"ABD çöplüğe doğru gitmektedir"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "BD, Türkiye düşmanlarıyla al gülüm ver gülüm içindedir ve çöplüğe doğru gitmektedir" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "BD, Türkiye
düşmanlarıyla al gülüm ver gülüm içindedir ve çöplüğe doğru
gitmektedir" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM'deki grup toplantısında
yaptığı konuşmada, bugün aslında kavgaların en çetiniyle,
saldırganlıkların en vahşisiyle, tehlikelerin en vahimiyle karşı
karşıya olunduğunu herkesin görmesinde yarar olduğunu belirterek,
"Türkiye üst düzeyde bir beka mücadelesi vermektedir. Bu
bir vehim, bir hayal, bir kuruntu değildir. Türkiye ne zaman
kıpırdasa, ne zaman doğrulup sorun ve sıkıntılarının çözümü için
inisiyatif alsa ya bir kriz ya da bir kaos anında tetiklenmektedir.
Nitekim milli birlik ve kardeşlik ruhunu sabote etmek için kuyruğa
girmiş karanlık çevreler, ülkemizin diriliş ve yükseliş gayesinden
her zaman ürkmüşler, zaman geçirmeden başımıza üşüşmüşlerdir. İşler
düzelmeye başlasa, bozguncular gecikmeden devreye girmişlerdir.
İleri, daha da ileri gidelim desek, hep bir engel çıkaran, hep bir
çengel atan görülmüştür. Huzurun vekaleti olmaz. İstiklalin
velayeti olmaz. İhanetin vedası olmaz. Dost gibi görünen
düşmanların vefası ise hiç olmaz, olmamıştır. Biz ecdadımızdan
öğrendik ki, mücadele mücahedenin yekunudur. Mücadele varsa, umut
vardır. Mücadele varsa, gelecek vardır. Mücadele varsa, öyle ki,
bir de şuurluysa, melun heves ve hedeflerin başarı şansı yoktur,
bugüne kadar da olmamıştır" diye konuştu.
"KALEMİZİ DÜŞÜREMEYECEKLER, KALEMİMİZİ
KIRAMAYACAKLAR"
Türkiye'nin, terörizmin kanlı saldırılarıyla uzunca bir süredir
muhatap olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Katiller öldürdükçe pes edeceğimizi düşünüyorlar.
Korkacağımızı, kaçacağımızı, zelil dayatmalara tamam diyeceğimizi
sanıyorlar. Bilmiyorlar veya bilinsin istemiyorlar ki, Türk milleti
kahramandır, korkakça yaşamaktansa kahramanca ölüme dünden razıdır.
Nasıl ki, sirkeden şeker olmazsa, korkaktan da kahraman çıkmaz,
çıkmamıştır, çıkmayacaktır. Irmak içinde kuru kerpiç, gübrede misk
koku aranamayacağına göre, terörle mücadelede de kesinti, ağırdan
alma, kafa karışıklığı, sistem ve strateji yanlışlığı olamayacak,
şu günkü tabloda aransa bile bulunamayacaktır. Terörizm kanalıyla
Türkiye'yi tehdit eden, diyet isteyen, bedel ödetmek için her yolu
deneyen ülke ve mihraklar, kalemizi düşüremeyecekler, kalemimizi
kıramayacaklar, kaderimize ambargo koyamayacaklardır. Dövene elsiz
durmayacağız. Sövene dilsiz kalmayacağız. Vurana tepkisiz
olmayacağız. Maalesef ki, geçen hafta hainler bir kez daha
başlarını kaldırmışlar, yeniden Türkiye'ye, Türk milletine
saldırmışlardır. Teröristler aldıkları alçak emirlerin gereğini
tekraren yapmışlardır. 2 Kasım 2017 tarihi sabah saatlerinde,
Hakkari Şemdinli ilçesi Ortaklar bölgesinde, sisli ve kötü hava
şartlarından istifade eden PKK'lı caniler vatan evlatlarına
saldırmış, 7'si asker, 2'si korucu olmak üzere 9 evladımızı şehit
