Başbakan Erdoğan ateş püskürdü
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "30 Mart öncesinde yapılanlar öyle kolayca unutulacak, üzeri çizilecek, affedilecek şeyler değildi. Devlete saldırı düzenlendi, millete saldırı düzenlendi, istiklalimize, istikbalimize saldırı düzenlendi, bunu affetmek, bunun üzerini çizmek, 'hadi helalleşelim' demek kusura bakmayın bizim haddimiz de hakkımız da değildir. Bunların hesabı sorulacak. Türkiye...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "30 Mart öncesinde
yapılanlar öyle kolayca unutulacak, üzeri çizilecek, affedilecek
şeyler değildi. Devlete saldırı düzenlendi, millete saldırı
düzenlendi, istiklalimize, istikbalimize saldırı düzenlendi, bunu
affetmek, bunun üzerini çizmek, 'hadi helalleşelim' demek kusura
bakmayın bizim haddimiz de hakkımız da değildir. Bunların hesabı
sorulacak. Türkiye Cumhuriyeti Devletine saldırı düzenleyenlerden
bunun hesabı mutlaka sorulacaktır" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde
düzenlenen 'Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı
konuşmada, 30 Mart 2014 yerel seçimlerinin, maalesef 1930
seçimlerinden, 1957 seçimlerinden diğer tüm seçimlerden farklı bir
atmosferde gerçekleştiğini belirterek, "Kamuoyu
yoklamaları, anketler, araştırmalar, raporlar 30 Mart'ta AK
Parti'nin ezici bir üstünlük sağlayacağını önceden gösteriyordu. AK
Parti'nin 30 Mart'ta sandıktan bir kez daha zaferle çıkacağını
anlayan çevreler ittifak yaparak bunu engelleme mücadelesine
giriştiler. Fakat bunlar gerçekten bu seçimleri veyahut demokratik
mücadeleyi hangi yollarla yapacaklarını bugüne kadar ya anlamadılar
ya anlamak istemiyorlar. Bilimsellik derseniz, bunlar
bilimsellikten zaten çok çok uzakta. Bunlar bilimin gereğine uymak
ve yahut bilimin çiziği o çerçevede hareket etmek derseniz, bundan
da çok uzaktalar. Bu işi sadece adeta bir yaygara haline
dönüştürmek suretiyle, iftira kampanyalarıyla yürütmek bunların en
önemli meziyetleri oldu. Bizler ise her şeyi bilimsel çerçevede,
kamuoyu araştırmalarından tutunuz, plan, proje çalışmalarına
varıncaya kadar bunları en ince teferruatıyla 81 vilayetimizde
gerçekleştirmek suretiyle adeta şehirlerimizin röntgenini çektik,
Türkiye'nin röntgenini çektik, seçime girerken, kampanyayı
başlatırken adeta 30 Mart'ın neticesini görür gibiydik. Çıktığımız
televizyon programlarında hep şunu söyledik, 'kesin olmamakla
beraber 45-50 bandında bir yere otururuz' dedik. Allah lütfetti
45.5 ile seçimi neticelendirmiş olduk" dedi.
Muhalefetin seçimlerde işi şansa bırakmak istemediğini anlatan
Erdoğan, gözleri dönmüş şekilde kesin netice almak için saldırı
başlattıklarını, hedeflerinin 'AK Parti'yi yüzde 30'a ve onun
altına nasıl düşürürüz' olduğunu, her yönden taarruz ettiklerini,
ellerindeki her imkanı sınır ve ilke tanımadan, insanı, vicdani
değerleri, onur şahsiyet ve şeref gibi insana ait bu kavramları
dikkate almadan saldırdıklarını belirtti.
Anadolu ve Trakya'da vatandaşların 'Allah, düşmanın bile
şereflisini versin' diye dua ettiğini anlatan Erdoğan,
"Öyle rakiplerle, muarızlara mücadele ettik ki maalesef
şeref yoksunuydular. Bizim geleneklerimizde, bizim devlet
geleneğimizde savaşta dahi uyulması gereken kurallar vardır.
