Babalarının aslanları annelerine emanet
Hayat arkadaşları vatan için görevleri başındayken şehit olan anneler, eşlerinden geriye kalan 'en büyük miras' olarak nitelendirdikleri çocuklarına hem annelik hem de babalık yaparak gözleri gibi bakıyor.
Hayat arkadaşları vatan için görevleri başındayken şehit olan
anneler, eşlerinden geriye kalan 'en büyük miras' olarak
nitelendirdikleri çocuklarına hem annelik hem de babalık yaparak
gözleri gibi bakıyor.
Vefakar şehit eşleri, hayat arkadaşlarından geriye kalan
evlatlarına babalarının yokluğunu hissettirmemek için ellerinden
geleni yapıyor. Kimi zaman annelik vazifesini kimi zaman da babalık
vazifelerini yerine getiren anneler evlatlarını eşlerinin en güzel
hatırası olarak koruyup kolluyor. Vefakar anneler yaşadıkları tüm
zorluklara rağmen evlatlarına şehit babalarının yokluğunu
hissettirmemeye çalışıyor.
"O 10 YILI ÇOK ZOR GEÇİRDİK"
Hudut Karakolunda görev yaparken şehit olan Piyade Uzman Çavuş
Ramazan Belce'nin eşi Destegül Belce, eşinin ailesine ve evladına
çok düşkün olduğunu belirtti. Belce, "Eşim 2007'de şehit
oldu. Oğlumla birlikte yaşıyoruz. Eşim karakola giderken araç
kazası geçiriyor. Orada şehit oldu. Hudut Karakolunda görev
yapıyordu eşim. Van'da töreni yapıldı. Burada töreni yapıldı.
Kanlıpınar Şehitliğinde yatıyor şimdi. Çok zor yani. Hele hele
erkek çocuğu büyütmek gerçekten çok zor. Onun ihtiyaçlarını, maddi
değil de manevi olarak ona yetmek o kadar zor ki. Ama şükür evladım
öyle hırçın bir çocuk olmadı. Şükürler olsun. Beni çok zorlamadı
ama gerçekten o 10 yılı çok zor geçirdik. Van'da Hudut Karakoluna
ilk gittiğini anlatıyor arkadaşları. Hepimiz yatmaya hazırlanıyoruz
dedi. O da çıkardı. Başına Fatih'in fotoğrafını koydu. Uzun uzun
ona baktı. Ondan sonra yattı dedi. Çok düşkündü. Çok zor
yavrum" ifadelerini kullandı.
"ŞEHİTLİKTE YATIYOR AMA ŞEHİT MAAŞI, ŞEHİT İMKANLARI
VERİLMEDİ"
Belce, eşinin şehit olduğunu, onun için Van'da ve Eskişehir'de
törenler düzenlendiğini belirtti. Eşinin şehadet belgesi olmasına
rağmen şehit ailelerine sunulan imkanlardan faydalanamadıklarını
dile getiren Belce, "Eşim şehit oldu. Burada şehitlikte
yatıyor. Ama şehit maaşı, şehit imkanları verilmedi. Hem üzüntümüz
çok ağır. Hem bir de maddi sıkıntılarımız çok yıpratıyor bizi.
Çocuk bakıyorum. Fatih'in okuluna destek olurum, eve katkım olur
diye. Oğlumun bugün doğum günü. En büyük anneler günü hediyesi o
benim için. O beni mutlu eden tek varlık hayatta. En büyük
destekçim Fatih benim. Bir çocuk gibi değil de, büyük yetişkin bir
insan gibi. Her zaman için benim oğlum. Onu çok seviyorum.
Babasından kalan tek hatıra o bana" şeklinde konuştu.
"ANNEMİ, HEM ANNEM HEM BABAM OLDUĞU İÇİN ONU ÇOK
SEVİYORUM"
Annesine olan sevgisini kelimelere sığdıramayacağını ifade eden
şehit Ramazan-Destegül Belce çiftinin dünyaya getirdikleri oğulları
Fatih Belce, "Annem olmasa ben hiçtim. Annemin bana çok
büyük desteği oldu. Yeri geldiğinde annem bana babalık yaptı. Her
şey için ona çok teşekkür ediyorum. Onu çok seviyorum. Çok yardımcı
oldu. Yoksa ben kendimi toparlayamazdım. Zaten okula başladığım
yıllarda da kendime gelmem zor oldu. O zamanda desteklerde bulundu.
