'Aşıda yüzde 100'e yakın yerlileştirme hedefliyoruz'
Sağlık Bakanı Koca, "Aşıda 5 yıllık süreçte yüzde 100'e yakın yerlileştirme hedefliyoruz. Bu kapsamda ağustosta difteri ve tetanos aşısı ruhsatı verilecek." dedi.
ANKARA (AA) - Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, konuk olduğu Anadolu
Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda
bulundu, soruları yanıtladı.
"31 Mart yerel seçimiyle ilgili düşünceleri" sorulan Koca, yoğun il
ziyaretleri gerçekleştirdiğini, çok sayıda açılış yaptığını, sadece
İstanbul'da dört hastaneyi hizmete soktuklarını anlattı.
Vatandaşta ciddi bir heyecan olduğunu belirten Koca, "Bu seçimin
normal, basit bir seçim olmadığını, 31 Mart'ın tarihi sorumluluk
gerektiren bir seçim olduğunu düşünüyorum." ifadelerini
kullandı.
Koca, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kapsamında 2023 yılına kadar
bir seçim olmayacağına işaret ederek, bu süreçte Türkiye'nin bugüne
kadar yapamadıklarını daha hızlı yapacak, hedef odaklı, pratik bir
icraat dönemi geçireceğini dile getirdi.
Bu anlamda 31 Mart'ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ciddi
katkı sağlayan, güç, enerji veren bir seçim olacağına inandığını
vurgulayan Koca, "Bu seçimin, hem ülkede istikrar ve güven, hem de
kültürel ve gönül coğrafyamız ile dünyada istikrar anlamında son
derece önemli olduğunu düşünüyorum. 31 Mart'ın güçlü, lider
Türkiye'yi pekiştiren bir seçim olmasını diliyorum." diye
konuştu.
"Baykal'ın sağlığı son derece iyi"
"CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın sağlık durumunun"
sorulduğu Bakan Koca, "Kendilerini dün ziyaret ettim. 1 Nisan
itibariyle taburcu edilerek Antalya'ya kendi evine gitmiş olacak.
Biz, bu süreçte kendilerini memnun edecek ve tedavisini en iyi
şartlarda yapabilecek ortamı hazırlama gayreti içinde olduk.
Önümüzdeki dönemde de evde bu anlamda yine sağlığıyla ilgili
rehabilitasyon benzeri süreçte yakın ilişki ve iletişim içinde
olacağız." yanıtını verdi.
Koca, Sağlık Bakanlığı olarak üzerlerine düşen her şeyi yapma
gayreti içinde olacaklarının altını çizerek, Baykal'ın genel
durumunun, sağlığının, psikolojisinin son derece iyi olduğunu
söyledi.
"Baykal ile görüşmesinin" sorulduğu Bakan Koca, "Türkiye'nin
geleceğini takip ettiğini, gündemi yakinen bildiğini ve gelecekten
umutlu olduğunu gördüm." karşılığını verdi.
"Hastaları taşıyacağız"
Koca, "Yatağa bağımlı, evde bakım hizmeti alan hastaların oy
kullanabilmesi için bu seçimde ne tür önlemler alındı?" sorusu
üzerine, bununla ilgili ocak ayında bir genelge yayımladıklarını
hatırlattı.
Aile hekimliği üzerinden e-rapor ile verdikleri raporun 50 bin
kişiye ulaştığını belirten Koca, 24 Haziran seçimlerinde rapor
alanların raporlarının uzatıldığını söyledi.
Mobil sağlık sistemiyle evde bakılan hastaların oy
kullanabilirliğiyle ilgili herhangi bir sorun yaşanmayacağının
altını çizen Bakan Koca, "Hem e-raporu almış yatağa bağlı hastalar
için evinde mobil sandığı hem de hastanede yatan ya da evde bakım
hizmeti alan ama mobilize edilebilecek hastayı taşıyacak sistemi
planladık." dedi.
"Şehir hastaneleriyle geldiğimiz düzeyi taçlandırmak istiyoruz"
Sağlıkta her geçen gün önemli mesafeler alındığını belirten Koca,
"Türkiye'yi sağlık üssü, sağlık markası yapmak istiyoruz. Şehir
hastaneleriyle de sağlıkta geldiğimiz düzeyi taçlandırmak
istiyoruz." diye konuştu.
