"Biz toplumun kabul etmeyeceği bir adımı atmayız"
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm sürecine ilişkin, "Bu süreç inşallah başarıya ulaşacak. Ama bizim bu anlayışla mücadelemiz devam edecek. Biz toplumun kabul etmeyeceği bir adımı atmayız" dedi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm sürecine ilişkin,
"Bu süreç inşallah başarıya ulaşacak. Ama bizim bu
anlayışla mücadelemiz devam edecek. Biz toplumun kabul etmeyeceği
bir adımı atmayız" dedi.
Kadir Has Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen kongreye Başbakan
Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız, TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut, AK Parti Grup Başkan Vekili
Mustafa Elitaş, AK Parti Milletvekilleri Yaşar Karayel, Pelin
Gündeş Bakır, İsmail Tamer, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet
Özhaseki, Kocasinan Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Melikgazi
Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ve çok sayıda partili katıldı.
Kongrede konuşan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, paralel yapıya
yüklendi. "Kayseri yüzümüzün akı oldu, gururumuz oldu.
Kayseri gerçekten bizim gözbebeğimiz" diyerek konuşmasına
başlayan Akdoğan, şöyle konuştu:
"Bizde bıkkınlık olmaz, yorgunluk olmaz. Biz sadece seçim
süreçlerinde koşmuyoruz. Seçim bittiğinde hizmet etmeye devam
ediyoruz. 2002 tarihi milletin siyasete ve yönetime el koyduğu
tarihidir. 93 ile 2002 dönemi fetret dönemidir. 10 yıl kayıp dönem
olmuştur. Bu dönemi çok iyi anlamamız lazım. AK Parti'nin neyi
temsil ettiğini anlamamız lazım. Bizler yeni Türkiye'yi inşa
ederken birileri de eski Türkiye'ye döndürmeye çalışıyorlar. Gezi
olayları 17-25 Aralık, din maskesi altında hain şebekelerle
üzerimize geldiler. Pembe dizilerde görülmeyen senaryolarla
üzerimize geldiler.
Bunlar o kadar yalancı ki, hiçbir gerçeklik yok, bilgi kırıntısı
yok. Tamamen yalan uyduruyorlar. Bunların uzantısı olan
habercilikle yalancılığı karıştıran bir anlayış ile karşı
karşıyayız. Bunların hepsi ittifak ettiler ayrı ayrı üzerimize
geldiler olmadı. Topyekun üzerimize geldiler yine olmadı.
Şimdi 7 Haziran'a gözlerini diktiler. Bunlar kaybetmeye mahkumdur.
İnşallah önümüzdeki seçimde kaybetmeleri bir devrin kapanması
anlamına gelecek. Büyük Türkiye'yi yeniden inşa etmemiz anlamına
gelecek. Aktör değişiyor ama oyunlar aynı. Kurdukları kumpaslar işe
yaramıyor. Oyunların üzerinde bir oyun var. Onlar ne yaparsa yapsın
millet bizim yanımızda olduktan sonra topu bir araya gelse inşallah
en ufak bir zarar veremezler.
Biz bu ülkeyi ne paralelcilere ne vesayetçilere ne de terörden
beslenenlere yediririz. Karşımıza kim olursa olsun milletin
iradesine uzanan her eli kırmasını biliriz. İster derin devlet
ister paralel, ister Ergenekon olsun hiçbir ihanet şebekesine prim
vermeyiz. Biz derin devletin, paralel devletin değil yalnızca
Türkiye Cumhuriyetinin çıkarlarına sahip çıkarız. Milleti kurda
kuşa yedirmeyiz. Bu devlet karanlık odalarda kurulmadı ki karanlık
odalarda yapılan oyunlarla yıkılsın. Milletin iradesinden başka bir
irade bu millete istikamet çizemez rota çizemez. 12 yılda bir
yandan hizmet bir yandan da engellemelerle, çetelerle karanlık
odaklarla uğraşıyoruz. AK Parti döneminde ekonomiyi 3.5 kat
büyüttük. Hem şeytan taşladım hem tavaf ettik.
Paris olaylarında hemen fitne fesat. Siz hiçbir şeyi temsil
etmiyorsunuz. O terör eylemlerini gerçekleştirenlerin felsefesiyle
sizin felsefeniz aynı. Her yolu mübah görüyorsunuz. Onlar
insanlığın hayatını yok ediyor, siz insanlığın hayatını
mahvediyorsunuz. Bu hastalıklı bir anlayıştır. Bu anlayışla hukuk
içinde ne gerekiyorsa onu yapacağız. İşte bu yapı istihbarat örgütü
sanıyor kendisini ama illegal örgüt gibi çalışıyor. Devlete
operasyon çekiyor, millete operasyon çekiyor. Onlar başarılı
olsaydı Türkiye'de esaret rejimi olacaktı.
Doğu'da Güneydoğu'da kimler siyaset yapabiliyor. AK Parti birlik ve
bütünlüğün sigortasıdır. O bölgede siyaset yapmak kolay değil.
