Aydın Doğan: Doğru bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz, Kimseye garazımız, düşmanlığımız yok
DOĞAN Yayın İlkeleri Kurulu, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan başkanlığında, Bodrum'da toplandı. Işıltur'daki toplantıya, kurul üyelerinin yanı sıra medya grubu CEO ve genel yayın yönetmenleri de katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Aydın Doğan, "Terörü her zaman lanetledik. Bu tutumumuz açıkça bilindiği halde, bizi teröre destek olmakla suçlama cüreti gösterenler akıl...
DOĞAN Yayın İlkeleri Kurulu, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın
Doğan başkanlığında, Bodrum'da toplandı. Işıltur'daki toplantıya,
kurul üyelerinin yanı sıra medya grubu CEO ve genel yayın
yönetmenleri de katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Aydın
Doğan, "Terörü her zaman lanetledik. Bu tutumumuz açıkça bilindiği
halde, bizi teröre destek olmakla suçlama cüreti gösterenler akıl
tutulması içindedir. Ben, ülkeme bağlılığımı, Türkiye sevdamı hiç
kimse ile tartışmam. Bütün hayatını Türkiye sevgisine adamış bir
insanım… Baskı ve tehditlerden yılmayacağız. Doğru bildiğimizi
yapmaya devam edeceğiz. Kimseye garazımız, düşmanlığımız yok"
dedi.
Bodrum Torba'daki Işıltur'da saat 11.00'de başlayan toplantıya,
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Doğan Yayın İlkeleri
Kurulu üyeleri Konda Genel Müdürü Araştırmacı-Yazar Bekir Ağırdır,
Teknik Direktör ve Futbol Yorumcusu Mustafa Denizli, Hürriyet
Gazetesi Yayın Danışmanı Doğan Hızlan, Galatasaray Üniversitesi
İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu,
Radikal Gazetesi Yazarı Altan Öymen, Bilgi Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Marmara Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Eski Dekanı Prof. Dr. Salih Tuğ, Bilgi
Üniversitesi Beşeri ev Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Aydın Uğur, Emekli Büyükelçi, Avrupa Birliği eski Genel Sekreteri,
Doğan Holding Başkan Danışmanı Volkan Vural, Ekonomist,
Milletvekili ve TRT eski Genel Müdürü Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş,
Genel Sekreter Afitap Pusat, ODTÜ öğretim üyesi, Birleşmiş
Milletler Kadına karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi Üyesi Prof.
Dr. Feride Acar, katıldı. Toplantıda ayrıca, medya grubundan ise,
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Doğan Haber
Ajansı (DHA) Genel Müdürü Uğur Cebeci, Posta Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Rıfat Ababay, CNNTÜRK Genel Müdürü Barış Tünay, CNN Türk
Haber Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav, Kanal D Haber Genel
Yayın Yönetmeni Süleyman Sarılar, Hürriyet Daily News Genel Yayın
Yönetmeni Murat Yetkin, Fanatik Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Necil Ülgen, Dijital Medya Grup Koordinatörü Bülent Mumay da yine
toplantıda yer aldı.
“HANGİ PARTİYE NE KADAR YER VERMİŞİZ ARAŞTIRDIM”
Toplantı öncesinde ilk olarak Doğan Yayın İlkeleri Kurulu Başkanı
da olan Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan konuştu. Bir
önceki toplantıyı 25 Mayıs'ta yaptıklarını ve burada 7 Haziran
seçim sürecindeki yayın ilkeleri ışığında nasıl olması gerektiğini
etraflı bir şekilde tartıştıklarını söyleyen Aydın Doğan, “Aynı
zamanda seçimlerde bütün siyasi partilere eşit mesafede durarak,
görüşlerini ve vaatlerini topluma objektif bir şekilde yansıtmanın,
sonuçta kararı seçmenin iradesine bırakmanın önemini vurgulamıştık”
dedi. 7 Haziran seçimlerinin hemen ertesinde, seçim sürecinde Doğan
medya kuruluşlarında hangi partiye ne kadar yer verildiğine yönelik
araştırma yaptırdığını da vurgulayan Aydın Doğan, “Herhangi bir
partiye ayrıcalık yapmış mıyız, bunu bilmek istedim. İlginç
sonuçlar çıktı. Bu araştırmanın sonucuna göre, liderlerin miting
konuşmalarının haberleştirilmesinde grubumuzun televizyon
kanallarında Sayın Ahmet Davutoğlu'na 22 saat, Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu'na 14.5 saat, Sayın Devlet Bahçeli'ye 8.5 saat ve
Sayın Selahattin Demirtaş'a 6.5 saat zaman ayrılmış. Ayrıca Sayın
Cumhurbaşkanı'nın mitinglerine 15.5 saat yer verilmiş, partilere
büyüklüklerine göre süre ayrılmış. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın
bu süreçteki konuşmalarını, teamüle uyarak geniş şekilde vermemiz
sebebiyle AK Parti'ye ilişkin haberler daha da geniş yer bulmuş,
buna karşılık, televizyon kanallarımızdaki tartışma programlarında
AK Parti'nin temsili zayıf kalmıştır. Bunun sebebi, AK Parti
temsilcilerinin ve sözcülerinin ısrarla davet edildikleri halde
kanallarımızı boykot etmiş olmalarıdır. Buna rağmen biz, bu
tartışmalarda Ak Parti'nin görüşlerinin de yer alması için büyük
çaba gösterdik. Televizyonlara ek olarak gazetelerimizde de seçim
döneminde siyasi partilerimizle ilgili haberlerin dengeli bir
şekilde verildiğini söyleyebilirim" dedi.
