Bakan Müezzinoğlu’ndan KESK’e ziyaret
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Olabildiğince normalleşmeyi, ülke çalışanını da, yaşayanını da daha iyi yarınlara taşıyabilecek süreçleri hep birlikte inşallah şekillendireceğiz. Farklı konumlarda olsak bile süreçle ilgili rahatsız olduğumuz boyutlar mutlaka vardır" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu,
"Olabildiğince normalleşmeyi, ülke çalışanını da,
yaşayanını da daha iyi yarınlara taşıyabilecek süreçleri hep
birlikte inşallah şekillendireceğiz. Farklı konumlarda olsak bile
süreçle ilgili rahatsız olduğumuz boyutlar mutlaka vardır"
dedi.
Bakan Müezzinoğlu, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonunu
(KESK) ziyaret etti. Müezzinoğlu, burada yaptığı konuşmada başta
terörle mücadele olmak üzere özellikle son 1,1 buçuk yıldır
olağanüstü süreçlerinin yaşandığını belirterek, "Terörle
yoğun bir mücadele 2015'ten bu yana devam ediyor. Son günlerde de
10 Aralık itibariyle İstanbul'daki o hain terör eylemi sonucu
kaybettiğimiz 44 şehidimizle her geçen gün ülkemizi olağanüstü
süreçlerle muhatap kılıyor. Arzu ediyoruz ki ülkemizi daha huzurlu,
güvenli, daha demokratik, daha hukukun üstünlüğünün olduğu
süreçlere taşıyabilelim. Ama gerek terör, gerekse 15 Temmuz darbe
girişimi olağanüstü süreçlerde toplumun geleceğini ve kaderini
koruyabilmek adına tabi ki farklı kararlar almamızı gerektiriyor.
Olabildiğince normalleşmeyi, ülke çalışanını da, yaşayanını da daha
iyi yarınlara taşıyabilecek süreçleri hep birlikte inşallah
şekillendireceğiz. Farklı konumlarda olsak bile süreçle ilgili
rahatsız olduğumuz boyutlar mutlaka vardır. Ama onları minimize
etmek, paylaşarak azaltmak da ülkenin kaderi adına karşılıklı
sorumluluklarımız ve görevlerimiz olarak
değerlendiriyorum" diye konuştu.
"AK Parti'nin 14-15 yıllık mücadelesini kamuoyunun ve
KESK'in takdirine bırakıyorum"
"KESK'in kuruluşundan itibaren duruşunu biz de, kamuoyu da
biliyor" diyen Müezzinoğlu, "Adalet ve Kalkınma
Partisi olarak da bizim kuruluş felsefemizi kamuoyu da, KESK de
biliyor. Kuruluş felsefemiz bu ülkede daha iyi bir demokrasi, daha
güçlü bir milli irade, farklı güç odaklarının bu milletin
üzerindeki vesayetini kaldırmak gibi AK Parti'nin 14-15 yıllık
mücadelesini kamuoyu takdiri ve KESK'in takdirine bırakıyorum. Biz
insanların özgürce yaşamaları için her türlü desteği veren, bu
ülkede daha çok demokrasi olsun diyen, ülkeyi darbeleri karşı veya
muhtıralara karşı dik duruşu, 27 Nisan bildirilerinde, parti
kapatma davalarında bütün bu meselelerde merkeze hep milleti,
milletin yarınlarını bugünden daha iyi yapabilme mücadelesini veren
bir siyasi misyonun mensuplarıyız" ifadelerini
kullandı.
"Sendikal eylemliliklerin suç olmaması lazım"
KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen ise KHK'larla ilgili şu
değerlendirmelerde bulundu:
"Özellikle kamu çalışanlarının belli bir süredir iş
güvenceleri bağlamında açığa alınmalar, ihraçlar, kanun hükmünde
kararnamelerle (KHK) yapılan kimi değişikler kamu çalışanlarına
büyük zorluklar yaratıyor. Böylesi bir dönemde bir araya gelmenin,
bunları paylaşmanın bizler açısından da, Çalışma Bakanlığı
açısından da hakeza Türkiye'deki tüm kamu emekçileri açısından da
anlamlı ve önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Ülkemizin içinde
bulunduğu durum hepimizin malumudur. Elbette ki Türkiye'deki bütün
emek, meslek örgütleri bulundukları alan itibariyle sorunların
tümüne sahip çıkıyor, çıkmaya da devam ediyor. Bu anlamda biz KESK
olarak kurulduğumuz ilk günden bugüne diğer bütün emek ve meslek
örgütlerinden farklı olarak emek ve demokrasi mücadelesini bir
arada yürüten ve birbirinden ayrılmaz parça olarak gören bir
federasyonuz. O bağlamda işçilerin sorunları dışında demokrasi
taleplerimiz ülkenin demokratikleşmesi, insanca yaşam ve ortak bir
gelecek, bir arada yaşama talepleri bizim hem özgün hem de ortak
mücadele hakkımızın bir parçası. Bu anlamanda ülkenin gidişatının
biz dün olduğu gibi demokrasiden, demokratikleşmeden, eşitlikten,
özgürlükten, adaletten geçtiğini savunuyoruz, savunmaya devam
ediyoruz. Bu bağlamda yaptığımız etkinlik ve eylemlerimiz kimi
zaman ceza, baskı aracı, hatta açığa alınma, ihraç vesilesi olsa
bile hakikaten ortak geleceğimiz açısından bu tür mücadele bütünlük
arz ediyor. Bu bağlamda sendikal eylemliliklerin suç olmaması
lazım, sendikal eylem ve faaliyetlerin yasaklanmaması lazım. Geçen
hafta biz bir sıkıntı yaşadık, tamamen açığa alınan ve ihraç edilen
kamu çalışanlarına yönelik yapmak istediğimiz altı ildeki bölge
mitinglerimiz yasaklandı."
(İHA)