Anayasa Mahkemesi Başkanından ’Pensilvanya’ uyarısı
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, "Aklı ve vicdanını başkalarına kiralayan veya iradesine ipotek konulmasına izin veren kişiden hakim olmaz. Hukuk devletinde, uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez" dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, "Aklı ve
vicdanını başkalarına kiralayan veya iradesine ipotek konulmasına
izin veren kişiden hakim olmaz. Hukuk devletinde, uzaktan kumandalı
yargı da yargıç da düşünülemez" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu,
Anayasa Mahkemesi'nin 53. kuruluş yıl dönümü ve yeni seçilen Üye
Rıdvan Güleç'in yemini dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'nde düzenlenen
törene katıldı. Anayasa Mahkemesi'ne yeni seçilen üye Rıdvan Güleç
törende ant içti.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan 53. kuruluş yıl dönümü
nedeniyle yaptığı konuşmada "Anayasa Mahkemesi'nin 53.
kuruluş yıl dönümü ve yeni seçilen üyemizin yemin törenine hoş
geldiniz. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce Sayıştay kontenjanından
anayasa mahkemesine üye seçilen ve biraz önce yemin ederek görevine
başlayan Rıdvan Güleç'i tebrik ediyor, üyeliğinin kendisine,
ailesine, mahkememize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni
ediyorum. Ayrıca kısa bir süre önce anayasa mahkemesi
başkanvekilliğine seçilen üyemiz Burhan Üstün'ü ve uyuşmazlık
mahkemesi başkanvekilliğine seçilen üyemiz Nuri Necipoğlu'nu da
kutluyor, yeni görevlerinde başarılar diliyorum. 20. yüzyılın önde
gelen siyaset felsefecilerinden biri olan John Rawls ‘adalet
toplumsal kurulların ilk erdemidir' diyor. Ralws, iyi işleyen bir
anayasal düzenin temeli olarak gördüğü adaletin birincil ilkesi
temel hak ve özgürlüklere herkesin eşit şekilde sahip olmasıdır. Bu
anlamda adalet, herkesin hakkı olanı alması ve hak ettiğini
bulmasıdır. Adaletin bu yönünü en iyi anlatan kişi hiç kuşkusuz
Mevlana'dır. Mevlana düşüncesinde adalet; her şeyi yerli yerine
koymaktır. Mevlana'ya göre ağaçları sulamak adalettir, dikene su
vermekte zülümdür. Zulmün zıttı olarak görülen adalet bu
topraklarda yüzlerce yıl, devlet ve toplum hayatının temel ilkesi
olarak kabul edilmiştir. Adalet sadece mülkün değil, aynı zamanda
medeniyetinde temelidir. İnsanlığa teşkil edecek bir medeniyetin
inşası ve idamesi ancak adalet ile mümkündür. Öte yandan adalet
yalnızca kanunlara değil onların yorumlanması ve uygulanmasına da
hakim olması gereken bir değerdir" diye konuştu.
"TÜM UNSURLAR MUHASEBE YAPMALI"
‘Adaletin gerçekleştirilmesin de en etkili kurumların başında yargı
gelmektedir' diyen Arslan, "Türkiye'de yargı belki de en
önemli hassa dönemlerinden birini yaşıyor. Adaletin tesisi gibi son
derece ağrı bir yük taşıyan yargının bu yükün altından hakkıyla
kalmasının yolu vesayet kavramıyla yüzleşmesinden geçiyor. Bu
konuda sadece yargını kendisiyle yüzleşmesi ve özeleştiri yapması
yetmez. Aynı zamanda siyasal ve hukuksal sistemin tüm unsurlarının
da bir muhasebe yapması gerekiyor. Vesayetçi anlayış demokrasi ve
hukuk devletini etkisizleştiren, bu kavramların içini boşaltan bir
işleve sahiptir. Vesayetçilik, kurumsal düzeyde demokratik siyasi
aklın yetersiz olduğu varsayımına dayanır. Bireysel düzeyde ise
kişinin kendi haline bırakılmaması gerektiği aksi halde doğru karar
veremeyeceği düşüncesinden beslenir. Her iki durumda akla ipotek
koyma durumu söz konusudur. Vesayet sadece siyasi alanda değil,
yargı alanında da aklın ve vicdanın serbestçe kullanılmasının
önündeki en büyük tehlikedir. Bu nedenle gerçek manada yargı
bağımsızlığı hukuk devletinin olmazsa olmaz unsurudur. Yargı
bağımsızlığı, yargının bir yandan kurumsal düzeyde hiçbir kişiden
ve organdan emir, talimat ve telkine maruz kalmamasını, diğer
yandan da bireysel düzeyde yargı mensuplarının hiçbir vesayete tabi
olamadan akıllarını ve iradelerini serbestçe kullanabilmelerini
gerektirir. Unutmayalım ki fikri ve vicdanı hür olmayandan hakim
olmaz. Aklı ve vicdanını başkalarına kiralayan veya iradesine
ipotek konulmasına izin veren kişiden hakim olmaz. Hukuk
devletinde, uzaktan kumandalı yargı da yargıç da
düşünülemez."
(İHA)