Acil yardım bekliyor !
Gözünde yumruk büyüklüğündeki tümörle yaşından büyük sorunlarla boğuşan ve kanlı gözyaşı döken İzmirli Emir Akçekaya (5), kendisini tedavi edebilecek hastanenin bulunmasını ve cezaevindeki babasın yanına gelmesini bekliyor.
Gözünde yumruk büyüklüğündeki tümörle yaşından büyük sorunlarla
boğuşan ve kanlı gözyaşı döken İzmirli Emir Akçekaya (5), kendisini
tedavi edebilecek hastanenin bulunmasını ve cezaevindeki babasın
yanına gelmesini bekliyor.
İzmir'de yaşayan 5 yaşındaki Emir Akçekaya, doğduğu günden bu yana
her gün acı bir sabaha uyanıyor. İki gözü de görmeyen minik Emir,
sağ gözünde yumruk büyüklüğündeki tümör nedeniyle kanlı gözyaşı
döküyor. Riskli olduğu için ameliyattan kaçınılırken, 26 yaşındaki
annesi Fatma Akçekaya ise oğlunun daha rahat uyanabileceği sabahlar
için kapı kapı dolaşarak doktor ve hastane aramaya devam ediyor.
Eşinin Şubat ayında cezaevine girmesinin ardından üzüntünün de
etkisiyle oğlunun gözündeki tümörün gitgide büyüdüğünü belirten
acılı anne, "Bebeğimin son günleriyse de bu süreyi iyi ve
rahat bir şekilde geçirmesini istiyorum. Gözünün önünde eriyen bir
çocuk, bir anne için en zor şey. Babası cezaevinde olduğu için
oğlumun yanında değil. İyi bir tedavi ve babasının yanında olmasını
istiyorum. Babası ona ilaç gibi gelecek biliyorum"
dedi.
Emir'in acısının kamuoyu tarafından duyulmasının ardından çok
sayıda kişinin aradığını söyleyen anne Akçekaya, gelen telefonlar
aracılığı ile oğlunu İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Hastanesi'ne götürdü. Ancak burada da ameliyatın riskli olduğu
söylenince Akçekaya'ya İzmir'e dönmekten başka çare kalmadı. İyi
tedavi ettiğini duyduğu her hastaneye gittiğini ifade eden
Akçekaya, "Gerekirse her kapıyı çalacağım. En iyi doktor,
en iyi tedavi şekli neredeyse oraya gideceğim. Yurt dışından da
arayan oldu. ‘İş adamıyım, yardım edeceğim' diyen de oluyor ama
arkası gelmiyor. Çok kişi aradı. Emir'in durumunu öğrenmek isteyip
arayanlar oluyor, baştan sona öyküsünü dinlemek isteyenler oluyor.
Şifa diliyorlar. Allah bin kere razı olsun hepsinden. Sağlık
Bakanlığı yetkilileri konuyla ilgileneceklerini söyledi. Doktorları
araştıracaklarmış. İnşallah iyi bir sonuç alırız. Burada ameliyat
yapılamıyorsa gerekirse yurt dışına gideriz" diye
konuştu.
"İYİLEŞEN ÇOCUKLAR VARMIŞ"
Oğlunun beş yıllık tedavisi sırasında çok sayıda hikaye duyduğunu
kaydeden Akçekaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu durumun
içinde olduğumuz için duyuyoruz. Bu hastalığı yenenler de varmış.
Gözü alınıp sağlığına kavuşan çocuk çokmuş. Emir'deki tümör kötü
huyluymuş. Çocuğun tedavisi aksamasın diye kredi çekip hastanelere
gidiyorduk. Üç gün diye gidip haftalarca başka bir şehirde
kaldığımız oluyordu."
"BABASININ YANINDA OLMASINI İSTİYOR"
Eşi cezaevine girdikten sonra oğlundaki tümörün baş edilemeyecek
boyuta geldiğini kaydeden Fatma Akçekaya, şunları söyledi:
"Beş senelik tedavi sürecinin sonunda tümör bu boyuta
ulaştı. Eşimin yanımda olmaması nedeniyle ‘babamı temelli
kaybettim' diyerek çocuk bu hale geldi. Eşimin bebeğimizin yanında
olmasını isterdim. Bana hep ‘dört kişilik aile iken çok mutluydum'
diyor. Babasıyla yaşadığı her anı anlatıyor. ‘Biz beraber hastaneye
giderdik. Ne zaman dört kişilik bir aile olacağız' diyor. Eşim
Şubat ayında cezaevine girdi, sakin olan göz şişmeye başladı.
Emir'in tedavi süresinde hep babası yanımızdaydı. Onun tek moral
kaynağı anne ve baba. O kadar ağır tedavi gördüğü halde kokumuzu
alır almaz acısını unutan bir çocuktu. Hep yanındaydık. Eşim bu
süre zarfında bizi yalnız bırakmadı. Ta ki cezaevine girene kadar.
Üzüntünün de etkisiyle bu hale geldi."
"EĞER SON GÜNLERİYSE, BU SÜREYİ RAHAT
GEÇİRSİN"
Oğlu için çıkış yolu arayan Akçekaya, yetkililere ise şöyle
seslendi: "Elimden geldiğince her yere başvuruyorum.
Elimden bir şey gelmeyince bir yerde tıkanıyorum. Sağlık
Bakanlığımıza sesleniyorum; Emir'in daha rahat edebilmesi için,
ağrılarının dinmesi için, hayatının kalan kısmını daha rahat
geçirmesi için. Bebeğimin iyi olmasını, son günleriyse de bu süreyi
iyi ve rahat bir şekilde geçirmesini istiyorum. Anne ve babası
yanında olsun istiyorum. Artık köşeye sıkıştığımı hissediyorum ve
ne yapacağımı şaşırıyorum. Gözünün önünde eriyen bir çocuk, bir
anne için en zor şey. Hayattaki en büyük sınavım herhalde evladım.
Kapı kapı dolaşıyorum ama elimden hiçbir şey gelmiyor. Sonuç
alamayınca yıkılıyorum. Müjdeli bir haber bekliyorum. İyi bir
tedavi ve babasının yanında olmasını istiyorum. En büyük moral
kaynağı babası. Babası ona ilaç gibi gelecek biliyorum. Sürekli onu
sayıklıyor."
(İHA)