317 darbeciye 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet istendi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Beytepe'deki Jandarma Okullar Komutanlığında meydana gelen eylemlerle ilgili hazırlanan iddianame tamamlandı. İddianamede, 317 şüpheli için 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 22,5 yıl hapis cezası isteniyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün 15 Temmuz darbe
girişimi sırasında Beytepe'deki Jandarma Okullar Komutanlığında
meydana gelen eylemlerle ilgili hazırlanan iddianame tamamlandı.
İddianamede, 317 şüpheli için 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve
22,5 yıl hapis cezası isteniyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar
Soruşturma Bürosunca FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında
Beytepe'de bulunan Jandarma Okullar Komutanlığı'nın işgal
edilmesine ilişkin başlatılan soruşturma tamamlandı. Soruşturma
sonucunda 325 kişi hakkında işlem yapılırken, 247'si tutuklandı, 4
firari hakkında yakalama kararı çıkartıldı. 8 şüpheli hakkında ise
kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
İddianamede, 317 şüpheli için "Anayasal düzeni ortadan
kaldırmaya teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti
hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye
teşebbüs etme", "Türkiye Büyük Millet Meclisini
ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs
etme", "silahlı terör örgütüne üye olma",
"askeri komutanlıkların gasp edilmesi",
"askeri komutanlığı terki emrine uymama" maddeleri
uyarınca kamu davası açıldığı belirtildi.
Soruşturma sonunda hazırlanan 638 sayfalık iddianamenin birinci
bölümünde, FETÖ'nün ayrıntılı yapısı incelenirken, ikinci bölümünde
örgütün TSK içindeki yapılanması anlatıldı. Üçüncü bölümde ise
olay, şüphelilerin eylemleri, planlama, Jandarma Genel
Komutanlığı'ndaki darbeye kalkışma eyleminin anlatımı ve
şüphelilerin hukuki durumları ile eylemleri anlatıldı.
15 Temmuz'da Jandarma Okullar Komutanlığında görev yapan şüpheliler
ile başka birliklerde görev yapıp darbe teşebbüsü kapsamında
Jandarma Okullar Komutanlığına gelen sivil kıyafetli askerlerin
fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri ve karargahı
işgal ettikleri kaydedildi. İddianamede, şüphelilerin işgal
kapsamında nizamiye bölgesinin giriş ve çıkışlarını engelleyerek,
karargah içerisinde bulunan cephaneliği açtıkları, darbeci değer
şüphelilere mühimmat dağıtarak darbeye iştirak edildikleri ifade
edildi.
CUMHURBAŞKANLIĞI MUHAFIZ ALAYINDAN 8 BİN ADET G-3 MERMİSİ
GÖNDERİLMİŞ
İddianamede, Jandarma Okullar Komutanlığına başka bir soruşturmada
şüpheli sıfatında bulunan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı
Muhsin Kutsi Barış'ın emri ile 8 bin adet G-3 piyade tüfeği mermisi
gönderildiği, götürülen mermilerin, darbe teşebbüsünde kullanılması
amacıyla darbeci askeri personele dağıtılmasının sağlandığı
belirtildi.
Şüpheli Jandarma Okullar Komutanı Tuğgeneral Sadık Köroğlu'nun
kursiyer teğmenlere gece eğitimi yaptırılması emrini verdiği
kaydedilerek, "Bu emir üzerine Jandarma Üsteğmen Muhlis
Koçak'ın şüpheli durumundaki kursiyer teğmenlerin kullanmış olduğu
'Whatsapp' grubuna mesaj atarak tüm teğmenlerin akşam 20.45'te
içtima alanında bulunması gerektiğini belirttiği, saat 20.30-21.00
arasında silahlıkları, Jandarma Kurslar Komutanlığı emrinde görev
yapmayan şüpheli Jandarma Yüzbaşı Ramazan Atım ve şüpheli Jandarma
Yüzbaşı Serdar Acar tarafından açılan depodan alınan silah ve
mühimmatların Subay Temel Kurs Tabur Komutanlığı içtima alanına
getirildiği, saat 21.00 sıralarında içtima alanında toplanıldığı,
bu esnada bir kısmı Jandarma Okullar Komutanlığında görevli, bir
kısmı da başka karargahlarda görevli olan sivil ve eğitim elbiseli
çeşitli rütbelerden şüphelilerin askeri darbe kapsamında
kendilerine verilen görevleri yerine getirmek ve darbeye iştirak
etmek amacıyla içtima alanına geldikleri belirlenmiştir"
tespitine yer verildi.