İnsanların ırzlarına, namuslarına, iffetlerine dokunulmaz,
insanların mahremlerine girilmez, kadınlara, çocuklara, yaşlılara
ilişilmez, savunmasız insanlara saldırı yapılmaz, en azılı düşman
dahi olsa o kişi asla sırtından vurulmaz. Mert olan, rakibinin
karşısına çıkar rakibiyle eşit şartlar altında yarışır, belli
ilkeler, sınırlar dahilinde kozunu paylaşır. Namert olan ise
rakibiyle yüzleşecek, er meydanında rakibinin karşısına çıkacak
cesarete sahip değildir. O, sinsice vurmaya, özellikle de arkadan
hançerlemeye çalışır. Harp hiledir, ama hile namertlik değildir,
stratejidir, çevikliktir, akıldır, zekadır. İşte biz her yönden
böyle namertçe saldırıya maruz kaldık. Siyasi partiler halkın
karşısına çıkarlar planlarını, projelerini, yaptıklarını ve
yapacaklarını anlatırlar. Birbirlerine eleştirilerini yaparlar,
sonra da sandıktan, milletten yetki isterler, yetki beklerler.
Demokrasi, seçim budur, sandığın manası budur, ama biz öyle bir
seçim yaşadık ki muhalifler tarafından planlar, projeler hiç
gündeme getirilmedi, üstelik bu yerel seçim. Biz, öyle
belediyelerimiz oldu ki bu seçimde, yeni büyükşehir olanlar
projelerini çalışarak, günlerce ve haftalarca çalışarak, hazmederek
onu topluma anlattılar, neyi, nerede nasıl yapacaklar onu
anlattılar. Mevcut belediye başkanlarımız yaptıklarını ve
yapacaklarını anlattılar. Muhalefet milletin huzuruna çıkıp
yaptıklarını ve yapacaklarını anlatamadı, çünkü yaptıkları yoktu ki
yapacaklarını anlatsınlar" ifadelerini kullandı.
AK Parti dışındaki hiçbir partinin Türkiye'ye, şehirlere bir vizyon
çizmediğini belirten Erdoğan, hedef göstermediğini, muhalefet
partilerinin demokrasi dışı, hukuk dışı yollara tevessül
ettiklerini, gerilimden medet umarak, Meclis'te, sokakta, çarşıda,
pazarda gerilimi körükleyerek, başarı sağlayacaklarına
inandıklarını söyledi.
"SEÇİM SÜRECİNDE EKONOMİYE İÇERİDEN VE DIŞARIDAN
SALDIRILDI"
30 Mart yerel seçim sürecinde ekonomiye içeriden ve dışarıdan
saldırıldığına dikkati çeken Erdoğan, konuşmasında şunları
kaydetti: "Şantajlar yapıldı, bu şantajlarla tehditler
yapıldı. 30 Mart akşamında da bizden bir balkon konuşması yapmamızı
beklediler. Bir balkon konuşması yapalım, bütün olanları unutalım
istediler. Bir balkon konuşması yapalım, bütün o ahlak dışı
saldırıları, bütün o namertlikleri, alçaklıkları unutalım, üzerine
bir çizgi çekelim istediler. Arkadaşlar 30 Mart öncesinde
girdiğimiz 7 seçimde yapılan hakaretleri, yapılan acımasız
eleştirileri seçim atmosferine bağladık ve yaptığımız balkon
konuşmalarında bunların üzerini çizdiğimiz gibi son 2011
seçimlerinde sonucunda da bütün avukat arkadaşlarıma söyledim
'davaları geri çekin, ama karşımdakiler de aynı tavrı
takınmalıdırlar' dedim. Biz çektik, onların bir kısmı çekmediler,
ondan sonra bende arkadaşlarıma 'aynen bundan sonra devam
edeceksiniz' dedim. Biz, hesaplaşma değil, helalleşme yapalım
dedik, ancak olmadı. 30 Mart öncesinde yapılanlar öyle kolayca
unutulacak, üzeri çizilecek, affedilecek şeyler değildi. Devlete
saldırı düzenlendi, millete saldırı düzenlendi, istiklalimize,
istikbalimize saldırı düzenlendi, bunu affetmek, bunun üzerini
çizmek, 'hadi helalleşelim' demek kusura bakmayın bizim haddimiz de
hakkımız da değildir. Bunların hesabı sorulacak. Türkiye
Cumhuriyeti Devletine saldırı düzenleyenlerden bunun hesabı mutlaka
sorulacaktır. Milletimiz de zaten bizden bunu istedi, bunun
hesabını sorun dediler."
(İHA)