“Bize bu vatanı çok görenlere buraları dar ederiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ""Elin oğlu binlerce kilometre öteden gelip burnumuzun dibinde operasyon yaparken, bize 'yerinizden sakın kımıldamayın' diyenlere, bize bu vatanı çok görenlere, kusura bakmayın buraları onlara dar ederiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ""Elin oğlu binlerce
kilometre öteden gelip burnumuzun dibinde operasyon yaparken, bize
'yerinizden sakın kımıldamayın' diyenlere, bize bu vatanı çok
görenlere, kusura bakmayın buraları onlara dar ederiz"
dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31'incisi düzenlenen Muhtarlar
Toplantısı'nda Afyonkarahisar, Aksaray, Ankara, Aydın, Bayburt,
Çanakkale, İstanbul, Kahramanmaraş, Karaman, Kilis, Konya, Manisa,
Niğde, Trabzon, Uşak ve Yalova illerinden gelen muhtarlarla bir
araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen programda
açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk lirasına dönüş
seferberliğine herkesin kendi imkanınca destek olduğuna dikkat
çekti. Esnafıyla, sanayicisiyle, ev hanımıyla, işvereni ile bu
çağrıya kulak veren herkese şükranlarını sunan Erdoğan,
"Spor Kulüpleri bile bu işin içerisine girdi. Aynı şekilde
kirada artık dövizden Türk Lirasına geçiş başladı. Bende bildiğim,
gördüğüm ve duyduklarımı bizzat arıyorum. Niye dövizde kira tahsil
ediyorsun, hadi Türk lirasına geç. Eğer bu vatanı seviyorsan
arkadaş sende Türk lirasına geçeceksin. Bunu bir görev telakki
ediyorum. 10 kazanacaktın da 9 kazan. Bu ülke güçlenecek. Emin
olunuz insanımız bu süreçten zararlı değil, karlı çıkacaktır.
Alacağını bilecek, vereceğini bilecek. Karını ve zararını daha iyi
hesap edecek" diye konuştu.
"ÇOK YAKINDA BU ÇABALARIMIZIN NETİCELERİNİ ALMAYA
BAŞLAYACAĞIZ"
Dış ticarette çok önemli yeri olan ülkelerle yerel paralarla
ticaret döneminin başlayacağını kaydeden Erdoğan, "Rusya,
Çin ve İran ile görüşmeler yaptık. Rusya'dan bir şey alacağımız
zaman onların parası ile Rusya bizden bir şey alacağı zaman da
bizim paramızla alacak. Çin'den bir şey alacağımız zaman Çin parası
ile Çin bizden bir şey alacağı zaman Türk parası ile alacak. İran
ile de konuştuk. Bunları yaygınlaştıracağız. Böylece dövizin
baskısından ülkelerimizi kurtarmış olacağız. Kur baskısının altında
kalmayacağız. Dövizi silah gibi kullanma yöntemi sadece bize değil,
pek çok ülkeye uygulanıyor. Bundan korkunç paralar kazanıyorlar.
Kendi para birimlerimiz üzerinden ticaret teklifimiz bu ülkeler
içinde anlamlı ve cazip bir alternatif haline dönüşüyor. Çok
yakında bu çabalarımızın neticelerini almaya başlayacağız. Buradan
tüm iş adamlarımıza, yatırımcılarımıza, esnafımıza da seslenmek
istiyorum. Yaşadığımız zorlukları, sıkıntıları biliyorum ama gelin
ülkenize güvenin, ülkenize sahip çıkın. Böyle bir dönemde üretime
yüklenmeyeceksiniz, istihdamı arttırmayacaksınız, ticaretin
çarklarının dönmesini sağlamayacaksınız da bunu ne zaman
yapacaksınız. Türkiye üretimdeki, istihdamdaki düşüşü, ticaretteki
daralmayı hak eden bir ülke değildir. Potansiyelimizde,
hedeflerimizde tam tersine daha çok büyümeyi, daha çok istihdamı,
daha çok ticareti işaret ediyor. Biz Anadolu'yu sadece
cengaverlerimizin kılıçlarının gücü ile değil, aynı zamanda her
biri birer derviş olan esnafımız ile ahilerimiz ile gönülleri
fethederek her biri devrinin en önde gelen alimleri olan ilim
erbabımızla zihinleri zenginleştirerek kendimize vatan yaptık. Biz
böyle bir milletiz. Aradan bin yıl geçti ama hala bizi Anadolu'da,
Avrupa'da barındırmama düşüncesinden vazgeçilmediğini görüyoruz.
Bunun için her kriz döneminde bu coğrafyayı kendimize yeniden vatan
kılmanın mücadelesini vermek mecburiyetindeyiz"
açıklamasında bulundu.
ERDOĞAN'DAN ALMANYA'YA SERT ÇIKIŞ
TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı'nın havaalanında Alman
polisince alıkonulmasına da değinen Erdoğan, konuya ilişkin şunları
söyledi:
"Meclis Başkan Yardımcılarımızdan Ayşenur Bahçekapılı,
Almanya'ya seyahat ediyor. Almanya seyahatinde çantasını
çalıyorlar. Pasaportu, kimliği de içinde. Büyükelçilikten kendisine
geçici bir pasaport alıyor ve havaalanında kendisine geçiş izni
vermiyorlar. Alıyorlar saatlerce bekletiyorlar. Sen teröristi
alıyorsun ülkende misafir ediyorsun ama bu ülkenin TBMM Başkan
Yardımcısı ve heyetini orada saatlerce bekletiyorsun. Bunlara
aynını yapmak gerekmez mi? Ondan sonra Erdoğan oluyor diktatör. Sen
bir bayan milletvekiline bu tür bir yanlışı yaparsan, ben bunu
aynısı ile mukabele etmem lazım. Bunlara gereğini yapmadığın zaman
Türkiye de buna misliyle mukabele eder. Teröristler cirit atıyor.
