Başbakan Yıldırım Yunan gazetesine mülakat verdi
Başbakan Yıldırım, "Yunan İltica Komisyonunun 2 darbeci kaçağa iltica hakkı tanınması kararı başka bir düş kırıklığı kaynağı olmuştur. Buna karşı, Yunan hükümetinin karara itiraz etmesini olumlu karşılıyoruz." dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, darbe girişimi sonrası Yunanistan'a
kaçan darbeci askerlere ilişkin, "Yunan İltica Komisyonunun 2
darbeci kaçağa iltica hakkı tanınması kararı başka bir düş
kırıklığı kaynağı olmuştur. Buna karşı, Yunan hükümetinin karara
itiraz etmesini olumlu karşılıyoruz." dedi.
Başbakan Yıldırım, Yunanistan'ın To Vima gazetesine verdiği
mülakatta iki ülke ilişkilerini değerlendirdi.
Ege Denizi'nde iki ülke arasındaki ihtilaflara değinen Yıldırım,
Yunanistan'ın Ege'yi tümüyle Yunan denizi sayan bir tutum içinde
olduğunu belirterek, "Gerginlik, sadece Türkiye'nin çabalarıyla
giderilemez. İki taraf da diğerinin hassasiyetlerinin farkında.
Sakinliğin iki tarafın da çıkarına olduğunu anlamamız gerekiyor.
Sorun yaratmaktan kaçınmak bir şey, tez değiştirmek başka bir
şeydir. Yunan tarafından medya dahil olmak üzere daha olgun bir
tavır takınmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile yakın çalışma ilişkisi
olduğunu ve gerginlikten kaçınılması için sürekli diyaloğun katkı
sağlayacağını vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Ege'de savaş uçağı düştüğünde hemen kendisini aradım ve
taziyelerimi ilettim. 2017 yılında 921 bin Türk Yunanistan'ı
ziyaret etti, Türkiye'yi ise 595 bin Yunan ziyaret etti. İki ülke
ilişkilerinin geliştirilmesi ön yargıların aşılmasına yardımcı
olacak."
Yıldırım ayrıca, Azerbaycan doğalgazını Avrupa'ya taşıyacak, TANAP
ve TAP gibi enerji projelerinin iki tarafın ilişkilerinin
geliştirilmesinde önemli rol oynadığını söyledi.
"EGE'DE TEKERLEĞİ KEŞFETMEYE GEREK YOK"
Ege Denizi'ndeki adalara ilişkin sorunların çözümü için "dikkatli
ve sabırlı" müzakere süreçlerine ihtiyaç duyulduğunu belirten
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şüphesiz ki uluslararası anlaşmalarla Yunanistan'a verilmemiş bazı
coğrafi oluşumlar var. Ege'deki anlaşmazlıkların listesinde bunlar
da bulunuyor. Türkiye, uluslararası anlaşmalarla Yunanistan'a
verilmiş olan adalar üzerindeki egemenliğinden şüphe etmiyor. Yeni
bir şeyden söz etmiyoruz. Bu meselelerin çözümü için tekerliği
keşfetmeye gerek yok. Bu açıdan iki ülke yıllardır diyalog yoluyla
uluslararası hukuka uygun bir müktesebat oluşturmuştur."
"YUNAN ADALETİ DARBE KURBANLARININ HAKLARINI
ÇİĞNEDİ"
Yıldırım, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe
girişimi ardından Yunanistan'a kaçan ve iltica talebinde bulunan
darbecilere ilişkin de şunları söyledi:
"Bunlar, masum insanların yaşamlarını yitirmelerine, birçok insanın
yaralanmasına yol açan darbe girişiminde faal bir şekilde yer
aldılar. Seçilmiş cumhurbaşkanını hedef aldılar. Bu kişiler,
demokratik yoldan seçilmiş hükümeti devirmeyi başaramadıklarını
anladıklarında, bu sekiz kişilik grup helikopterle yasa dışı bir
şekilde kaçtı."
Yunan adaletinin uluslararası hukuk ilke ve kurallarına aykırı
olarak bunları cezasız bırakıp darbe kurbanlarının haklarını
çiğnediğine dikkati çeken Yıldırım, "Yunan İltica Komisyonunun 2
darbeci kaçağa iltica hakkı tanınması kararı ise başka bir düş
kırıklığı kaynağı olmuştur. Buna karşı, Yunan hükümetinin karara
itiraz etmesini olumlu karşılıyoruz." ifadelerini kullandı.
Yıldırım ayrıca, askeri yasak bölgede sınırı geçerek yakalanan iki
Yunan asker meselesine değinerek, "Kendilerine uygulanan süreç Türk
yasalarını çiğneyen herhangi birisiyle aynıdır. Bu askerlere
imtiyazlı davranılmasını beklemek mantıksızdır. Makamlar,
askerlerin taşıdıkları telefonların dijital kanıtlarını
incelemektedir." değerlendirmesinde bulundu.
"GÖÇMEN MUTABAKATININ ANAHTARI YUNANİSTAN'IN
ELİNDE"
Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki göçmen mutabakatı
sonrasında Ege'de sığınmacı geçişlerinin günlük ortalama 7 binden
100 kişiye gerilediği bilgisini paylaşan Yıldırım, "Sığınmacılar,
geri gönderileceklerini düşünerek, bu tehlikeli yolculuğu yapmaya
değmeyeceği psikolojisine girdiler. Biz anlaşmayı planladığımızda
bu psikolojik unsuru göz önünde tutmuştuk." ifadelerine yer
verdi.
Yıldırım, sığınmacıların geri gönderilmelerinin ağır şekilde
ilerlediğini anımsatarak, şöyle devam etti:
"Bu, ülkenizdeki adli sistemden mi yoksa Türkiye'yi 'güvenli üçüncü
ülke' olarak tanımak istemediğinizden mi kaynaklanıyor bilmiyorum
ancak bir taraftan sığınmacılar adalarda sıkıntılı şekilde uzun
süre bekliyor ve sorun yaratıyor, diğer taraftan da şimdiye kadar
yasa dışı göçmenler için caydırıcı olarak işleyen psikolojik unsuru
kaybetmiş oluyoruz. Bunun anahtarı sizin elinizdedir."
"TEK TARAFLI HİDROKARBON ARAMA FAALİYETLERİ RUMLARIN DAR
GÖRÜŞLÜ YAKLAŞIMINA ÖRNEK"
Kıbrıs meselesine ilişkin "Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türklerin
siyasi eşitliğini hazmedemiyor." ifadelerini kullanan Yıldırım,
1968'den bu yana tüm çabaların bu nedenle çözümsüz kaldığını
kaydetti.
Çözümün, Doğu Akdeniz'in istikrar ve refahına katkıda bulunacağını
vurgulayan Yıldırım, Rum kesiminin tek taraflı hidrokarbon arama
çalışmalarına ilişkin, "Bu mesele de Rumların dar görüşlü
yaklaşımlarına bir örnektir. Rumlar, adanın tümü onlarınmış gibi
davranıyorlar ve Türklerin haklarını görmezlikten geliyorlar.
Türkiye gerek Kıbrıslı Türklerin gerekse kendi haklarını korumaya
devam edecektir." uyarısında bulundu.