Belediye başkanlarımızın yakınları kaçırılıyor, parti binalarımız
yakılıyor. Burayı kimseye bırakmayacağız. Baskıcı anlayışla
mücadele edeceğiz. Kürt kardeşlerimizi kimseye yedirmeyiz. Şunu
herkes bilmeli Hakkari'nin geleceği de Edirne'nin geleceğinden ayrı
düşünülemez. Kimse bu toprakları bölemez. Çözüm sürecini biz
başlattık. İnsanlar zihinlerinde, diğer partiler zihinlerinde
bölmüşler. Gitti Valilik önünde açıklama yaptı. Çünkü kendi
partisinin temsilcisi yok. Otorite paylaşımı anlamına gelen
illegaliteye müsaade etmeyiz.
Devlet burada ne yapması gerekiyorsa, bu gün o bölgede yapan devlet
yıkan örgüttür. Yakan yıkan, baskı kuran bir örgüt var. Bu gerçek
daha iyi görülüyor. Bu süreç inşallah başarıya ulaşacak. Ama bizim
bu anlayışla mücadelemiz devam edecek. Biz toplumun kabul
etmeyeceği bir adımı atmayız. Bu sürecin arkasında büyük bir destek
varsa Tayyip Erdoğan'a duyulan güvenin neticesidir."
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise dünyanın
Suriye'ye ilgisizliğinden yakındı. Yıldız, Davos'ta yasadışı
avlanan filler için gösterilen hassasiyetin Suriye'de öldürülen
çocuklar için gösterilmediğini vurgulayarak, "Davos'ta
Suriye ile alakalı öncelikler gündeme geldi. Hassasiyetle takip
edilen bir oturum daha vardı. Yasa dışı olarak avlanan fillerin
durumu ne olacak. Her yıl dişleri için 35 bin fil yasa dışı
avlanıyor. Biz ekolojik dengeye itina gösteriyoruz. Filler ile
alakalı avlanma yasağına katkı koyduk. Ama eğer Suriye'de bin 350
çocuk yasa dışı katledilmişken, 300 bin insan masum bir şekilde
öldürülmüşken dünyanın hassasiyetleri bu kadar olmamıştır. Bu
insanlığa yakışıyor mu? Bizler uluslararası arenada bazen
beğenilmiyor olsak bile gerçeği haykırmaya devam edeceğiz. Biz
doğruyu tekrar etmeye devam edeceğiz. Filler kadar hayatının önemli
olduğu masum çocuklarımızın haklarını korumaya devam edeceğiz. 12
kişinin öldürülmesine masum diyemeyiz, Paris'te katledilmesinin
sebebi makul olamaz. Ama o yürüyüşlerin daha fazlasının Orta Doğu
coğrafyasında olması lazımdı" şeklinde konuştu.
Petrol fiyatlarındaki dalgalanmaya da değinen Bakan Yıldız,
"Petrol fiyatları düşüyor, bu da vatandaşın cebine
yansıyor. 55 litrelik normal depo 205 TL'ye dolmaktadır. Bunlar
daha da devam edecektir" dedi.
Yıldız, Güneydoğu'daki belediyelerin elektrik borçları ile ilgili
ise, "Diyarbakır'da parasını ödemeyen belediyenin borcunun
ödenmesi lazım. Buna anlayış gösterilmesi gerekir. Siyasi
kimliklerinin arkasına saklanarak vatandaşın alması gereken hizmeti
aksatmamak lazım. Herkes karşılıklı sorumluluklarını yerine
getirecek. Oyların alındığı vatandaşa bir haksızlıktır. Kimse yolu
yokuşa sürmesin düz yolda gitmek varken. Ne inişten ne çıkıştan
bahsetmek fayda etmez" diye konuştu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki de, "Yerelde
zaten iktidardık. Akçeli işlere karışan bir tek başkanımız bile
olmadı. Hayır için, hizmet için bir araya geldik. Yıllardır bir
propaganda yapılıyor. AK Parti geldikten sonra bir kamplaşma olduğu
söyleniyordu. Bunu söyleyenler bilerek bir algı idaresinde
meşguller. Tek partili dönemdeki gibi bu millet zulüm görmedi.
Bizim iktidarımız öncesindeki iktidarlar Türkiye'yi mahvettiler.
Kimseye masal okumasınlar ‘Şimdi sertlik var' diye. Biz en zor
zamanda iktidar olduk. Cumhuriyet tarihinde de en iyi işleri biz
yaptık. En zor dönemde bizim iktidarımız engelli koşan bir
maratoncu gibiydi. Bu sıkıntılara rağmen başta Recep Tayyip Erdoğan
olmak üzere onun liderliğindeki kadro Türkiye'nin en güzel işlerini
yaptılar. Bu Cumhuriyetin başının belası olan vesayeti
kaldırdılar" diye konuştu.
(İHA)