“Aklımızla mı alay ediyorsunuz!”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "PKK değil de ismine ABC de. Ne fark ediyor böyle olunca. Aklımızla mı alay ediyorsunuz! Gittiğiniz hangi ülkede getirdiniz bu demokrasiyi, hangi ülkede insan haklarını geliştirdiniz?" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "PKK değil
de ismine ABC de. Ne fark ediyor böyle olunca. Aklımızla mı alay
ediyorsunuz! Gittiğiniz hangi ülkede getirdiniz bu demokrasiyi,
hangi ülkede insan haklarını geliştirdiniz?" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, Ankara Üniversitesi Uygulamalı
Bilimler Fakültesinde "Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme
ve Yönetimi Konferansı"na katıldı. Burada bir konuşma
yapan Bakan Özhaseki, yerel yönetimlerin güçlenmesiyle belediye
başkanlarının da eğitimli olması gerektiğini ve bu konuda bir takım
kriterlerin, bilimsel bir altyapının oluşması gerektiğini söyledi.
Gelinen noktada yerel yönetimlerin güçlendiğini ve belediye
başkanlarının şehirde bulunan her şeyden sorumlu olduğunu belirten
Özhaseki, "Her işi yapabilir ama iki şeyi yapamaz; para
basamaz, adam asamaz" diye konuştu.
Dünyanın en eski yerleşim yerlerine sahip olduğumuzu ve yaşadığımız
coğrafyada onlarca kavmin yaşadığını, onlarca medeniyetin
kurulduğunu ifade eden Özhaseki, "Şehirlerimizi bazen
sadece dönüşüm içindeki taş ve topraktan ibaret gören, fiziksel bir
yapı olarak gören anlayış yanlış bir anlayıştır. Şehirler canlı
organizmalardır. Bu yaşayan şehirlerin aynı insan gibi bakıma,
yenilenmeye ihtiyacı var. Ayrıca kendi içerisinde bir hiyerarşisi
var. Günümüzde şehirlerin müthiş bir rekabeti ile karşı karşıyayız.
Bu rekabette geri kalmamak lazım. Yerel yöneticilerin eğitilmesi ve
ufuklarının geliştirilmesi üniversitelerin işidir. Üniversite
elbette her şey değildir ancak insanın ufkunu açmada en önemli
organlardır. Belediyecilik anlayışı geç okunduğu için bir takım
badirelerden geçmişiz ve burada ortaya çıkan yapı stokumuzun
istediğimiz kadar ideal olmadığını söyleyebiliriz. Sağlıksız
yapılaşmamız var ve bunun dönüşümü gerekiyor. Şehirler insanların
aynasıdır. Şehirlere dışarıdan baktığınız zaman orada yaşayan
insanların inançlarını, yaşam biçimlerini, kendi aralarındaki
ilişkileri açığa çıkar. Bu bizim için bir fırsat olabilir. Önümüzde
bir de deprem gerçeği var. Ülke olarak deprem kuşağındayız. Son 100
yıl içerisinde bu ülkede 6 ve üzerinde 56 deprem var. Bunlar çok
ciddi rakamlar. Bugünlerde İzmir ve çevresinde deprem haberlerini
alıyoruz. 4 küsür şiddetinde oluyor, fazla can kaybı olmuyor.
Sevindirici ama 6 ve üzerinde yıkıcı deprem diyebileceğimiz
depremlerin sayısı son 100 yıl içerisinde 56 tane ve 83 bin
insanımızı kaybetmişiz. Maddi hasarlar ise 100 milyar dolarlar
civarında. İnsanların refahı da gittikçe artıyor. İnsanlar sürekli
konut değiştirmek istiyorlar. Herkes biraz daha iyiye, biraz daha
lükse çıkma peşinde. Parayı bulunca eş değiştirmemek lazım. O zaman
yanlışlıklar başlıyor, o tehlikeli. Onun dışındakiler masumane. O
masumane işi devam ettirmek lazım" açıklamasını yaptı.
"ŞEHİRLERİ YOĞUNLAŞTIRIYORUZ VE YAŞANMAZ HALE
GETİRİYORUZ"
Önümüzdeki yıllara damga vuran sektörlerin başında inşaat,
gayrimenkul ve bununla ilgili yatırımların geldiğine dikkat çeken
Özhaseki, "Geçtiğimiz yıllarda Türkiye'de yılda kaç konut
satılmış diye baktım ve 2011 yılında 997 bin konut el değiştirmiş,
2015 yılına geldiğimizde 1 milyon 289 bin konut el değiştirmiş.
İnşaat sektörü ile ilgili hepimizin ciddi düşünmesi ve adım atması
gerekiyor. Yapılması gerekenleri kendi içimizde çalıştık ve
şehircilik şurasıyla toplanmamız lazım dedik ve 10 ay sürdü.
Birincisi, kentsel dönüşüm bizim birinci gündemimizdi, ikincisi
özellikle günümüzde yerel yönetimlerin rolünü çalıştık. Üçüncüsü,
göç ve uyum meselesi hakkında kafa yorduk, dördüncüsü kimlik
sorunumuz var ve bu konudaki vizyonlarımızı ortaya koymamız lazım.
Sonuç bildirgesi hazırlandı ve kendi bakanlığımız içerisinde çıkan
sonuçları ilgili bölümlerimizin hepsine havale ettik. Kentsel
dönüşüm ile ilgili şöyle bir mantık vardı. Kentsel dönüşüm
yapacağımız yeri alıyoruz, mahallede iki olan yoğunluğu 5'e
çıkartıyoruz. Orada konutları çoğaltıyoruz ama yollar aynı yollar,
yeşil alanı arttırmıyoruz. Yoğunlaştırıyoruz ve yaşanmaz hale
getiriyoruz. Bina bazlı dönüşümden alan bazlı dönüşüme geçilmesinin
esas olduğu konusu ile ilgili hazırlıklarımızı yaptık ve kendi
içimizdeki teşvik mekanizmasını bu düşündüğümüz yolda kullanacağız.