"1 KASIM SEÇİMLERİNE DAHA AĞIR ŞARTLARDA GİDİYORUZ"
Konuşmasında, eksikliklerinin hatta hatalarının da olabileceğini
ifade eden Aydın Doğan, “Elbette hatalar, eksiklikler olabilir.
Zaten biz de hatalarımızı, eksikliklerimizi hiçbir komplekse
kapılmadan açık yüreklilikle kabul etmeye hazır olduğumuzu her
vesileyle belirtiyoruz. Şimdi 1 Kasım seçimlerine 7 Haziran'dan
daha ağır şartlarda gidiyoruz. Geçen seçime kadar ülkede hakim olan
çatışmasızlık, seçimin hemen sonrasında PKK'nın başlattığı kanlı
eylemlerle bozuldu. Çok sayıda askerimiz, polisimiz PKK terör
örgütünün alçakça saldırılarına hedef olarak şehit düştü. Bu
noktada, tüm şehitlerimize cenabı Allah'tan rahmet diliyorum.
Ailelerinin ve milletimizin başı sağ olsun. PKK'nın silahı
bırakması, şiddet ve terör eylemlerine derhal son vermesi için
hepimizin ciddi bir duyarlılık göstermesi gerekiyor. Burada, terör
ve şiddeti bir kez daha lanetliyor, ülkemizde barış ve huzurun bir
an evvel tesisi için var gücümüzle çalışmaya hazır olduğumuzu bir
defa daha ilan ediyorum" dedi.
"TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR"
Terörün insanlık suçu olduğunu da vurgulayan Aydın Doğan
konuşmasını şöyle sürdürdü, “Teröre destek verenler de suçludur.
Terörü her zaman lanetledik. Bu tutumumuz açıkça bilindiği halde,
bizi teröre destek olmakla suçlama cüreti gösterenler akıl
tutulması içindedir, vicdanları körelmiştir. Ben, ülkeme
bağlılığımı, Türkiye sevdamı hiç kimse ile tartışmam. Ben, bütün
hayatını Türkiye sevgisine adamış bir insanım. Bana yönelik bu
suçlamaları yapanların vatanseverliğinden şüphe ediyorum. Herhalde
izliyorsunuzdur, 7 Haziran sonrasında medya grubumuza yönelik yalan
ve iftiralarla dolu bir kampanya hız kesmeden sürüyor. Bunların
çoğunu cevap vermeye değer bulmuyoruz ancak bazen o kadar akıl ve
izan dışı suçlamalar ve hakaretler yapılıyor ki, susmak mümkün
olmuyor" dedi.
"37 YILLIK YAYINCILIK HAYATIM"
Konuşmasında, hem iktidar yanlısı hem de tamamen iktidar karşıtı
medyanın kendilerini çapraz ateş altına aldığını anlatan Aydın
Doğan, “Her iki kesim de bizi yanına çekmeye çalışıyor. 37 yıllık
yayıncılık hayatımda böyle bir baskı ile karşılaşmadım. Diğer
taraftan, aynı zamanda paralelci olmakla da suçlanıyoruz. Biz
devlet içinde kendi amaç ve gündemine göre hareket eden, başına
buyruk özerk yapıların varlığına tabii ki karşıyız. Bu tür
yapılarla hukuk içinde kalınması koşuluyla her türlü mücadelenin
verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak bu mücadele hiçbir zaman
basın özgürlüğü pahasına olmamalıdır. Basın özgürlüğü, demokrasinin
ve hukuk devletinin özüdür. Basındaki muhalif, eleştirel seslerin
susturulması ve sindirilmesi çabalarının demokrasimize zarar
vermesinden endişe ederiz. Demokratik ülkelerde iktidarları
destekleyen medya organları olduğu gibi, iktidar karşıtı medya da
vardır. Bir demokraside başka türlü olması zaten beklenemez"
dedi.
