadan bu
mücadeleyi yapacaksınız. Bu iş bitmiş değil. Bu sadece bizim için
tehdit de değil, bu aynı zamanda bulunduğunuz ülkeler için de büyük
bir tehdittir. Bu farkındalığı oluşturmak en önemli önceliğimizdir.
İkinci de ülkemizle bulunduğunuz ülkeler arasındaki ilişkileri
nasıl çeşitlendiririz, geliştiririz. Diplomatik ve siyasi
ilişkilerin ötesinde ekonomik anlamda ilişkilere nasıl bir boyut
katarız. Buna özellikle kafa yormanızı istiyoruz" şeklinde
konuştu.
Anayasa değişiklik teklifine ilişkin açıklamada bulunan Yıldırım,
"Bu çalışma daha önceki anayasa değişikliğinden biraz
farklı. burada biz hükümet sistemini değiştiriyoruz. Yani
parlamenter sistemden, Cumhurbaşkanlığı sistemine
geçiyoruz" dedi.
"DIŞİŞLERİ BAKANIMIZA BEN ÖNERİYORUM…"
Anayasa konusundaki kararı milletin vereceğini anlatan Yıldırım,
"Bu diğer başkanlık sistemlerine göre biraz yeni bir boyut.
Bunun da sonuçlarını göreceğiz. Ülkenin daha demokrasinin
gelişmesi, çözüme yönelik uzlaşma kültürünün daha da artmasına
vesile olur diye düşünüyoruz. Bununla ilgili de mutlaka size
sorular gelecektir, efendim nasıl bir sistem değişikliği yapılıyor,
bu nedir? Bu sorulara ilk ağızdan sizin en iyi cevapları vermeniz
lazım. Sizden bunu bekliyoruz onun için sistem ne getiriyor, ne
götürüyor, bunu ayrı bir başlık altında Dışişleri Bakanımıza ben
öneriyorum, bu konuyu ayrı bir başlık altında arkadaşlarımıza,
ilgili uzmanlarımız, bakanlarımız anlatsınlar. Görüyorum ki dış
dünyada da buna karşı bir ilgi var. Bunu da yine bizim o bildik
örgütler istismar etmek için hazırlık içerisine girmiş
vaziyetteler. Onlar hareket etmeden siz hareket edin ve bunu
anlatın. Türkiye'nin doğru tanıtılması, algı operasyonlarına maruz
kalmaması için elinizden ne geliyorsa onu yapacaksınız. Bu konuda
ne imkan, ne ihtiyacınız varsa hazırız. Şundan adım kadar eminim,
Türkiye aleyhinde yapılabilecek her türlü faaliyet bizden daha
fazla sizi rahatsız eder. Bunu biliyorum, onun için yapacağınız iş
burada çok aktif olmanız. Tepkinizi hemen vermeniz, kaynağını
bulmanız. Bu mücadelede kararlılığınızı her geçen gün
artırmanızdır" diye konuştu.
Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti: "Önümüzde artık
ülkeler mutlak üstünlükleriyle öne geçemeyecek. Mukayeseli üstünlük
artık önemli hale geliyor. Her petrolü, doğalgazı olan en önde
değil ama iyi yetişmiş insanı olan üretken katma değer üretebilen
yenilikçi teknolojileri ıskalamadan geliştiren ülkeler bir adım öne
çıkıyor. Türkiyemizin bundan sonraki hedefi, harcı alem işlerle
değil katma değeri yüksek işlere daha fazla zaman ayırması, kaynak
ayırması. Alın teriyle akıl terini birleştirerek bir adım öne
çıkmasıdır. bunun için güzel tedbirler aldık. Yatırımcılar için
güzel önlemlerimiz var."
(Enise Vural / İHA)