Bu konuda ciddi çalışmalar yaptık. Bu yıl içerisindeki meclis
çalışma takviminde çıkartmayı düşünüyoruz. İmar denetimleri ile
ilgili yasayı değiştiriyoruz. Önceden insanlar kendi konutlarını
değiştirecekleri zaman bir müteahhit ile anlaşmaya çalıyor ve yasa
bir de o binayı denetleyecek bir denetim firması lazım diyor. Fakat
ev sahibi müteahhide sen yapı denetiminin masrafını ver, ben vermem
diyor. O zaman da müteahhit gidip yapı denetim firması ile
anlaşıyor. Kim kendisini denetlemesini hakkıyla bekleyebilir.
Müthiş bir yanlışlıkta burada var. Bu zaafımızın giderilmesi lazım.
Bunların hepsini hazırladık. Akıllı kimlikli şehirler nasıl olur,
yeşil şehirler nasıl olurun da çalışıldığı bir ortam
doğdu" diye konuştu.
"DEAŞ İLE MÜCADELENİN EN ÖNEMLİ AYAĞINI TÜRKİYE
OLUŞTURUYOR"
Türkiye'nin güvenli bir ülke olduğunu vurgulayan Bakan Özhaseki,
zor bir coğrafyada yer aldığımızı ve bu coğrafyanın etrafının ateş
çemberi olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Krizlere karşı çok dayanıklı bir ülkeyiz. Bizim son 2-3
yılda yaşadığımız krizleri, sıkıntıları, belaları Avrupa'da
herhangi bir ülke yaşasaydı ne olurdu? PKK gibi 40 yıldır eli
silahlı, dışarıdan destek alan cani bir örgütle uğraşsalardı ne
olurdu? Ülkemiz bu beladan temizlendi. Şimdi FETÖ diye bir başka
bela ortaya çıktı. 40 yıldır çok yumuşak bir üslup, gülen bir yüzle
herkese yaklaşmışlar, hizmet eri olduğunu söylemişler ve herkeste
inanmış. Fakat sinsice bir hareketle özellikle Türkiye'nin
ordusuna, güvenlik güçlerine, yargısına, idare mekanizmalarına özel
adam yetiştirerek ve oralarda millete hizmet etme amacı olan
insanlardan ziyade inandıkları yerlere hizmet edebilmeyi birinci
planda tutan, beynini satmış insanların bulunduğu bir ortam ve bir
gece çıkıp ihtilal yapıyor. Türkiye'de insanlar sokağa döküldü ve
bu insanlar ölüm pahasına geleceğine, istikbaline sahip çıktı.
Avrupa'da bazı dostlar bunu anlamakta güçlük çektiler. Geçmiş olsun
mesajları birkaç gün sonra gelmeye başladı. Bunlar da benim
sitemlerim. Avrupa Birliği değerlerine ne oldu. DEAŞ ile
mücadelenin en önemli ayağını Türkiye oluşturuyor. Şimdi bir
taraftan PKK ile, bir taraftan DEAŞ ile, bir taraftan FETÖ ile
savaşacaksınız ve bu arada ülkenizde kalkınmayı sağlayacak, içeriye
bu kötülükleri bulaştırmayacaksınız. Krizlere karşı adeta aşılır
hale geldik."
"TERÖR ÖRGÜTLERİNİ ŞIMARTMAK YERİNE TÜRKİYE'NİN YANINDA
OLUN"
Avrupa'ya da seslenen Özhaseki, "Bir ülkede mültecilere su
verene belediye ceza kesiyor. 30-40 kişiyi ülkesine alma konusunda
tartışan ülkeler, Türkiye'nin de halini anlayın, içinde bulunduğu
ortamı görün. Burada Türkiye olmasaydı 3.5 milyon yerine 5 milyon,
7 milyon insan Avrupa'ya doğru aksaydı ne yapacaksınız onu bir
görün. Ara ara Türkiye konusunda konuşurken ve karar verirken, bu
terör örgütlerini yanında olmak, onları şımartmak yerine Türkiye
Cumhuriyeti ve devletinin yanında olun. Bu bizim için
önemli" ifadelerini kullandı.
"AKLIMIZLA ALAY MI EDİYORSUNUZ?"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"PKK terör örgütü müdür? Evet. Çocukları katledecek kadar
cani mi? Cani. Sapık bir ideolojinin peşinde mi? Evet. Bunun ismini
değiştirerek kocaman bir ülke buna nasıl arka çıkabilir. PKK değil
de ismine ABC de. Ne fark ediyor böyle olunca. Aklımızla mı alay
ediyorsunuz. Sonra da diyeceksiniz ki biz buraya insanlık
getireceğiz, demokrasi getireceğiz. Gittiğiniz hangi ülkede
getirdiniz bu demokrasiyi, hangi ülkede insan haklarını
geliştirdiniz. Bunları sorgulayan bir Türkiye'yi kimse kınamasın.
Yutkunup yutkunup oturamayız. ABD büyüğümüz yaptı haklıdır diye
boynumuzu bükemeyiz. İnsanlık bu değil. Bu konuda biz çok net
tavırlıyız ve net tavırlı olmaya devam edeceğiz."
(İHA)