Binanın yıkılmasında ana etken: ‘Beton kalitesi’
Kartal'da 21 kişinin hayatını kaybettiği Yeşilyurt Apartmanı'nın çökmesine ilişkin 3 şüpheli hakkında, 15'er yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi.
Kartal'da 21 kişinin hayatını kaybettiği Yeşilyurt Apartmanı'nın
çökmesine ilişkin 3 şüpheli hakkında, 15'er yıla kadar hapis
istemiyle iddianame düzenlendi.
Yıkılma riski bulunması nedeniyle yıkılmasına karar verilen, 7 katı
kaçak olarak inşa edilen, çöken binanın komşusu Yunus Apartmanı'nın
proje müellifi ve teknik sorumlusunun da şüpheliler Suzan Çayıroğlu
ile Uğur Mısırlıoğlu olduğu ortaya çıktı. Ayrıca binanın
yıkılmasında ana etkenin beton kalitesi olduğu belirtildi.
Kartal'da 6 Şubat 2019 tarihinde 21 kişinin hayatını kaybettiği 17
kişinin yaralandığı Yeşilyurt binasının çökmesine ilişkin yürütülen
soruşturma kapsamında 3 şüpheli hakkında "taksirle birden
fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma"
suçundan 15'er yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi.
KAÇAK KATLARLA BİRLİKTE 1995 YILINDA TAMAMLANMIŞ
Hazırlanan iddianamede, binanın yapı ruhsatının 20 Ekim 1992
tarihinde Kartal Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğü tarafından bina
sahibi Hikmet Yeşilyurt adına düzenlendiği belirtildi. Proje
asıllarına göre binanın proje mimarının Suzan Çayır, yapı
ruhsatında teknik uygulama sorumlusunun Uğur Mısırlıoğlu,
sürveyanın Arzu Keleş Baran olduğu ve statik hesaplamaların inşaat
mühendisi Osman Mısırlıoğlu tarafından yapıldığı anlatıldı. 1992
yılı sonlarında başlayan inşaatın İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlığı'ndan temin edilen hava fotoğraflarına göre 1995 yılında
kaçak katları da dahil olmak üzere tamamlandığının tespit edildiği
hatırlatıldı.
Olay yerinden birden fazla kez bilirkişiler tarafından keşif
yapıldığı, enkazın her katmanındaki kolon ve kirişlerden beton,
demir numunelerinin alındığının belirtildiği iddianamede, 3 kişilik
bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan rapora da yer verildi.
KOLONLARIN KESİLMEDİĞİ TESPİT EDİLDİ
Raporda, bodrum kattaki kolonların incelenmesinde, her kolonda
yaklaşık 70-80 cm uzunluğunda temelden çıkan kolon filiz
demirlerinin olduğu, daha önce iş yeri olarak kullanıldığı
belirtilen binanın bodrum katında kolon kesilmesiyle ilgili
herhangi bir bulguya rastlanmadığı, doğal gaz tesisatında oluşan ve
patlamaya neden olabilecek herhangi bir bulguya rastlanılmadığı
kaydedildi.
Bodrum katta kapı açılması ve taşıyıcı duvarın kesilmesi iddiası
üzerine yapılan incelemede, projede bodrum kat girişi olarak
belirlenen kapının başka bir yerden açılmasının binanın dayanımıyla
ilgisinin olmadığı, kapı açmak için kesildiği iddia edilen duvarın
binanın taşıyıcı sistemiyle ilgili olmadığının tespit edildiği
vurgulandı.
BİNANIN YIKILMASINDA ANA ETKEN: ‘BETON KALİTESİ'
Çöken binanın inşaatında kullanılan betonun gerekli basınç
dayanımında olmadığı, beton kalitesinin TSE standartlarında
belirtilen kriterlere uygun olmadığı ve proje statik hesapları
yapılırken dikkate alınan beton sınıfının uygulamada
gerçekleştirilememesi nedeniyle proje güvenlik düzeyinin
öngörülenin altına düşmesi binanın yıkılmasında ana etken olduğunun
değerlendirildiği belirtildi. Beton imalatında kullanılan kumun
içerisinde büyük ebatlı çok miktarda midye kabuklarının bulunduğu
anlatıldı.
ŞÜPHELİLERDEN 2'Sİ ASLİ KUSURLU
İddianamede, binanın teknik uygulama sorumlusu mimar Uğur
Mısırlıoğlu ve proje mimarı Suzan Çayır'ın asli, binanın yapımı
sırasında sürveyan olarak görev yapan Arzu Baran'ın tali kusurlu
olduğu belirtilirken, binanın statik hesabını yapan, inşası
aşamasında sorumluluğu olmayan Osman Mısırlıoğlu'nun kusurlu
olmadığı kaydedildi.
Yunus Apartmanı'nın sorumluları da aynı şüpheliler
Yıkılma riski bulunması nedeniyle yıkılmasına karar verilen, 7 katı
kaçak olarak inşa edilen ve çöken binaya komşu Yunus Apartmanı'nın
da proje müellifi ve teknik sorumlusunun Suzan Çayıroğlu ile Uğur
Mısırlıoğlu olduklarının tespit edildiği belirtildi.
Şüphelilerin ifadelerine yer verilen iddianamede, şüphelilerin
suçlamaları kabul etmedikleri, sorumluluklarını yerine getirdikleri
ve binanın yıkılması olayında sorumlu olmadıklarını ifade ettikleri
vurgulandı.
GÖREVLERİNİ USULÜNE UYGUN YERİNE GETİRMEDİLER
İddianamede, "Şüpheliler tarafından gerek kanunen gerekse
mesleki dikkat ve özen gösterilmiş, başından itibaren gerekli
kontroller sağlanmış, tüm sorumluluklar eksiksiz yerine getirilmiş
olsaydı bu üzücü yıkım ve zararın meydana gelmesine baştan engel
olabileceklerinin açık olduğu" denildi. Şüphelilerin proje
alanına gittikleri kabul edilse bile görevlerini ve
yükümlülüklerini usulüne uygun yerine getirmedikleri, inşaatın
projeye uygunluğunun denetlemesinin yapılmadığı, projeye aykırı
yapılan inşaata ve inşaatta kullanılan malzemelerin standart dışı
olmasına göz yumulduğu kaydedildi.
"DEPREM KUŞAĞINDA YER ALAN ÜLKEMİZDE İNFİALE YOL
AÇMIŞTIR"
İddianamede, "Tüm bu sebeplerle deprem kuşağında yer alan
ülkemizde henüz deprem meydana gelmeden ya da başka bir dış etken
olmadan kendiliğinden yıkılan binada 21 kişinin ölümü, 17 kişinin
yaralanmasıyla sonuçlanan, toplumda hassasiyete, infiale ve
vicdanların yaralanmasına yol açan olayda, şüphelilerin kusurlu
oldukları ve ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve
yaralanmasına sebebiyet verme' suçunu işledikleri
anlaşılmıştır" ifadelerine yer verildi.
3 ŞÜPHELİNİN 15 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
İddianamede, binanın projesini oluşturan Suzan Çayır, inşaatın
teknik uygulama sorumlusu Uğur Mısırlıoğlu ve inşaat teknikeri Arzu
Keleş Baran'ın "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve
yaralanmasına neden olma" suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla
kadar hapisle cezalandırılması istendi.
İddianame, gönderildiği Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından
kabul edilirse, şüpheliler önümüzdeki günlerde hakim karşısına
çıkacak.
(Gamze Erdemir /İHA)