Bakan Çavuşoğlu, Alman heyetin Türkiye ziyaretini değerlendirdi
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alman heyetinin Türkiye ziyaretiyle ilgili, "İncirlik'e biliyorsunuz, Alman parlamenterlerin gelmesine izin vermedik. Daha sonra Hamburg'da ve Brüksel'de NATO Zirvesi kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Alman Şansölyesi Angela Merkel'in görüşmesinde İncirlik mümkün değil ama sizin milletvekilleriniz Konya'ya NATO üssüne gelebilir dedik" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alman heyetinin Türkiye
ziyaretiyle ilgili, "İncirlik'e biliyorsunuz, Alman
parlamenterlerin gelmesine izin vermedik. Daha sonra Hamburg'da ve
Brüksel'de NATO Zirvesi kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan ve Alman Şansölyesi Angela Merkel'in görüşmesinde İncirlik
mümkün değil ama sizin milletvekilleriniz Konya'ya NATO üssüne
gelebilir dedik" dedi.
Antalya'nın Alanya ilçesindeki Alanya Hamdullah Emin Paşa
Üniversitesi (AHEP) Mütevelli Heyeti toplantısı için kaymakamlık
binasına gelen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, toplantı öncesi
gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Çavuşoğlu, Alman
vekillerin Konya Üssü'nü ziyaretine ilişkin bir soru üzerine,
"İncirlik Üssü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi üssüdür. Yani
Türkiye'deki üsler bizim topraklarımızın içinde, sınırlarımızın
içinde bizim üslerimizdir ama bazılarını NATO ile ortak
kullanıyoruz. Konya'da bunlardan bir tanesi. Biz daha önce
İncirlik'e biliyorsunuz. Alman parlamenterlerin gelmesine izin
vermedik. Daha sonra Hamburg'da ve Brüksel'de NATO Zirvesi
kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Alman Şansölyesi
Angela Merkel'in görüşmesinde İncirlik mümkün değil ama sizin
milletvekilleriniz Konya'ya NATO üssüne gelebilir dedik ve bu işin
organizasyonunu da 2 ülke olarak da NATO'nun kendisine verdik. NATO
Genel Sekreteri ile Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile
beraber görüşmelerde bulunduk. Organize edin dedik. Bu zaten, bu
ziyaretin önerisini biz bulunduk. Daha doğrusu önerisini biz
yaptık. Yasak kalktığı için değil, başından beri bu şekilde
düşünmüştük. Bu şekilde öneriyi yaptık ve şimdi NATO tarihini
belirledi. Böyle bir heyet geliyor. Konya'daki NATO üssü
biliyorsunuz, özellikle DAEŞ'e karşı mücadelede değişik ülkelerden,
NATO müttefiki ülkelerden birimler var. Sadece uçaklar değil,
askerler de var. Böyle bir ziyareti biz başında uygun görmüştük.
İncirlik'i uygun görmedik. Konya'yı uygun gördük. Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın ve Başbakan Binali Yıldırım'ın talimatlarıyla"
dedi.
"AVRUPA TERÖR ÖRGÜTLERİNE MESAFE KOYMALI"
Gelecek olan 8 parlamenterin isimlerini Türkiye'nin belirleyip
belirlemeyeceği, bir parlamenterin Türkiye'de can güvenliği
olmadığı ve bu nedenle can güvenliği garantisi istediğiyle ilgili
soruyu da yanıtlayan Çavuşoğlu, "Alman meclisinde savunma
komisyonu var. Dolayısıyla Savunma komisyonunun üyeleri gelecek.
Burada değişik partilerden milletvekilleri var. Bunlar karar
verecek. Yani kendi komisyon karar verecek. Orada
milletvekillerinin kim olacağına biz karar vermeyiz. Yurt dışına
bir de bir heyet gönderdiğimiz zaman meclisimiz, meclisimizin
komisyonu, o komisyonda olan ya da herhangi bir konuda heyet
oluşturulacaksa, meclisteki siyasi partilerin önerdiği kişilerden
oluşan bir heyet olur. Meclis başkanı siyasi parti gruplarına
yazar. Onlar da milletvekillerini önerir. Onlardan oluşan bir heyet
olur. Dolayısıyla her ülke kendi heyetini oluşturur fakat burada o
milletvekilinin söylediklerini ben duymadım. Ne diyebiliriz?
Saçmalamış. Türkiye'ye gelen Alman sayısı yılda 5 milyonu geçiyor.
Bu 5 milyon insan tatil için de geliyor. Ticaret, yatırım için de
geliyor. Belki 5 milyondan daha da fazla. Sadece tatil için 5
milyon civarında geliyor. O sebeple Türkiye'den ne garanti
isteyecek. Türkiye hukuk devleti. Kendisi de bir milletvekilidir.
Dokunulmazlığı da vardır. Türkiye uluslararası hukuka da
saygılıdır. Evrensel hukuka da saygılıdır. Kendi ülkesi, kendisini
gönderirse gelir NATO marjında ziyaretini yapar, döner ama şu bir
gerçek ki Bundestag'da PKK'ya destek veren milletvekilleri var.