etmişlerdir. Mehmetlerimiz al bayrak inmesin, ezan susmasın, vatan
bölünmesin diye fani bedenlerini feda etmişlerdir. Zonguldak'tan
Kırşehir'e; Isparta'dan Samsun'a; Bursa'dan Hatay'a; Bolu'dan
Manisa'ya; Bingöl'den Hakkari'ye kadar Türk milleti şehit
naaşlarını omuzlarda taşıyarak kahramanlarını dua ve tekbirlerle
ebediyete uğurlamıştır. 3 Kasım 2017 tarihinde, PKK'nın sözde
gençlik yapılanması YPS'ye karşı Diyarbakır Kayapınar ilçesinde
düzenlenen operasyonda 1 polisimiz şehit, 9 polisimiz de
yaralanmıştır. Bu vesileyle tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan
rahmet, ailelerine, silah ve mesai arkadaşlarıyla birlikte
milletimize sabır ve başsağlığı niyaz ediyorum. Yaralı
kardeşlerimize şifalar diliyorum. Diyarbakır'da şehit düşen Özel
Harekat Polisimiz Ahmet Alp Taşdemir'in Manisa Salihli ilçesindeki
cenaze merasimi hakikaten ibret verici sözlere, ders niteliğinde
manevi duruşa şahitlik etmiştir. Şehidimizin eşi Yeşim Taşdemir
gözyaşları içinde tabuta sarılırken, küçük kızı Esma tabutu
okşamıştır. Cenaze namazını ise aynı zamanda imam olan muhterem
babası İbrahim Taşdemir kıldırmıştır. Baba İbrahim Taşdemir
namazdan sonra herkesin yüreğine oturan, duyan herkesi titreten şu
sözleri haykırmıştır: 'Hilal, ezan, bayrak inşallah bu necip
milletin omuzlarında yücelmeye devam edecek. Doğduğunda bizi
şereflendirmişti; şehit oldu, şehadetiyle bizi şereflendirdi. Bunun
için Rabbimin hükmüne boyun eğdim. Hiç şikayetim yok. Rabbimizden
gelen başım gözüm üstüne. Vatanımız sağolsun. Allah bu millete
zeval vermesin.' Elbette bu duaya sonuna kadar amin diyor, böyle
babalarla, böylesi metanet ve asalet zirvesi babaların kahraman
evlatlarıyla hayatımız boyunca iftihar edeceğimizi gür ve güçlü bir
şekilde açıklıyorum."
"GAZİLERİMİZE EL KALDIRAN, TEKME SALLAYAN…"
"Şehit ve gazilerimizin hatıraları milli haysiyetimize,
milli şerefimize emanettir" diyen Bahçeli,
"Emanete leke sürdürülmeyecektir. Leke sürmeye kalkanların
da elleri kırılmalı, kafaları ezilmelidir. Bakınız, geçtiğimiz
hafta sonu, Ankara-Eskişehir karayolunda duyan ve gören herkesi
helak eden, hüsrana iten bir olay yaşanmıştır. Sol bacağını
kullanamayan bir gazimiz, yanında eşi, iki yaşındaki yavrusu, yine
belden aşağısı tutmayan bir gazimiz ve onun ailesiyle seyahat
halindeyken, yol verdin vermedin tartışması sonucunda şehir
eşkıyalarının, şehir magandalarının saldırısına uğramıştır.
Gazilerimiz 6 gözü dönmüş alçak tarafından darp edilmişlerdir. Bu
olayı lanetliyor, saldırgan suçluların savunmasız gazilerimize
vurmanın ne demek olduğunu, bunun sonuçlarının neler olacağını
burunlarından fitil fitil gelesiye kadar yaşayıp görmelerini tez
elden bekliyorum. Gazilerimize el kaldıran, tekme sallayan, küfür
ve hakaret yağdıran bu iğrenç mahluklar doğduklarına pişman
edilmeli, ağır ve acımasız bir şekilde cezalandırılmalıdır. Sürecin
takipçisi olacağımızı, bu namertlerin peşinin bırakılmamasını
yürekten temenni ediyor, bunu bekliyorum" açıklamasında
bulundu.
Şehitlerin hesabının mutlaka sorulacağını vurgulayan Bahçeli,
"Teröristler nerede iseler bulunup yok edilmektedir.
