Bakan Gül’den ’Çiftlik Bank’ açıklaması
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, on binlerce kişiyi dolandırarak Uruguay'a kaçan Çiftlik Bank CEO'su Mehmet Aydın ile ilgili, "Nerede olursa olsun uluslararası sözleşme gereği her türlü hukuki yollara müracaat edilmiştir. Umuyoruz ki adalet yerini bulacaktır" dedi.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, on binlerce kişiyi dolandırarak
Uruguay'a kaçan Çiftlik Bank CEO'su Mehmet Aydın ile ilgili,
"Nerede olursa olsun uluslararası sözleşme gereği her türlü
hukuki yollara müracaat edilmiştir. Umuyoruz ki adalet yerini
bulacaktır" dedi.
Bakan Gül, 'Eskimeyen Eşyalar, Yenilensin Hayatlar' projesi
atölyesi açılışına katıldı. Açılışta konuşan Bakan Gül, projenin
öneminden bahsetti. Konuşmanın ardından açılış kurdelesi kent
protokolü tarafından kesildi. Daha sonra atölyeyi inceleyen Bakan
Gül, denetimli serbestlik işçileriyle görüştü. Çıkışta gazetecilere
açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Çiftlik Bank
üzerinden insanları dolandırdıktan sonra gittiği Uruguay'dan da
kaçtığı belirtilen Mehmet Aydın'ın yakalanması için kırmızı bülten
çıkarıldığını hatırlattı. Bakan Gül, "O konuda savcılık
yurt dışı çıkış yasağı koydu ve gerekli incelemeleri yaptı. Yargı
mercileri gerekli tutuklamaları yaptılar. Kaçtıysa da başka bir şey
olduysa da kırmızı bülten kararı çıkmıştır bu kişiyle ilgili.
Nerede olursa olsun uluslararası sözleşme gereği her türlü hukuki
yollara müracaat edilmiştir, yargı makamları bu konuda titizce
konuyu takip etmektedirler. Umuyoruz ki adalet yerini bulacaktır.
Bizler de konuyu takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Bakan Gül, geçtiğimiz gün atanan hakim ve savcılar için CHP'nin
tutarsız atıflarda bulunduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Yargıya bilinçli ve sistematik bir şekilde birileri hakim
ve savcı olma hevesinde galiba. Hakim ve savcıların mahkemelerini
bağımsız bırakmamız lazım. Elbette mahkeme kararları
eleştirilebilir ama kalkıp da bütün hakimlere şöyle böyle hakim
demek haksızlık. Bugün darbe girişimden beri darbecileri
yargılayan, büyük bir fedakarlık içerisinde gayret eden hakim ve
savcılara kimsenin haksızlık yapmasına izin veremeyiz. Hakim,
savcılar kararıyla konuşuyor bir mikrofon karşısında veya gurup
toplantısında kürsüde, bir mikrofona konuşan meslek grupları değil.
Hakim ve savcıların kararına itiraz yolları vardır. Elbette ben de
bir avukat olarak katılmadığım eleştirdiğim kararlar var, olur,
bunlar normaldir. 10 milyonun üzerinde dosya yılda hakim ve
savcıların elinden geçiyor. Doğru olmayan 10 karar olabilir buna da
itiraz etme imkanı var. Türkiye'de hukuk sistemi var. Bu kararlara
itiraz etmek yerine eleştirmek ve bütün hakim ve savcıları töhmet
altında bırakmak büyük bir haksızlık olur. Buna müsaade edemeyiz.
Yargı bir gurubun veya bir kesimin değil ki. Bütün Türk milletinin
yargısı. Ona bir leke gelirse Türk milleti incinir. Yargıya,
yargısız infaz doğru değil. Bir haksızlık varsa HSYK'ya itirazda
bulunur. Hakimler ve şu mahkemeler böyle yapıyor demek doğru değil.
Varsa hata yapan hakim savcı onun da hesabını vermesi lazım. Kalkıp
genelleme yapmak doğru değil. Hata yapan hakim savcı hesabını
verir."
(Umutcan İşledici/İHA)