5 metrekarelik dükkanda bir ömür
MANİSA'da ayakkabı ustası 85 yaşındaki Rıfat Tanay, 70 yıldır 5 metrekarelik dükkanında mesleğine yürütüyor. Çocuklarını küçük dükkanında kazandıklarıyla okutan Tanay, "Mesleğimi bırakmayacağım. Bırakanların hepsi iki yıl içinde öldü. Ömrüm yettiğince bu küçük dükkanımda çalışacağım" dedi.
MANİSA'da ayakkabı ustası 85 yaşındaki Rıfat Tanay, 70 yıldır 5
metrekarelik dükkanında mesleğine yürütüyor. Çocuklarını küçük
dükkanında kazandıklarıyla okutan Tanay, "Mesleğimi bırakmayacağım.
Bırakanların hepsi iki yıl içinde öldü. Ömrüm yettiğince bu küçük
dükkanımda çalışacağım" dedi.
Çarşı Mahallesi'ndeki küçük dükkanını her gün sabah namazından
sonra açıp işinin başına geçen Tanay, bütün hayatını dükkanında
geçirdiğini söyledi. İki çocuğunu buradan kazandığıyla okuttuğunu
ve çocuklarından birinin hava subayı, diğerinin de muhasebeci
olduğunu anlatan Tanay, "Eşimi dört yıl önce kaybettim. Yalnız
yaşıyorum. Beş torunum var. Ne kazandıysam buradan, baba
mesleğinden kazandım. Bu meslek bize baba yadigarı. 5 metrekarelik
dükkan sayesinde çocuklarımı okuttum, meslek sahibi yaptım" diye
konuştu.
'ZENGİN OLMADIK AMA REZİL DE OLMADIK'
Artık sadece ayakkabı tamiri yaptığını söyleyen Rıfat Tanay şunları
anlattı:
"Sabah namazında kalkıyorum, işimin başına geliyorum. Çocuklarım,
'Bırak artık' diyor. Ancak, bırakıp da nereye gideceğim? Bu mesleği
bırakanların hepsi 2 yıl içinde öldü. Hiçbirisi kalmadı. Bizde
alışkanlık var. Başka bir işe alışmadığım için baba mesleğini devam
ettirdim. Ama bu meslek artık bitti. Bu çarşıda 65 ayakkabıcı
vardı. Şimdi sadece üçü kaldı. Başka ayakkabıcı yok. Bizim
zamanlarımız daha başkaydı. Kendi halimizde geçindik, gittik.
Zengin olmadık ama kimseye de rezil olmadık."
ESKİ GÜNLERE ÖZLEM
Eski günleri özlemle anan Rıfat Tanay, ne ayakkabılarda ne de
esnaflıkta eski güzelliğin kalmadığını anlattı. Tanay şöyle devam
etti:
"Şimdi kimse kimseyi doğru düzgün tanımıyor. Eskiden sabahları
birlikte çayımızı içerdik. Şimdi kimse kimsenin ne hatırını soruyor
ne de yardımcı oluyor. Eski günleri çok özlüyorum. Birbirimize
saygımız vardı. Yardımlaşma diye bir şey kalmadı. 65 esnafın ismini
tek tek sayardım. Şimdi karşımdaki insanın ismini bilmiyorum.
Ayakkabılarda eski sağlamlık şimdi yok. Çabuk bozuluyor. İşin
kolayına gidiyorlar. Eskiden bir çift ayakkabıyı bir günde
yapardık. Ama şimdi bir günde 25 çift ayakkabı yapıyorlar. Eski
ayakkabılar daha kaliteydi. Yapıştırıcı diye bir şey yoktu. Hep
dikiyorduk. Şimdi, 'şıp' diye yapıştırıyorlar. El dikişi
kalmadı."
FOTOĞRAFLI