Koca, şehir hastanelerinden 22'sinin ihalesinin yapıldığını,
9'uncusunun da Ankara'da Bilkent'te açıldığını anımsattı.
Ankara Şehir Hastanesinin dünyanın üçüncü, Avrupa'nın da en büyük
hastanesi olduğuna dikkati çeken Koca, 3 bin 711 yatak bulunan
hastanenin, 1 milyon 315 bin metrekare kapalı alanı olduğunu
söyledi. Bu kompleksin 8 dal hastanesinden oluştuğunu anlatan Koca,
şehir hastanelerinin hizmetin son noktada alındığı, tetkik, tahlil,
görüntüleme ve benzeri alanlarda en üst düzeyde hizmetin verildiği,
hastanın başka bir hastaneye sevk edilmediği hastaneler olarak
kurgulandığını kaydetti.
Koca, bu hastanelerin bütün disiplinleriyle, teknolojisiyle, fiziki
yapısıyla, insan kaynağıyla üst noktada hizmet veren hastaneler
olduğuna dikkati çekti.
Birden fazla hastane yapısı olan bütün şehir hastanelerinin
üniversiteler hastanesi olarak planlandığını, bununla ilgili
kararname yayımlandığını belirten Koca, "Bu kararnameyle daha önce
bir üniversiteyle iş birliği, birlikte kullanım protokolü
yapılabilirdi. Yeni dönemde birden fazla üniversiteyle iş birliği
veya birlikte kullanım protokolü yapılabilir." diye konuştu.
"Ülkeyi sağlık üssü haline getirmede önemli bir unsur olacak"
Koca, şehir hastanelerini markalaşan bir sürece doğru götürmek
istediklerini bildirdi. Şehir hastanelerinin yönetiminin klasik
hastanelerden farklı kılındığını ve bununla ilgili kararname
yayımlandığını anlatan Koca, bu hastanelerin tepede koordinatörün
ve başhekimin, altında mali ve idari direktörlerin, başhekim
yardımcılarının sayısının gerektiğinde 10'a kadar çıkabildiği, her
dal hastanesinin birer başhekiminin bulunduğu bir yapı olduğunu
anlattı.
Ankara Şehir Hastanesinin 8 dal hastanesinden oluştuğuna, 8
başhekim ve koordinatör başhekim şeklinde bir yönetimin bulunduğuna
işaret eden Koca, "Önümüzdeki dönemde şehir hastanelerini sadece
kamu ve özel iş birliğiyle yapılan hastaneler olarak da planlamak
istemiyoruz. Yeni dönemde özellikle bulundukları bölgede son
noktada hizmet verebilir olduğunu bildiğimiz, fiziki şartlarıyla,
teknik alt yapısıyla, insan kaynağıyla yeterli olan ve bulunduğu
bölgede hastayı başka bir yere sevk etmediğimiz yapıları şehir
hastanesi olarak planlayacağız, dönüştüreceğiz." değerlendirmesinde
bulundu.
Koca, şehir hastanelerinin, hastanın "şehir hastanesinde sorunum
çözüldü" dediği hastaneler olmasını istediklerini dile getirdi.
Bakan Koca, "Mümkün mertebe gittiği hastanede hastanın sevk
edilmediği, hizmetin orada son noktada verilebilir olduğu bir
hastane olsun istiyoruz. Ülkeyi her geçen gün sağlık üssü haline
getirmede önemli bir unsur olacak. Sağlık turizminde geldiğimiz
ciddi bir nokta var. Bölgemizde ve dünyada sağlık turizmi
pastasından ciddi bir pay almak için son noktadaki şehir
hastanelerinin yapısının önemli olduğunu düşünüyorum." ifadesini
kullandı.
"50 bin e-rapor verdiğimiz hastamız oldu"
Oy verme günü hastanelerden sandık başlarına ne kadar hastanın
taşınacağına yönelik bir soruya Koca, "Evinde olan hasta için 50
bin e-rapor verdiğimiz hastamız oldu. Ayrıca 24 Haziran'da raporunu
almış olanlar bunun dışında, o da ilave olacak." karşılığını
verdi.
Koca, hastaların taşınmasıyla ilgili geçen dönem 12 bin 179 kişinin
taşındığını, benzer şekilde de bu seçimde 12 bin hasta olacağını
zannettiğini ve taşıma işinin 7 bin personelle yapılacağı dile
getirdi.
