"Barış için hükümetteyiz"
Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan, "Söz verdiğimiz barışı inşa etmek için seçim hükümetinde yer almış bulunmaktayız. Bütün amacımız yeniden müzakere masasında barışı konuşmaktır" dedi.
Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan, "Söz verdiğimiz barışı
inşa etmek için seçim hükümetinde yer almış bulunmaktayız. Bütün
amacımız yeniden müzakere masasında barışı konuşmaktır"
dedi.
Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan, Bakanlık'ta düzenlediği basın
toplantısında HDP olarak seçim hükümetinde yer almalarının temel
gerekçeleriyle ilgili konuştu. Doğan, "Başlayan bu yoğun
çatışma ve şiddet sarmalı içerisinde; Halkların Demokratik Partisi
olarak, tek bir insanımızın bile canını yitirmeyeceği bir
çatışmasızlık ortamına yeniden dönmek ve barış ortamını yeniden
inşa edecek koşulları yaratmak gerektiğine inanıyoruz. Bu bağlamda,
siyaset kurumunun bu ölümleri durdurmak adına daha güçlü bir
şekilde irade ortaya koymasını açık ve net bir şekilde ifade ettik,
bundan sonra da etmeye devam edeceğiz. Toplantıyı yaptığımız şu
saatler de dahil olmak üzere, ülkemizde yaşanan büyük acılar, bu
konuda, zaman kaybetmeden ciddi çözüm önerilerinin geliştirilmesi
gerekliliğini zorunlu kılmaktır. Tam da bu süreçte, 7 Haziran
sonrası görev alan geçici hükümetin, müzakere masasının ve barış
dilinin yerine ikame ettiği askeri operasyonları durdurması ve
savaş dilini bir an önce değiştirmesi gerektiğine inanmaktayız. HDP
mensubu bir Bakan olarak; halklarımıza karşı barışı sağlamak için
verdiğimiz sözü yerine getirme gayreti içinde olacağımız, tek bir
canın yitirilmesini engelleme anlayışını, tüm siyasi çalışmalarımın
önüne koyacağımı ifade etmek isterim. Seçim hükümetinde yer
almamın, bu tarihi sorumluluk çerçevesinde değerlendirilmesi
gerektiğini bir kez daha tüm halkımızla paylaşmak
istiyorum" diye konuştu.
"HDP OLARAK SEÇİM HÜKÜMETİNDE BAKAN OLMAMIZ…"
Doğan, seçim hükümetinde Bakan olmanın gerekçesini şöyle anlattı:
"En temelde bu savaş ortamını durdurmak, 'başkalarının
evlatlarını, siyasal çıkar ve iktidarlarının devamı için feda
etmeye hazır' bir anlayışa karşı, toplumsal barış sesini en üst
düzeyde görünür kılmaktır" ifadesini kullandı. Bakan
Doğan, "Buna paralel olarak, 1 Kasım da yapılacak seçimler
için; bu çatışmalı ortamdan çıkılarak, herkesin demokratik bir
biçimde siyasal hakkını kullanabileceği bir seçim ortamı yaratmak
temel gündemimiz olmalıdır" dedi. Seçim güvenliğini, savaş
dilinde ısrar eden anlayışa terk etmemek, bu açıdan oldukça önemli
olduğunu anlatan Doğan, şunları söyledi: "Bununla birlikte
görev süresi boyunca, Bakanlığımızın görev alanı içerisinde;
toplumla beraber, eşitlikçi, paylaşımcı, cinsiyet özgürlükçü,
ekolojik bir yaklaşımla, bütün Türkiye halklarının beklentilerini
çalışmalarımızda esas alan bir anlayışla, görevimizi yerine getirme
gayreti içerisinde olacağımızı belirtiyoruz."
"BİZİM BAKANLIĞIMIZ SÜRESİNCE; HAKSIZ, ADALETSİZ, HALKTAN
VE EMEKTEN YANA OLMAYAN POLİTİKALARIN TERK EDİLECEĞİ
HUSUSUDUR"
Doğan, Bakanlığını yapacağı Kalkınma Bakanlığı ile ilgili temel
yaklaşıma ilişkin şunları kaydetti:
"Türkiye'de kalkınma meselesi; çok uzun yıllar yanlış bir
biçimde ele alınmış, uygulanan bu yanlış politikalar çerçevesinde;
belli başlı bölgelerin sosyal, kültürel ve iktisadi gelişmesi esas
alınarak, bölgesel olarak çok keskin bir ayrıma gidilmiştir.
