Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Türkiye Vizyon Belgesi'ni Açıkladı - 2
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde Cumhurbaşkanlığı Türkiye Vizyon Belgesi'ni açıkladı. Toplantıya partililerin yanı sıra, TFF Başkanı Yıldırım Demirören, sanatçılar Orhan Gencebay, Hülya Koçyiğit, Bülent Ersoy, Zerrin Özer, Hande Yener, Alişan, Metin Arolat ve eski futbolcu Ahmet Dursun ile çok sayıda davetli katıldı."DEVLET MİLLET KUCAKLAŞACAK"
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde Cumhurbaşkanlığı Türkiye Vizyon Belgesi'ni açıkladı. Toplantıya partililerin yanı sıra, TFF Başkanı Yıldırım Demirören, sanatçılar Orhan Gencebay, Hülya Koçyiğit, Bülent Ersoy, Zerrin Özer, Hande Yener, Alişan, Metin Arolat ve eski futbolcu Ahmet Dursun ile çok sayıda davetli katıldı.
"DEVLET MİLLET KUCAKLAŞACAK"
Toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, "Bu yarışta bizimle beraber
olan iki partinin adayı, 'ben icranın başı değilim' diyor. Tavsiye
ederim anayasayı okumasında fayda var. Anayasayı okursa, devletin
başının cumhurbaşkanı olduğunu 104'ncü maddede görür. 104. madde
orada var. İcranın başıdır. O demeden çok engeller olur. Biz siyasi
tarihimiz boyunca cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi
gerektiğini savunduk. 1993 yılında bu amaçla İstanbul'da mitingler
düzenlerdik. 2007 yılında TBMM'de cumhurbaşkanı seçmemiz
engellendiğinde, artık bu reformun kaçınılma olduğunu gördük,
anayasayı değiştirdik ve cumhurbaşkanlığı makamının anlamını da
böylece değişime tabi tuttuk. İşte bir ay sonra halk
cumhurbaşkanını seçecek. Ben 'halk başkanını seçecek' dedim, bu
beyler bundan rahatsız oldular. Diyorum ya; bilmiyor, anlamıyor.
Cumhurbaşkanı ne demektir? Cumhur-başkanı. Cumhur halktır, başkan
da onun başkanıdır. Burayı iyi incelese yakalayacak işi. Bu
cumhurbaşkanı halktan aldığı güç ve yetkiyle halkın arzularını
temsil edecek. Statükonun bekçisi olan değil milletin tarafını
tutan bir cumhurbaşkanı anlayışı ülkemize hakim olacak. Böyle bir
iklimde inşallah Türkiye'de değişim taleplerinin önündeki tüm
engeller kalkacak, devlet millet kucaklaşacak. Türkiye hızla bu
değişimi yakalayacak.
"BU BELGE HEM BİZİM HEM DE 77 MİLYONUN BAŞVURU KAYNAĞI
OLACAK"
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"Bugün açıklayacağımız vizyon belgesi, işte bu yeni dönemin yol
haritasını ihtiva ediyor. Bunu tabi ben ve üç beş arkadaşım değil,
geniş bir ekiple, kollektif bir ekibin aklı olarak bu vizyon
belgesini hazırladık. Haftalarca bunun üzerinde çalışmalar yapıldı.
Bizzat katıldığım toplantılarla da nihai sonuca vardık.
Cumhurbaşkanı olarak Türkiye için nasıl bir ufuk ön gördüğümüzü bu
vizyon belgesinde bulacaksınız. Eğer milletimiz takdir eder
cumhurbaşkanı seçilirsek, 5 yıllık dönemde nasıl bir yol
izleyeceğimizi, hedeflerimizi, yaklaşımlarımızı bu vizyon
belgesinde kayıt altına aldık. Bu belge hem bizim hem de 77
milyonun başvuru kaynağı olacak."
