9 kişinin öldürüldüğü cinayeti anlattı
Gaziantep'te 9 kişinin öldüğü katliamda olay yerinde bulunduğunu anlatan Tuğba Taş'ın annesi Kudret Taş, çığlıklar içerisinde karakola gitmesiyle ölümden kurtulduğunu ifade etti. Olay gecesi yaşananları anlatan acılı anne ilginç iddialarda bulunarak, çarpıcı detaylar verdi.
Gaziantep'te 9 kişinin öldüğü katliamda olay yerinde bulunduğunu
anlatan Tuğba Taş'ın annesi Kudret Taş, çığlıklar içerisinde
karakola gitmesiyle ölümden kurtulduğunu ifade etti. Olay gecesi
yaşananları anlatan acılı anne ilginç iddialarda bulunarak, çarpıcı
detaylar verdi.
9 kişinin öldürüldüğü olayın yaşandığı gece ölen Tuğba Taş'ın
annesi kudret Taş, olayın hemen öncesinde kendisinin de evde
olduğunu söyledi. Olay gecesi Yusuf Taş'ın atkı ile yüzünü
kapattığını ve şalvar giyerek evin etrafında keşif yaparken
görüldüğünü söyleyen Kudret Taş, komşuların ihbarına rağmen gelen
polis olmadığını ileri sürdü. Kapı çalınıp dışarı çıktığında Yusuf
Taş'ın, Tuğba Taş ile konuşmak istediğini anlatan Kudret Taş,
kendileri ile mahkemelik olmaları nedeniyle konuşmak istediğini
ileri sürdü.
Kudret Taş, "Ben çıktığımda yüzünü gözünü kapatmış yüzünü
göstermiyor. Bir mont ve bir de şalvar giymiş. Ben zaten tanısaydım
bu evimi başıma yıkar mıydım. Geldi kızımın omzuna yapıştı. Gel
illa konuşalım dedi. İlk etapta tamam dedim. Zarar vermesin diye
kızıma dedim ki ‘Hadi kızım sen git kapıyı ört' dedim. Ben bununla
konuşayım. Ben onu farklı tarafa çevirdim. Tuğba 3 adım
ilerledikten sonra kapıyı örtebileceğini düşündüm, gözüm kestirdi.
'Oğlum, benim senle konuşacağım yok. Bak ben adaletten konuşuyorum.
Adalete sığındım' dedim. 'Sen de adalete git, haklıysan kazanırsın'
dedim. 'Bende haksızsam kaybederim' dedim. 'Senle işimiz yok, bizim
işimiz artık adaletle' dedim" diyerek olay gecesi
yaşananları anlattı
Kızını kurtarmak için odaya gönderdiğini yineleyen Kudret Taş,
damadı Yusuf Taş'ı, cebine elini atmasının ardından itekleyerek,
evden kaçmayı başardığını söyledi. Evlerinin 100 metre ilerisindeki
karakola doğru koştuğunu anlatan Kudret Taş, "Tuğba'yı
kurtarmak amacıyla gönderdim. Kapıyı kapat dedim. Yusuf Taş ise
bana yönelip, elini cebine attı. Tuğba orada kendini kurtarır
deyip, ben karakola fırladım. Çünkü 155'ten herhangi bir netice
alamıyoruz. Ölen öldü kalan kaldı. En son polisler geldi. Ben
polise gidip gelene kadar Yusuf Taş her şeyi yapmış. Tuğba kapıyı
bile kapatamamış. Ev ile karakolun arasında 100 metre var. Ben
giderken çığlıklarımı duymadılar mı? Ben şimdi, yükseklerden yardım
istiyorum. Ben Cumhurbaşkanı, Başbakanın bana yardımcı olmalarını
istiyorum. Eğer canları istese idi 7 günde değil, 7 saate o Yusuf
bulunurdu" diye konuştu.
Tüm yaşananların planlı yapıldığını savunan Kudret Taş,
"Bunların hepsi planlı yapıldı. Yusuf'un babası 8 ay önce
getir de öldüreyim, zeytinlerini altına gömeyim dediğini hiç
unutmadım. O esnada Turan Taş'ı gönderiyordum. Turan Taş'ı da
planlı bir şekilde bizim eve gönderdi. Turan Taş'ın babası da Turan
Taş'ı arayıp kışkırtıyor. Tabi o babasına ne yalanlar söylüyorsa
oda evladına söylüyor. Oda kalkıp o öfke ile bize geliyor. Zaten
olay, ben Turan Taş'ı yollarken oldu" dedi.
