Balığın yüzde 70’i Karadeniz’den
Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı Bandırma Koyunculuk Araştırma Enstitüsü bu yıl ikincisi düzenlenen Balıkçılık Çalıştayı'na ev sahipliği yaptı. Çalıştayda Türkiye'de avlanan balığın yüzde 70'nin Karadeniz'den çıktığı bildirildi.
Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı Bandırma Koyunculuk
Araştırma Enstitüsü bu yıl ikincisi düzenlenen Balıkçılık
Çalıştayı'na ev sahipliği yaptı. Çalıştayda Türkiye'de avlanan
balığın yüzde 70'nin Karadeniz'den çıktığı bildirildi.
Çalıştaya Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Süleyman Özdemir'in yanı sıra Bandırma Belediye Başkanı Dursun
Mirza, Enstitü Müdürü Müstakim Bayram, İl Müdürü Zekeriya Erdurmuş
ve Tagem Hayvancılık ve Su ürünleri Daire Başkanı Dr. Ali Ayar ve
sektörün önde gelen temsilcileri katıldı. Balıkçılık sektörünün
sorunları, çözüm önerileri ve kısa ve uzun vadede yapılması gereken
stratejilerin tartışıldığı çalıştayda, ekonomik anlamda Türkiye
balıkçılığında Karadeniz'in ön plana çıktığını belirten Özdemir,
"Toplam avın yüzde 70'i Karadeniz'den, yüzde 25'inin
Marmara Denizi ve Ege Denizi'nden (yarı yarıya), yüzde 5'inin ise
Akdeniz'den elde edildiğini görüyoruz. Bugün hemen kıyısında
bulunduğumuz Marmara Denizi'nin balıkçılık içindeki payının yüzde
12,5 olması önemli. Zira Marmara Denizi, ülkemizi çevreleyen diğer
denizlerin hepsinden daha küçük ve etrafında yoğun yerleşim yerleri
ile sanayi tesislerine bağlı olarak daha fazla kirliliğe maruz
kalmaktadır. Buna rağmen bu oranda balıkçılığa katkı sağlamasını
önemli görüyorum. Yıllar itibarıyla avcılık içinde değerli
balıkların oranının azaldığını, küçük cüsseli daha az değerli
türlerin oranının ise arttığını hepimizin artık fark ettiğini ifade
etmek isterim" ifadelerini kullandı.
"DÜNYADA 15, TÜRKİYE'DE 5"
Dünyada kişi başına ortalama balık tüketiminin 15 kilogram
civarında seyrettiğine dikkat çeken Özdemir, "Bizde ise
durum neredeyse dünya ortalamasının 1/3'i civarında, yani 5-6 kg
civarında. İnsanların gelir seviyesi arttıkça sağlıklı beslenmeye
ilgileri artmakta ve bu bağlamda balık tüketimine yöneldikleri
bilinen bir eğilim. Ancak bu talebi sadece yetiştiricilikten
karşılamanın mümkün olamayacağı da ortada. Bu durumda yapmamız
gereken denizlerdeki balık stoklarımızı korumak, mümkünse
zenginleştirmek, sürdürülebilirlik prensiplerine göre avlamak. Bunu
da balıkçılık sektörünün tüm paydaşlarını, etkin katılımcılık
prensiplerini dikkate alarak bir araya getirmek yoluyla yapmak en
doğru yol olacaktır. Zira sorunu çözmek için, soruna taraf
olanların da katkısını almak, onları da çözümün parçası haline
getirmek gerek. Bu bağlamda hem küçük ölçekli hem de endüstriyel
balıkçılarımızın karar alma süreçlerine etkin katılımlarının
sağlanması, ülkemiz balıkçılığının yönetilmesinde
üniversitelerimizin ürettiği bilimsel bilgiden daha çok
yararlanılması gerektiğini düşünüyorum. Böylece hem tarımsal üretim
içindeki balıkçılığın payını koruyabileceğimizi hem de tüketici
taleplerini daha dengeli bir şekilde karşılayabileceğimizi ifade
etmek isterim" dedi.
(İHA)