Adnan Oktar tutuklandı! İşte ilk ifadesi...
Adnan Oktar grubuna yönelik operasyon kapsamında 187 zanlıdan 182'si adliyeye getirildi, 5'i ise emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. Tutuklama talebi ile Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen 176 şüpheliden aralarında Adnan Oktar'ın da bulunduğu 135 şüpheli tutuklandı. Oktar hakimlikte verdiği ifadede, "Aylık gelirim 3 bin 500 TL. Müştekiler bana kumpas kurmuşlardır. Kız çocukları konusunda da son derece dikkatli olarak ilişki kuran bir kişiyimdir. İddiaları çirkin buluyorum" dedi.
Hürriyet'ten Damla Güler'in haberine göre İstanbul Sulh Ceza
Hakimliği'nde savunma yapan Adnan Oktar suçlamaları reddederek,
"Atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Geniş bir arkadaş grubum
vardır. Lakap kullanırım ancak kod adım yoktur. Türk polisine karşı
iddia edildiği gibi düşüncem olmadığını beyan etmek isterim. Ayda 3
bin 500 TL gelirim olmakla başkaca bir gelirim yoktur. Müştekiler
bana kumpas kurmuşlardır. Yurt dışı görüşmelerim Türkiye aleyhine
değil, Türkiye lehine yapılan görüşmelerdir. Küçük kızları evine
alarak cinsel tacizde bulunduğuma dair iddiaları da kabul
etmiyorum.
Ben kanuna, hukuka uygun yaşayan bir kişiyim, halkın içinde yaşayan
bir kişiyim, milletin içinde yaşayan TV'de yaşayan bir kişi olmakla
herkes halk da beni görür tanır. Gittiğim yerler bellidir. Gizli
anlaşılmaz örgüt lideri bir kişi değilim. Dürüst insanlarla
yaşamayı seven, dost olmayı seven, arkadaş çevresi olan bir
kişiyim. İddiaları çirkin buluyorum. Kabul etmiyorum. Bize karşı
atak yapan bu grup 25-30 kişilik bir gruptur. Bunları da biliyoruz.
İnternette de bunları yapılacak operasyonları ifşa eden kişiler
vardır. Bu kız çocuklarına tecavüz olaylarını ise kesinlikle kabul
etmiyorum. Bu da iftiradır. Buna aşırı bir abartı yapılmaktadır.
Kız çocuklarının ailelerine 50 bin TL para vererek onları
aldığımıza dair iddialar vardır. Halbuki ben hayatımın her
evresinde dikkatli olduğu gibi kız çocukları konusunda da son
derece dikkatli olarak ilişki kuran bir kişiyimdir. O bahse konu
küçük kızla annesi ile birlikte geldi. Ancak eve almadım, bahçede
görüştük gönderdim. Bu iftiraları kabul etmiyorum. Atatürkçü
milliyetçi bir kişiyim. Suçsuzum serbest bırakılmayı talep
ediyorum" dedi.
38 ŞÜPHELİ DAHA TUTUKLANDI
Milliyet'ten Elif Altın'ın haberine göre ise Nöbetçi Sulh Ceza
Hakimliği, sorgusunu bitirdiği 40 şüpheliden 38'inin tutuklanmasına
karar verirken, 2 şüphelnyi de adli kontrol tedbiri ile serbest
bıraktı. Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 31 kişi daha
tutuklandı. "Adnan Oktar" grubuna yönelik soruşturma kapsamında,
Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 116 kişi tutuklandı.
"DİKKAT ÇEKMEK İÇİN FAZIL SAY'A DAVA AÇTILAR"
Savcılığın tutuklamaya sevk yazısında Adnan Oktar'ın 80'li
yıllardan itibaren sözde dini bir cemaat kisvesi altında, aslında
İslam dinine ve ahlaka tamamen aykırı kurallar ve yöntemlerle suç
amaçlı örgüt yapılanmasını oluşturduğu belirtildi. Oktar'a
‘Mehdilik' olarak kutsallık kazandırmak amacıyla Kuranı Kerim'den
çarpıtma yorumlarla örgüte kazandırılmak istenen şahısların
zihinlerinin yıkandığı, koşulsuz itaat etmelerinin empoze edildiği,
kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla Piyanist Fazıl Say'a dava
açtıkları anlatıldı. Yazıda, Oktar'a sunulacak kadınların örgüte
çekilebilmesi için erkek örgüt elemanlarının gerekirse bu
kadınlarla evlenmelerinin bile caiz olduğunun açıklandığı,
özendirmek amacıyla ihtişamlı bir hayatı görüntüsünün verildiği
ifade edildi.
