Binali Yıldırım: Savunmada yüzde 67 yerlilik oranına ulaştık
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinin (MAKÜ) 2018-2019 yılı akademik yıl açılışı ve fahri doktora payesi tevcihi ve Diş Hekimliği Fakültesi temel atma törenine katılan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, "Kimsenin bizi tehdit edememesi için çok çalışmalıyız. Savunmamızı yerli ve milli silahlarla yapmalıyız. Yüzde 67 yerlilik oranına ulaştık. Hedef bu konuda kendi kendimize yeter hale gelmek" dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım,
"Geçmiş bir tecrübe kapısıdır. Osmanlı Devleti geçmişimiz, Türkiye
Cumhuriyeti geleceğimizdir. Utanılacak bir geçmişimiz tarihte
yoktur. Ecdadımızdan bize gururla anlatacağımız bir medeniyete,
tarihe sahibiz" dedi.
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Burdur Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesinin (MAKÜ) 2018-2019 yılı akademik yıl açılışı ve fahri
doktora payesi tevcihi ve Diş Hekimliği Fakültesi temel atma
törenine katıldı. Törende konuşan Binali Yıldırım, "Türkiye
genelinde üniversitelerde yaklaşık 7,5 milyon genç eğitim görüyor.
İlk, orta ve liseyle nüfusun üçte biri öğrencidir, 25 milyona varan
bir nüfus. Bu 25 milyon, 143 ülkenin nüfusundan daha fazla öğrenci
var. Bizi dünyada iddialı hale getiren bu genç ve dinamik
nüfusumuzdur. Gençlik gelecek, enerji, ümit demektir. MAKÜ'de
bilim, kültür, sanat, edebiyata yaptığı katkılarla gençlerin en
fazla tercih ettiği üniversiteler arasında yer almıştır. MAKÜ
hayvancılık alanında pilot uygulamaların yapıldığı üniversitelerden
biridir" diye konuştu.
Mehmet Akif'in 100 yıl önce Anadolu'yu işgal etmeye çalışan çakal
sürüsüne karşı milli uyanışı sağlamak için köy köy dolaşan bir dava
adamı olduğunu dile getiren Yıldırım, "Gençler çok çalışmalı ve
öğrenim gördüğü alanda en iyisi olmalı. Akif onların öyle olmasını
isterdi. Bu üniversitenin bu ismin altında ezilmemek için tarihe,
kültüre, sanata, bilime yaptığı katkılarla büyüdüğünü görüyoruz"
dedi.
"TARİHTE HAKİKATTA ONLARIN DEDİĞİ GİBİ DEĞİL"
Dünyada ilk üniversitenin Tunus'ta kurulduğunu aktaran Yıldırım,
"Bologna'daki üniversite 1088 yılında kurulmuştur. Batılılar
dünyada ilk üniversiteyi kendilerinin kurduğunu iddia ederler. Batı
böyledir, kendilerine yegane olduğunu düşünürler, tarihi, sanatı
hep kendileriyle başlatırlar. Bilimsel bütün teoriler onlara
aittir. Tarihte, hakikatte onların dediği gibi değildir. Akıl ve
bilimden uzaklaşan her devlet tarih kitaplarının konusu olmaktan
kurtulamazlar. Bugün Osmanlı'nın yerinde yükselen 25 devletin
topraklarına gidin Abdülhamit'in izlerini görürsünüz" dedi.
"GURURLA ANLATACAĞIMIZ MEDENİYETE SAHİBİZ"
"Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez" diyen TBMM Başkanı
Yıldırım, "Geçmiş dönüp yaşayacağımız dönem değildir. Geçmiş bir
tecrübe kapısıdır. Osmanlı Devleti geçmişimiz, Türkiye Cumhuriyeti
geleceğimizdir. Utanılacak bir geçmişimiz tarihte yoktur.
Ecdadımızdan bize gururla anlatacağımız bir medeniyete, tarihe
sahibiz. Onları hayırla yad ederiz. Mehmet Akif'in bile
unutturulmaya çalışıldığı hicranlı dönemden geçildi. Manevi
değerlerimiz horlandı, hakir görüldü. Milletimiz, geçmişinden
uzaklaştırılmak istendi. Kendi ülkesine, medeniyetine yabancı olan
insanlar her dönem mutlaka olmuştur, mutlaka olacaktır. Vatanımızı
bölmek, milleti parçalamak isteyenlere karşı daima uyanık olmak
mecburiyetindeyiz" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN BAŞI AĞRIRSA BALKANLAR KAFKASLAR VE ORTA DOĞRU
AĞIR HASTA OLUR"
15 Temmuz'da yaşanılan hain darbe kalkışmasının bu hususlardan biri
olduğunun altını çizen Yıldırım, "40 yılı bulan mücadelemiz, teröre
karşı mücadelemizde ülkemizi, birliği, beraberliği, kardeşliği yok
etmeye çalışan PKK terör örgütü ve onuna arka planında bulunan ağa
babalarıdır. Yüksek öğretim gençliği olarak Türkiye'deki barış,
huzur ve kardeşliği ortadan kaldırmak isteyenlere karşı çok ama çok
dikkatli olun. Türkiye'nin başı ağrısa Balkanlar, Kafkaslar, Orta
Doğu ağır hasta olur. Ülkemize, bölgemizdeki ülkelere karşı ne
yazık ki kötü düşünceleri olan, kötü emelleri olan bir takım
emperyal güçler vardır. Bunlara asla fırsat vermemeliyiz. Çünkü
millet ve devlet olarak bizim önemli hedeflerimiz var. Adaletin
hakim olduğu, sömürünün ortadan kalktığı bir dünya için gece gündüz
çalışıyoruz. Açlığın, yoksulluğun kader olamadığını tüm insanlığa
bunu anlatmaya çalışıyoruz. Ülkemizde milyonlarca göçmeni bu
sebepten dolayı himaye ediyoruz" diye konuştu.