"DEMOKRATİK YÖNETİM, REFAH TOPLUMU VE ÖNCÜ ÜLKE BAŞLIKLARI
BULUNUYOR"
Cumhurbaşkanlığımız süresince, yol haritamız olacak, başvuru
kaynağımız olacak vizyon belgesi, 'Yeni Türkiye Yolunda' ismini
taşıyor. Altında şunu göreceksiniz. Demokratik yönetim, refah
toplumu ve öncü ülke başlıkları bulunuyor. 3 başlık. Yeni Türkiye
vizyonuyla neyi kast ediyoruz? 12 yılda ülkemizin dört alanda
dönüşmesine yollar açtık. Demokratikleşme, refah, şehirleşme,
uluslararası ilişkiler. Ülkemiz bugün 12 yıl evveline göre, çok
daha demokratik bir ülkedir. Her türlü engele rağmen
demokratikleşme hedefimizden taviz vermedik. Milli iradeyi tutsak
alan vesayetçi anlayış ve yapıları tasviye ediyoruz. Hukukun
üstünlüğü, vatandaşlık hakları, çoğulculuk, çözüm süreci,
demokrasimize sınıf atlatmıştır. Refahın artışı ve yaygınlaşması
ikinci önemli başarıdır. Onlarca yıldır milletimizi, eğitimden
sağlığa, ulaşımdan çevreye, enerjiden savunmaya kadar,
mahrumiyetler içerisinde yaşatan zihniyete biz son verdik."
"YEREL DEMOKRASİYİ GÜÇLENDİRDİK"
"Üçüncü dönüşüm şehirlerimizde olmuştur. Milletimizi hor gören,
elitist anlayışın, milletimize reva gördüğü hizmet mahrumiyetine
son verdik. Belediyeleri etkin, hızlı, sorumlu ve kapsamlı işler
yapan kurumlara dönüştürdük. Şehirlerimizi parklar, okullarla
donattık. Yerel demokrasiyi güçlendirdik. Şehirlerimizin tarihi
karakterleri büyük restorasyon çabamız ile yeniden ortaya çıkmaya
başladı."
"10 MİLYON TABLET BİLGİSAYAR VE BÜTÜN SINIFLARA ETKİLEŞİMLİ
TAHTA OLACAK"
"Dördüncü dönüşüm uluslararası ilişkilerde oldu. Ülkemiz, insanımız
geçmişle kıyaslanamayacak kadar saygın bir konumdadır. Ülkemizin
adı artık sadece bölgemizde değil, dünyanın geniş coğrafyasında
itibar ve muhabbetle anılmaktadır. Türkiye kriz endişesi içinde
olan değil, herkesin geleceğe güvenle baktığı bir ülkedir. Türkiye
artık her sabah bir kriz veya darbe haberi lama korkusuyla
yaşayanların değil, çocuklarıyla geleceğe güvenle bakan insanların
ülkesidir. Eğitime baktığınızda okuma yazma oranının neredeyse
yüzde 100'lere yaklaştığını göreceksiniz. Artık yavrularımız
kitaplarını, benim yaş kategorimde olanları söylüyorum, biz okumak
için kitabımızı bulamazdık. Abilerimizden notlarını isterdik.
Parayla alacağız, vermezdi bize. Çalakalem hocamız dersleri
anlatır, biz not alırız. Gençler bakın şimdi biz sıralarımızın
üzerine okullar açılırken kitapları ücretsiz olarak koyuyoruz.
Şimdi yeni bir adım daha attık. Nedir o? Artık etkileşimli
tahtayla, tablet bilgisayarlarla artık derslerini takip edecek.
Şimdi 10 milyon tablet bilgisayar ve bütün sınıflara etkileşimli
tahta olacak. Üç yıl içinde bunu da gerçekleştireceğiz."
"NE OLDU? ÜLKEMİZ BÖLÜNDÜ MÜ?"
