Batuhan Yaşar 15 Temmuz gecesini anlattı
TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı (İHA) Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, 15 Temmuz gecesi yaşananlara ilişkin, "Rejiyi aradan çıkardık. Reji size cumhurbaşkanı bağlar, başbakanı bağlar konuşursunuz veya herhangi bir konuk olur. O gece bir taraftan komutanların telefonlarını arıyorsunuz, bir taraftan Cumhurbaşkanına ulaşmak için Cumhurbaşkanı Danışmanı Mustafa Varank'ı arıyorsunuz. O gün canlı...
TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı (İHA) Ankara Temsilcisi Batuhan
Yaşar, 15 Temmuz gecesi yaşananlara ilişkin, "Rejiyi aradan
çıkardık. Reji size cumhurbaşkanı bağlar, başbakanı bağlar
konuşursunuz veya herhangi bir konuk olur. O gece bir taraftan
komutanların telefonlarını arıyorsunuz, bir taraftan
Cumhurbaşkanına ulaşmak için Cumhurbaşkanı Danışmanı Mustafa
Varank'ı arıyorsunuz. O gün canlı yayına bağınız devam ediyor,
sesleriniz de devam ediyor. Dolayısıyla o gece çok ilginç bir
geceydi" dedi.
TGRT Haber ve İHA Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Sheraton Otel ve
Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen Türkiye Bilişim Derneği (TBD)
33. Ulusal Bilimi Kurultayı'na katıldı. Kurultay kapsamında
düzenlenen İnternet, Yeni Medya ve Demokrasi konulu panelde konuşan
Yaşar, "öyle bir çağa geldik ki, bilişim çağı, teknoloji
çağı, birçok beylik laflar ediliyor ama 1990 yılıydı sanırım, o
dönemin Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna'ydı. Ben de sağlık
muhabiriydim. Yaklaşık 15 günlük Türki Cumhuriyetler gezinse çıktık
beraber. O zaman çağrı cihazları vardı. Arardınız, ‘beni ara anne'
derdiniz, isim bırakırdınız veya 500 karakteri geçmeyecek şekilde
not bırakırdınız. Biz Türki Cumhuriyetler gezisine çıktık ve 15 gün
Tür5kiye ile ilişkimiz kesildi. Yani ne bir telefon açma ne bir
haber alma; bırakın interneti falan hiçbir şekilde, Allah korusun
bir yakınınızı kaybetseniz haberiniz olmayacak. Dönünce haberiniz
olacak. Yine o dönemlerden 2016'lara geldik. Yine o dönemlerde
siyasi partileri takip eden arkadaşlar bilir, bende ANAP'ı takip
ediyordum. Önce rahmetli Özal ondan sonra Mesut Yılmaz. Ne
bilgisayar var ne başka bir şey. Bakkallara ya da ticarethanelere
rica ederdik, ‘şu haberi telefonla yazdırabilir miyiz' derdik. O
arada otobüs kaçardı, bir başka şehre gidebilmek için birbirimizden
yardım isterdik. Sonra faks cihazları, araç mobil cihazları çıktı.
Artık öyle bir hale geldik ki mailler bile bizi kesmez
oldu" ifadelerini kullandı.
"REJİYİ ARADAN ÇIKARDIK"
15 Temmuz darbe girişimi gecesine ilişkin konuşan Yaşar, "O
gece herkesin duruma göre değil de herkesin anlaşmışçasına,
hiçbirimizin birbirinden haberi olmadan; bu nereye gider… Biz
yayına girdiğimizde saat 11'e 10 vardı. İlk kez şöyle bir şey
yaşandı; yayınların merkezsi İstanbul'dur, Ankara her zaman
İstanbul'a destek olur ama o akşam yayınların ekseni Ankara'ya
kaydı. Herkes birbiriyle anlaşmışçasına, baştan itibaren çok net
bir şekilde darbenin karşısında durdu. O gün başka bir şey daha
oldu. Rejiyi aradan çıkardık. Reji size cumhurbaşkanı bağlar,
başbakanı bağlar konuşursunuz veya herhangi bir konuk olur. O gece
bir taraftan komutanların telefonlarını arıyorsunuz, bir taraftan
Cumhurbaşkanına ulaşmak için Cumhurbaşkanı Danışmanı Mustafa
Varank'ı arıyorsunuz. O gün canlı yayına bağınız devam ediyor,
sesleriniz de devam ediyor. Dolayısıyla o gece çok ilginç bir
geceydi. Tam 11'e gelirken Türk silahlı Kuvvetlerinin korsan
bildirisi yayınlandı. Darbeciler o gece TRT'nin dışında olan diğer
kanalları veya internet medyasını unutmuşlardı. Tabi ki bir de
yarış olur hepimizin arasında, ilk kim bağlayacak, ilk kim
konuşacak; ilk cumhurbaşkanını kim çıkaracak, başbakanı kim
çıkaracak. Sevgili Varank ile konuştum dedi ki; ‘ben yanında
değilim, sayın cumhurbaşkanı Marmaris'te.' Biliyorum Marmaris'te
olduğunu zaten; bir tatile çıkmıştı. Yanında Hasan Doğan var. Hiç
birimizi aklında facetime bağlanmak yok. Başbakan ile yaptığımız
gibi bir telefon bağlantısını hesaplamıştık" dedi.