SAPKIN ARZULARINI KABUL EDEN KÖLE HALİNE
GETİRDİLER
Savcılığın yazısında, Adnan Oktar'ın birçok kadını dövdüğü, cinsel
organlarına peçete soktuğu anlatılarak, "Oktar'ın mehdiliğine
inandırılan kadınların, öncelikle örgütte yeni eleman
kazandırılmasın da görevli erkek şahıslarla grup veya ayrı yarı
cinsel ilişkiye zorlandıkları , çocuk yaştaki kızların dahi
zorlandığı hatta cinselliği artırıcı ilaçların katıldığı
içeceklerin kullanıldığı partilerin düzenlendiği ifade edildi. Bir
çok kadına da eziyetler uygulanıp sapkın arzusunu kabul eden birer
köle haline getirildikleri ilişki görüntülerinin şantaj amaçlı
kullanıldığı belirtildi.
KEDİCİKLER SUÇ FAALİYETLERİNİ GİZLEMEK İÇİN
Sevk yazısında ifadelerine yer verilen mağdurlardan E.A. ifadesinde
Adnan Oktar ile sözde bir imam nikahı ile evlendirildiğini, zorla
ilişkiye girdiğinini anlattı. Oktar'ın ‘Adnan Hoca'nın kedicikleri'
söyleminin de yine örgütün suç faaliyetlerini gizlemek amacıyla
kullanıldığı belirtildi.
FETÖ İLE BENZERLİKLERİ ANLATILDI
Sevk yazısında Oktar'ın liderliğin yaptığı örgüt ile FETÖ
arasındaki benzerliklere dikkat çekildi. Örgütün FETÖ gibi, imam
kardeşler, imam bacılar, adliye imamı, para imamları, infak,
himmet, ecir gibi isimler altında farklı alanlarda sorumlulukların
bulunduğu, Oktar'ın da Gülen gibi kendisini mehdi ilan ettiği,
17-25 Aralık'ın ardından örgüt mensuplarıyla özel toplantılar
yaptığı, yine FETÖ gibi önemli yayın kuruluşlarında, holdinglerde
çalışan örgüt mensupları aracılığıyla istihbarat topladıkları
anlatıldı.
TÜRKİYE ALEYHİNE YURTDIŞI KURULUŞLARINA BELGE TEMİN
ETTİLER
Örgütün yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde faaliyet
gösteren yabancı ülke kurum ve kuruluşlarıyla irtibatlı olduğu bu
şekilde kişi ve kurumlara bilgi belge temin ettiklerine dair
bulgulara erişildiği, kamu görevlileri ile irtibat kurarak
aleylerindeki olaylardan önceden haberdar oldukları, yasal
görünümde de olsa usulsüz temin edilen silahlarla örgüt üyelerinin
silahlandırıldığı anlatıldı.
AMACI TOPLUMUN YAPISINI BOZMAK, DİNİ DEĞERLERE ZARAR
VERMEK
Sevk yazısında Adnan Oktar hakkında, "Kurmuş olduğu örgütü, dini
değerlere zarar vermek, toplumun yapısını bozman ve haksız elde
ettikleri kazançları meşrulaştırıp lüks bir hayat sürerek
devamlılığı sağlayacak şekilde yapılandırmıştır" denildi. Bir çok
örgüt mensubunun ise gerçeğe aykırı şekilde kuyumculuk faaliyetleri
üzerinden alınan ruhsatlarla silahlandırıldıkları da sevk yazısında
anlatıldı. Örgüte yurtdışından da para geldiği anlatılan sevk
yazısında örgüte mensup kişilerin kurdukları şirketler üzerinden
kara para akladıkları belirtilirken, örgüte gelen kayıtlı ya da
kayıt dışı paraların nasıl değerlendirileceğine ise Adnan Oktar'ın
karar verdiği anlatıldı.