"Artık Türkiye yardım alan değil yardım veren bir ülkedir. Takip
eden değil takip edilen bir ülkedir. Göreve geldiğimizde
Türkiye'nin yardım eli, 45 milyon dolar. Şimdi 3,5 milyar dolar.
Dünyaya yaptığımız yardımlar. Türkiye artık kıyafeti veya inancı
yüzünden okul ve devlet dairesi kapılarından kovulanların değil,
her yaşam tarzının serbestçe yaşadığı ülkedir. Kızlarımız yurt
dışına kaçıp gittiler. Ben de kendi kızlarımı yurt dışına
gönderdim. Benim kızlarım başörtüsüyle ABD'de okuyabiliyor; ama
benim ülkemde okuyamıyor. Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.
Böyle yaşadık. Şimdi bütün bunların hepsi özgür hale geldi. Ne
oldu? ülkemiz bölündü mü? Parçalandı mı? Öğrencilerimiz arasında
sıkıntı mı var? yok. Hepsi kardeşçe, el ele, kol kola
okuyorlar."
"EN PARLAK DÖNEMİNE ULAŞACAKTIR"
"2023 ki bu bizim bir tayin ettiğimiz bir hedeftir, milletimiz için
büyük bir hedeftir. Cumhurbaşkanını kendisinin seçmesi kararını da
2007'de halk oylamasında muhalefete rağmen milletimiz kendisi
vermiştir. Böylece 10 Ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçimleri ayrı
bir anlam kazanmıştır. Sınırlarımız bizim medeniyet atılımızı asla
sınırlayamaz. Hoşgörüsüyle, çoğulculuğuyla, büyük bir medeniyetin
mirasçısı olarak dünyaya daha da açık olmak zorundayız. Her insan,
her bölge, her güzellik bize dosttur. Siyasi sınırlarımız bizim
medeniyet atılımlarımızı asla sınırlayamaz. Amacımız 2023 yılında
yani cumhuriyetimizin yüzüncü yılında şu dört temel hedefe
ulaşmaktır. Demokrasiyi ve toplumsal normalleşmeyi daha da ileriye
taşımak, toplumsal refahı yükseltmek, dünyada öncü ülkeler arasında
olmak. AK Parti'nin 12 yıllık iktidarıyla başlayan yeni Türkiye'yi
inşa süreci, cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle birlikte en parlak
dönemine ulaşacaktır."
"SUNİ GERİLİMLERLE MİLLETİMİZİ AYRIŞTIRMAYA ÇALIŞANLARIN"
"Bizim yönetim anlayışımız milletimize saygı ve güvene dayanıyor.
Biz milletimize efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik.
Yönetim anlayışımız millet merkezlidir. Eski ve yeni her türlü
vesayete karşıdır. Büyük düşünen vizyoner bir anlayıştır. 2023
yılında ve o yolculukta demokrasimizi inşallah daha da
güçlendireceğiz. Bugüne dek başardığımız demokrasi ve özgürlükler
alanındaki reformları, eski tek tipçi, paralel kalıntıları bertaraf
ederek daha üst seviyelere ulaştıracağız. Suni gerilimlerle
milletimizi ayrıştırmaya çalışanların önünde dim dik durmaya devam
edeceğiz. Bizim muhatabımız millettir, gelecektir. Biz geleceğin
peşindeyiz. Bizim mayamız birliktir, biz birliğin peşindeyiz. Biz
inşaanın peşindeyiz. Bizim davetimiz çoğulcu eşitlikçidir. Biz
demokrasinin peşindeyiz. Biz taş üstüne taş koymuş herkesi
kucaklıyoruz, kimseyi reddetmiyoruz. Bu ülkenin Müslüman olsun
farklı dinlere mensup olsun her bir vatandaşı, her etnik kimlikten,
her düşünceden, her farklılığa sahip vatandaşı bizimdir.
Türkiye'nin geleceğine sahip çıkan herkesle birlikteyiz."