Caniler çürümüş ceset, şehitler ise canlı cesaret timsalleridir.
Türk devleti kiralık cellatların, kandan nemalanan vampirlerin
hakkından gelecek yüreğe, beceriye, kadroya, akıl ve inanmışlığa
sahiptir. Son bir hafta içinde 80 terörist imha edilmiştir.
Kandil'de fotoğraf verip 'AKP-MHP faşizmi'nden bahseden lider
kadrosunun da sonu yakındır, aksini düşünmek akıl ve ahlak
iflasıdır. Bu vatanının aşını yiyip, suyunu içen; sonra da dönüp
ihanet eden, vatan evlatlarına kasteden azılı katiller, öyle ya da
böyle helal kurşunu da mutlaka yiyeceklerdir. Bu vatan, bundan bin
yıl önce gerçek sahibini bulmuştur. Tarihi geriye döndürmek istense
bile mümkün değildir. Bu iş bitmiş, sayfa kapanmış, perde inmiştir.
Bu topraklar Türk vatanıdır, üzerinde yaşayan muazzam beşeri varlık
Türk milletidir. Türk milleti, köklerin, kökenlerin, dillerin,
mezheplerin üstünde bir maddi ve manevi bağ ile birleşmiştir.
Bizleri bir araya getiren, acılarımız, anılarımız, zaferlerimiz,
hüzünlerimiz ve coşkularımız olmuştur. Bizi bugüne getiren
kökenimiz, doğduğumuz yöre, muhterem anamızın dili, ruhumuzu teslim
ettiğimiz yer neresi olursa olsun, bizim adımız Türk milletidir.
Son iki yüz yılda bu coğrafyada oynanan oyunların tamamı bu
tertemiz ve soylu milleti Anadolu'dan göndermek üzerine
kurgulanmıştır. Türk milletinin, üç kıtadaki varlığını hazmedemeyen
Haçlı zihniyetinin Türk ve İslam cihan devleti için ne düşündüğünü
milli tarih okuyan herkes bilecektir" ifadelerini
kullandı.
Türkleri Anadolu'dan atmak hayalinin, yüz yılları aşarak günümüze
kadar ulaşan vazgeçilmez bir hedef olduğuna dikkat çeken Bahçeli,
"Bu hedefin maşaları, PKK'sından FETÖ'süne, DHKP-C'sinden
PYD, YPG, IŞİD'ine kadar tüm terör örgütleridir. Güçlü olduğumuzda
boyun eğenler, gücümüz tükendiğinde hemen sindikleri yerden
doğrulmuşlardır. Bir sır gibi taşıdıkları hain amaçları
gerçekleştirmenin yollarını her fırsatta aramışlardır. Çanakkale
Savaşı, son yaşama alanımız olan Anadolu'ya sığındığımız şehadet,
göç ve acılarla dolu yürek yaralayıcı bir tablo içinde
gerçekleşmiştir. Aziz milletimiz, altı asırlık hükümranlığının
sonucunda, Anadolu topraklarına, asli unsurun ocağına dönmüştür. Bu
tarihten sonra, büyük Türk milleti için dönülecek başka toprak
parçası, gidilecek başka göç güzergahı ve verilecek başka vatan
köşesi de kalmamıştır. Anlamakta ve anlamlandırmakta güçlük
çekenlere tekrarlıyorum: Burasının adı Türkiye'dir, milletinin adı
ise Türk milletidir. Ya, bu topraklar ve üzerinde yaşayan millet
bir ve bütün tutulacaktır, ya da Türk milleti Anadolu'dan atılacak
ve tarihten silinecektir. Ya bir olacağız, ya da birer birer
yerimizden yurdumuzdan yuvamızdan olacağız. Bir yanda Türk milleti,
diğer yanda yedi düvel, yani karşımızdaki seçenek ikidir. Etnik ve
mezhep ayrımcılığını körükleyenler cevap versin; Türkiye
Cumhuriyeti, bugüne kadar hangi kökenden gelene menşeini sormuş ve
ayrımcı muamele etmiştir? Kucaklayıcı ve konuksever gönlüne
sığınmak isteyen hangi topluluğu reddetmiş, hangisini
aşağılamıştır? Kim ülkemizde kökeni nedeniyle, anasının dili
nedeniyle, yönetime, siyasete, ticarete, idareye, memuriyete,
bürokrasiye giremediğini iddia edebilir? Kim cumhurbaşkanı,
başbakan, meclis başkanı, general, profesör, vali, bürokrat ve
büyükelçi olamayacağını söyleyebilir" değerlendirmesinde
bulundu.