DARBENİN BAŞARISIZ OLACAĞINI ANLAYINCA EMİRLERİ İMHA ETMİŞLER
İddianamede, "16 Temmuz 2016 günü saat 04.00'den sonra
şüpheli Ramazan Akkuş ve şüpheli Onur Demirel'in kalkışmaya ilişkin
görevlendirme listesinin bulunduğu evrakı 2'nci JATEK Tabur
Komutanlığı Bilgi Aktarma Merkezinde bulunan kağıt kırpma
makinesinde kırparak, bilahare Subay Temel Kurs Komutanlığı
bankamatik arkasında yakarak imha ettikleri anlaşılmıştır"
denildi.
İddianamede ifadesine yer verilen şüphelilerden Jandarma Okullar
Komutanı Tuğgeneral Sadık Köroğlu, olay günü saat 19.00'da eve
gittiğini, bir süre sonra şüphelilerden Binbaşı Tarık Görener'in
telefon ile kendisini arayarak çok önemli gelişmeler olduğunu
söylemesi üzerine karargaha geri döndüğünü söyledi. 21.15
sıralarında Jandarma Okullar Komutanlığına vardığını belirten
Köroğlu, Binbaşı Tarık Görener ve Yarbay Ali Bozgeyik'in orada
olduğunu, sadece Görener'in olay günü görevli olduğunu, Bozgeyik'in
arada bulunması için herhangi bir nedeni ve görevinin olmadığını
kaydetti. Eski Kurmay Başkanı Kurmay Albay Özkan Doğanay'ın
vedalaşmak için Jandarma Okullar Komutanlığına geldiğini, eski
kurmay başkanı olduğu için her şeyi bildiğini belirterek,
"Yeni kurmay başkanının Jandarma Okullar Komutanlığına
gelmesi zaman alacaktı. Ben de Özkan Doğanay'a emirlerimi verdim.
Bu sırada sıkıyönetim emrinin Jandarma Okullar Komutanlığına tebliğ
edildiğini gördüm. Ben aynı okulda bir üst göreve sıkıyönetim
emrinde görevlendirilmiştim. Özkan isimli albaya mevzileri takviye
etmesini söyledim. Nizamiyeleri takviye ettirdim. Jandarma Genel
Komutanlığına 3 tim takviye istediler. Ben de kurmay başkanından bu
timleri Beştepe'deki harekat merkezine göndermesini istedim. Orada
hangi olaylara karıştıklarını ve faaliyetlerini
bilmiyorum" diye konuştu.
"OLAYLARI TELEVİZYONDAN İZLEDİM VE GÖRDÜM"
Darbe girişimine iştirak etmediğini öne süren Köroğlu,
"Benim bulunduğum Jandarma Okullar Komutanlığında herhangi
bir çatışma yaşanmadı. Jandarma Okullar Komutanlığından üç tim
dışında takviye gidenler olup olmadığını kesin olarak bilemiyorum.
Olay günü gece eğitimi vardı bu gece eğitimine Jandarma Okullar
Komutanlığındaki öğrenciler silahlı ve mühimmatlı çıkmışlardı.
Mühimmat sonradan kendilerine verilmiştir. 16.07.2016 günü sabahı
ben mühimmatları ve silahları depoya aldırdım ve ortadan kaldırdım.
Bunlar eğitim amacıyla birliklerden çıkarılmıştı. Darbe yapmak için
çıkarılmamıştı. Jandarma Harekat Merkezine gönderilen üç timle
ilgili irtibatları Özkan Doğanay sağladı. Ben kimse ile irtibat
kurup herhangi bir faaliyette bulunmadım. Bütün irtibatları Özkan
Doğanay gerçekleştirdi. Olayları televizyondan izledim ve gördüm.
Ne olduğunu ben de anlayamadım. Bana daha önceden kimse ulaşıp
askeri bir darbe yapılacağını söylemedi. Askeri darbeyi yapanların
mevcut iktidarı yıkmak için bu faaliyeti gerçekleştirdiğini
düşünüyorum. Jandarma Okullar Komutanlığında da her yerde olduğu
gibi Fetullahçı bir yapılanma vardır ancak bunlar darbe yapabilir
mi bilemiyorum. Benim bu grupla herhangi bir bağım yoktur"
diye konuştu.
