"Ani ısı değişimi kulak hastalıklarını tetikliyor"
Yurt genelinde sıcaklığın artıp azalması ve havanın değişken olmasının kulak enfeksiyonlarını tetiklediğine işaret eden Prof. Dr. Ataman Güneri, dışarıdan kulağı korumanın bir faydası olmadığını, ani hava değişimlerine karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtti.
Yurt genelinde sıcaklığın artıp azalması ve havanın değişken
olmasının kulak enfeksiyonlarını tetiklediğine işaret eden Prof.
Dr. Ataman Güneri, dışarıdan kulağı korumanın bir faydası
olmadığını, ani hava değişimlerine karşı dikkatli olunması
gerektiğini belirtti.
Kulak hastalıklarının solunum yolu enfeksiyon hastalıklarının bir
sonucu olarak ortaya çıktığını belirten Kulak Burun Boğaz ve Baş
Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ataman Güleri, "Kulak
enfeksiyonları, solunum yolu enfeksiyonlarının sıklaştığı bahar
giriş çıkışlarında, kış aylarında hava ısısının ve rutubetin çok
hızlı değişken olduğu zamanlarda daha fazla karşımıza çıkar. O
nedenle bu enfeksiyonlar virüs kaynaklı olduğu için bu mevsimlerde
daha sık görürüz" dedi.
"ISI DEĞİŞİMİ KULAKLARI ETKİLİYOR"
Kulak enfeksiyon şikayetlerinin soğuk havayla bir ilgisi olmadığını
sadece ısı değişimden kaynaklanan rahatsızlıklar olduğunun altını
çizen Egesante Tıp Merkezi doktorlarından Kulak Burun Boğaz ve Baş
Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ataman Güneri, "Bu tür
problemlerin başlangıcında ısı önemli ama ısıdan fazla ısı
değişiminin getirdiği ortamdaki hastalık yapıcı etkenlerin bulunma
sıklığının değişmesidir. Kulak rahatsızlıklarının tekrar patojen
hale gelmesi iklim değişim dönemlerine daha fazla denk geliyor.
Yani ısının sabit gittiği, ısı nem ve rutubet değişimin çok fazla
olmadığı, kapalı ortamlarda çok fazla bulunma gereği olunmadığı,
hava kirliliğinin çok yaşanmadığı, kişilerin sıkışık düzende
yolculuk ya da çalışma ortamında kalmak zorunda olmadığı zamanlarda
bulaşma riski azalıyor. Bu anlattığım özellikler de hep kış
aylarını tarif ettiriyor. Kış aylarında sürekli yoğun soğuğun
olduğu ortamlar, hastalığın yayılmasına çok imkan vermiyor. Ama ısı
değişkenliği varsa, bugün 10 derece, yarın 15 derece, öbür gün 3
derece gibi bu tamamen salgınlar için bir altyapı
oluşturabiliyor" diye konuştu.
"DIŞARIDAN KULAĞI KORUMANIN BİR FAYDASI YOK"
Orta kulak enfeksiyonun üst solunum yolu hastalığının kulağa
yayılması ile ilgili bir sorun olduğunu belirten Prof. Dr. Güneri,
şunları söyledi:
"Yani dışarıdan kulağı korumanın bir faydası bir esprisi
yok. Bulaşan sistem iki yolla orta kulağa geçebiliyor. Ya kan
yoluyla ki çok nadirdir ya daha sık görülen burun, geniz ve
boğazdaki enfeksiyonun bölgesel ulaşımıyla kulağa geçiyor.
Dolayısıyla hastalık doğrudan kulak enfeksiyonu tarzında değil, bir
burun, geniz ve boğaz enfeksiyonu tarzında başlayıp, takiben kulak
hasta oluyor. Bu hastalığın gelişme hızı ve süresi de hastalığı
yapan ajanın gücüyle ilgili. Bazen çok silik, çok basit geçirilen
bir nezle grip sırasında kulak etkilenmezken, güçlü bir nezle grip
sırasında kulaklar daha sıklıkla etkilenebilir. Karla ilgisi var
mı, yağmurla ilgisi var mı aslında pek yok. Hava değişkenliğiyle
ilgisi var. Örneğin ben iki kış Sarıkamış'ta askerlik görevi yaptım
ve hiç hasta olmuyordum. Ama her İzmir'e gelişimde hasta olup
gidiyordum. Yani ortamdaki ısının düzenli olması ve belli bir
kişisel korunma tedbirlerinin sürekli olması, ortamda virüsün
barınamaması bu hastalık riskini azaltıyor. Ama Sarıkamış'ta
örneğin karlar erirken hastalıklar başlıyordu. Yani zeminde kar
varken sadece soğuğun varlığı, hastalık için tek bir kriter
oluşturmuyor."
"KAPALI ORTAMLAR RİSKİ DAHA DA ARTIRIYOR"
Yoğun kar yağışı ya da soğuk havadan kaçmak için insanların kapalı
ortamlara geçiş yaptığına ve bu durumun da enfeksiyonun yayılmasını
hızlandırdığına işaret eden Güneri, "Dışarıda yaşam
şartlarını zorlaştıran yoğun kar ya da yağmur yağışları insanları
kapalı ortamlara sevk eder. Alışveriş merkezleri, okullar, kreşler,
sinemalar daha fazla kullanılmaya başlar ve ortak alandaki
enfeksiyonun yayılması için bu çok ideal bir şarttır. O nedenle
mutlaka karın gelmesi hava ve ısı değişikliğine yol açacaktır. Ama
ondan fazla ulaşım ve yaşam şartlarının, kapalı ortama insanları
yönlendirmesi bulaşma riskini daha fazla artıracaktır. Gittiğimiz
her ortamda çevreden kendimizi hijyenik olarak korumamız,
enfeksiyonun solunum yoluyla bulaşmasını dikkate alarak, ortak
malzeme kullanımı, hapşıran, burnunu çok fazla kuvvetli silen,
ateşi ya da hastalık bulgusu olan kişilerde çok fazla temasta
olunmamasına gayret etmek lazım" ifadelerini kullandı.
(Mihrap Düzöz - Sinan Yeniçeri/İHA)