"YURT İÇİNDE VE YURT DIŞINDAKİ BÜTÜN TERÖRİSTLER SİLAHLARI
İLE BİRLİKTE TESLİM OLMALIDIR"
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün ülkemizi yöneten kadrolara baktığınızda devletimizin
ve milletimizin nasıl haksız bir ithamla karşı karşıya bulunduğunu
anlayabilirsiniz. Özellikle belirtmek istiyorum: İşte bu yüce
Meclis çatısı altında ve hükümet bünyesinde yer alan
arkadaşlarımıza lütfen bakınız. Fikirlerine katılmayız,
düşüncelerini benimsemeyiz, ama aileleriyle de doğdukları yörelerle
de iftihar ederiz. Hepsi milletimizin evlatlarıdır. Bu noktaya
ulaşmakta özel zorluklar yaşamış olabilirler. Bunlar ülkemin kimlik
değil, her vatan evladının maruz kaldığı genel sosyoekonomik
sorunlarıdır. Ama herkes için açık olan yolda yarışa katılıp öne
çıktılar ve bu en yüksek millet eserinin üyesi olma şerefini
taşıyorlar. Bu yörelerden gelen sayın üyelere hayatın her alanında
kapı açan bir devlet ve hukuk sistemi, neden birilerini dağa
çıkmaya sevk etmiş olsun? Aksini iddia edenler neye ve kimlere
hizmet etmektedir? Bizden çözüm isteniyorsa, işte bizim çözüm
önerimiz, daha önce de dile getirdiğim gibi, aynısıyla şudur: Yurt
içinde ve yurt dışındaki bütün teröristler silahları ile birlikte
teslim olmalıdır. Tamamı Türk adaletine hesap vermeli ve verilecek
hükme rıza göstermelidir. Hükümetin de ilk görevi tamamını teslim
alıp, adaletin önüne yaka paça çıkartmak, bu mümkün olmuyorsa
mücadelenin doğası kapsamında gereğini eksiksiz yapmaktır. Bu
süreçte devletin yanındayız. Seçilmiş hükümetin destekçisiyiz.
Kahraman asker ve polislerimizin de hilafsız
arkasındayız."
"BU MENFUR HADİSELERDEN DOLAYI ABD HALKINA TAZİYELERİMİ
BİLDİRİYORUM"
31 Ekim günü, ABD'nin New York şehrinde meydana gelen terör
saldırısına değinen Bahçeli, "Dünya Ticaret Merkezi
yakınlarındaki bir bisiklet yoluna kullandığı kamyonetle tersten
giren bir terörist, araçtan inerek çevreye ateş açmış, 8 kişinin
ölümüne, 15 kişinin de yaralanmasına neden olmuştur. Bu terör
saldırısını şiddetle kınadığımı özellikle belirtmek istiyorum. 6
Kasım Pazar günü de, Teksas eyaletinde bir kilisede meydana gelen
silahlı saldırıda yaşları 5 ile 72 arasında değişen 26 kişi
hayatını kaybetmiş, 20 kişi de yaralanmıştır. ABD Başkanı Trump,
saldırganın akıl sağlığının yerinde olmadığını açıklamıştır. Bu
menfur hadiselerden dolayı ABD halkına taziyelerimi bildiriyorum.