İddianamede, Köroğlu'nun makam odasında yapılan aramalar
neticesinde, üzerinde "Sikorsky" ibaresi bulunan
siyah kaplı ajandanın bulunduğu belirtilerek, "Ocak 3 Salı
ibareli sayfası incelendiğinde el notu ile yazılan ‘Timurcan'dan
alınacak çalışma' ibaresinin görüldüğü, Timurcan isimli şahsın
15.07.2016 tarihinde Akıncılar Hava Üssünde yakalanan tuğgeneral
Timurcan Ermiş isimli darbeci olduğu, adı geçen şahsın 14.07.2016
tarihinde Jandarma Okular Komutanlığına sivil olarak geldiği ve
şüpheli Sadık Köroğlu ile görüşme yaptığı ifadelerden tespit
edilmiştir. Yine aynı ajandanın Şubat 16 Perşembe ibaresi ile
başlayan sayfanın baş kısmında 05 Aralık 2014 ibaresinin bulunduğu
devamında üzeri sarı renkli fosforlu kalemle çizilmiş
‘Sorumluluklarımız ve yetkilerimiz belli, mevzuat açık her şeyi üst
makama sorma hastalığımızdan vazgeçmeliyiz yetkilerimizi yerinde,
zamanında ve tam olarak kullanmalıyız, yetkilerin kullanılması
yasal zorunluluktur' ibaresinin bulunduğu, aynı ajandanın Şubat 28
Salı ibaresi ile başlayan sayfası incelendiğinde ‘Sayın Genel
Kurmay Başkanı 01 Aralık 2014' ile başlayan yazının devamı olan
Mart 5 Pazartesi ibaresi bulunan sayfanın ilk paragrafında
‘Devletin Paraleli etniği, din işi olmaz, paralel yapıyla herkesten
önce TSK mücadele etmeye başlamıştır" şeklindeki yazı ele
geçirilmiştir" ifadelerine yer verildi.
İddianamede, şüpheli Köroğlu hakkında yapılan soruşturma ve
toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucunda, şüphelinin darbe
girişimi esnasında karargah binasında emri altında olan personele
emirler vererek, darbe faaliyetleri kapsamında karargaha giriş ve
çıkışlarını kontrol altına aldırdığı tespitine yer verildi. Önceden
hazırlanan plan ve yapılan iş bölümü uyarınca Köroğlu'nun emri
altına verilen teğmenleri tertipleyerek, karargahın ele geçirilmesi
ve kontrol altına alınması amacıyla yönlendirdiği, akabinde tüm
gece boyunca ve sabah saatlerinde mahiyetindeki şüphelileri kontrol
altında tutmak suretiyle darbe girişimine yönelik eylemlerine devam
ettiğinin belirlendiği kaydedildi. Darbe girişimi tarihinden bir
gün önce Jandarma Okullar Komutanlığı Karargah Binasına gelen
darbeci konumundaki Konya Jandarma Bölge Komutanı olan Tuğgeneral
Timurcan Ermiş ile darbe faaliyeti hakkında görüşmeler yaptığının
anlaşıldığı vurgulandı.
BYLOCK KULLANICISI OLDUĞU TESPİT EDİLDİ
Darbe girişiminin başarılı olması halinde atama listesinde
Köroğlu'nun korgeneral rütbesi ile Jandarma Eğitim Komutanlığına
atamasının yapıldığı belirlendiği kaydedilerek, Köroğlu'nun ByLock
kullanan şahıslar arasında isminin geçtiğini tespit edildiğine yer
verildi.
DARBE GİRİŞİMİ GECESİ YOĞUN TELEFON TRAFİĞİ
İddianamede, "Şüpheli Sadık Köroğlu'nun, kendi odasında ve
Jandarma Kurmay Albay Özkan Dağanay'ın makam odasında bulunan
dahili hatları kullanarak Akıncılar Kışlası, Jandarma Genel
Komutanlığı, Beştepe Karargahı ve Nizamiyeler dahil olmak üzere pek
çok telefon görüşmesi yaparak talimat verdiği MEBS bölümünden
alınan dahili hatların incelenmesinden tespit edilmiş ve hazırlanan
tutanak dosyasına eklenmiştir. Darbe teşebbüsünün bastırılması ve
başarısız olması üzerine 16.07.2016 günü sabah saat 07.00
sıralarında ikametine yapılan operasyon neticesinde yakalanarak
Ankara İl Emniyet Müdürlüğüne teslim edildiği tespit edilmiştir.
Böylelikle Fetullahçı Terör Örgütünün planlayıp, sevk ve idare
ettiği darbe teşebbüsü fiillerine ‘fail' olarak katıldığının sabit
olan şüphelinin, darbeye teşebbüs eylemlerine bu şekilde katılan
şüphelinin ‘örgüt üyesi' olarak da kabullerinde zorunluluk
bulunduğu anlaşılmıştır" tespitlerine yer verildi.
(Abdullah Sarıca/İHA)