AB’ye "18 Mart mutabakatı" hatırlatması
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "AB'nin kilitlediği kapıları kendi için açması gerektiğini buradan bir kez daha tavsiye ediyoruz, vurguluyoruz. 18 Mart mutabakatını tam anlamıyla her iki tarafın da uygulaması her ikimizin de yararınadır" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "AB'nin kilitlediği
kapıları kendi için açması gerektiğini buradan bir kez daha tavsiye
ediyoruz, vurguluyoruz. 18 Mart mutabakatını tam anlamıyla her iki
tarafın da uygulaması her ikimizin de yararınadır"
dedi.
Türkiye-AB Yüksel Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı, Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ev sahipliğinde AB Dış İlişkiler ve
Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi/AB Komisyonu Başkan
Yardımcısı Federica Mogherini ve Komşuluk Politikası ve Genişleme
Müzakerelerinden sorumlu AB Komiseri Johannes Hahn'ın katılımıyla
düzenlendi. Görüşme ve toplantıların ardından üçlü ortak basın
toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Bakan Çavuşoğlu, toplantı
neticesinde AB ile ilişkilerin her boyutunun değerlendirildiğini ve
bölgesel konularda görüş alışverişinde bulunulduğunu kaydetti.
Türkiye'nin AB'ye aday ülke olduğunu söyleyen Çavuşoğlu,
"Hedefimiz tam üyelik, katılım müzakereleri tamamen teknik
temelde yürütülmeli. Karşımıza siyasi engeller çıkarılmamalı.
Türkiye'nin aday ülke olduğunu inkar eden açıklamaların hiçbir
faydası yoktur. Nitekim komisyon sözcüsünün 7 Kasım'da yaptığı
açıklama önemlidir ve özellikle komisyonun Türkiye'yi nasıl gördüğü
bizim açımızdan önemlidir. Diğer taraftan ortaya çıkarılan siyasi
engeller sadece Türkiye'nin değil, AB'nin kendi büyümesine,
refahına ve siyasi istikrarına engeller getiriyor. AB'nin
kilitlediği kapıları kendi için açması gerektiğini buradan bir kez
daha tavsiye ediyoruz, vurguluyoruz. 18 Mart mutabakatını tam
anlamıyla her iki tarafın da uygulaması her ikimizin de
yararınadır. Bu konuda iyi bir işbirliğimiz var ama AB'nin
özellikle 18 Mart mutabakatı içinde yer alan bazı unsurları da
yerine getirmesi gerekiyor. Bunlardan bir tanesi gönüllü yerleşimin
başlaması gerekiyor. Türkiye'den Yunan adalarına geçen kaçak
mülteci, göçmen sayısı istediğimiz düzeye düşmüştür. Ayrıca 5 tane
faslın açılması var, engellemeler sebebiyle bu fasıllar da
açılmamıştır" dedi.
"REFORM TÜRKİYE'NİN ÖNCELİĞİDİR"
Türkiye'deki siyasi reform sürecinin devam ettiğini anımsatan
Çavuşoğlu, "Reform grubumuz Ağustos ayında bir araya
gelmişti, 11 Aralık'ta tekrar ikinci toplantımızı
gerçekleştireceğiz ve üzerinde durduğumuz reform çalışmaları gözden
geçireceğiz. Reform Türkiye'nin her zaman önceliğidir. Darbe
girişimine maruz kaldık, özellikle Gezi olaylarından bu yana
seçilmiş hükümeti devirmek için çok sayıda girişimler oldu.
Seçimlerden sonra Türkiye'nin normalleşmesi için çalışmalarımızı
sürdürüyoruz" diye konuştu.
Kesilen IPA fonlarından da bahseden Çavuşoğlu, kesintinin Türkiye
ekonomisini etkilemeyeceğini ancak AB'nin imajını olumsuz yönde
etkileyeceğini dile getirdi. Çavuşoğlu, vize serbestisi için 6
kriterin kaldığını ve kalan bu kriterlerin tamamlanacağı bilgisini
de verdi.
MOGHERİNİ: "AB, TÜRKİYE'Yİ GÜÇLÜ GÖRMEK
İSTİYOR"
AB ile Türkiye'nin ilişkilerinin önemli olduğunu vurgulayan AB
Komisyonu Başkan Yardımcısı Mogherini ise, toplantının son derece
yapıcı bir şekilde gerçekleştiğini ifade etti. Mogherini,
"AB, 4 milyon mültecinin olduğu bu krizi de
destekleyecektir. Bizim ortaklığımız ve işbirliğimiz oldukça
önemli. Bu konuda yakın işbirliği konusunda görüştük. Bu sadece
vatandaşlarımızın çıkarı için değil, tüm dünyanın ve bölgenin
çıkarları açısından da önemlidir. Türk hükümetinin AB ile
ilişkileri yoğunlaştırma konusundaki görüşünü koruyoruz. AB,
Türkiye'yi güçlü görmek istiyor ve güçlü bir işbirliği istiyor,
bizim hedefimiz budur. Türkiye'nin refah içinde demokratik bir ülke
olmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
HAHN: "ORTAK ÇIKARLARIMIZ SÖZ KONUSU"
Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu AB
Komiseri Hahn da, son derece yapıcı görüşmeler olduğunu kaydetti.
Hahn, "Birlikte teknik düzeyde ve siyasi düzeyde pek çok
alanda çalışmalarımızı yapıcı şekilde gerçekleştirmeye devam
ettiriyoruz. Ortak çıkarlarımız söz konusu. Bazı farklı görüşlere
sahip olduğumuz alanlar var ancak bu konularda da çalışmaya devam
edeceğiz. Bazı konulardaki kaygılarımız devam etmekte.
Akademisyenlerin, insan hakları savunucularının geçen hafta
karşılaştıkları olaylar karşısında kaygımızı belirtmek
istiyoruz" ifadelerini kullandı.
(İHA)