İster terör saldırısı olsun, isterse de farklı bir gaye ve nedeni
olsun, masumların canına kastetmek her ülkede, her coğrafyada
cinayettir. Biz ABD'de belirli aralıklarla vasat bulan terörist
saldırılardan veya bir başka sebepten kaynaklanan vahşi eylemlerden
elbette üzüntü duyuyoruz. Ancak ahlaki tutarlılık gereğince aynı
tavır ve vicdanlı yaklaşımı ABD'den de beklemenin en tabii hakkımız
olduğuna inanıyoruz. İnsanlık terörün acı ve kanlı yüzünü sık sık
görmektedir. Bunu herkes gibi biz de biliyor ve hatta yaşıyoruz.
ABD'nin terörizmden şikayet ederken, teröristlerden yakınırken,
menhus ve müessir saldırılardan dert yanarken durumunu gözden
geçirmesinin zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Bir ülkenin teknik ve
ekonomik olarak ilerlemesi, sosyal ve ahlaki bakımdan ileri
olduğuna delil teşkil etmez" açıklamasında bulundu.
"ABD, TÜRKİYE DÜŞMANLARIYLA AL GÜLÜM VER GÜLÜM İÇİNDEDİR VE
ÇÖPLÜĞE DOĞRU GİTMEKTEDİR"
Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
"ABD, madem terörizmi tehdit görmektedir, 11 Eylül'den
bugüne madem terör örgütleriyle savaş halindedir, o halde 2 Kasım
günü Hakkari Şemdinli'de, sınırın sıfır noktasında vatan
evlatlarımızı şehit eden canilerin kullandığı silahların ABD
menşeli çıkmasını nasıl izah edecektir? PKK'nın elinde ABD yapımı
ağır silahların ne işi vardır? Mehmetler şehit düşerken bir şey
olmuyor da, Hans, John, Sam ölürken mi kıyamet kopuyor, o zaman mı
insanlık ve insani değerler hatırlanıyor? New York'ta saldırı
olunca ayağa kalkıyorlar, Washington'a namlunun ucu değince dünya
sallanıyor; ne var ki Hakkari'de, Şırnak'ta, İstanbul'da, Şam'da,
Bağdat'ta, Kerkük'te katliamlar yaşanırken kimseden çıt çıkmıyor,
ses gelmiyor, tepki duyulmuyor. Bu mudur medeniyetiniz? Bu mudur
demokrasi ve insan haklarından anladığınız? Bu mudur
gelişmişliğinizin ölçüsü, zenginliğinizin övüncü? Buysa eğer,
diyeceğim odur ki, yere batsın medeniyet algınız, yere çakılsın
demokrasi ve gelişmişlik anlayışınız. ABD'nin terörizmden canı
yanıyorsa, sormazlar mı, koltuğa kurulunca 'hacıyım hocayım' diye
böbürlenen, ama soyununca koltuğunun altından haç çıkan, haçlı
boyası akan FETÖ'cüler ne arıyor, ne geziyor Pensilvanya'da?
PYD-YPG-PKK'ya silah veriyorsunuz, Mehmetlerin şehadetine hizmet
ediyorsunuz, dönüp 250 şehidin katili terörist başı Gülen'i
Pensilvanya'daki yüzlerce dönümlük çiftliğinde bakım ve
korumalığını yapıyorsunuz. Bu ne yüzsüzlüktür? Bu nasıl bir
skandaldır? Bu ülkeye Hz. Mevlana'nın bir sözünü hatırlatıyorum:
'Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü
bülbül güle, karga çöplüğe götürür.' ABD, Türkiye düşmanlarıyla al
gülüm ver gülüm içindedir ve çöplüğe doğru gitmektedir. Ata et, ite
ot vermekle vakit geçirmektedir. Yalanlarla oyalanmakta, Türkiye
muhaliflerinin eline su dökmekle meşguldür. ABD ve Avrupa FETÖ'nün
avukatlığına taliptir. Çünkü gerçekler belli olursa suç ortaklığı
gün gibi ortaya çıkacaktır. ABD suçluları, hainleri, darbecileri
görmezden gelmektedir. Ne var ki, asıl suçlu, asıl katil, asıl
hunhar suikastçı Pensilvanya'dadır, ama ne gören, ne de görmeye
heves eden vardır. Gülen Türkiye'ye neden iade edilmemektedir? ABD
ülkemizin taleplerini niçin kulak ardı etmektedir? Biz bunu nasıl
okuyalım, nasıl yorumlayalım?"
