Bizden söylemesi hindinizi pişirirken bunlara dikkat !
Anadolu Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Dündar Denizer, yeni yıla sayılı günler kala yılbaşı sofralarının vazgeçilmezlerinden olan hindiyi pişirmenin püf noktalarını anlattı.
Anadolu Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm
Başkanı Doç. Dr. Dündar Denizer, yeni yıla sayılı günler kala
yılbaşı sofralarının vazgeçilmezlerinden olan hindiyi pişirmenin
püf noktalarını anlattı.
Hindi dolmasının tarifini veren Doç. Dr. Dündar Denizer, hindinin
iç malzemesinin kalitesinin tat açısından büyük önem taşıdığını
aktararak, hindinin haşlandığı suyun yapılacak pilav için önemli
olduğunun altını çizdi. Denizer, "Hindiyi öncelikle
haşlamalıyız ki suyundan da pilav yapabilelim. İç pilavda önce
malzemeyi temin etmemiz gerekiyor. Pirinç kaliteli olmalı.
Yapılacak olan iç pilavda kuş üzümü ve çam fıstığı şart.
Baharatlardan da tuz, karabiber, yeni bahar ve tarçın konulmalıdır.
Tabi bunlar isteğe göre değişebilir. Ama iç pilavda bunlardan ödün
vermemek lazım. Bir de sebzelerden maydanoz, dereotu ve biraz nane
koyuluyor. Pilav kavurmalı yapılıyor. Bunun için ideal olan
tereyağıdır. Kısık ateşte 10 dakika kavurmak lazım. Başka bir
tavada çam fıstığını sararıncaya kadar kavurmak lazım. Kuş üzümü
ayıklanıp suda bir süre bekletilmelidir. Gönen pirinci genellikle
1'e 2 su kaldırır. Yani 1 bardak pirince 2 bardak su konulmalıdır.
Kişi başına pirinç 70 gram hesap edilmelidir. Yani 10 kişiyseniz
700 gram pirinç konulmalıdır. Haşlamadan sonra, başka bir kapta
kavurduğumuz çam fıstığını, kuş üzümünü ve baharatları da ekleyip
1-2 dakika kavurduktan sonra suya veriyoruz. Kısık ateşte 15 dakika
pişireceğiz. Piştikten sonra diğer tarafta maydanoz ve dereotunu
doğrayacağız. Dereotu ve naneyi maydanoza göre daha az atmak lazım.
Çünkü tatları daha baskın diğerlerine göre. Altını kapattıktan
sonra kıydığımız sebzeleri atacağız. Pişirmeyeceğiz, sadece çevirip
karıştıracağız. Hazırladığımız bu iç pilavı, haşladığımız hindinin
içine doldurup, hindiyi dikeceğiz" diye konuştu.
"HİNDİNİN PİŞİRİLMESİ TAVUĞA GÖRE DAHA ZORDUR"
Hindinin iyi pişmesi için öncelikle haşlanması gerektiğini
yineleyen Doç. Dr. Denizer, hindinin boyutu büyük olduğu için geniş
bir tencerede haşlanması gerektiğini kaydetti. Denizer,
"Hindi tavuğa göre daha büyük olduğu için pişirmesi zor
oluyor, pişirilirken sıkıntı yaşanıyor. İyice kızarması ve pişmesi
için önce haşlamak lazım. Onun için de büyük silindir tencere
gerekiyor ama ilk sıkıntı burada yaşanıyor. Çünkü evlerimizde pek
bulunmuyor bu tencere çeşidi. Hindinin butlarını büyük olduğu için
kesebiliriz, çünkü fırına sığmayabilir. Butları fırında ayrı bir
yere koyup orada pişirebiliriz. Haşladığımız ve içini doldurup
diktiğimiz hindiyi önceden ısıttığımız 170-180 derecelik fırına
veriyoruz. Hindinin boyutuna göre 1 ya da 1,5 saatlik sürede pişmiş
olacaktır. Hindi eğer doğada yayılarak yetişmişse biraz geç
pişer" ifadelerini kullandı.
LEZZET İÇİN ÖZEL SOS TARİFİ
Doç. Dr. Dündar Denizer, yılbaşı sofralarına hindiyle zenginlik
katacaklara özel sos tarifi de vererek, "Pişirilen hindinin
lezzetini artırmak için salça, yağ, tuz, karabiber ve çok az
pekmezle bir sos hazırlayıp, hindinin dışına masaj yaparak yedirmek
gerekir. Hindi eğer doğada yayılarak yetişmişse biraz geç pişer.
Bunu kontrol etmek gerekir. Pişince büyük bir tepsiye koyarak
servis edilmelidir. Ardından süt tatlısı, fırın sütlaç ya da puding
ağızda hoş bir tat bırakır. İnternet sitelerinden de farklı
tarifleri bulunabilir ama ideal tarifi budur. Hindinin güvenilir
yerden alınması da lezzetli olmasında en önemli noktalardan
birisidir" şeklinde konuştu.
Denizer, hindi alamayanların aynı yöntemle tavuk da yapabileceğine
dikkat çekerek, organik tavukların köy tavuğuna benzediğini ve
lezzetlerinin neredeyse aynı olduğunu kaydetti.
"HİNDİNİN ANA VATANI AMERİKA'DIR"
Hindinin tarihi hakkında da bilgi veren Denizer, ana vatanı Amerika
olan hindinin Türkiye'ye geç geldiğini anlatarak, şöyle devam
etti:
"Hindinin Müslümanlık ya da Hristiyanlık boyutuyla
ilgilenmemek lazım. Ama hindinin de ana vatanı mısır, domates,
fasulye gibi Amerika'dır. Bunlar hep Amerika'dan gelme yeni dünya
malzemeleri. Osmanlı'nın geç tanıştığı ürünlerdir. Günümüzde İzmir
Kandıra'da başarılı şekilde hindi yetiştiriliyor. Bolu'da da keza
öyle. Türk mutfağında pek kullanılmayan bir hayvan hindi, bir tavuk
kadar satışı olmuyor. Ama hindiden güzel jambon, salam yapılıyor.
Hindi eti sağlıklı bir et, kolesterolünün düşük oldupu
söyleniyor."
(İHA)