O zamanda yardımı çok oldu. Anneme, hem annem hem babam olduğu için
onu çok seviyorum. Anneler Günü'nü de kutluyorum"
dedi.
"HEM ANNE OLMAK, HEM BABA OLMAK ÇOK ZOR"
Şehit eşi olan Zeynep Dağ ise kocasının 14 Nisan 2005'te Şırnak
Bestler Dereler Operasyonunda şehit olduğunu söyledi. Aradan 12
yılın geçtiğini belirten Dağ, eşinin ilk şehadet haberini aldığında
inanamadığını dile getirdi. Dağ, "Çünkü 5 günlük bir göreve
gitmişlerdi. 5'inci günü gelmesini beklerken şehit olduğu haberi
geldi. Kendisini görmediğim için inanamadım. Bunun bir şaka
olduğunu düşündüm. 2 gün boyunca da bekledim bana, hayır biz size
şaka yaptık diyecekler diye. Ama sonra, tabi ki de gerçekti. Zor
tabi ki de. Hem anne olmak, hem baba olmak çok zor. Çoğu zorlukları
tek başına üstesinden gelmek zorunda kalıyorsunuz. Dışarıdaki,
çevredeki yakın akrabalar olsun, eş dost olsun tabi ki yanında
olmaya gayret gösteriyor ama herkes kapısını kapatıp girdiğinde,
sen tek başına kalıyorsun. Dolayısı ile zor. Özellikle de şu an bir
delikanlı olduğu için daha da zor süreçler geçiriyoruz. Ama yine de
çok şükür. İyi ki bir evladım var, diyorum. O benim en büyük
destekçim" diyerek evladına olan sevgisini ifade etti.
"ŞEREFSİZ VATAN HAİNLERİ"
Şehitlerin kanlarını döken teröristlere "Onlar bir vatan
haini. Onlar bir tabiri caiz ise, şerefsiz vatan hainleri. Ama
hiçbir zaman bu ülkeyi de bölemeyecekler. Bizi de
yıldıramayacaklar. Biz bir ölür, bin diriliriz" diyen Dağ,
bu vatanın evlatlarının birlik ve beraberlik içerisinde vatan
hainlerine karşı mücadele edebileceğini belirtti. Dağ, "O
benim eşimden sonraki hayat arkadaşım. O benim can yoldaşım. O
benim her şeyim. Önce Allah'ın emaneti, sonra eşimin bana olan
emaneti. Ülkenin feraha kavuşturulmasını istiyorum. Artık şehit
haberleri duymak istemiyorum. Çünkü biz her şehit haberi
aldığımızda tekrardan 12 sene öncesine dönüyoruz. Tekrar eskiye
dönüyoruz. Tekrar aynı acılarımız bizle tazeleniyor. Artık şehit
haberi almak istemiyorum. Tüm annelerin Anneler Günü'nü kutluyorum.
Anneler çok kutsaldır. Benim kendi annem 20 yıl önce rahmetli oldu.
Rahmetli annelere de Allah'tan rahmet diliyorum. Sağ olanlarında
ellerinden öpüyorum" ifadelerini kaydetti.
"ANNEM YANIMDA OLDUĞU İÇİN BABAMIN YOKLUĞUNU
HİSSETMEDİM"
Anne Zeynep Dağ'ın 'eşimden bana kalan en büyük, en güzel miras'
diye tabir ettiği evlatları Şamil Sıtkı Dağ ise "Anneme çok
teşekkür ediyorum. Beni bu yaşıma kadar büyüttü. Ondan sonra
okuluma gönderdi. Hiçbir şeyim eksik olmadı benim. Bana baktı.
Yapamayacağım, edemeyeceğim demedi. Çok çaba sarf etti. Ama zaten
annem yanımda olduğu için babamın yokluğunu hissetmedim. Babam
olmasa da en azından annem yardım ediyor. Annemi çok seviyorum.
Annem olmasa ne yapardım, bilmiyorum. O bir melek"
dedi.
(Muhammed Emin Beytul - Mustafa Kaplan / İHA)