"BÖLGEMİZDE HER TAŞIN ALTINDAN ABD
ÇIKMAKTADIR"
"Bölgemizde her taşın altından ABD çıkmaktadır"
ifadesini kullanan Bahçeli, "Lübnan Başbakanı, Saad El
Hariri geçtiğimiz günlerde Riyad ziyareti esnasında, İran ve
Hizbullah'ı sert bir şekilde hedef aldıktan sonra suikast
iddialarını bahane ederek istifa etmiştir. 2005'te öldürülen
babasının akıbetinden korkmuştur. 4 Kasım'da Yemen Riyad'a füze
fırlatmıştır. İki ülke arasında gerilim doruktadır. Suudi
Arabistan'da süren ve gün geçtikçe yaygınlaşan mıntıka
temizliğiyle; aralarında bazı prenslerin, eski ve yeni bakanların,
işadamlarının olduğu çok sayıda kişi tutuklanmıştır. Şaibeli
helikopter kazalarında prensler can vermektedir. Eski hakimiyet
havzalarımız kaynamakta, istikrarsızlık kamçılanmaktadır. Ve ABD
Suudi Arabistan'a destek vermektedir. Ancak aynı desteği,
Türkiye'den esirgemiştir. Terörle yatmış, kör kalkmıştır.
Unutulmasın ki, terör, terörle yok edilemeyecektir. Bunun örneği
dünya üzerinde görülmemiştir. Vahşetin çözümü vahşilikte aranamaz,
aransa da bulunamaz. Terör konusunda çivi çiviyi sökmez, iki yanlış
bir doğru etmez. İnsanlık suçu, hiçbir art niyetli devlet ve
muhasım güç tarafından örtülemez. Terör örgütlerinin hiçbir
girişimi meşru kabul edilemez. 2016 yılında, dünya genelinde savaş
ekonomisine aktarılan paranın 1 trilyon 686 milyar dolar olduğu,
bunun da yüzde 70'nin BM Güvenlik Konseyi'nin Daimi üyelerinin
kasalarına gittiği yapılan son araştırmalarla belli olmuştur.
Biliniz ki, kulun hesabı varsa, Allah'ın da bir hesabı vardır.
Zafer inananların, insanca yaşamaya karar vermişlerin, bir ve
beraber kalarak zalimlere meydan okuyan büyük Türk milletinin
olacaktır. Terörü politik araç olarak görenlerin tuttukları paslı
silah ters tepecek, bumerang gibi günü geldiğinde kendilerini
vuracaktır. Terörizm yanı başımızda devletleşir, ihanet koridoru
Akdeniz'e ulaşırsa Ankara'nın kuşatması tamamlanmış olacaktır.
Hesap budur. Terör örgütlerine bu çerçevede silah verilmekte,
yıkımın temeli atılmakta, Türkiye rehin alınmak istenmektedir. Plan
budur. Buna izin vermeyeceğiz, buna sessiz kalmayacağız.
PKK-PYD-YPG'yi muhafaza altına alma emeli güdenlerin hevesleri
boşunadır. Sınırlarımızın ötesinde oluşturulmak istenilen terör
kuşağına Türkiye müsaade etmeyecektir. Bu habis senaryonun
arkasında gizlenen projeleri de asla kabullenmeyecektir. Bizi kimse
sindiremez. Bize kimse diş geçiremez. Türk milletine tehdit sökmez,
tuzak işlemez. Şayet birileri yeniden haçlı seferi dalgası yaratmak
istiyorsa, unutmasınlar ki Kılıç Arslan'ın torunları hala
hayattadır. Türklük şuurunun İslam ahlak ve faziletiyle kemikleşmiş
iradesi ilk günkü heyecanıyla hüküm sürmektedir. Türk milletinin
kuşatmaları yarmakta, kirli ve sinsi oyunları bozmakta usta
olduğunu muhataplarına Gazi Meclis'ten haykırmak, ayaklarını denk
almalarını ikazla hatırlatmak boynumuzun borcudur"
şeklinde konuştu.
(Pelin Üzek Kılıç - İbrahim Berat Yılmaz / İHA)