Bakan Çelik: "Halep’te asla olmaz dediğimiz oluyor”
AB Bakanı Ömer Çelik, "Halep'te Srebrenitsa'dan sonra asla olmaz dediğimiz dünyanın modern kurumlarının gözünün önünde yeni bir katliam gerçekleştiriliyor. Srebrenitsa katliamından sonra insanlık öyle sarsılmıştı ki bir daha böyle bir şey olmaz diye düşünülmüştü ama şimdi maalesef yine oluyor" dedi.
AB Bakanı Ömer Çelik, "Halep'te Srebrenitsa'dan sonra
asla olmaz dediğimiz dünyanın modern kurumlarının gözünün önünde
yeni bir katliam gerçekleştiriliyor. Srebrenitsa katliamından sonra
insanlık öyle sarsılmıştı ki bir daha böyle bir şey olmaz diye
düşünülmüştü ama şimdi maalesef yine oluyor"
dedi.
AB Bakanı Ömer Çelik, Almanya'nın başkenti Berlin'de çeşitli
temaslarda bulundu. Daha sonra basın mensuplarına açıklamada
bulunan Bakan Çelik, Almanya'daki temaslarını anlatarak,
"Brüksel'deki toplantıya katılan arkadaşlarımız aramışlardı
beni. Avusturya'nın Türkiye hakkında ifadelerinin marjinal ifadeler
olduğu genel kabul görüyor. Herkes önümüzdeki tablo içinde Türkiye
ile daha iyi ilişkiden, daha anlamlı bir diyalogdan yana. Bu
çerçevede özellikle Avusturya gibi ülkelerin Türkiye ile
müzakereler kesilsin gibisinden yaklaşımları ciddiye alınacak
yaklaşımlar olacak herhangi bir şekilde AB ülkelerin
değerlendirmeye tabi tutulmuyor. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı
15 Temmuz girişiminden sonra Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile
daha çok dayanışma göstermesi gerektiğini ama bunu yerine
müzakereleri keselim gibisinden vizyonsuz karar aldığını,
dolayısıyla bunun Avrupa Parlamentosu için tarihinde aldığı en
büyük ve en yanlış kararlardan biri olarak ajandasına yazıldığını
ifade ettim" dedi.
"TÜRKİYE'YE DAHA GÜÇLÜ MESAJ VEREN BİR KARAR
ALINSAYDI"
"Bu dönemde Türkiye ile daha güçlü demokratik dayanışma
ortaya koyulması gerekirken, Avusturya gibi ülkelerin sesisin bu
şekilde ortaya çıkması dahi doğru değildir" diyen Bakan
Çelik, "İyi tarafı şu, Avusturya'nın Türkiye ile
müzakereleri keselim kararının yanlış kararlar olduğunu, bunların
marjinal bırakılması gerektiğini ifade ediyor. Keşke Türkiye'ye
daha güçlü mesaj veren, olumlu mesaj veren bir karar alınsaydı. O
kararla oy birliği ile ele alınıyor" ifadesini
kullandı.
"DÜNYANIN MODERN KURUMLARININ GÖZÜNÜN ÖNÜNDE YENİ BİR
KATLİAM GERÇEKLEŞTİRİLİYOR"
Bakan Çelik açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Halep'te Srebrenitsa'dan sonra asla olmaz dediğimiz
dünyanın modern kurumlarının gözünün önünde yeni bir katliam
gerçekleştiriliyor. Srebrenitsa katliamından sonra insanlık öyle
sarsılmıştı ki bir daha böyle bir şey olmaz diye düşünülmüştü ama
şimdi maalesef yine oluyor. Çok acı bir biçimde gerçekleşiyor bu.
Bütün bu tabloya baktığımızda da oradaki insanlara koridor açalım,
onların hayatlarını kurtarmak için bir gayret sarf edelim diye en
yüksek ses yine Türkiye'den çıkıyor. Türkiye bir Ab devleti olarak
hem kendisinin hem Avrupa'nın güvenliğini sağlama bakımından, DEAŞ,
PKK gibi terör örgütleriyle mücadele etme bakımından üstün bir
performans gösteriyor. Türkiye, yüz yıllık Avrupa demokrasisi
olarak demokrasisinin nasıl korunacağını, bir halkın demokrasiye
nasıl sahip çıkacağını 15 Temmuz darbe girişiminden sonra
gösterdi."