Kızının görücü usulü ile evlendiğini belirten anne Kudret Taş,
"Görücü usulü oldu. O dönem İstanbul'daydı ailesi geldi.
Kızım hastanede yatarken ailesi geldi. Daha sonra kendisi geldi.
İlk görüşmede zaten nişan oldu bitti. Bir de düğünde gördük. Başka
da biz bu adamı görmedik. Ailesi de beni kandırarak, oğlunun bir
üniversite bitirdiğini ve bir üniversite de dondurduğunu, aynı
zamanda otel müdürü ve tercümanlık yaptığını söyleyerek kızımı
aldılar. Tuğba evlendikten sonra, bunların pisliklerini öğrenmeye
başladım. Garson olduğunu öğrendim. Daha sonrasında ise başka bir
kadınla imam nikahlı ve iki çocuğunun olduğunu öğrendim. O kadın
zaten kızım gittiği günden beri kızıma işkence yapıp, tehdit
ediyormuş. Ben kızımın kafayı yediğini fark ettiğimde, evliliğinden
8 ay sonra ilk kez evine gittim. Oraya gittiğimde yanımda iki kere
kızımı dövdü. İstanbul'dayım diye bir yer bilmiyordum diye şikayet
edemedim. Daha sonra kızımı alıp, Gaziantep'e getirdim. Buraya
hastaneye yatırdım. Üniversite Hastanesi Psikoloji bölümüne
yatırdım" dedi.
"KIZIMI FRANSA'YA KAÇIRACAKTI"
Kudret Taş, damadının kızını telefonla arayıp, ikna ederek
tedavisini yarım bıraktırdığını ileri sürdü. Damadının başka bir
hastaneye yatırdığı kızını Fransa'ya kaçırma planı yaptığını iddia
eden anne Kudret Taş, "Halen telefonla arayıp kızımın
psikolojisini bozmaya devam ediyordu. Kızıma telefonda ne dediyse
bilmiyorum. Kızım tedavisini yarım bırakarak, tekrar İstanbul'a
gitti. Oradan eşyasını alıp, buraya geldi. Onun üzerine, tekrar
gelip kızımı kaçırdı. Kızımın psikolojisi yerinde değilken kızımı
kaçırdı. Ben karakola gittim. Bir yerlerden duydum, orada kızımı
İstanbul Bağcılar Hastanesine yatırmış. Kızım hastanede yattığı
sırada kızıma pasaport çıkarmaya çalışmış. Bu pasaportla kızımı
Fransa'ya kaçıracakmış. Kızımın pasaportunu çıkarıyor vizesini
yapıyor. Onun üzerine de kendine pasaport çıkarırken, bir suçtan
yurt dışı yasağı olduğu için alamamış. Mahkemeleri halen devam
ediyormuş. Bende bilmiyordum" diye konuştu.
"KIZIMIN ÜZERİNE ŞİRKET AÇMIŞ"
Anne Kudret Taş, damadı Yusuf Taş'ın kızının üzerine şirket
açtığını ve halen kızının devlete borcu olduğunu anlattı. Acılı
anne, "Mahkemelerde hakim söylerken duydum. Kızımın
psikolojisi bozuk olduğu sırada bir de kızımın üzerine şirket
açmış. Kızımın Bağkur ve maliyede halan borçları duruyor. Kızımı
ticaret kadını olarak göstermiş. Şirketi açtığı sırada bir
ortağıyla beraber açmış. Sistemde kızımın ortağı olarak görülen
kişi, şirketi almış kaçırmış. Kızım, orada bir TL para almamasına
rağmen, şu an kızımın devlete 10 bin TL borcu var. İş kadınlığından
bir TL bile kazanmadı ama devlete ödeyeceği 10 bin TL borcu
var" dedi.
