’’Böyle bir katilin arkasında yer alacağına...’’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta içerisinde ABD'nin Suriye konusunda yaptığı açıklamalarına ilişkin olarak, "ABD yönetiminin katil Esed'in arkasında yer alacağına ihtimal vermiyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta içerisinde
ABD'nin Suriye konusunda yaptığı açıklamalarına ilişkin olarak,
"ABD yönetiminin katil Esed'in arkasında yer alacağına
ihtimal vermiyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, resmi temasları çerçevesinde bulunduğu
Ukrayna'nın başkenti Kiev'de Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko
ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında
konuştu. Erdoğan, Poroşenko ile yaklaşık 3 saat süren bir görüşme
gerçekleştirdiklerini dile getirerek, "2011 yılında
başlattığımız bu Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantıları'nın
bu dördüncüsüydü. Biz içeride ikili görüşmemizi yaparken bu arada
da bakanlarımız kendi aralarında görüşmelerini sürdürdüler.
Öncelikle şunu belirtmek isterim, Türkiye dostu ve komşusu Ukrayna
ile stratejik ortaklık ilişkisini daha da ilerletmeye hazırdır.
Stratejik ortaklık demek, iki ülkenin kritik durumlarda aynı
konularda paylaşım yapabilmesi demektir. Biz bu ortaklığın gereği
neyse onu yapmanın gayreti içindeyiz ve bugün burada onun için
varız" diye konuştu.
"EN BÜYÜK ARZUMUZ BU ZOR ZAMANLARIN BİR AN ÖNCE
AŞILMASI"
Kırım dahil Ukrayna'nın egemenliğine, siyasi birliğine ve toprak
bütünlüğüne olan desteği her platformda ifade ettiklerini
vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ukrayna'nın Avrupa
kurumlarıyla ile ilişkilerini geliştirme hedefini meşru kabul
ediyor ve bunu destekliyoruz. Ukrayna ile kriz kelimesinin bir
arada anılması bizleri üzmektedir. En büyük arzumuz bu zor
zamanların bir an önce aşılması, yeniden ülkenin her karışında
barış ve huzurun gerçekleşmesidir. Mevcut sorunlara uluslararası
hukuk ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğü temelinde diplomatik
yollardan çözüm bulunmasını diliyoruz. Bu bağlamda 12 Şubat'ta
Nice'te varılan mutabakatı destekliyor, imzalanan önlemler
paketinin bir an önce ve bütüncül bir şekilde uygulanmasını temenni
ediyoruz. Açılan bu fırsat penceresi sonuna kadar
aralanmalıdır" ifadelerini kullandı.
"KIRIM TATAR TÜRKLERİ'NİN DURUMLARINI YAKINDAN
İZLİYORUZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu arada Ukrayna yönetiminin kriz sürecinde ülkelerine
olan sadakatlerini ortaya koyan Kırım-Tatar Türkleri başta olmak
üzere tüm etnik ve dini grupların haklarını tanıyan ve koruyan
tavrının devamını diliyoruz. Bu vesileyle, bu konuda değerli
dostuma teşekkürlerimi sunmayı da bir borç bilirim. Zat-ı
devletleri, Kırım Tatarları'nın lideri durumunda olan gerek Sayın
Kırımoğlu ve gerekse Kırım Tatar Meclis Başkanı Rıfat Çubarov'a
gösterdikleri ilgiden dolayı da ayrıca teşekkür
ediyorum."
Türkiye'nin tarihi ve kültürel bağlarının bulunduğu Kırım'da tüm
zorluklara, baskılara rağmen duruşlarından taviz vermeyen Kırım
Tatar Türkleri'nin durumlarının yakından izlediğini dile getiren
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeşlerimizin sorunlarını hem
uluslararası platformlarda hem de ikili temaslarımızda gündeme
getirmeyi sürdüreceğiz" diye konuştu.
10 MİLYON DOLAR HİBE
Poroşenko'nun liderliği altında köklü reformlar gerçekleştirmek
isteyen bir yönetim anlayışının hakim olduğunun görüldüğünü ifade
eden Erdoğan, "Biz de stratejik ortağımıza elimizden gelen
desteği vermeyi sürdüreceğiz. Kendilerinin de ifade ettiği gibi bu
noktada 50 milyon dolarlık bir kredinin Ukrayna'ya sağlanmasını
kararlaştırmış bulunuyoruz. Ayrıca yerlerinden edilmiş kişiler için
kullanılmak üzere 10 milyon dolarlık insani yardımı hibe olarak
Ukrayna hükümetine sağlama kararı aldık. Komşuluğumuzun, stratejik
ortaklığımızın gereği olan bu yardımlarımızın Ukraynalı
dostlarımıza hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
EKONOMİK İLİŞKİLER
Erdoğan, az önce görüşmelerin sonuçlarına ilişkin olarak bir ortak
açıklama imzalandığından bahsederek, imzalanan bu belgelerin iki
ülke için hayırlara vesile olmasını temenni ettiğini dile getirdi.