"YENİ ANAYASA YENİ BİR GELECEK DEMEKTİR"
"Yeni bir anayasa öncelikli gündem maddelerimiz arasındadır.
Milletimizin güven duyacağı, refah, güç ve gelecek beklentilerin
karşılayacak bir anayasa olmazsa olmazdır. Milletin güven duygusuna
hitap eden, güvence yaratan bir anayasa şarttır. İnanıyoruz ve
biliyoruz ki milletimiz 95 yıl önce başardığını bugün de başarmaya
azimlidir, kararlıdır. Yeni anayasa yeni bir gelecek demektir.
Milletimiz takdir ederde Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Cumhurbaşkanı
olarak seçilirsek bu vizyona dayalı anayasanın hazırlanması için
gereken öncülüğü yapmak, öncelikli işlerimiz arasında yer
alacaktır."
"77 MİLYONUN TÜM SORUNLARINI ÇÖZMEK DEVLETİN ASLİ GÖREVİDİR"
"2023 yılında hedefimiz, etnik mezhepsel, inançsal, her türlü
farklılığı kucaklayan, demokratik bir anlayışın hayata
gerçekleştirilmesidir. Türk, Kürt, Arap, Çekes, Boşnak, Roman,
Alevi, Sünni farklı din mensupları arasında ayrım yapmadan 77
milyonun tüm sorunlarını çözmek devletin asli görevidir. Bu yönde
çözüm perspektifiyle atılan adımlar büyük önem taşımaktadır ve
neticeye ulaştırılmalıdır. 2023 vizyonunda hiç kimsenin kendisini
devlet karşısında, devletin kurumları karşısında ezik, ötelenmiş
hissetmediği bir Türkiye'yi tasavvur ediyoruz."
"CUMHURBAŞKANI OLARAK ÇÖZÜM SÜRECİNİN EN YAKIN TAKİPÇİSİ VE
DESTEKÇİSİ OLACAĞIZ"
"Allah nasip eder de, cumhurbaşkanı olursak çözüm sürecini daha
güçlü bir şekilde sürdürmek için ilgili tüm kurumları yönlendirmeye
ve toplum kesimlerini bu sürece sahip çıkmak için gerekli mesajları
vermeye devam edeceğiz. Cumhurbaşkanı olarak çözüm sürecinin en
yakın takipçisi ve destekçisi olacağız. Bu kardeşlik projesini, bu
Türkiye'yi ayağı kaldırma projesini, bu çözüm projesini inşallah
hep birlikte nihayete erdireceğiz."
"DEMOKRATİK DEVLET BUNUN GÜVENCESİDİR"
"Devleti, din devlet ilişkisi alanına tahakküm eden değil, bu alan
güven veren bir araç olarak görüyoruz. Devlet, din ve inanç
etrafında örgütlenen vatandaşlarının özgürlüğüne müdahale edemez.
Bu özgürlükleri koruyan hukuk, aynı zaman bu özgürlüklerin
suistimal edilmesine de engel olur. Nasıl devlet din üstünde
tahakkül kuramazsa, dini topluluklarda devlet ve diğer dini
kurumlar üzerinde tahakkül kuramaz. Dini istismar eden örgütlerin,
devlet içinde yapılanmasına, paralel yapı kurmasına, devletin
gücünü kullanmasına elbette izin verilemez. Demokratik devlet bunun
güvencesidir. Devlet görevi, din ilişkisini belirleyen unsur
sivilliktir. Toplum kendi dini yaşamını kendisi
gerçekleştirmelidir. Milletimiz bize cumhurbaşkanlığı makamını
tevci ederse siyasi ve hukuki serbestleşme için olduğu kadar,
hoşgörü, birlikte yaşama, ortak mirasımızın demokrasi ve çoğulculuk
ekseninde güçlendirmesi içinde çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz.