Damadı ile olan sıkıntılar nedeniyle bir süredir kızı ile
konuşmadığını anlatan Kudret Taş, kızının eşinin yanından kaçıp
gelmesine rağmen öfkeli olduğu için kızını kabul etmediğini ifade
etti. Kızının hiç ekmeğini yemediği babasının evinde kaldığını
anlatan Taş, "Ben kızımla konuşmuyordum. Kızım kaçmış
gelmiş. Kızıma öfkeli olduğum için yanıma almadım. Kızım hiç
ekmeğini yemediği babasının evini otel olarak kullandı. Gündüz
gelip yanımda yiyordu. Yemeğini ihtiyacını ben görüyordum.
Çamaşırlarını ben alıyordum" diyerek anlatmaya devam
etti.
"TEKRAR BİRLEŞECEKLERİNİ DÜŞÜNÜRKEN KIZIMI DARP
ETTİ"
Kızını bu kez de Yusuf Taş'ın babası Halil Taş'ın ikna ettiğini
vurgulayan anne Kudret Taş, "Ne hikmetse, Bu Halil Taş'gil
kızı benden aldı. Hiç görmediği dünürü, kızımın babası oldu.
Akrabası onlar oldu" dedi.
Yusuf'un kızı ile ayrılıklarını bitirmek amacıyla tekrar kendisine
geldiğini söyleyen Kudret Taş, birleşmelerine ancak ayrı bir ev
tutulup, taşınılması halinde izin vereceğini söylediğini anlattı.
Kendisinin evin düzenini yaptığı esnada kızının darp edildiğini
kaydeden Kudret Taş, "Yusuf birleşmeye diye geldi. Dedim
git ev bul, sahibi ile konuş. Madem birleşiyorsan git ev bul. Ev
sahibi ile konuştular. ne yaptılar sonra bilmiyorum ne yaptılar.
Evin düzenini yaptığımda, geldi kapının önünde çocuğumu vurdu.
Yusuf Taş, teyzesini çocuklarını topladı. Babasının ailesini
toplayıp, kızımı tekrar dövdü. 155'e telefon açtım. Aynı zamanda o
sırada kız kardeşime de telefon açıp, 'gelin bizi kurtarın' dedim
bizi öldürecekler. Kız kardeşim, Düztepe karakolunun oradan taksi
tutarak benim eve geldi. Polis çağıran benim, dayağı yiyen ben
olmama rağmen, polis geldiğinde beni orada çöp bidonu gibi
bırakarak, o katili alıp, götürdüler. Sende dolmuşla gel dediler.
Oraya beş tane araba geldi. O beş arabaya benle kızımı
sığdıramadılar" ifadelerini kullandı.
Kendisinin kızıyla karakola gidene kadar damadının polisin
yardımıyla işlemlerini yürüttüğünü ve davacı olduğunu belirten
Kudret Taş, kızının da kışkırtması kendisinin suçlu duruma
düştüğünü anlattı. Yusuf Taş ve alisinin yalan beyan ve başvuruları
ile karakoldan çıktığını ileri sürdü.
ÖLEN TURAN TAŞ'IN CEBİNDEN ÇIKAN HEDİYE
Acılı anne, kızı Tuğba Taş ile aynı evde öldürülen Turan Taş'ın,
kızının sevgilisi olduğu yönündeki iddiaları da yalanladı. Turan
Taş'ın cebinden kızının değil gerçek sevgilisinin ismi çıktığını
belirten Kudret Taş, "Turan Taş, kızımın perişanlığı
üzerine kızıma yardım eli uzattı. Turan Taş insanlık yolunda gitti.
Yok kızı Katil Yusuf'tan boşayıp Turan Taş'a verecekmişim. Bunların
hepsi yalan haber. Turan Taş'ın cenazesini kaldıran polislerdi
zaten. Turan Taş'ın kimin sevgilisi, kiminle evleneceğini iyi
biliyorlar. Turan Taş'ın cebine baksalardı cebindeki hediyesinde
'Emel mi' yazıyor, 'Tuğba mı' yazıyordu. O zaman meseleyi daha iyi
bilirlerdi" diye konuştu.
Kudret Taş, kızının evindeki eşyalar için tekrar Yusuf Taş ve
ailesi ile tartıştıklarını kaydetti. Eşyanın önce evde sonra köyde
olduğunu söylendiğini belirten anne Kudret Taş, damadı Yusuf Taş'ın
babası Halil Taş'ın kendisini tehdit ettiğini ileri sürdü.
(İHA)