Askeri miğferle dayak mı öldürdü?
Bursa Gemlik'te vatani görevini yapan er Gökhan Kılıç, nöbette annesiyle cep telefonuyla konuşurken Başçavuş Osman Hancı'ya yakalandı. Hancı'nın başına miğferle vurduğu Kılıç, beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti.
İstanbul Küçükçekmece'de yaşayan, Ayşe ve Halis Kılıç'ın 20
yaşındaki oğlu Gökhan Kılıç, 5 Mayıs'ta askere gitti. Sivil hayatta
garson olan ve Gemlik Askeri Veteriner Okulu'nda askerliğini yapan
Kılıç, 7 Ekim günü saat 18.30'da nöbette annesiyle telefonda
görüştü. Olayın tek görgü tanığı Kılıç'ın nöbet arkadaşı er Ahmet
Kızılcan'ın ifadesine göre, Kılıç telefonla konuşurken, kendisi de
ellerini yıkamak üzere çeşmeye gitti. Dönüşte "Ah" sesi işitti,
Kılıç'ın yerde, miğferin Hancı'nın elinde olduğunu gördü.
‘BAŞIM AĞRIYOR' DİYORDU
Kızılcan, sonrasını ifadesinde şöyle anlattı: "Gökhan yerden
kalktı. Başçavuş başlığı bana verdi. Sürekli ‘Yasak olduğunu
bilmiyor musun' diyordu. Bölüğe doğru yürüdük. Gökhan kafasının sol
tarafını okşuyor, ‘Başım ağrıyor' diyordu. ‘Ne oldu?' diye sordum.
‘Başçavuş telefonla konuştuğumu görünce kompozitle başıma vurdu'
dedi."
Kızılcan'ın anlatımına göre nöbet bitiminde Kılıç, koridorda
çömelerek, "Başım ağrıyor, çok kötüyüm" dedi. Kızılcan haber vermek
için Hancı'ya gitti. Hancı ise "Bir şeyi yoktur. Elini yüzünü
yıkasın. Uyusun" dedi. Kızılcan, şöyle devam etti: "O bir şey
yapmayınca koşarak bölüğe geldik. Gökhan'ı lavaboya götürdük.
Elini, yüzünü yıkadık. Sorulara cevap veremiyordu. Kekeliyordu.
Arkadaşın kucağına kafasını koyup o şekilde dururken Osman başçavuş
geldi. ‘Ambulansa haber verin' dedi..."
Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Kılıç'ın beyin kanaması
geçirdiği ortaya çıktı. 54 gün komada kalan Kılıç, 29 Kasım'da
hayata veda etti. Aynı gün Hancı ‘Ölüme sebebiyet verecek şekilde
kasten yaralama' suçundan tutuklandı.
SADECE SÜRTMÜŞ!
Hancı ise ifadesinde özetle "Beni fark edip panikledi. Silahına
asılı kompozit başlığını elime almadan, yanından ittirerek sol
kulağının üstüne dokundurdum. Kompoziti yerinden çıkarmadan başına
doğru sürttüm" dedi. Hancı'nın birkaç ay önce de iki eri sopayla
dövdüğü belirtildi.
'OĞLUMUZA ŞEHİTLİK VERİLSİN'
BABA Halis Kılıç, oğlunun yaralandığı akşam saat 23.00'te "Gökhan
düştü" diye haber verilmesi üzerine Bursa'ya gittiklerini, gerçeğin
kendilerinden saklandığını ileri sürdü. İki gün sonra gelini Berna
Kılıç'ı arayan askerlerin "Gökhan düşmedi. İşin peşini bırakmayın.
Osman başçavuş daha önce bir arkadaşımızın kolunu kırdı" diye haber
vermesi üzerine gerçeği öğrendiklerini söyleyen Baba Kılıç, ‘adli
vaka' olduğu gerekçesiyle oğluna ‘şehit' denilmediğini ve mezarlık
verilmediğini belirtti. Kılıç, "Ben bayrakla, davulla, zurnayla
gönderdim. Ama öldükten sonra ‘Alın cenazenizi, götürün' dediler.
Bu beni çok kırdı. Failin ceza almasını, oğlumun şehitlik
mertebesine alınmasını istiyorum" diye konuştu. Eşi Berna Kılıç ise
"Hiçbir şeyi acımı hafifletmez. Gökhan'la konuştuğumda bu adamın
başka çocukları dövdüğünü anlatıyordu. Bu, o adamın birinci vakası
değil. En ağır cezayla cezalandırılsın" dedi.
(Hürriyet)