Böylece sadece ülkemiz için değil, bütün bölgemiz, dünya için büyük
bir örnek ortaya koymuş olacağız."
"YARGININ GÜÇLENDİRİLMESİNDE DE ROL SAHİBİDİR"
"Yargı teşkilatı, hukuka ve adalet idealine uygun yargılamayı
sağlayacak bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.
Cumhurbaşkanlığı devlet kurumlarının uyumlu çalışılmasını sağlamak
yanında yargının güçlendirilmesinde de rol sahibidir.
Vatandaşımızın hak ve hukukunun gözetildiği, güven veren adalet
sistemini birlikte gerçekleştireceğiz."
"BİZDEN ÖNCE G20 ÜYESİ BİR TÜRKİYE YOKTU"
“Vizyon belgemizin ikinci ana başlığı refah toplumu. Ülkemiz bizim
iktidarımızda bir refah devleti haline geldi. İşte şu anda G20
üyesi bir Türkiye var. Bizden önce G20 üyesi bir Türkiye yoktu.
Türkiye yerini aldı. Yani dünyanın en güçlü 20 ülkesi."
"7 KAT ARTARAK 78 MİLYAR LİRAYA YÜKSELDİ"
"Genel bütçeden en büyük payı eğitime ayırdık. 2002 yılında eğitim
bütçesi 11 milyar lirayken, bu rakam 2014'te 7 kat artarak 78
milyar liraya yükseldi. Biz buyuz. İşte bu süreci daha da
güçlendirerek devam edeceğiz. Kardeşlerim bütün bunlarla beraber
Türkiye'de 76 üniversitemiz varken, şu anda üniversite sayımız
175'e çıktı ve 81 vilayetimizin tamamında artık üniversitemiz
var."
"DEV ŞEHİR HASTANELERİNİ BAŞLATTIK"
"12 yılda sağlık sektörünü çile sektörü olmaktan çıkardık.
Hatırlayın ana muhalefetin başı SSK'nın bir zamanlar genel
müdürüydü. Şu Okmeydanı SSK'nın dili olsa da konuşsa. Genç bir
delikanlıyım, sabah erken saatte anacığım beni oraya gönderir,
kuyruğa girerdim, numarayı alacağım, sonra anacığım gelecek
muayenesini olacaktı. İlacını alacaksın alamazsın. Hastanenin
eczanesinde ilaçların yarısı yok. Benim param yok, ama şimdi bunlar
ortadan kalktı. Şimdi gidiyorsun istediğin eczaneden ilaçlarını
alabiliyorsun. Vatandaşlarımızın rehin kalma meselesi bitti. Ölmüş
olanı rehin olarak alıyorlardı. Kimin dönemiydi, işte bunların
dönemiydi.
Kamu hastanelerini birleştirdik. Aile hekimliğini başlattık. Dev
şehir hastanelerini başlattık. Hedef 30 tamamında yapacağız. İlk
etapta 16 tanesini yapıyoruz. Orada yok yok, her şey orada olacak.
Burada bakıyorsunuz üniversite hastanesinde sedye üzerinde taşınan
hastalar var, buralarda bunu göremeyeceksiniz. Dedik ya insanı
yaşat ki devlet yaşasın."
"GENÇLERİMİZ BUGÜNÜN ENERJİSİ YARININ İSE GÜVENCESİDİR"
"Adalet ve emniyette de büyük aşamalar kaydettik. Vatandaşın evinde
sokağında, şehrinde güvenle yaşaması için asayişi geliştirdik.
Güvenlik hizmetini, özgürlüğün korunması ekseninde yeniden
tasarladık. Gençlerimiz bugünün enerjisi yarının ise güvencesidir.
Ülkemiz bu hazineye diğer ülkelere kıyasla daha fazla sahiptir.
Gençlik ve spor yatırım bütçesini 15 kat artırdık. 2002 yılına göre
yurt yatak kapasitemizi iki katına çıkardık."