Özellikle bazı bölgelerde yoğunlaşan iktisadi kamu yatırımları ile
bunun paralelinde gelişen sosyal ve kültürel gelişmişlik, kamu
eliyle diğer bölgelerin açık biçimde geri bırakılmasına neden
olmuş, bu durum büyük bir nüfusa tekabül eden yoksul, emekçi halkın
mağduriyeti sonucunu doğurmuştur. Ülkemizde kalkınma yaklaşımının;
neo-liberal bir ekonomi politik ile okunması süreci beraberinde;
doğal kaynakları sömürme, doğayı tahrip etme, ekolojik
hassasiyetleri yok sayma şeklinde tasavvur edilmiş; ormanlık, tarım
ve mera alanları yoğun bir biçimde, halkın çıkarlarına aykırı bir
biçimde kullanıma açılmıştır. Burada net bir biçimde
vurgulayacağımız husus, bizim Bakanlığımız süresince; haksız,
adaletsiz, halktan ve emekten yana olmayan politikaların terk
edileceği hususudur. Ayrıca, Bakanlığın tasarrufundaki bütün
alanlarda bütün politikalarımızı; halkları, demokratik kitle
örgütlerini ve diğer sivil toplum alanını karar süreçlerine dâhil
eden, demokratik katılımı işleten bir anlayışla yürüteceğimizi,
buradan bütün kamuoyunun dikkatine sunmak isterim. Bir ülkenin
ekonomik gelişmişliği ve kalkınma düzeyi, şüphesiz ki toplumsal
barış ve demokratikleşme ile doğrudan ilişkilidir. Buradan
hareketle, ülkemizin kaynaklarının büyük çoğunluğunu; hiçbir sonuç
doğurmadığım 30 yıllık çatışma ortamında defalarca kez tecrübe
ettiğimiz askeri ve güvenlik odaklı politikalara yeniden
harcamanın; ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmenin önünde en büyük
engel olduğunu güçlü bir şekilde vurgulamak isterim. Dolayısıyla,
savaşa harcanan ülke kaynaklarımızın; eğitim, sağlık, üretim ve
istihdam gibi temel ekonomik ve sosyal alanlara yatırılmasının,
iktisadî ve buna bağlı olarak toplumsal gelişmeyi, kişi başına
düşen millî geliri mevcut durumdan çok öteye taşıyacağını, yapılan
ulusal ve uluslararası çalışmalar ortaya koymaktadır."
"AMACIMIZ YENİDEN MÜZAKERE MASASINDA BARIŞI
KONUŞMAKTIR"
"Mevcut durumda yaşanan çatışmalı ve savaş ortamından hızla
çıkarak; kaynaklarımızın, beşerî olana, yani insana, yatırılmasını
oldukça elzem görmekteyiz" diyen Doğan, "Bir kez
daha vurgulamak isteriz ki, tek bir canın yitirilmemesi; bizim
bütün bakanlıklarımızdan, milletvekilliklerimizden ve siyasi
pozisyonlarımızdan bin kere, milyon kere daha kıymetlidir. Tam da
bu sebeple, halklarımıza söz verdiğimiz barışı inşa etmek için
seçim hükümetinde yer almış bulunmaktayız. Bütün amacımız; geçmişte
defalarca denenen silahlı, güvenlik odaklı yöntemlerin acilen,
hemen bugün itibariyle terk edilerek, yeniden müzakere masasında
barışı konuşmaktır. Bulunduğumuz süre içerisinde, Bakanlar
Kurulu'nda da, bu tutum ve duruşumuzdan, hiçbir suretle
vazgeçmeden, "sonuna kadar savaş" diyen anlayışa
karşı, hiçbir çocuğumuzun feda edilmeyeceği bir geleceği ısrarla
savunacak ve 'sonuna kadar barış' diyeceğiz. Barışta ısrar eden
tavrımız ile içinden geçtiğimiz bu kanlı ortamı, yeniden demokratik
çözüm ve barış sürecine evriltmek için her türlü çabayı sarf
edeceğiz."
(İHA)