Bakan Işık: Bu bedel eninde sonunda ABD’ye de dönecek
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, ABD'nin DEAŞ ile mücadele edeceğim diye bölgede PYD'yi kendine partner olarak seçtiğini belirterek, "ABD bu noktada stratejik bir yanlış yaptığı için şimdi o yanlışın bedelini hem bölge olarak biz ödüyoruz hem bu bedel eninde sonunda ABD'ye de dönecek" dedi.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, ABD'nin DEAŞ ile mücadele
edeceğim diye bölgede PYD'yi kendine partner olarak seçtiğini
belirterek, "ABD bu noktada stratejik bir yanlış yaptığı
için şimdi o yanlışın bedelini hem bölge olarak biz ödüyoruz hem bu
bedel eninde sonunda ABD'ye de dönecek" dedi.
Milli Savunma Bakanı Işık, katıldığı bir televizyon programında
gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Artan terör saldırıları ve
dün İzmir'de yaşanan terör saldırısıyla ilgili değerlendirmede
bulunan Işık, "Teknik bilgileri İçişleri Bakanlığımız
toparlıyor, derliyor ve gerektiğinde Adalet Bakanlığımız bunu
açıklıyor. Her şeyden önce Fethi Sekin ve Musa Can isimli bir
polisimiz ve bir de adliye çalışanımız onlara Allah'tan rahmet,
yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Reina'da İstanbul'da hayatını
kaybeden polisimize, oradaki görevlilerimize, sivil halka Allah'tan
rahmet diliyoruz. Bölge yeniden şekilleniyor. Bölgenin yeniden
şekillenmesi sürecinde aslında bugünkü olayları öyle okumak
gerekiyor. Bu süreçte Türkiye'nin etkisizleştirilmesi bölgede
inisiyatif alamaması, bölgede rol üstlenmemesi için terörü
sistematik olarak arttırma gayreti içerisinde. Önceden Türkiye'nin
1980'lerde başlayan PKK terörü vardı. Belli dönemlerde özellikle
çekiç güç harekâtıyla birlikte Irak'ın Amerika tarafından ilk
vurulduğu birinci Körfez Savaşı'ndan sonra terör yükseldi. İkinci
dalgada da Irak'ın işgali sonrasında terör yükseldi. Sol örgütlerin
terörü vardı. Fakat bunlar yetmedi demek ki DEAŞ terörü Türkiye'nin
başına bela edildi. Şimdi o da yetmedi, FETÖ örgütü Türkiye'nin
başına bela edildi. 100 yıl sonra bölgenin tam bir türbülans
içerisinden geçtiği, kaotik bir ortamın oluştuğu bu zaman dilimi
içerisinde yeniden yapılanmada Türkiye'nin çok rol üstlenmesi
istenmiyor. Türkiye'nin etkisiz kılınması, kendi içine dönmesi,
kendi kısır çekişmeleri içerisinde sadece kendi güvenliğini
düşünen, kendi dışında ne olup bittiğini çok fazla sorgulamayan ve
gelecekte de kendi önüne dayatılan her türlü olaya ‘evet' demek
zorunda kalan bir ülke olsun isteniyor. Şuanda bütün bu terör
olaylarının arka planında bunu görmek gerekiyor"
ifadelerini kullandı.
"ASIL TERÖRÜN HEDEFİ TÜRKİYE'NİN BÖLGESİNDEKİ GELİŞMELERE
KAYITSIZ KALMASI, HATTA TÜRKİYE'YE BU NOKTADA BİÇİLEN ROLÜ
TÜRKİYE'NİN EKSİKSİZ OYNAMASI"
PKK, DEAŞ ve FETÖ'nün aynı el tarafından yönetildiğiyle ilgili ise
Bakan Işık şunları kaydetti:
"Bununla ilgili pek çok işarette yok değil. Türkiye'nin
bölgede etkisizleştirilmesinden çıkarı olan bir veya birkaç güç
odağının bu örgütler üzerinde çok etkin olduğunu biliyoruz. Burada
asıl terörün hedefi Türkiye'nin bölgesindeki gelişmelere kayıtsız
kalması, hatta Türkiye'ye bu noktada biçilen rolü Türkiye'nin
eksiksiz oynaması. Kendi toprakları içerisinde operasyon
yapıldığında ona dahi sessiz kalmasını sağlamaya yönelik. Bunu
görmemiz lazım. Bunu tam göremezsek terör noktasında gereken duruşu
gösteremeyiz. Yarın bölgede bir yeni oluşumda Türkiye'nin bir
parçasının koparılması gerekirse Türkiye buna direnme gücüne sahip
olmasın veya Suriye, Irak ve diğer bölge yeniden şekillenirken
Türkiye burada inisiyatif almasın. Bir PKK eylem yapıyor, bir DEAŞ
eylem yapıyor. Sanki nöbetleşe eylem gibi. FETÖ'nün zaten
Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak için içeride ve dışarıda giriştiği
hareketleri biliyoruz. Burada bizim de Türkiye olarak üzerimize
düşen en önemli sorumluluk bu tehdidin farkında olarak asılolan
bütün bu tehlikeleri bertaraf etmek için en önemli ihtiyacımız olan
birliğimizi, beraberliğimizi korumak. Türkiye'yi kendi iç
tartışmalarına çekme ve bu tartışmalar üzerinden Türkiye'yi
istikrarsızlaştırma hedefi güdüyor. Dikkat etmemiz gereken, hassas
olmamız gereken, hele şu süreçte tarihin yeniden yazıldığı bir
dönemi aslında yaşıyoruz şuanda. Dünyanın gidişatını etkileyen en
temel olayların yaşandığı dönem ve bölge olarak yazacaklar. Bizim
terörün asıl amacına yönelik dikkatli, hassas ve proaktif olmamız
gerekiyor. Bu terör eylemleri bu noktada değerlendirilmeli. Türkiye
bunlara teslim olmayacak."