Hepsi orada, AB ülkelerinde dolaşıyorlar. Bu terör örgütünün
mensuplarını niye ülkenizde dolaştırıyorsunuz. Bunlara niye bu
kadar oralarda para toplatıyorsunuz. Kendilerine rakamlar
veriyorum. Şu ülkede sadece Avrupa'da toplanan 26 milyon avronun
sadece bir ülkede 13 milyon avrosu toplanıyor. Bu paralar
toplanıyor ve terörde bunlar kullanılıyor. Yaptıkları bir şey yok.
Daha başka çok şeyler var. Bunları biz anlatmaya devam edeceğiz.
İster göndersinler ister göndermesinler. Bizde kendi stratejimiz
neyse bunları oynamaya devam edeceğiz."
"GELİN ŞU EKONOMİ ÇARKINA HEP BİRLİKTE BİR İVME
VERELİM"
"Elin oğlu binlerce kilometre öteden gelip burnumuzun
dibinde operasyon yaparken, bize yerinizden sakın kımıldamayın
diyenleri, bize bu vatanı çok görenleri kusura bakmayın buraları
onlara dar ederiz" diyen Erdoğan, "Bu milleti
siyasi, ekonomik, sosyal özgürlüğünden vazgeçirmek isteyenlere
meydanı bırakmadık, buraları onlara dar ederiz. Bugün PKK'sıyla,
DEAŞ'ı ile, FETÖ'su ile farklı isim ve görünümlerdeki ihanet
yapısıyla bizi hürriyetimizden etmek isteyenlerin karşısında
ecdadımız eğilmemişti, bizde eğilmeyeceğiz. Çünkü biz sadece
rabbimizin huzurunda rükûda eğiliriz, secde de diz çökeriz. Onun
dışında ülkemizi ve milletimizi temsil ettiğimiz her yerde dimdik
ayakta durur, son neferimize kadar mücadelemizi veririz. Akif ne
diyor; ‘Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum. Kesilir belki
fakat kesmeye gelmez boynum' anlayışıyla ülkemizdeki tüm iş
adamlarımızı, esnafımızı, tüccarımızı harekete geçmeye çağırıyorum.
Gelin şu ekonomi çarkına hep birlikte bir ivme verelim. Piyasadaki
durgunluğu, başkalarının sona erdirmesini beklemeyelim, ilk can
suyunu kendimiz verelim. Su gelmediği zaman tulumbanın içine su
dökeriz, daha sonra su gelmeye başlar. Bizde tulumbaya suyu dökelim
ve daha sonra buradan suyu almaya başlayalım. Herkes bu şekilde
davrandığında inanın bana yıl sonuna kalmaz Türkiye yepyeni bir
görünüme kavuşur. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki durmak, geride
kalmak anlamına dahi gelmiyor. Bugün durmak, yok olmakla eşdeğer
hale geldi. Ekonomimizin çarklarını yavaşlatmaya çalışanlara inat
hep beraber bu çarka omuz verelim. Devlet üzerine düşeni yapıyor.
Milletimiz buna destek vermezse tek başına ne vergi affı, ne teşvik
ne de diğer düzenlemeler arzu ettiğimiz neticeyi vermez. Vergi,
sigorta bütün bunlarla ilgili olarak yaklaşık 120 milyar gibi bir
müracaat oldu ve şuandaki ilk ödemelerde gayet başarılı bir şekilde
geldi. 3 yıl içerisinde bu 120 milyar devletimizin kasasına
girecek. Bu önemli bir rakam. Bankacılık sektöründen kaynaklanan
sorunlar varsa ilgili kurumlarımız bunun üzerine gidecektir. Hukuki
uygulamalardan kaynaklanan sıkıntılar varsa elbette milletimiz bunu
çözecektir. İhanet varsa, milletimiz ve adli kuruluşlarımız bunun
gereğini yapar. Bu ülkenin hiçbir ferdi kendini bu mücadelenin
dışında göremez, görmemelidir" diye konuştu.
Türkiye'nin El-Bab operasyonu ile dövizin spekülasyonunu durdurma
çabası arasında bir farkın olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Savunma Sanayinde dışa bağımlılıktan kurtulma
gayretlerimiz ile ekonomide güven ve istikrar iklimini koruma
mücadelemiz arasında bir fark yoktur. Ekonomik saldırılar
karşısında güçlü bir duruş sergilemekle 15 Temmuz'da FETÖ ihanet
çetesine daha öncesinde PKK terör örgütüne karşı mücadele etmek
arasında bir fark yoktur. Bunların hepside aynı amaca yöneliktir.
Bu amaç sadece Türkiye'yi zayıflatmak değil, parçalamak ve yok
etmektir. Bu saldırıların üstesinden geleceğimize eminim"
dedi.
(İHA)