"Atatürk büyük değişime ’Evet’ derdi"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Atatürk büyük değişime aziz Türk milletiyle beraber 'Evet' derdi" diye konuştu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Atatürk büyük değişime aziz
Türk milletiyle beraber 'Evet' derdi" diye konuştu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, referandum çalışmaları için geldiği
Yozgat'ta basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 16 Nisan'da
Türkiye'nin hükümet sistemini değiştirmek için sandığa gideceğini
belirten Bakan Bozdağ, "Vatandaş vereceği 'Evet'lerle
Almanya'nın değil, Türkiye'nin hükümet sistemini değiştirecektir.
Ancak sizin de ifade ettiğiniz gibi Alman gazeteleri Almanca,
Türkçe attıkları manşetlerle Türkiye'deki halk oylamasında
'Hayır'ın çıkması için büyük bir çaba içerisindeler. Sadece
gazeteler değil devlette aynı gayreti görüyoruz. Hollanda'da,
Avusturya'da, İsviçre'de, Belçika'da pek çok ülkede benzer bir
gayreti görüyoruz. Büyük bir telaş içindeler ve bu telaşla da
Türkiye'ye saldırmaya ve Türk halkının iradesini etkileyerek
buradan 'Hayır' çıkması için uğraşıyorlar" ifadelerini
kullandı.
"ATATÜRK BÜYÜK DEĞİŞİME 'EVET' DERDİ"
Alman Bild Gazetesi'nin Atatürk yaşasaydı 'hayır' derdi manşetiyle
çıktığını hatırlatan Bozdağ, "Ben buradan şunu çok net
ifade etmek isterim. Atatürk olsaydı bu ittifakların hepsini çok
iyi değerlendirir yapılan sistem değişikliğini, Türkiye'yi nasıl
bir büyümeye, gelişmeye, sıçramaya ve yeni döneme hazırlamaya katkı
sağlayacağını göreceği için Atatürk büyük değişime aziz Türk
milletiyle beraber 'Evet' derdi" diye konuştu.
Terör örgütleri PKK, DHKP-C, FETÖ ve DEAŞ'ın Türkiye'deki halk
oylaması sürecinde aziz milletimizin iradesini baltalamak ve
'Hayır' çıkması için uğraştığını söyleyen Bozdağ, "Şimdi
Atatürk eğer mezarından kalksaydı, esasında CHP Sayın Genel
Başkanına ve ekibine kızardı. 'Benim kurduğum devleti, benim
kurduğum Cumhuriyeti ve benim aziz milletimi 40 yıldır bölmekle,
parçalamakla uğraşan ve bu hedefine ulaşmak için askerimizi,
polisimizi onca sivil insanımızı şehit eden terör örgütüyle aynı
hedefe nasıl siz koşuyorsunuz, nasıl aynı hedef için
çalışıyorsunuz?' diye herhalde öncelikle Sayın Kılıçdaroğlu ve
ekibine kızar 'Yaptığınız yanlış, gittiğiniz yol yanlış yoldaki
arkadaşlarınız o yoldan daha büyük bir yanlış, bundan vazgeçin'
derdi. Vazgeçmezlerse de onlara kızardı" diye konuştu.
"ATATÜRK'Ü PROPAGANDALARINA ALET EDİYORLAR"
Hayırcıların propagandalarına Atatürk'ü alet ettiğini vurgulayan
Bozdağ, "Ben inanıyorum ki Atatürk hayatta olsaydı
Türkiye'nin ve Türk milletinin geleceği için siyasi istikrarın,
güçlü iktidarın, kuvvetler ayrılığının etkin ve hızlı karar alarak
Türkiye'yi yönetmenin bu millete neler kazandıracağını en iyi
bilenlerden olacağı için mutlaka ben 'Evet' diyeceğine inanıyorum.