"MİLLETVEKİLLERİNİN KİMLE DAYANIŞMA İÇİNDE OLACAKLARI
KENDİLERİNİN BİLECEĞİ BİR İŞ"
Bakan Çelik, Türkiye'deki bazı milletvekilleri ile dayanışma için
kendilerinin hami olduklarını fotoğraf verildiğini bildirerek,
"Milletvekillerinin kimle dayanışma içinde olacakları
kendilerinin bileceği bir iş. Ama burada tutarlı ve ilkeli olunması
beklenir. Aynı milletvekilleri keşke Türk parlamentosu
bombalandığında, o parlamentoyla dayanışma için oraya gelselerdi.
Ayrıca inanların hayatın kast eden, insanımızı öldüren PKK terör
örgütünü destekleyen bazı isimlerin bu desteklerinden sorgulayarak,
bu destekleri karşısındaki sorgularına bir cevap alarak bu desteği
verip vermemeye karar verselerdi. Çünkü unutmasın ki onlar,
bazıları milletvekili sıfatı taşıdığı halde ‘Biz PKK terör örgütüne
sırtımızı dayıyoruz, biz DHKP-C terör örgütlerine teşekkür
ediyoruz' diye açıklama yapılıyorlar. O terör örgütleri de bizim
insanımızın canını yakıyor. Keşke evlatlarını kaybeden o annelerle
de dayanışma içinde olsalardı. Önümüzdeki tabloda pek çok
vizyonsuz, pek çok tutarsız grup, unsur, odak söz konusu,
Türkiye'nin Avrupa'da da sağ duyulu dostları olduğunu Türkiye'ni
önemini anlayan, Türkiye'nin kıymetini anlayan, Türkiye ile daha
ciddi dayanışma göstermek isteyen pek çok dostu olduğunun altını
çizmek gerekir" açıklamasını yaptı.
"TÜRKİYE GİBİ GÜÇLÜ BİR ÜLKENİN JESTE YA DA LÜTFE İHTİYACI
YOK"
AB Bakanı Çelik, Avrupa'da yükselen Müslümanlara, göçmenlere karşı
ırkçı zaman zaman şiddete dönüşen nefret siyaseti olduğunu
bildirerek, "Bu nefret siyaseti sadece Müslümanlarla,
sadece Türkiye, sadece göçmenlerle ile sınırlı kalmayacaktır. Bu
nefret siyaseti yeterli bir zemin bulduğunda Avrupa'nın ikinci
dünya savaşında hafızasına kazınmış olan bir takım acıları
hortlatmak için de sahneye çıkacaktır. Hiç kimse Türkiye'ye,
Müslümanlara yada göçmenlere karşı nefret siyasetine kısa vadeli
çıkar hesaplarıyla yol verdiği zaman bunun orada kalacağını
düşünmesin. Bir müddet sonra dönüp Avrupa coğrafyasını, Avrupa'daki
siyaseti de tehdit etmeye başlayacaktır. Nitekim en son
Avusturya'daki seçimlerde ırkçı aday kıl payı kaybetti"
ifadelerini kullandı.
Bakan Çelik, Türkiye ile fasılların açılıp açılmaması gibi
meselelerin, "Türkiye ile Avrupa arasındaki yapısal
ilişkinin doğasına dönük olarak herhangi bir anlam ifade etmeyen
ilişkiler. Eğer Türkiye ile endişelerimiz var diyorlar hepsine
cevap veriyor. Endişemiz var dediğimiz konularda beraber
çalışmamızın zemini fasıllardır. Fasılları açacağız, bunlar
üzerinden çalışacağız. Fasılları açmak jest ya da lütuf değildir,
bu işin mekanizması. Türkiye gibi güçlü bir ülkenin jeste ya da
lütfa ihtiyacı yok" açıklamasını yaptı.
(İHA)