PKK'nın terör listesinden çıkması için çaba sarf eden
milletvekilleri var. Bunlar da genellikle sol partilerden. Yani
Almanya'daki özellikle Yeşil Partisi, Sosyal Demokrat Parti'den
bazı aşırı uçta olanlar var. Nasıl bizim CHP'nin içinde DHKP-C, PKK
sempatizanı milletvekilleri var. Aynı şekilde orada da sosyal
demokratın içinde uç oluyor. CHP'nin içindekiler ön seçim ile
buralara geldiler. Bunlar var. Söylediğimizde tepki gösteriyorlar
ama doğru. Bu tür milletvekilleri Almanya'da da var.
Esasen şu anda Avrupa'da bir tartışma var. Bu tartışmalar
neticesinde belki Avrupa Birliği (AB) normları oluşabilir. Yani PKK
gibi terör örgütlerinin sembolleri olan o paçavralarım taşınmaması,
gösterilmemesi ve bunlarla gösteri yapılmaması konusunda bir norm
oluşabilir. Hatta bir hukuki süreç de başlayabilir. Bununla ilgili
AB'den bize bir özellikle üst düzey yöneticilerden, komiserlerden
bilgi aktarıldı. Bu tür terör örgütlerine de demokrasinin beşiği
diye iddialı bir şekilde ortaya çıkan Avrupa'nın artık mesafe
koyması gerekiyor. Bunlara destek vermemesi gerekiyor. Avrupa
parlamentosunda, Almanya'da ve bazı ülkelerde o çirkin görüntüleri
hepimiz gördük ve tepki gösterdik" diye konuştu.
"TEDBİRLERİMİZİ ALDIK"
ABD-Kuzey Kore arasındaki gerilimin uluslararası piyasaları
etkileyeceği ve Türkiye'nin bu konuda etkilenip etkilenmeyeceği
sorusu üzerine Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Biz son 16 yılda dünyada çok sıkıntılarla karşı karşıya
kaldık. Yani tüm dünya kaldı. Kendi bölgemizde etrafımıza
baktığımız zaman kuzeyde, güneyde, doğuda ciddi sıkıntılar oldu.
Batımızda Yunanistan gibi bir ülke adeta iflas etti. Bankaları
battı. Ekonomisi çöktü. Şimdi toparlanmaya çalışan bir ülke.
Toparlanması bizim için de iyi. Biz her zaman komşu ülkelerimizin
de iyiliğini isteriz. Onların kötülüğünden bize bir fayda gelmez.
Tüm bu sıkıntılara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iddialı bir sözü
vardı. Başlangıçta herkes dudak büktü. 'Türkiye'den bu kriz geçmez
ya da teğet geçer demişti ve aldığımız tedbirler, para
politikalarımız, mali disiplinimiz, yine büyümeyle, yatırımlarla
ilgili tüm uyguladığımız politikalar sayesinde bugüne kadar yaşanan
krizlerden çok az etkilendik. İşte Suriye, Irak, Libya, Yemen,
Ukrayna ve diğer bölgelerdeki sorunlar devam ediyor ama buna rağmen
Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 5 büyüdü. Tabiki artık
küreselleşme var. Dünyanın bir ucundaki bir gelişme tüm dünyayı
etkileyebiliyor. Kuzey Kore ve bölge ülkeleri, Kuzey Kore ve ABD
arasındaki gerginlik de tüm dünyayı etkiler ama ekonomik anlamda
bizi etkilememesi için biz her türlü krizlere karşı dayanıklı bir
ekonomi oluşturmak için tedbirlerimizi aldık. Etkilenmemesi için
elimizden gelen gayreti de gösteririz. Bu bakımdan ciddi bir
sıkıntı olmaz ama esas bu konunun kendisi ciddi sıkıntı. Bu başka
şeye benzemez. Nükleer silahlarla restleşme çocuk oyuncağı değil. O
yüzden bir an önce bu ülkelerin aklıselim bir şekilde hareket
etmesi gerekiyor. Kuzey Kore'nin bu tür denemelerini biz de
şiddetle kınıyoruz. Birleşmiş Milletler ‘in aldığı kararları da
destekliyoruz. Kuzey Kore Dışişleri Bakanı'nı Filipinler'de
ayaküstü akşam yemeğinden önce tüm bakanlarla aynı odadaydık. Orada
birkaç dakika sohbet etme imkanımız da oldu. Dostane
tavsiyelerimizi kendilerine söyledik. Bu gerginliğin hiç kimseye
faydası yok. Kendilerine de faydası yok. Esasen o bölgede Güney Çin
Denizi krizi vardı. O krizin aşılması için uluslararası örgütler ve
bölge ülkeleri elinden geleni yapıyordu ama şimdi bu nükleer kriz,
Kuzey Kore ile yaşanan kriz tüm bu krizleri gölgede bıraktı. Bir an
önce bu sorunların, krizlerin de normale dönülmesini arzu
ediyoruz."
(Erdal Anak - Rıza Yanık /İHA)