"BİZİM GRUP OLARAK FARKIMIZ VAR"
Yayın gruplarının farkının bulunduğunu ve bu farkında çok açık
olduğunu söyleyen Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, “Biz,
ana akım medyayız ve bu konumumuzla kitle yayıncılığı yapıyoruz.
Okuyucularımız ve izleyicilerimiz her kesimden insanlar. Her
kesimden insana ulaşıyoruz. Her medya mecrasının olduğu gibi ana
akım medyanın tehdit altına girmesi demokrasinin en temel
güvencelerinden birini tahrip edecektir. Demokrasinin nefes
alabilmesi için gerekli olan özgürlük alanını daraltacaktır"
dedi.
"KİMSEYE GARAZIMIZ, DÜŞMANLIĞIMIZ YOK"
Yaklaşan 1 Kasım seçimlerine yönelik yayın politikasını da paylaşan
Aydın Doğan, “1 Kasım'da yenilenecek seçimlerde, yayın politikamız,
daha önce de olduğu gibi yayın ilkelerimize bağlı bir şekilde,
devam edecektir. Bütün partilere objektif kriterlerimiz
çerçevesinde eşit mesafede durmaya devam edeceğiz. Bundan kimsenin
kuşkusu olmasın. Baskı ve tehditlerden yılmayacağız. Doğru
bildiğimizi yapmaya devam edeceğiz. Kimseye garazımız,
düşmanlığımız yok. Memleketimizin huzur ve güvenliği, tüm
vatandaşlarımızın barış içinde bir arada yaşaması ve refahı dışında
bizim bir gündemimiz yok. Milli iradeye, her zaman olduğu gibi
saygılıyız. Zor bir dönemden geçiyoruz. Bu zor dönemde Doğan Medya
Grubu olarak, evrensel ilkelere önem veren yayıncılığımızı
sürdürmekte kararlıyız" dedi.
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'ın açılış konuşmasından
sonra Avrupa Birliği eski Genel Sekreteri ve Doğan Holding Başkan
Danışmanı Volkan Vural'ın, toplantının gündemine dair kısa
açıklamalarından sonra, hem yayın kurulu üyeleri hem de yayın grubu
yöneticileri, görüşlerini aktardı.
Toplantı sonrasında da yayın kurulu üyeleri 7 Haziran seçim
sürecinde Doğan Medya Grubu'nun yayın politikalarını çok düzgün,
evrensel değerlere uygun ve çoğulculuk ile demokratik esaslara
riayet eden bir politika olduğunu değerlendirdi. Kurul üyeleri 1
Kasım seçim sürecinde de bu yayın politikalarının aynen
sürdürülmesinin önemini vurguladı.
Doğan Yayın İlkeleri Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın açıklamasının
tamamı şöyle:
"Geçen toplantımızı 25 Mayıs'ta yapmıştık. Bu toplantıda 7 Haziran
seçim sürecindeki yayın ilkeleri ışığında nasıl olması gerektiğini
etraflı bir şekilde tartışmıştık.
Aynı zamanda seçimlerde bütün siyasi partilere eşit mesafede
durarak, görüşlerini ve vaatlerini topluma objektif bir şekilde
yansıtmanın, sonuçta kararı seçmenin iradesine bırakmanın önemini
vurgulamıştık.
Ben 7 Haziran seçimlerinin hemen ertesinde bir araştırma
yaptırttım. Seçim sürecinde hangi partiye ne kadar yer vermişiz,
herhangi bir partiye ayrıcalık yapmış mıyız, bunu bilmek istedim.
İlginç sonuçlar çıktı.
Bu araştırmanın sonucuna göre, liderlerin miting konuşmalarının
haberleştirilmesinde grubumuzun televizyon kanallarında Sayın Ahmet
Davutoğlu'na 22 saat, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na 14.5 saat, Sayın
Devlet Bahçeli'ye 8.5 saat ve Sayın Selahattin Demirtaş'a 6.5 saat
zaman ayrılmış.
Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı'nın mitinglerine 15.5 saat yer verilmiş,
partilere büyüklüklerine göre süre ayrılmış.
Ancak Sayın Cumhurbaşkanımızın bu süreçteki konuşmalarını, teamüle
uyarak geniş şekilde vermemiz sebebiyle AK Parti'ye ilişkin
haberler daha da geniş yer bulmuş, buna karşılık, televizyon
kanallarımızdaki tartışma programlarında AK Parti'nin temsili zayıf
kalmıştır. Bunun sebebi, AK Parti temsilcilerinin ve sözcülerinin
ısrarla davet edildikleri halde kanallarımızı boykot etmiş
olmalarıdır.
