Bayramda tatlı tüketimine dikkat !
Diyabetle Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Halk Sağlığı ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Emin Dinççağ, Ramazan Bayramı'nda özellikle şeker ve tatlı tüketimine dikkat çekerek, vatandaşları uyardı.
Diyabetle Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Halk Sağlığı ve İç
Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Emin Dinççağ, Ramazan Bayramı'nda
özellikle şeker ve tatlı tüketimine dikkat çekerek, vatandaşları
uyardı.
Ramazan Bayramı'nın şeker değil, sevgi bayramı olduğunu hatırlatan
Dr. M. Emin Dinççağ, "Ramazan ayının sonunda idrak
edeceğimiz bayramda yeme, içme, gezme kültürü yerine bir arada
olma, paylaşma, konuşma, birbirimizi anlama ve anlatma kültürünün
yaşanması durumunda, obesite gibi sağlık problemleri, stres,
anksiyete, depresyon gibi ruhsal sıkıntıların yaşanmayacağını
bilmeliyiz. Uzun bir oruç döneminden sonra, yemenin, içmenin öne
çıktığı yaşam biçiminin obesite ile kendini gösterdiği, oysa yeme
içmenin basit bir ihtiyacımız olduğunu aslolanın insani
değerlerimiz ve ruhsal zenginliğimiz olduğunu hatırlamamız gerekir.
Yeme ve yeme içme kültürünün önemsendiği, aşırıya kaçıldığı, yeme
davranışlarına aşırı değer yüklendiği durumlarda, yeme içme
problemlerinin insan sağlığını tehdit ettiğini, bazı bireylerin
sıkıldıkça yemek yeme alışkanlıklarının aşırıya kaçtığını ve bunun
sonucu olarak da obesite gibi önemli sağlık problemlerinin
yaşandığı unutulmamalıdır" dedi.
Bayramda şeker ve tatlı tüketimine dikkat çeken Dr. Dinççağ,
"Şeker tüketiminin aşırıya kaçılmaması, her bayram
ziyaretinde mutlaka ikramda bulunulmaması, ikramların alınmaması
durumunda bunun reddetmek gibi kabul edilmemesi gerekir. Bazı
alışkanlıklarımızın terk edilmesi, özellikle yeme içme konusunda
aşırı beslenmenin insan sağlığı için tehdit oluşturduğu herkesçe
kabul görmelidir. Bayramda çok şeker tüketilmemelidir. Bayram
günleri, çocuklara, yaşlılara, akrabalara daha çok zaman ayrılmalı,
birarada olmanın, konuşmanın, dinlemenin yemek içmekten daha
sağlıklı olduğu ve ikramların da az ve aşırıya kaçmamak şartı ile
kabul edilmesinin daha uygun olduğu göz önünde tutulmalıdır.
Geleneksel davranış biçimlerinin ve değerlerimizin yeme içmeden
çok, kardeşliğin, barışın, birarada olmanın, birbirimizi anlamanın
ve dinlemenin, çocuklara sevgi büyüklere saygı göstermenin sağlımız
için de daha faydalı olduğunu bilmeliyiz. Bugün dünyanın mücadele
ettiği obesite gibi sağlık sorunları ile depresyon, anksiyete, uyum
bozuklukları, sosyal sorunlarla başa çıkabilmek daha çok insani
ilişkilerimizi geliştirmekle mümkündür. Şekere değil, sevgiye,
tatlılara değil, konuşmaya, anlatmaya, anlamaya, dinlemeye
paylaşmaya daha çok ihtiyacımız vardır. Bu değerler obesiteye yol
açmaz, kalp damar hastalıklarına davetiye çıkarmaz, diyabetti
önler, bir yığın ilaç kullanmaktan bizi korur" diye
konuştu.
(İHA)