"AİLE TOPLUMUZUN TEMELİ"
"Kadınlar gelecek vizyonumuzun en önemli unsurlarıdır.
Kadınlarımızın olduğu kadar kız çocuklarımızın da niteliklerinin
geliştirilmesi için çok önemli işler yaptık. Seçilmemiz halinde
kadının bireysel ve toplumsal olarak daha da güçlenmesi üretilen
politikaları himaye edeceğiz. Aile toplumuzun temeli. 2023 yolunda
aile kurumunu güçlendiren, evlilik anlayışını her türlü
olumsuzluktan koruyan, aile bütünlüğünü muhafaza eden politikalar
geliştireceğiz."
"MİLYONA TUVALETE GİDER HALE GELTİRDİLER"
"Sosyal devlet ilkesini güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Ekonomi 2002'de
beri daima önceliklerimizin başında geldi. Milli gelirimizi
yaklaşık 4 kat artırdık. Paramızdan altı sıfırı attık. Affınıza
sığınıyorum, İstanbul'daki gibi bir yerde delikli iki buçuk kuruşla
tuvalete giderdik, hatırlayın bir milyona tuvalete gider hale
getirdiler. Eskiden milyoner zengine denirdi. Zengin rakamıyla bize
tuvalete gitmeye mahkum ettiler. Düşürdük ortan altı sıfırı.
Enflasyon patlar dediler. Enflasyon patlamadı, enflasyon çatladı,
tek haneye düştü. Paramız itibarlı bir para haline geldi."
"BU MAKAMLAR YAN GELİP YATMA YERİ DEĞİLDİR"
"Bir güzel müjdeyi de paylaşmak isterim. Merkez Bankası rezervleri
biz göreve geldiğimizde 27,5 milyar dolardı, 2002'nin sonu. Geçen
Mayıs ayında 135 milyar dolara çıkmıştı. Gezi olaylarının etkisiyle
etkisiyle120 milyar dolara kadar geriledi. Dün itibariyle Merkez
Bankamızın rezervi yeniden 135 milyar dolara ulaşmıştır.
Çalışıyoruz ya. Bu makamlar yan gelip yatma yeri değildir.
Koşturursan oluyor."
"BUNU DA BAŞARACAĞIZ"
"2023 vizyonumuzun ana hedefi, milli gelir bakımından ülkemizin ilk
10 ekonomisi içinde yer almasıdır. Bunu da başaracağız. 2023'e
doğru ilerlerken, temel hedefimizi özellikle nüfusunu yeterli
kaliteli gıdayla besleyen, tarımda ürünlerinde net ihracatçı
konumunu geliştiren, rekabet gücünü geliştirmiş tarım alanında söz
sahibi bir ülke olmaktır."
"FATİH SULTAN MEHMET GEMİLERİ KARADAN YÜRÜTTÜ, BİZ DE HALKIMIZI
DENİZİN ALTINDAN SÜRÜYORUZ"
"Boğazın yeni incisi Yavuz Sultan Selim köprüsü. Artık kuleler
meydana çıktı. Türkiye'ye bunlar yakışmaz mı? Bugüne kadar neden
bunlar yapılmadı? Birileri çıkmış Marmaray'ı biz başlattık biz
bitirdik. Biri de diyor ki filan başlatmıştı. Neyi başlatmıştı ya?
Biz önümüzde böyle bir şey görmedik. Ha proje vardı doğru, Sultan
Abdülhamit ile Abdülmecit'in projesiydi. Bunu gördük. Zaten ilham
kaynağımız o oldu ve o projeleri de Japon Başbakanı'na da
başbakanımıza da tatbik ettik. Arşivlerimizde saklıyoruz. Ne şu
siyasi ne bu siyasi, hiçbirinin orada emeği yok. İktidarımız
döneminde gittik temelini attık. İhalesi hepsi bize ait. Açılışını
yaptık, milletimize hamdolsun boğazın altında hizmeti veriyoruz.
Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürüttü, biz de halkımızı
denizin altından sürüyoruz.
Bir taraftan 3. köprü bir taraftan inşallah Ahırkapı'dan, diğer
taraftan Haydarpaşa Lisesi'nin arkasından oraya bir tüp
bağlantısını yapıyoruz. Buradan da inşallah otomobiller
geçecek."
"BİLİM VE TEKNOLOJİYE VERDİĞİMİZ DESTEKLERİ ARTIRACAĞIZ"
"12 yıl önce Türkiye'de havayolundan istifa edenlerin sayısı 34
milyon kişiydi. Şu anda 150 milyon kişiyi aştı. Türkiye'de 26
havaalanı vardı, ama şimdi 52 havalimanımız var. Artık bir yerden
bir yere uçakla gideyim dersen yarım saatte 45 dakikada
havalimanına ulaşırsın. Ama şimdi batının da dudaklarını uçuklatan
bir adını henüz vermedik İstanbul Havalimanı. Temellerini attık, şu
anda çalışıyor. Türkiye artık uydu geliştiren ülkeler sınıfına da
girdi. Uzayda yerini alan 4A ve 4B uydularıyla kapsama alanı
Afrika'ya kadar genişletilecek. Bugün kendi uydumuzu, tüfeğimizi
helikopterimizi tankımızı savaş gemimizi üretiyoruz. Eğer bir
ülkenin caydırıcı güçlü olmazsa her zaman tehdit altında olur.
ASELSAN ve TAİ en büyük şirketler haline girdi.
Bilim ve teknolojiye verdiğimiz destekleri artıracağız. Hedefimiz
milli bütçemizin yüzde ikisini bilim sanayi ve teknolojiye
ayırmaktır. En çok ziyaret edilen altıncı ülke konumuna yükseldik.
Turizm gelirleri sıralamasında 10'ncu sıraya yerleşti. Gelen paralı
turistler geliyor. İstanbul ihtiyaca cevap veremiyor."
"HALİÇ'İ ÇOK İYİ BİLİRSİNİZ"
"Enerji vizyonumuz, nükleer enerjiyi elektrik üretiminde kullanan
ve yerli enerji kaynaklarını değerlendiren israfın çevresel
etkilerini asgariye indiren, rekabetçi bir enerji sistemi
oluşturmak hedefimizdir. Şu anda Mersin Akkuyu'yu Ruslarla birlikte
yapıyoruz. Sinop'ta Japon ve Fransızlarla beraber yürütüyoruz.
Şehirlerimizi insan dostu mekanlar haline getirmeliyiz. Şu anda
burası Haliç Kongre merkezi. Burası eskiden Sütlüce Mezbahanesiydi.
Bunu gençler bilmez biz biliriz. Benim semtim Kasımpaşaydı, etimizi
filan buradan alırdık. Daha ucuz olur diye. Buranın tabi,
büyüklerimiz buranın nasıl kotuğunu çok iyi bilir. Haliç'i çok iyi
bilirsiniz. Belediye başkanıyken dedik ki biz bu Haliç'i
temizleyeceğiz. Dediler ki temizleyemezsiniz, iki yaka oynama
yapar. Yurtdışına açıldık, dediler ki biz bunu yaparız."
Oradan enteresan bir sistem oluşturdular, tülbetten geçer gibi,
çamur orada kaldı, su Haliç'e pompalandı. Şimdi o zaman biz orayı
bir park olarak düşünmüştük. Niyetimiz de kabul oldu herhalde,
Kadir Topbaş bey de Vialand denilen o kuruluşlara verdi. orada hem
AVM var hem çocuklar için oyun parkları var. Bir değişimi getirdi.