Şehir hastanelerinde, yabancı hekimlerin de görev alacağı ve Türk
sağlık personelinin de yabancı dil bilenlerin çalıştırılacağı
anımsatılarak, "Bunun için özel bir düzenleme yapıldı mı? Ayrıca
özel sektördeki sağlık personelinin de şehir hastanelerinde
çalışması için bir düzenleme olacak mı?" sorusu üzerine Koca,
"Bununla ilgili biz geniş bir yetkilendirmeyi oluşturduk. Yani
şehir hastanelerinde gerektiğinde özel sektörden de dışarıda
çalışan nitelikli bildiğimiz hekimi de sözleşme yaparak
çalışabilirliği mevzuat boyutuyla sağladık." ifadesini
kullandı.
Koca, kanuni bir düzenleme yaptıklarını yineleyerek, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Biz herhangi bir alanda öne çıkmış olan ve ilgili hastanemizin
ekibinin de eğitim amaçlı o hekimden faydalanma, o hekimin
varlığını önemseme gibi bir durum söz konusu olursa, ki olabilir,
bununla ilgili kişiyle sözleşme yapabilirliğimiz artık mümkün.
Bunları yapıyor olacağız. Sürekli tam gün çalışması gerekmiyor.
Bunun dışında yurt dışında şehir hastanelerinde her geçen gün
spesifik, özellikli ve nitelikli işlemlerin yapılabilir olduğu
hastaneler olarak, yani mükemmeliyet merkezlerinin olduğu yapılar
olarak planlıyoruz. Bu mükemmeliyet merkezlerinin de yurt dışı
mükemmeliyet merkezleriyle, benzerleriyle ilişkisinin, irtibatının
olduğu araştırma-çalışma ve fiziki anlamda da gerektiğinde yurt
dışından hekimin de gelebilir olduğu bir yapı oluşturuyoruz.
Dolayısıyla yurt dışındaki hekimin de bu mükemmeliyet merkezleri
boyutuyla aktif devrede olabileceği, belli özellikli, spesifik
müdahaleler için bunun imkanı da oluşturuldu."
"Kontrolünü yapmak üzere sağlık kuruluşu açmayı planlıyoruz"
Sağlık turizmiyle ilgili şehir hastanelerinde iletişim ve
tercümanlık bürolarını da oluşturmaya başladıklarını bildiren Bakan
Koca, "Özellikle sağlık turizminde yabancı hastayı daha farklı,
daha nitelikli, daha ona hizmet edebilir tarzda bir hizmet şekli
geliştirilmek üzere. Bilkent'te, Orta Doğu'dan gelebilecek
hastalıklarımız için mesela özellikle üç dört odadan oluşan VIP
katımız var. Önümüzdeki dönemde bu anlamda bir yapılanmayla sağlık
turizminden de ciddi pay alan yabancı dil bilen personel ve
iletişim tercümanlık büroların da aktif devrede olduğu, özellikli,
odaklanmış bir yapıyla daha farklı bir boyut kazanacağını
düşünüyoruz." diye konuştu.
Koca, USHAŞ diye bir yapının bulunduğunu, kamu eliyle sağlık
turizmini yapan bu anlamda tek ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı.
Bununla ilgili yapıların oluştuğunu, yönetim kurullarının
yapılandığını anlatan Fahrettin Koca, şöyle devam etti:
"Önümüzdeki aylar için de birçok ülkede ofislerimiz olacak. Hatta
hastanın çok yoğun geldiği Libya, Azerbaycan gibi yerlerde
müdahalesi yapılan hastanın devamında kontrol ve takibini yapmak
üzere sağlık kuruluşu açmayı dahi planlıyoruz. Önümüzdeki dönem bu
anlamda, sağlık kuruluşu açma anlamında da yine dünyada benzeri
olmayan sağlık turizminde önemli bir pay alabileceğimiz hizmet.
Burada müdahalesi yapılan ve oradaki hastanın ortada bırakılmayıp
takibini yapmak üzere bir sağlık kuruluşu yapısı... Bunu da
planlıyoruz."
