42 yıllık hayat arkadaşına böbreğini bağışladı
Böbrek yetmezliği teşhisi konulduktan sonra 6 ay boyunca diyaliz tedavisi gören 55 yaşındaki Cemalettin Güz, 42 yıllık hayat arkadaşı Nimet Güz sayesinde hayata tutundu.
Böbrek yetmezliği teşhisi konulduktan sonra 6 ay boyunca diyaliz
tedavisi gören 55 yaşındaki Cemalettin Güz, 42 yıllık hayat
arkadaşı Nimet Güz sayesinde hayata tutundu.
Eşinin yaşadığı sağlık sorunlarına daha fazla dayanamayan Nimet
Güz, verdiği böbrek ile eşinin derdine derman oldu.
Silivri'de 42 yıldır aynı yastığa baş koyan 6 çocuklu Güz çifti,
1,5 yıl önce Cemalettin Güz'ün böbrek yetmezliği rahatsızlığı
olduğunu öğrendi. Eşinin sağlığına kavuşması için böbrek nakli
olması gerektiğini öğrenen Nimet Güz, eşini kontrol için götürdüğü
hastanede kendi tetkiklerini de yaptırarak böbreğini vermek için
gönüllü oldu. Nakil için engel bulunmadığının tespit edilmesinin
ardından Bakırköy Prof. Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma
Hastanesi'nde organ nakli olan çift, yapılan başarılı ameliyat
sonrası mutlu günlerine geri döndü. Güz çifti, ilerleyen yaşlarına
rağmen birbirlerini çok seviyor ve hayatın bütün zorluklarına
birlikte göğüs geriyor.
ORGAN NAKLİ BEKLEYEN KAYITLI HASTA SAYISI, 20-22 BİN CİVARINDA
Diyalizin böbrek yetmezliğinin en çok uygulanan tedavisi olduğunu
belirten Nefroloji Kliniği'nde görevli Prof. Dr. Süheyla Apaydın,
"Her böbrek hastalığı hemodiyaliz ile sonuçlanmayabilir.
Hemodiyalize giren hastaların da yaklaşık yarısı organ alabilir
durumdadır ama kayıtlı hastamız yaklaşık olarak 20- 22 bin
civarında. Organ beklemenin süresi bizde çok uzun. Dünyada bu 18 ay
ile 36 ay arasında değişiyor. Biz de bu süre çok uzun olabiliyor.
Problem, bekleyen sayısından daha çok bekleme süresi"
dedi.
"TEMEL PROBLEM KOMA İLE BEYİN ÖLÜMÜNÜN KARIŞTIRILIYOR
OLMASI"
Türkiye'de canlı organ verici sayısının kadavradan organ nakline
göre daha yüksek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Süheyla Apaydın,
"Türkiye'de çok fedakar annelerimiz olduğu için genellikle
hanımlar verici oluyor. Gelişmiş ülkelerde kadavradan organ nakli
daha yaygındır. Bizde yaklaşık yüzde 70, yüzde 80 bazen 85 oluyor
yıllara göre. Yüzde 25 oranlarında da kadavradan yapılıyor. Kadavra
denildiğinde ölüden alınan böbrek değil de, yoğun bakım şartlarında
yaşamış artık geri döneceği mümkün olmayan kişilerden alınıyor.
Türkiye'deki temel problem koma ile beyin ölümünü karıştırmak
oluyor. Beyin ölümü gerçekleşen hasta geri dönmez. Beyin ölümü
gerçekleşen hastadan organ alınıyor. Organ bağışında zannedildiği
gibi din bir engel olmuyor" şeklinde konuştu.
"BÖBREK NAKLİ EN UCUZ TEDAVİ YÖNTEMİ"
En ucuz tedavinin organ nakli olduğunu sözlerine ekleyen Apaydın,
"Böbrek yetmezliği kalıcı hale geldikten sonra 3 tane
tedavi yöntemi var. Birincisi makine diyalizi, yani hemodiyaliz.
Bunun evde ve merkezlerde yapılan formları var. İkincisi periton
diyalizi ki bu hastalar seçilir. Üçüncüsü organ naklidir. Bütün bu
tedavilerin amacı insan ömrünü uzatmak, hayat kalitesini yükseltmek
ve o kişiyi ekonomiye katkı sunmak üzere yönlendirmek amacına
dayanır. En ucuz tedavi şekli nakildir. Çünkü nakilli hastaların
çoğu işe gidip çalışabilir. Hayatını devam ettirebilir ve doğal
olarak da ekonomiye katkıda bulunabilir. Diyaliz hastalarına göre
nakil olan hastalar daha uzun yaşarlar. Kendi yaş guruplarına uygun
olarak tabi ki" ifadelerini kullandı.
"EŞİM BÖBREĞİNİ VERİP, BENİ AYAĞA KALDIRDI"
Eşinin fedakarlığı sayesinde yeniden sağlıklı bir insan olduğunu
söyleyen Cemalettin Güz, "Birden hastalandım. Hastaneye
kaldırdılar beni. Böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. 6 ay yattım
hastanede. Eşim Allah razı olsun dayanamayıp bana böbreğini verdi.
Haftada 3 kez diyalize giriyordum. Çok sorun yaşıyordum. Hiçbir şey
yapamıyordum bütün gün evdeydim. Organ nakli sonrası hayatımda çok
şey değişti. Her yere gidip geliyorum. Eşim böbreğini verdi ayağa
kaldırdı beni" dedi.
42 YILLIK EŞİNE BÖBREĞİNİ BAĞIŞLADI
Eşinin yaşadığı sağlık problemlerine duyarsız kalamadığını dile
getiren Nimet Güz ise, "İlk önce çocuklarım böbreğini
vermek istedi. Ben kıyamadım çocuklarıma. 'Benim böbreğim tutarsa
ben eşime vereceğim böbreğimi' dedim. 42 senedir ben onunla
geçirmişim hayatımı. Hayat müşterek, vermesem olmuyordu. Gözüm
görüyordu. Çok hasta oluyordu, halsiz oluyordu çok üzülüyordum.
Şimdi sağlığına kavuştu. Eşimle mutluyuz. Birbirimizi çok
seviyoruz. Sevmesem ona böbreğimi vermezdim" diye
konuştu.