Haliç'te şimdi balık var, 50'ye yakın balık çeşidi var. Belediye
başkanımız bir şey daha yaptı, Boğazı Sadabada bağladı. Kuyular
görülmez, minareler görülür. Tüpten tüneller açıldı, boğazın suyu
buraya verildi. Artık Haliç sürkülasyona tabii oldu, burası
Marmaray'la birleşmiş vaziyette. Artık o eski koku yok.
Kasımpaşa'dan fenere geçerdim, o koku bir alemdi. Bugünleri
düzeltmek de bize, arkadaşlarımıza nasip oldu. Şimdi Haliç'in
kenarında çok daha farklı bir Haliç'i dünyaya tanıtacağız."
"3 MİLYAR FİAN VE AĞAÇ DİKTİK"
"3 milyar fidan ve ağaç diktik. Bunu duymak istemeyenler duymuyor.
Ama Anadolu'yu biz fellik fellik dolaşıyoruz. Nerede ne var hepsini
görüyoruz"
"2014 YILINI AVRUPA BİRLİĞİ YILI OLARAK İLAN ETTİK"
Vizyon belgemizdeki üçüncü ve son başlığımız, öncü Türkiye. Avrupa
Birliği katılım müzakerelerinde istenilen ivmenin yakalanması için
kararlılığımız sürüyor. 2014 yılını Avrupa Birliği yılı olarak ilan
ettik. Yunanistan'ın dönemi bitti, şimdi İtalya dönemi başladı,
umutlarımız var. İnşallah temennim odur ki 2 veya üç faslı açma
imkanını yakalarız. Türkiye reformlar sürecine devam edecek ve
üzerine düşenleri yapacaktır."
"KAPILARIMIZ MAZLUMLARA AÇIK OLACAKTIR"
"Irak'taki hadiseler, Suriye'deki insanlık trajedisi. Türkiye
Suriye'deki trajediye siyasi çözüm bulunması için çabalarını
sürdürecektir. Tarihimizin ve ecdadımızın bize yüklediği kutsal
emanet gereğince, kapılarımız mazlumlara açık olacaktır. Diyorlar
ki Ortadoğu'da tarafsız olmalıyız, Filistin'de tarafsız olmalıyız.
Filistin davası bizim davamızdır. Çanakkale'de şehitleri bulunan
Filistinlilere asla sırtımızı dönmeyeceğiz. Dengeler adına strateji
adına susan dünyaya rağmen biz Filistin'in hak ve onur davasını
dünyaya duyurmaya devam edeceğiz."
"NETENYAHU SAYIN OBAMA'NIN YANINDAN BİZDEN ÖZÜR DİLEDİ"
"İsrail ile biliyorsunuz uluslararası sularda bizim üç tane gemimiz
vuruldu. Bunun neticesinde 10 vatandaşımız şehit oldu. Biz İsrail
ile seviyemizi indirdik. Aracılar sokuldu, geldiler gittiler
vesaire. En son Obama da devreye girdi. Ben üç tane şart ileri
sürdüm. Bir özür dileyecekler dedim, iki tazminat ödeyecekler
dedim, üç Filistin'e olan ambargoyu kaldıracaklar dedim. Netenyahu
sayın Obama'nın yanından bizden özür diledi. Bizzat telefonda
konuştum, ve özür beyanını yaptı. Birinci madde tamam. İkinci madde
tazminat. Onda da anlaşma noktasına geldik. Üçüncü nokta ambargonun
kalkması. Son dönemlerde aldığım haber, bu da imzada önümde, biz
bunu beklerken, şimdi baktık ki Batı Şeria'ya Gazze'ye bombalar
yağıyor. Bu ne demektir? Aynen bundan önce Olmert döneminde de
böyle oldu. Benim sizinle normalleşmeye yoğum demektir. Filistin'de
Gazze'de bizim kardeşlerimiz öldürülürken, biz normalleşme sürecine
olumlu bakamayız."
"HAYATLARI YALAN ÜZERİNE KURULU"