"ALT YAPI GELİŞMİŞLİĞİNDE 9.SIRADAYIZ"
Cumhuriyet'in 100. yılına sadece beş yıl kaldığını hatırlatan
Yıldırım, "Bu zaman içinde ve sonraki yıllarda sürekli gelişerek
dünyanın en büyük ekonomisi olmayı arzu ediyoruz. Geçtiğimiz 16
yıla dönüp baktığımızda Türkiye'nin nereden nereye geldiğini görmek
çokta zor değil. 12 yılda görev yaptığım ulaşım ve haberleşme
sektörüne göz atarsak ne demek istediğim kolay anlaşılacaktır.
2002 yılında Türkiye, ulaşım ve iletişim alt
yapısı bakımından gelişmişlik sıralamasında dünyada 39. sıradaydı.
Görevi bıraktığım 2016 yılı itibariyle Türkiye'nin alt yapı
gelişmişlikte sırası 9 oldu. Dünyanın alt yapısı gelişmiş 9.
ülkesiyiz, bunlar 12 yıl içinde oldu. Bunu anlamak için Türkiye'yi
dolaşmaya gerek yok, Burdur'a baksanız bile göreceksiniz" dedi.
"SAVUNMADA YÜZDE 67 YERLİLİK ORANINA ULAŞTIK"
Burdur'un Antalya'ya, Denizli'ye, Isparta'ya bölünmüş yollarla
bağlı olduğunu kaydeden Yıldırım, "Kimsenin bizi tehdit edememesi
için çok çalışmalıyız. Savunmamızı yerli ve milli silahlarla
yapmalıyız. Yüzde 67 yerlilik oranına ulaştık. Hedef bu konuda
kendi kendimize yeter hale gelmek. Günümüzde bilimde, teknolojide
öncü isimler yetiştirmeyi arzu ediyoruz. Güç tank top tüfek silahta
değil, bugün güç bilgiye hakim olandadır. Bilgiye hakim olan bir
adım önde gidiyor. Gelecek bilgiyle kurgulanıyor. Sadece devletin
değil şahısların da hedefi olması gerekir" şeklinde konuştu.
"GÜNCEL OLUN"
"Güncel olmak yenilenmek demektir" diyen Yıldırım, "Yeni
bilinmezlere karşı hazırlıklı olmak demektir. Okumakla, daha çok
şey öğrenmekle mümkün olur. Mutlaka okuyun. Okumanın yaşı yoktur,
daha çok okumak daha insanı olgunlaştıracağı gibi kavgacı bir
toplumdan da bizi uzaklaştırır. Bardağın her zaman dolu tarafına
bakın, karamsar olmayın" dedi.
Rektör Prof. Dr. Adem Korkmaz ise, MAKÜ'nün 12 yıllık genç bir
üniversite olduğunu söyledi. 33 bin öğrencisi bulunan üniversitenin
bin akademisyen ve bin idari personelle bölgesine hizmet verdiğini
dile getiren Prof. Dr. Korkmaz, "Bilgiye sahip olan güce,
ekonomiye, bir otoriteye ve yetkiye sahip oluyor. Üniversiteler
bilginin üretildiği, dönüştürüldüğü, öğretildiği yerdir. En önemli
misyon ise o bilginin toplumun hizmetine sunulmasıdır.
Üniversitenin toplumla, sektörle işbirliği yapması gerekir. Bu
noktada fazla ortaklarımız yok. Yerele odaklanıp, kendimizi
uluslararası vizyondan da mahrum bırakmamalıyız. Bilime,
teknolojiye önem verenler bir adım öne geçiyor. Teknolojiyi sadece
alıp kullanmak yetmez, üretmenin yanında onun sahibi de olmamız
gerekir. Tüketici olursak, kalırsak başkalarının tasarladığı hayatı
yaşarız. Yazılım, donanım, üretim gibi her aşamada mührümüzü
vurmamız gerekir. Bilgi ve teknolojiyi kendimiz üretmeli ve sahibi
biz olmalıyız. Kendimizi sürekli yenilmeliyiz" dedi.
Konuşmaların ardından fahri doktora payesi tevcihi
gerçekleştirilerek, Diş Hekimliği Fakültesinin temeli atıldı.