"Difteri ve tetanoz aşısı ruhsatı verilerek piyasaya verilecek"
Koca, Türkiye'nin yerli aşı ve tıbbi cihaz geliştirme
çalışmalarında hangi aşamada olduğuyla ilgili bir soru üzerine,
"Türkiye'de sağlıkta özellikle dışa bağımlılığımız biraz fazla. Ne
oranda? İlaçta yüzde 54 oranında, malzemede yüzde 82 oranında,
cihazda yüzde 84 oranında, aşıda yüzde 100'e yakın." dedi.
Dışa bağımlılığın yüksek olduğu bir alandan bahsedildiğinin altını
çizen Koca, "Önümüzdeki dönemde özellikle dışa bağımlılığımızı
azaltan, yerlileştirme ve millileştirmeyi son derece önemli
göreceğimiz bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olacak."
değerlendirmesinde bulundu.
Sağlık Bakanı Koca, bunun için de ileriki 5 yıllık süreçte
ilaç-malzeme ve cihazda en az yüzde 50 oranında yerlileştirdikleri,
aşıda da yüzde 100'e yakın yerlileştirmeyi hedeflediklerini
açıkladı.
"Bu çerçevede ağustos ayında difteri ve tetanoz aşısı ruhsatı
verilerek piyasaya verilmiş olacak." diyen Koca, şunları
söyledi:
"Bunun dışında biz Kore, Küba, Bangladeş, Endonezya ve Avrupa'da
önemli bir iki merkezle ilişki içindeyiz. Ziyaretlerimiz yapıldı.
Son derece bu anlamda olumlu bir yaklaşım içinde olduğunu gördük.
Biz önümüzdeki dönemde özellikle aşıyı devlet eliyle, gerektiğinde
mali tarafı düşünmeden, önce güvenilir, kendimize yeter aşıları
üretebilen daha sonra bölgeye, özellikle gönül coğrafyamıza, yoğun
ihracatı da hedefleyen bir yaklaşım içerisindeyiz.
Ayrıca anti serumlarını şimdi geliştiriyoruz, yani kuduzun,
difterinin ve benzerinin, bunu da önümüzdeki bir yıl içinde
yerleştirmiş olacağız. Bu anlamda difteri ve akreple ilgili üretimi
yapıldı. Piyasaya testlerini, uygulanabilirliğini sağlamak üzere de
bir yıllık bir süreç gerekiyor. Piyasaya verilebilirliği de bu anti
serumlarımızın, kuduz dahil olmak üzere, önümüzdeki bir yıl içinde
de bunları yerleştirmeyi hedefledik."
"Aşılama oranı yüzde 96'nın üzerinde"
"Son günlerde Türk Eczacıları Birliği ve farklı meslek örgütlerden
aşı reddinin sakıncalarına ilişkin açıklamalar geliyor.
Vatandaşların aşı reddi nasıl aşılabilir?" sorusu üzerine Koca,
şunları kaydetti:
"Türkiye'de aşılama oranlarımız düşük değil. Bebeklik döneminde
yapılan aşılamaların oranı yüzde 96'nın üzerinde. Dolayısıyla bu
anlamada ciddi bir sorun yok ama dünyada her geçen gün gelişen bir
aşı reddi söz konusu. Bunun Türkiye'de de yer yer olduğunu
görüyoruz. Fakat bunun sonucu çok ciddi etkilelendiğini söylemek
doğru olmaz. Bebeklik dönemindeki aşılar için vatandaşımız
özellikle duyarlı ama ilkokul çağındaki aşılarla ilgili bu
duyarlılığın azaldığını, bunun arkasında kısmen 'daha önce aşı
yapıldı, bu korur' algısının olduğunu görüyoruz. Kendi aşımızı
üreten, güvenilir olma noktasında tereddütlerin ortadan kalktığı
bir yaklaşımın aşı reddini ortadan kaldıracağına, önemli oranda
azaltacağına inanıyoruz."
Yerli aşının güvenli bir şekilde üretilmesi gerektini
düşündüklerini ifade eden Koca, "Kızamık, çiçek gibi hastalıklara
karşı elde edilen kazanımların devamı için herkesin mutlaka aşı
olması gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum. Aşıyı
yerlileştirmenin, aşı reddiyle ilgili güvensizliği ortadan
kaldırmak için önemli olduğunu düşünüyorum." dedi.
Bakan Koca, aşının yerlileştirilmesiyle ilgili yoğun bir gayret
içerisinde olduklarını bildirdi.