"İLK İŞARETLERİN (PKK'YI) BUNU GÖSTERDİĞİNİ SÖYLEMEK YANLIŞ
OLMAZ"
İzmir'deki terör saldırısıyla ilgili Bakan Işık, "İlk
işaretlerin (PKK'yı) bunu gösterdiğini söylemek yanlış olmaz. Vali
bey bir açıklama yaptı. Elinde veriler olmasa böyle bir açıklamayı
yapmazdı" dedi.
Reina'daki saldırıyla ilgili dış bağlantıların konuşulduğu
hatırlatılarak, saldırganın yurt dışına kaçırılmasının söz konusu
olup olmadığıyla ilgili Işık, "Çok profesyonelce bir terör
eylemi bu. İnanılmaz soğukkanlı bir terörist var karşımızda. Bunu
tek başına kendisinin planlayıp, terör eylemini yapmış olmasını çok
düşünmemek lazım. Arkasında bir takım güçlerin olması kuvvetle
muhtemel. Kimdir, hangi desteği vermiştir, hangi lojistik destek
sağlanmıştır, bunların hepsi istihbaratımızın önemli güçlerimizin
alanı. Onlar o çalışmaları yapacaklar ve sonuçta inanıyorum ki
bilgiler olgunlaştıkça kamuoyuyla paylaşacaklar. Ben olayın teknik
detayını çok fazla irdelemek istemem. Ama benim gördüğüm bu çok
profesyonelce yapılmış, planlanmış terör eylemi. Bu teröristin
arkasında mutlaka bir takım unsurlar var" diye
konuştu.
"ABD, PYD'Yİ KENDİNE BİR PARTNER OLARAK SEÇTİ"
Başbakan Binali Yıldırım'ın "ABD Türkiye'deki terörü
besliyor" açıklaması hatırlatılarak, "Bu terör
saldırılarını doğrudan ABD ile ilişkilendirebiliyor
muzunuz?" sorusuna Bakan Işık, "ABD, DEAŞ ile
mücadele edeceğim diye bu mücadeleyi yaparken de taşeron
kullanacağım diye bölgede PYD'yi kendine bir partner olarak seçti.
Bunun yanlış olduğunu Türkiye olarak biz baştan beri söylüyoruz.
PYD PKK'nın Suriye uzantısıdır. Asla Suriye'deki Kürtleri temsil
etmez. Hatta PYD alanda hakimiyet kurmak için kendisi gibi
düşünmeyen, itaat etmeyen pek çok Kürt grubu elimine etti. Bunun
içerisinde Müslüman olmayan Kürt grupları da var. ABD'li
muhataplarımızla her görüştüğümüzde bunu mutlaka söylüyoruz,
diyoruz ki ‘PYD PKK'nın Suriye koludur ve bir terör örgütüdür.
Terör örgütleriyle işbirliği yapmak kesinlikle yılanla çuvala
girmek gibidir.' ABD bu noktada stratejik bir yanlış yaptığı için
şimdi o yanlışın bedelini hem bölge olarak biz ödüyoruz hem bu
bedel eninde sonunda ABD'ye de dönecek. Bundan hiç kuşku yok.
Bugüne kadar bütün terör örgütleri başta kendisini destekleyen tüm
ülkelere karşı eninde sonunda hamle yapmıştır. Bu noktada ABD DEAŞ
ile mücadele edeyim ama bu mücadeleyi ben vekalet mücadelesi
şeklinde yürüteyim, bölgede de PYD'yi taşeron olarak kullanayım
diye son derece yanlış bir tercih yaptı. O tercihten dolayı PYD'ye
silah veriyor. Bu silahın o bölgede dağıtılması artık kontrolün
imkansız olması sonucunu doğruyor. O silahlar bazen Türkiye'de
PKK'nın elinde bulunuyor. Bazen uluslararası silah piyasasında
bulunuyor. Bazen Irak'ta DEAŞ'ın elinde bulunuyor. Hatta bazen
Suriye'de DEAŞ'ın elinde, Amerika DEAŞ'la savaşılsın diye verdiği
silahlar DEAŞ'ın elinde çıkıyor. Bu ABD bilinçli olarak
Türkiye'deki terörü arttırmak için bunu yapıyor demek çok iddialı
bir cümle olur. Bu noktada elimizde böyle bir veri, bilgi yok. Bu
sonuç itibariyle yapılan işin geldiği nokta itibariyle Amerika'nın
PYD'yi desteklemesi ve silah vermesi, bu silahların Türkiye'ye
karşı PKK aracılığıyla ve PYD aracılığıyla kullanılması sonuçta
böyle bir cümleyi kaçınılmaz kılıyor" değerlendirmesinde
bulundu.
(Abdullah Sarıca - Pelin Üzek / İHA)