Arınç’tan ’başkanlık sistemi’ açıklaması
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, başkanlık sistemi konusunda, "Yapacağımız işin alaturka olmaması lazım, alafranga olması lazım. Alafrangadan kastım, Batı'yı motamot taklit etmek değil" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, başkanlık sistemi konusunda,
"Yapacağımız işin alaturka olmaması lazım, alafranga olması
lazım. Alafrangadan kastım, Batı'yı motamot taklit etmek
değil" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Point Hotel
Barboros'da düzenlenen "Yeni Anayasa Çalışmaları Işığında
Demokratik Açılım Süreci ve Başkanlık Sistemi" konulu
124'üncü Bab-ı Ali toplantısına katıldı. Burada bir konuşma yapan
Başbakan Yardımcısı Arınç, Başkanlık sistemini bahsederek,
"Yapacağımız işin Alaturka olmaması lazım, alafranga olması
lazım, alafrangadan kastım batıyı mota mot taklit etmek değil. Bu
sistemler hangi ülkede başarıyla yürüyorsa sistemi birbirinden
koparmamak lazım" dedi.
Türkiye'nin bir siyasi partiler mezarlığı olmaktan çıkması
gerektiğini kaydeden Arınç, "Yargıtay başsavcısının iki
dudağı arasından veya kaleminden çıkacak bir iddianameyle bir parti
hakkında kapatma verilmemeli. Yargı kararı olsa dahi, Anayasa
Mahkemesi'nin kararı sonuçta siyasi bir karardır ve adeta bir
insanın idamı gibi bir partinin kapatılması. Partileri millet
kapatırsa bir anlam ifade eder" ifadelerini kullandı.
AK Parti olarak 2015 seçimleri için en büyük iddialarının
"yeni bir anayasaya sahip olmak" olduğunu belirten
Arınç, "Yeni anayasayı eğer yine yapabilirsek Meclis
içerisindeki işlemeyen, çalışmayan ama 2015'ten sonraki profili
görmediğimiz için bir ümitle diğer partilerin de iştirakiyle
yapabilmektir. Eğer anlaşılabilirse doğru olan budur. Yok onlardan
bir çalışma gerçekleşmiyorsa, bizim gücümüz yeterse, en azından
330'u geçtiğimizi düşünerek söylüyorum, yani yine referanduma
götürebilecek bir sayımız olursa yeni anayasayı yapmaktır. 367'den
fazla olursa zaten sorun yok. Ancak her halükarda yeni anayasanın
Meclis'te kabul edilmesine rağmen yine de halk oylamasına
sunulmasını da şahsen arzu ediyoruz, arkadaşlarımız da bu
kanaatte" şeklinde konuştu.
"YAPACAĞIMIZ İŞİN ALATURKA OLMAMASI LAZIM ALAFRANGA OLMASI
LAZIM"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hükümet olarak öncelikle yeni
anayasayı hedeflediklerini ifade ederek, "Yeni anayasa
yapabilecek güce gelirsek, bunun içerisine de bu hükümet modelini
koymak mecburiyetindeyiz. Düşüncelerimiz, projelerimiz var ama
sayın Cumhurbaşkanımız gibi doğrudan başkanlık sistemi, Türk tipi
başkanlık sistemi, bunların hepsinin tartışılabileceğini ama
gerçekleştirilmesi için seçimlerden sonraki gücümüzü görmek
gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
Başkanlık sistemi tartışmaları başladığında, bilir bilmez herkesin
karşı çıkmaya başladığını, bazı kişilerin parlamentonun
feshedileceğini söylediğini söyleyen Arınç, başkanlık sistemlerinin
hemen hemen hepsinde, bazılarında senato da dahil olmak üzere bir
meclisin mutlaka bulunduğunu anlattı. Arınç,
"Check-balansta başkan bütün yetkilerini kullanırken, bazen
bunların kongreden geçmesi de gerekebilir. Oralarda da Anayasa
Mahkemeleri bazı yetkiler konusunda anayasal denetim yapabilir.
