Bugün ’28 Şubat’ zulmünün yıl dönümü
Bugün 'post modern darbe' olarak nitelendirilen 28 Şubat sürecinin 22. yıl dönümü.
Bugün 'post modern darbe' olarak nitelendirilen 28 Şubat
sürecinin 22. yıl dönümü.
Bundan 22 yıl önce Türkiye en karanlık dönemlerinden birini yaşadı.
Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi arasında 28 Haziran 1996'da
kurulan 54. Hükümet bazı çevreleri rahatsız edince hükümeti
düşürmek için basın, yargı, asker ve bürokrasi içinde bir grup
harekete geçti. Refah Partili Sincan Belediye Başkanının
düzenlediği "Kudüs Gecesi" etkinliğini bahane eden
cuntacılar, 4 Şubat 1997'de 15 tank ve 20 kariyeri ilçeden geçerek
Yenikent'teki tatbikat alanına gitti. Dönemin İçişleri Bakanı Meral
Akşener, bunun üzerine Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ı görevden
aldı. Gelişmeler, koalisyon ortakları arasında çatlağa yol açtı.
Siyasiler arasında yaşanan gerginlik, toplum tabanında da karşılık
buldu. Bazı sivil toplum kuruluşları ‘Gel darbe yap' dercesine
mitingler düzenledi.
Bunlardan güç bulan dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral
Çevik Bir, yıllarca zihinlerden silinmeyecek "Sincan'da
demokrasiye balans ayarı yaptık" açıklamasıyla ‘postmodern
darbe'nin kapısını araladı. Bu dönem sadece ordudan 900 subay
astsubay YAŞ kararıyla atıldı. Subay ve astsubaylar sadece eşleri
başörtülü olduğu veya içki içmediği için sakıncalı ilan edilip
orduyla ilişikleri kesildi. Üstelik bu kararlara itiraz yolu da
kapalıydı.
MECLİS'TE YEMİN ETTİRİLMEDİ
Refah Partisinden milletvekili seçilen Merve Safa Kavakçı,
başörtülü olduğu için Meclis'te yemin ettirilmedi. Alelacele
vatandaşlıktan da atıldı. Onun yanında yer aldığı için
milletvekilliğini kaybedenler bile oldu.
Başörtülü öğrenciler üniversitelere sokulmadı. Sonradan CHP
milletvekili olan Nur Serter, ikna odalarının kâşifi olarak tarihe
geçti. Bu odalara alınan kız öğrenciler, başlarını açmadıkça okula
giremeyecekleri yolunda baskı gördüler.
KATSAYI REZİLLİĞİ
İmam Hatip Lisesi öğrencileri için alınan katsayı kararı, sadece
imam hatipleri değil bütün meslek lisesi öğrencilerini yaktı.
Cuntacıların emriyle öyle bir katsayı düzenlemesi yapıldı ki, imam
hatip lisesi öğrencisi üniversite sınavında bütün soruları doğru
cevaplasa bile ilahiyat fakültesi dışında bir okula giremez hale
getirildi.
REFAH PARTİSİ KAPATILDI
Yine cuntacıların emriyle Refah Partisi kapatıldı. Necmettin
Erbakan'ın başbakanlığı Tansu Çiller'e devretmesine bile izin
verilmedi. Dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz'a
hükümet kurdurdu. Sonrasında da Bülent Ecevit başbakan oldu.
O dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, şiir okuduğu için hapis cezasına mahkum oldu,
başkanlığı düşürüldü. Ve Erdoğan, "Bu şarkı burada
bitmez" diyerek Pınarhisar Cezaevine girdi.
Ve bütün bu kötü günlerin üzerinden tam 22 yıl geçti. Şimdi
başörtüsü yasağı, katsayı problemi diye dayatma sorunlarımız
kalmadı.
Ama o günlerin mağdurları yaşadıklarını bir türlü unutamıyor.
Normalleşmenin ardından 28 Şubat darbesinin aktörleri hakim
karşısına çıkarıldı. 946808 5 yıl süren davanın ardından aralarında
eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, eski Genelkurmay
İkinci Başkanı Çevik Bir, emekli Orgeneral Çetin Doğan ve eski YÖK
Başkanı Kemal Gürüz'ün de bulunduğu 21 sanık hakkında müebbet hapis
cezası verildi. Ancak halka her türlü zulmü reva görenlere bile
merhamet gösterildi. Rütbeleri sökülen eski generallerin bu
cezaları adli kontrole dönüştürüldü.
Şimdi 28 Şubat'ın sözde kudretli generalleri zaman zaman en yakın
karakola gidip imza veriyor. Ancak bu durum da o kadar gizli
yapılıyor ki halka kan kusturanlar bu işi yaparken bir türlü
görüntülenemediler.
(İHA)