"Yönetim Kurulu Başkanımı Mücahit Bey, ‘Çok sert bir
şekilde bu darbeye karşılık vereceğiz' dedi"
Darbe girişiminin komuta zinciri çerçevesinde olmadığını, alttan
gelen bir isyan olduğunu öğrendikten sonra birçok önemli komutanı
yayına bağlamayı düşündüklerini ifade eden Yaşar, şöyle devam
etti:
"O arada da tabi Ankara temsilcileri de genelde patronlarla
direkt olarak iletişime geçerler. Mücahit Bey aradı. Çok net bir
şekilde darbe tam da kendisini hissettiriyor. Yönetim Kurulu
Başkanımı Mücahit Bey, ‘Çok sert bir şekilde bu darbeye karşılık
vereceğiz' dedi. Öyle başladık yayına. Ben sonradan duydum,
‘Öleceksek bu gece ölelim' demişim. Kameraman arkadaşım Aziz Turan
bekliyor, ‘Kapıyı kilitledim, içeri girmeleri 10 dakika sürer'
diyor. Uçaklar alçak uçuş yapınca ben her şeyin normal gitmediğini
anladım. Büroya gittiğimizde aslında bir darbe ile karşı karşıya
olduğumuzu ç.ok net bir şekilde anladık. ‘Bu dönemde 2016'nın
dünyasında darbe olur mu ? Saçmalamayın' diye konuşuyorduk daha
önce bir baktık gerçekten kanlı bir darbe ile karşı karşıyayız.
Kendi vatandaşını öldüren bir teşebbüsle, acımazsızca Meclis'ine
ateş eden bir durumla karşı karşıyayız."
"4 VEYA 5 KİŞİYLE KONUŞTUM 3 TANESİ 1 AY SONRA DARBECİLERLE
İŞBİRLİĞİ YAPMAKTAN, BYLOCK KULLANMAKTAN TUTUKLANDI"
Darbe girişimi günü TGRT'nin yayınına bağlanan 4 kişiden 3'nün
darbecilerle işbirşlği yapmaktan tutuklandığını kaydeden Yaşar,
"TGRT'nin binası var Kızılırmak Sokak'ta; bütün olaya hakim
oranın terası. Yukarı baktık ki her tarafa ateş açılıyor, terastan
her şeyi görebiliyorsunuz. Genç kameraman arkadaşlarımızı yukarı
çıkarttık. Çocuklar ayakta duramıyor, ilk kez böyle bir şeyle
karşılaşmışlar. Ayaklarının bağı çözüldü deriz ya, çıkartıyorsunuz
çocuk yere çöküyor, bırakın çekim yapmayı. Bir taraftan F-16'lar
ses hızını aşıyor, sonik patlamalar, bir taraftan süper kobralarla
yapılan ateş; Kızılay meydanına, Genelkurmay'ın önüne. Orada bir
can pazarı yaşanıyor. Böyle bir ortamda yayına, ‘Öleceksek bu gece
ölelim' diye başladık. Herkes anlaşmışçasına, ‘bu darbe başarılı mı
olur, başarısız mı olur' hesaplarının hiçbirisi yapılmaksızın.
Korkunç bir geceydi. Sabah bir türlü olmak bilmiyordu. Mehmet Tiren
arkadaşım bana sordu ‘kaç tane F-16'mız var' ben dedim ki 240 tane,
3 tanesi düşmüştü 237 tane var. Birbirimize de moral vermeye
çalışıyoruz. Dedi ki ‘merak etme havada sadece 7 tane f-16 var. 233
tane f-16 bu darbeye katılmıyor.' Tekrar stüdyoya girdik. Bir
taraftan askerleri bağlıyoruz, bir taraftan özel kuvvetler
komutanını bağlıyoruz. Galiba 4 veya 5 kişiyle konuştum 3 tanesi 1
ay sonra darbecilerle işbirliği yapmaktan, ByLock kullanmaktan
tutuklandı" diye konuştu.
(İHA)