Ama gördüğünüz gibi Avrupalılar Atatürk'ü bu propagandaya alet
ederek milletimizin Gazi Mustafa Kemal'e olan sevgisini istismar
yolunu seçmişlerdir. Bu millet terör örgütleri ve zayıf Türkiye
isteyenleri, istikrarsız Türkiye isteyenleri, Türkiye'nin gücünün
azalmasını isteyenleri ve bu ülkeyi bölmek isteyenleri çok iyi
görecek ve onların tuzaklarına düşmeden yoluna devam
edecektir" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun çarpıtmalar yaptığını ve yalan söylediğini
belirten Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunları ayırmakta bizde zorlanıyoruz, takip etmekte de
zorlanıyoruz. Türkiye Anayasası'nın 116. maddesi Cumhurbaşkanına
belli şartların varlığı halinde TBMM seçimlerini yenileme hakkı
veriyor. Nitekim 7 Haziran seçimleri sonrasında oluşan parlamento
Cumhurbaşkanımızın bu yetkiyi kullanması suretiyle seçime
götürülmüştür ve 1 Kasım'da da bu seçim yenilenmiştir. Bu ilk defa
anayasada olan bir şey değil anayasada hali hazırda mevcut olan bir
şeydir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun Türk halkından sakladığı ilk defa
anayasaya konan ve meclisimizi yürütmeye karşı Cumhurbaşkanına
karşı güçlü kılan 2 tane düzenleme vardır. Birisi şu: Cumhurbaşkanı
mevcut Anayasa'da olduğu gibi yine TBMM seçimlerini yenilenmesine
karar verebilecektir ama bu takdirde kendi seçimini de
yenileyecektir. 7 Haziran'da karar verdi, kendi seçimini yeniledi
mi, yenilemedi mi? Şimdi yeni Anayasa diyor ki, Cumhurbaşkanı bu
yetkisini kullanabilir ama kendi seçimini de yenilemek zorundadır.
Yeni seçilmiş bir cumhurbaşkanı bir daha seçilip seçilmeyeceği,
aday olup olmayacağı belli olmayan bir dönemde 5 yıllığını yakıp,
meclis seçim kararını alabilir mi? Biz Cumhurbaşkanı seçimi
yenilemesi halinde kendi seçimini de yenilenmesinin zorunlu
anayasal kuralı olarak getirmek suretiyle bu yetkinin ve hakkın
keyfi kullanımını engellemek için bir düzen koyduk, bu meclisi
güçlendirdi."
"CUMHURBAŞKANI KEYFİ SEÇİMLERİ YENİLEYEMEZ"
İlk defa meclise de kendi seçimini yenileme kararı almak suretiyle
Cumhurbaşkanına seçimi de yenileme imkanı verdiklerini aktaran
Bozdağ, "TBMM'nin bugün kendi seçimini yenileme kararı
almak suretiyle de olsa Cumhurbaşkanı seçimini yenileme hak ve
yetkisi yok. İlk defa bu düzenleme meclise bu hak ve yetkiyi
veriyor. Bu da parlamentoyu güçlendiriyor. Ama meclise de bir
müeyyide getiriyor. Sen Cumhurbaşkanının seçimini keyfi yenilemek
için bir yola gidemezsin kendi seçimini yenilersen ancak onu
yaparsın. Dikkat edilirse hem Cumhurbaşkanına hem de TBMM'ye
seçimleri yenilerken kendi seçimlerini yenilenmesi kuralını da
getirmek suretiyle bu yetkinin keyfi kullanımının önüne geçen de
bir düzen kuruluyor. Sayın Kılıçdaroğlu şunu söylüyor, 'Efendim son
dönem bir daha Cumhurbaşkanı seçimini yenilemek suretiyle 3. dönem
seçim hakkı elde edebilir.' Bu büyük bir yalan, aynı zamanda
Anayasa'nın büyük bir çarpıtmasıdır çünkü ikinci dönem seçilen bir
Cumhurbaşkanı göreve başladı ama bu süre içerisinde parlamento
seçimi yenileme kararı aldı, cumhurbaşkanı yok, parlamento seçimi
yenileme kararı aldı. Bu durum parlamento bunu yaparsa yani 5
yıllık kazandığı süreyi elde etmek için cumhurbaşkanı bunu yaptığı
zaman, ona bir müeyyide getiriyor, sen bunu keyfi kullanma diye bir
müeyyide getiriyor. Cumhurbaşkanı kendi seçimi yenileme kararı
aldığı zaman cumhurbaşkanının 3. dönem seçilme yetkisi yoktur.