Buna rağmen biz, bu tartışmalarda Ak Parti'nin görüşlerinin de yer
alması için büyük çaba gösterdik.Televizyonlara ek olarak
gazetelerimizde de seçim döneminde siyasi partilerimizle ilgili
haberlerin dengeli bir şekilde verildiğini söyleyebilirim. Elbette
hatalar, eksiklikler olabilir. Zaten biz de hatalarımızı,
eksikliklerimizi hiçbir komplekse kapılmadan açık yüreklilikle
kabul etmeye hazır olduğumuzu her vesileyle belirtiyoruz.
Şimdi 1 Kasım seçimlerine 7 Haziran'dan daha ağır şartlarda
gidiyoruz. Geçen seçime kadar ülkede hakim olan çatışmasızlık,
seçimin hemen sonrasında PKK'nın başlattığı kanlı eylemlerle
bozuldu. Çok sayıda askerimiz, polisimiz PKK terör örgütünün
alçakça saldırılarına hedef olarak şehit düştü. Bu noktada, tüm
şehitlerimize cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Ailelerinin ve
milletimizin başı sağ olsun.
PKK'nın silahı bırakması, şiddet ve terör eylemlerine derhal son
vermesi için hepimizin ciddi bir duyarlılık göstermesi gerekiyor.
Burada, terör ve şiddeti bir kez daha lanetliyor, ülkemizde barış
ve huzurun bir an evvel tesisi için var gücümüzle çalışmaya hazır
olduğumuzu bir defa daha ilan ediyorum.
Terör bir insanlık suçudur. Teröre destek verenler de suçludur.
Terörü her zaman lanetledik. Bu tutumumuz açıkça bilindiği halde,
bizi teröre destek olmakla suçlama cüreti gösterenler akıl
tutulması içindedir, vicdanları körelmiştir.
Ben, ülkeme bağlılığımı, Türkiye sevdamı hiç kimse ile tartışmam.
Ben, bütün hayatını Türkiye sevgisine adamış bir insanım. Bana
yönelik bu suçlamaları yapanların vatanseverliğinden şüphe
ediyorum.
Herhalde izliyorsunuzdur, 7 Haziran sonrasında medya grubumuza
yönelik yalan ve iftiralarla dolu bir kampanya hız kesmeden
sürüyor. Bunların çoğunu cevap vermeye değer bulmuyoruz ancak bazen
o kadar akıl ve izan dışı suçlamalar ve hakaretler yapılıyor ki,
susmak mümkün olmuyor. Burada dikkat çekici olan, hem iktidar
yanlısı hem de tamamen iktidar karşıtı medyanın bizi çapraz ateş
altına almasıdır.
Her iki kesim de bizi yanına çekmeye çalışıyor.
37 yıllık yayıncılık hayatımda böyle bir baskı ile karşılaşmadım.
Diğer taraftan, aynı zamanda paralelci olmakla da suçlanıyoruz. Biz
devlet içinde kendi amaç ve gündemine göre hareket eden, başına
buyruk özerk yapıların varlığına tabii ki karşıyız.
Bu tür yapılarla hukuk içinde kalınması koşuluyla her türlü
mücadelenin verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak bu mücadele
hiçbir zaman basın özgürlüğü pahasına olmamalıdır.
Basın özgürlüğü, demokrasinin ve hukuk devletinin özüdür. Basındaki
muhalif, eleştirel seslerin susturulması ve sindirilmesi
çabalarının demokrasimize zarar vermesinden endişe ederiz.
Demokratik ülkelerde iktidarları destekleyen medya organları olduğu
gibi, iktidar karşıtı medya da vardır. Bir demokraside başka türlü
olması zaten beklenemez.
Bizim grup olarak bir farkımız var ve bu fark çok açıktır. Biz, ana
akım medyayız ve bu konumumuzla kitle yayıncılığı yapıyoruz.
Okuyucularımız ve izleyicilerimiz her kesimden insanlar. Her
kesimden insana ulaşıyoruz. Her medya mecrasının olduğu gibi ana
akım medyanın tehdit altına girmesi demokrasinin en temel
güvencelerinden birini tahrip edecektir. Demokrasinin nefes
alabilmesi için gerekli olan özgürlük alanını daraltacaktır.
Değerli arkadaşlarım,
1 Kasım'da yenilenecek seçimlerde, yayın politikamız, daha önce de
olduğu gibi yayın ilkelerimize bağlı bir şekilde, devam
edecektir.
Bütün partilere objektif kriterlerimiz çerçevesinde eşit mesafede
durmaya devam edeceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Baskı ve
tehditlerden yılmayacağız. Doğru bildiğimizi yapmaya devam
edeceğiz. Kimseye garazımız, düşmanlığımız yok.
Memleketimizin huzur ve güvenliği, tüm vatandaşlarımızın barış
içinde bir arada yaşaması ve refahı dışında bizim bir gündemimiz
yok. Milli iradeye, her zaman olduğu gibi saygılıyız.