Yapacağımız işin alaturka olmaması lazım, alafranga olması lazım.
Alafrangadan kastım yani Batı'yı motamot taklit etmek vesaire
değil, bu sistemler hangi ülkede başarıyla yürüyorsa sistemi
birbirinden koparmamak lazım" diye konuştu.
Cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesinin kamuoyunun onayına
sunularak, kabul edildiğini hatırlatan Arınç, şöyle devam etti:
"Şimdi şöyle bir çelişkiden bahsedilebilir; 'Halkın yüzde
52 oyunu birinci turda almış bir cumhurbaşkanı var. Güçlü bir
cumhurbaşkanıdır, adeta ilan edilmemiş bir başkanlık gibidir'. İyi
ama anayasada yazılı olan 102, 103, 104. maddelerinde
cumhurbaşkanına tanınan yetkiler Meclis'ten seçilen
cumhurbaşkanının yetkilerinin aynısı. Seçilme modeli değişti ama
yetkiler konusunda değişiklik olmadı. Bugün cumhurbaşkanının
geçmişten bu yana yani 82 Anayasası var olduğunu müddetçe yargıya
ait yetkileri var, yürütmeye ait yetkileri var ve yasamaya ait
yetkileri var, pek çok atamalar yapabiliyor, pek çok kararlar da
alabiliyor. Bu yetkileri kullananlar geçmişte bir başkasıydı, bugün
bir başkası olmuştur. 'Bu yetkileri artık sen kullanamazsın' veya
'Bu yetkiler varken sen bu başkanlık sistemini düşünemezsin' demek
eğer bu bir çelişkiyse, bu çelişkinin sorumlusu biz değiliz.
Anayasaya göre seçildi, anayasada var olan yetkileri de bir başkan
gibi kullanmaya çalışan, 'Ben farklı bir cumhurbaşkanı olacağım'
diyen birisi Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda oturuyor. Eğer bu bir
çelişkiyse, Anayasa'nın içerisindeki pek çok çelişkiler gibi bir
bütünlük, bir ahenk, bir akort içerisinde yeni anayasayı yaparken
bu sistemi de gözden geçirip, en iyi hükümet modelini ortaya
koymamız lazım. Bunun hazırlığına sahibiz ama bunun bugün için çok
güncel, konuşulması, tartışılması gerekli olan bir konu olup
olmadığı konusunda hükümetimizin görüşü önce yeni anayasa. 'Ey
millet bana yetki ver. Ben yeni bir anayasa yapacağım. Bu yeni
anayasanın içerisinde de yıllardan beri eksikliği hissedilen, yeni
güzel umdeler koyacağım' diye ortaya çıkıyoruz."
"SİYASETTE ÇOK GÜÇLÜ OLAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN BAŞKAN OLUR
DİYE ÖDLERİ PATLIYOR"
Başbakan Yardımcısı Arınç, başkanlık sistemi konuşulunca karşı
çıkanların cehaletlerini gösterdiğini belirterek,
"İstemezükçüleri dinlediğiniz zaman bu sistemi de
bilmedikleri anlaşıldı. Eğer Recep Tayyip Erdoğan gibi birisi
siyasette çok güçlü olmasaydı, başkanlık iddiasını da o kişi ortaya
atsaydı bu kadar karşı çıkmayacaklardı. Sisteme değil karşı
çıkışları, bu şahsın başkan olmak istemesine. 'Bu kadar karizması
güçlü, liderlik vasfı olan, 13 yıldır her girdiği seçimden
başarıyla çıkan, 12 yıl aralıksız başbakan olmakla da son belki
50-60 yılın rekorunu kıran bir insanın bir de başkan olduğunu
düşünün' diye ödleri patlıyor. Halbu ki sistem için ne konuşacaksak
onu konuşalım ama şahıslara yönelik bir eleştiri zayıf kalabilir
diye düşünüyoruz" diye konuştu.
(İHA)