Parlamento aldığında bu hak var. O da kötüye kullanmayı önlemek
için getirilmiş bir mekanizmadır. Sayın Kılıçdaroğlu bu büyük
gerçeği milletin gözünde çarpıtmaktadır" şeklinde
konuştu.
"SADECE YÜRÜTMEDE ÇİFT BAŞLILIK VAR"
Kılıçdaroğlu'nun çift başlılık eleştirilerine de yanıt veren Bakan
Bozdağ, "Sayın Kılıçdaroğlu herhalde CHP dönemine özlemleri
var, biliyorsunuz İnönü döneminde, valiler aynı zamanda il
başkanıydı. CHP'nin geçmişte böyle bir uygulaması var. Herhalde o
uygulamaya özlemle bunu söylüyor, bu tamimiyle büyük bir iftiradır,
böyle bir şeyin olması söz konusu değildir. Bizim çift başlılık
dediğimiz şey Cumhurbaşkanı ile hükümet arasındaki çift başlılığı
ortadan kaldıran yürütmeyi iki ortağın eliyle sağlanmasını önleyip
tek kişi ve tek başlı bir yürütmeyi esas alan bir düzenleme
yapıyoruz. Şu anda Türkiye'de kaymakam, vali, muhtar bir, dikkat
ederseniz belediye başkanı bir, meclis başkanı, Cumhurbaşkanı bir.
Ama sadece yürütmeye geldiği zaman çift başlılık var. Neden
muhtarlık, belediye, kaymakam, valilik, meclis başkanı hatta CHP
genel başkanlığı için tek başlılığı Sayın Kılıçdaroğlu önemsiyor,
doğru görüyor da Türkiye'nin yürütme organı olan, yürütme yetkisini
olan yerde çift başlılığı savunuyor. Eğer doğruysa her tarafta bunu
savunması lazım. Bakıyorsunuz, başka yerde itiraz ediyor ama buraya
gelince çift başlılığı müdafaa ediyor. Türkiye Cumhurbaşkanı ve
Başbakanlar arasındaki kavgalardan çok çekmiştir, bundan sonra yeni
kavgalara harcayacak vakti Türkiye'nin yoktur. Artık kavga etmeden
milletimize, devletimize eser kazandırmak için mücadele dönemidir,
Kılıçdaroğlu'nun bu söylediği büyük bir yalan ve zihin
karışıklığına yol açmak için yapılan şeydir. Ay yıldızlı al
bayrağın yanında hiçbir bayrak olmayacağı gibi valilerin yanında da
il başkanları veya başka birileri asla olmayacaktır" diye
konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun söylediklerinin yalan olduğunu da dile getiren
Bakan Bozdağ, "Yeni yalanlarını da bekliyoruz, milletin
aklını karıştırmak için neler söyleyecek, onu da merakla
bekliyoruz. Ben bile merak ediyorum çünkü her gün yeni bir şey
yumurtluyorlar. Ben de bu anayasa çalışmalarında olan birisi olarak
ve mutfağı da bilen birisi olarak bakıyorum, yani burada da yok bu,
orada da yok bu, şurada da yok bu. Nereden çıkarmışlar bunu oturup
oturup uyduruyorlar, yani bu gün milleti nasıl meşgul ederiz
akılları nasıl karıştırırız diye herhalde bir yalan üretme heyeti
var, onlar üretiyor ertesi gün de pazarlıyorlar" dedi.
(Bahadır Muhlis Gökgül / İHA)