BÜTÜN KADINLAR EŞİ KONUMUNDA
Örgüt içerisine bulunan, "İmam Bacılar", "Bacılar" ve "Kız
Kardeşler" isminde gruplar olduğu ve bu gruplardaki tüm kadınların
Adnan Oktar'ın eşi konumunda olduğu anlatıldı. Oktar'ın örgüt
içerisinde her şeye karar verdiği anlatılan sevk yazısında, örgütün
üst seviyelerinde bulunan üyelerinin bile Adnan Oktar karşısında
itaatkar şekilde durdukları belirtildi.
BÜTÜN SUÇLARDAN SORUMLU
Sevk yazısında Adnan Oktar'ın örgütün kurucusu ve lideri olduğu bu
sebeple örgüt içerisinde gerçekleştirilen tüm cinsel saldırı,
çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma,
şantaj ve suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama
suçlarından, ayrıca küçük yaştaki mağdurlar S.M ve G.Ç'ye yönelik
cinsel istismar eylemleri, müştekiler H.U ve E.A'ya yönelik cinsel
saldırı ile 22 kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, cinsel saldırı
ve çocuğun cinsel istismarı eylemlerine de bizzat iştirak ettiği,
bu şekilde atılı suçları işlediği belirtildi.
SOSYAL MEDYADAN FLÖRT EDEREK ÖRGÜTE ERKEK
KAZANDIRIYOR
Örgütte Adnan Oktar'dan sonra en iki numaralı yönetici olan "Dido"
kod adlı Ulviye Didem Ürer ile ilgili olarak Adnan Oktar'ın A9
kanalında yayınlanan programında ön planda olduğu, örgütü meşru
göstermeye çalıştığı belirtildi. Örgütün tüm hesap bilgilerinin
Adnan Oktar ile birlikte Ürer'de de olduğu anlatılan sevk
yazısında, "Adnan Oktar'ın talimatıyla örgütten ayrılanlara karşı
montaj yapılmış resimlerin karalama ve iftira amacıyla hazırlanıp
internette yayınlanmasını sağlama noktasındaki faaliyetleri,
denetimleri yürüttüğü" ifadeleri kullanıldı. Ürer'in sosyal medya
üzerinden özellikle genç ve fiziki görünümleri iyi erkekler ile
flört ederek örgüte kazandırmaya çalıştığı da sevk yazısında
belirtildi. Örgüte yeni eleman temini faaliyetlerinden sorumlu
düzeyde örgüt yöneticisi olduğu belirtildi.
ESKORT KIZLARDAN SORUMLU
Sevk yazısında Alev Babuna'nın ise yurt içi ve yurt dışından
getirilen ekort kızların bulunmasını, getirilmesini, ücretlerinin
ödenmesini organize eden, kızların Adnan Oktar'a karşı nasıl
davranmaları gerektiğini kontrol eden, tüm hesap hareketlerini
günlük olarak Adnan Oktar'a ilettiği anlatıldı. Babuna'nın Örgüt
imamları gibi insanları yöneten ancak örgüt imamlarından farklı
olarak insiyatif kullanma hakkı olan örgüt yöneticilerinden olduğu
belirtildi.
ÖRGÜTE NÜFUZ SAĞLAYICI BAĞLANTILAR KURMAKLA
GÖREVLİ
Ayşegül Hüma Babuna üst düzey emniyet ve yargı birimleri, siyasi
partilerin ileri gelenleri ili örgüte nüfuz sağlayıcı bağlantılar
kurmakla görevli örgüt yöneticisi ve imam bacılar grubundan olduğu
öne sürüldü. Şüphelinin ayrıca rüşvet ve üniversite hocalarından
bilirkişi raporları temini konularını da organize ettiği iddia
edildi.
OKTAR BABUNA; İMAM KARDEŞLER GRUBUNUN BAŞI
Şüpheli Ahmet Oktar Babuna'nın İmam Kardeşler Grubu'nun başı olduğu
belirtilerek, "Diğer örgüt üyelerine görev dağılımı yapan ve bu
konuları takip eden konumda olduğu, örgüt içi anlaşmazlıklarda
şüphelinin şikayet merci olarak örgüt lideri Adnan Oktar'a doğrudan
bağlı şekilde faaliyet yürüttüğü, İsrail başta olmak üzere örgütün
yurtdışı irtibatlarını sağladığı, A9 isimli örgüte ait televizyon
kanalında örgüt liderinin örgütü masum ve meşru gösterme amacıyla
yaptığı programlara katıldığı" ifade edildi.