Görüşmelerde ikili ticari ve ekonomik konuların üzerinde
hassasiyetle durulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Bundan 12 yıl önce aramızdaki ticaret hacmi 1,3 milyar
dolardı. 2014 sonu itibariyle bu yaklaşık 6 milyar dolar seviyesine
çıktı. Ve Sayın Başkan ile yukarda artık bir mutabakatı daha
sağlayalım istedik. ‘Bu rakamı 2017 sonu itibariyle 10, 2023 yılı
sonu itibariyle 20 milyar dolarlık bir ticaret hacmine
kavuşturalım' dedik. Bu hedeflere ulaşmak için de özellikle son
aşamaya geldiğimiz serbest ticaret anlaşmasını kısa zamanda
sonuçlandırmayı kararlaştırdık. Tabi Ukrayna yönetimine
sağlayacağımız desteğin bir yönü de özel sektörün buradaki
faaliyetleri olacaktır. Bu bakımdan Turkcell'in buraya girişi ve
atılan imza bunun en güzel örneğidir" ifadelerinde
bulundu.
"UKRAYNA'DA İLİŞKİLERİMİZİ ÇOK DAHA ZENGİNLEŞTİRMEK
İSTİYORUZ"
Ukrayna yönetiminin Türk şirketlerine gerekli desteği
vereceklerinden emin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk
firmalarının gerekli ortam sağlandığında, adil rekabet şartları
temin edildiğinde fevkalade başarılı çalışmalara imza atacağına
yürekten inandığını dile getirdi. Erdoğan, Türk müteahhitlik
firmalarının dünyada medar-ı iftihar kaynağı olduğunu vurgulayarak,
"Nitekim Ukrayna'da da üstlendikleri projelerin toplam
tutarı 4,5 milyar dolardır. İnanıyorum ki bu zor dönem
atlatıldığında Ukrayna'da bu noktada tecrübeleri bulunan
müteahhitlik firmalarımız çatışmalardan zarar gören yerlerin
altyapısının yenilenmesi noktasında görev üstlenmeye hazırdır.
Gerek TİKA gerekse Yunus Emre Kültür Merkezimizle de Ukrayna'da
ilişkilerimizi çok daha zenginleştirmek istiyoruz"
şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine göstermiş olduğu ilgi ve alaka
sebebiyle teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.
"ABD YÖNETİMİNİN KATİL ESED'İN ARKASINDA YER ALACAĞINA
İHTİMAL VERMİYORUM"
ABD'nin Suriye politikasında bir değişiklik söz konusu olup
olmadığının ve böyle bir değişikliğin Suriye'yi nasıl
etkileyeceğinin sorulması üzerine, CIA başkanının bu konudaki
açıklamalarıyla ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin ifadesinde
tutarsızlık bulunduğunu dile getirerek, "Sonunda gerçi aynı
kapıya çıkıyor. Geçen haftalarda da bu konu gündeme geldi daha
sonra Kerry'nin ofisinden bunun yalanlandığını gördük. Bizim de bu
arada yapmış olduğumuz anlaşmalara baktığımız zaman eğit-donat ile
birlikte rejime yönelik bazı tespitler var. Öyle zannediyorum ki
liderler zirvesinde yapacağımız görüşmelerle bu ifadelerin en doğru
olanını o zaman daha iyi anlamış olacağız. Çünkü Esed'in başında
olduğu bir Suriye'nin artık huzura, refaha ermesi kesinlikle mümkün
değildir. Amerikan yönetiminin de, kurumlarının da böyle bir
katilin arkasında yer alacağına ihtimal vermiyorum" diye
konuştu.
"TÜRKİYE KARADENİZ'DE GÜVENLİK NOKTASINDA BİR
SİGORTADIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin Karadeniz bölgesinde
güvenlik sağlanması yönünde atmayı planladığı adımlar
nelerdir" şeklindeki soruyu şöyle cevaplandırdı:
"Öncelikle Türkiye'nin şu anda Karadeniz Bölgesi'ndeki
güvenlikle ilgili tedbirleri zaten gerek eniz gerek hava gerekse
kara olarak mevcuttur. Kimden, hangi şartlarda olursa olsun bir
NATO ülkesi olarak Türkiye bütün tedbirlerini almış ve hazır
vaziyette zaten beklemektedir. Türkiye aslında Karadeniz'de aynı
zamanda da güvenlik noktasında bir sigortadır. Şu ana kadar da
sorun yaşanmamıştır. Temenni ederiz ki bundan sonra da
yaşanmaz."
"TÜRKİYE'NİN DOĞALGAZ İHTİYACINI AĞIRLIKLI OLARAK RUSYA
KARŞILIYOR"
Türk doğalgaz akımının gerçekleştirilmesiyle ilgili ne tür
risklerin mevcut olduğu sorusu üzerine ise Erdoğan,
"Biliyorsunuz Rusya, güney akımı öncelikle Bulgaristan
üzerinden Avrupa'ya doğalgazını göndermekteydi, hedef buydu. Hatta
kendi projelerini gerçekleştirmek için bizim sularımızı da
kullanmak istediler. Biz müsaade ettik. Fakat daha sonra
Bulgaristan Avrupa'ya geçişe önce müsaade etmişti sonra müsaade
etmedi. Akabinde bize bu teklifle geldiler. Bizler de kendilerinin
bu tekliflerini yaptığımız değerlendirmeler sonucunda makul
karşıladık. Rusya'nın bu arzına Avrupa'nın talebi ne olacaktır onu
kestirebilmek şu anda mümkün değil. Türkiye olarak bizim şu anda
ağırlıklı doğalgaz ihtiyacımızı karşılayan ülke Rusya'dır. İkinci
derecede İran'dır, üçüncü derecede Azerbaycan'dır. Bu tabi aynı
zamanda bir çeşitlendirmenin de neticesidir" dedi.
(İHA)