"3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz"
Başbakan Binali Yıldırım, "2017'de dünyada Çin ve Hindistan'dan sonra en fazla büyüyen ülke Türkiye'dir. 2017 yılında büyüme oranımız 6 ile 7 arasında bir noktaya ulaşmış olacak. Bu orta vadeli planla 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, "2017'de dünyada Çin ve
Hindistan'dan sonra en fazla büyüyen ülke Türkiye'dir. 2017 yılında
büyüme oranımız 6 ile 7 arasında bir noktaya ulaşmış olacak. Bu
orta vadeli planla 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme
hedefliyoruz" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, ‘Antalya Kentsel Dönüşüm ve Stratejik
Yaklaşımlar Kurultayı'na katıldı. Başbakan Yıldırım'ın katıldığı
kurultayda Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Çevre ve
Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan,
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Antalya Valisi Münir
Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, AK
Parti Antalya Milletvekilleri Gökçen Özdoğan Enc, Hüseyin Samani,
Mustafa Köse ve Atay Uslu, AK Parti Antalya İl Başkanı Rıza Sümer,
AK Partili ilçe belediye başkanları yer aldı. Başbakan Yıldırım,
"2017'de dünyada Çin ve Hindistan'dan sonra en fazla
büyüyen ülke Türkiye'dir. 2017 yılında büyüme oranımız 6 ile 7
arasında bir noktaya ulaşmış olacak. Bu orta vadeli planla 3 yıl
içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz" dedi.
"DÜNYADA SADECE DEVLETLER YARIŞMIYOR, ŞEHİRLER DE
YARIŞIYOR"
Dünyanın gelişme hızı ve Türkiye'nin geldiği seviye göz önüne
alındığında şehirlerin çok büyük hedeflere ulaştırılmasının zaruri
olduğunu söyleyen Başbakan Yıldırım, dünyada sadece devletlerin
yarışmadığını ve şehirlerin de yarıştığını belirtti. Şehirlerin
kadim değerlerini koruyarak çağın getirdiği şekilde yeniden ele
almaları gerektiğini belirten Yıldırım, "Cumhurbaşkanı'nın
ısrarla söylediği bize verdiği bir hedef var, yatay mimariyi tercih
edin. Daha insani ve ruhu olan, insanların birbiri ile kaynaşması
için yatay mimari ve geniş alanlar herkesin özlediği bir şeydir.
Kültür dokumuzun korunmasını şehircilikle olmazsa olmaz önceliğimiz
olarak görüyoruz. Çocuklara, gençlere, kadınlara, engellilere,
bütün vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde
planlama mecburiyetiz var" şeklinde konuştu.
"HER YIL 500 BİN KONUTUN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ LAZIM"
15 yıl önce büyük bir kentsel dönüşüm seferberliği başlattıklarını
dile getiren Başbakan Yıldırım, depremin yıkıcı etkilerini bilen
bir millet olduklarını ifade etti. Yıldırım, "Depremi
yaşayan biri değilim ama Erzincan depremini bilen biriyim. Babaanne
ve anneannemin nasıl yıkım ile karşı karşıya kaldığını hep
dinledim. Babamın halası bir hafta sonra sağ salim tesadüfen
çıkarıldı. Erzincan 1939'da yerle bir oldu. Şimdiki Erzincan, eski
Erzincan değil. Şehir depremden sonra kuzeye taşındı. Deprem
öldürmüyor ama depreme hazırlıksızlık öldürüyor. Depreme hazır
olmak için çok ama çok sıkı çalışmamız lazım. Zaman çok geniş değil
ama mutlaka deprem olacak. İstatistikler bunu gösteriyor. Her yıl
500 bin konutun dönüştürülmesi lazım. 7,5 milyon yapının yeniden
yapılması lazım. Türkiye'nin yapı stoku 20 milyon civarında.
Binaların üçte biri ya ruhsatlı ya da planlara, projelere uygun
yapılmamış ya da depreme karşılamayan yapılar. Bütün bunları
dikkate aldığımızda bugünkü performansımız yeterli değil"
dedi.
"SON 15 YILDA HİÇ KRİZE GİRMEYEN SEKTÖR İNŞAAT
SEKTÖRÜDÜR"
TOKİ başta olmak üzere çok ciddi çalışmaları olduklarını söyleyen
Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Milletvekili olduğum İzmir'de yapıların yüzde 62'si
dönüşüme tabi yapılardan oluştu. Onlarca yılın getirdiği sorunu hal
etmek için yine 40-50 yıla ihtiyaç var. Ancak bu kadar zaman yok.
Bu dönüşümü 15 yıla sığdırmamız gerekiyor. Kaynak kendi kendini
finansal edecek potansiyele sahip. Büyük şirketler var. Bu dönüşümü
en güzel şekilde yapabilme kabiliyetine sahibiz. Başka ülkelerde
inşaat sektörü o kadar dinamik değil. Bizde son 15 yılda hiç krize
girmeyen sektör inşaat sektörüdür. İnşaat sektörü deyip geçmeyin.
Tepeden tırnağa bütün sektörü etkiliyor."
"SİYASET HER ZAMAN HAKİKAT İLE ÖRTÜŞMÜYOR"
TOKİ'nin son 14 yıl içinde kentsel dönüşüme yönelik 17 milyar
liralık ihale gerçekleştirdiğini söyleyen Başbakan Yıldırım,
kentsel dönüşüme tabi yapılan işlerin yüzde 38'e çıktığını ifade
etti. 81 ilde dönüşüme tabi tutulması gereken yapıların tespitinin
yapıldığını söyleyen Yıldırım, "Siyaset her zaman hakikat
ile örtüşmüyor. Kentsel dönüşüm dediğimizi zaman siyasi rakipler
rantsal dönüşüm niyetin var diyor, niyet okumaya başlıyor. Böyle
bir şey yok, tartışma ile işin özünden çıkıyor. Zaman kaybı oluyor.
Zaman kaybının değeri paradan daha değerli. Parayı kaybedersiniz
tekrar kazanırsız, zamanı tekrar kazanma şansınız yok. Her gün
hesabınızda 86 bin 400 saniye yatıyor. Ertesi gün bakiye sıfır.
Parada kullandığınız miktarı gidiyor geri kalan öbür güne
devrediyor. Lüzumsuz işleri bir tarafa bırakıp memleket için aynı
noktaya kilitlenmemiz lazım" dedi.
"HEPSİNİ TOKİ YAPSIN DİYE BEKLEMEYECEĞİZ"
Kentsel dönüşümdeki temel prensibin yerinde dönüşüm olduğunu
söyleyen Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Vatandaş bu iş geleceğim için iyi bir iştir demeli.
Vatandaşı bu noktaya getirmeden, emir vaki ile zorla dışarıyı
çıkarttığınız zaman onu anlamaz. Hayal satmak zordur. Aynen Bizin
16 Nisan'da gibi hayırcılar mevcudu anlatır, biz geleceği anlattık.
Bizim işimiz zordu. Biz zoru başardık. Bu işin 2 yolu var.
Vatandaşın rızası alınacak ve yerinde dönüşüm yapılacak. Ya da
rezerv alanında dönüşümü yapıp vatandaşı oraya götürüp
göstereceğiz. Bunu yapınca iş daha kolay oluyor. Ama bunu her yerde
yapma şansımız yok. Büyükşehirlerde alan yok. Sadece depreme
dayanıklı bina yapmakla kalmayacağız. Burası bir yaşam alanına
dönüşecek. Eğitim ve yeşil alanları, sosyal tesisleri ile adeta bir
külliye gibi eser ortaya koymamız gerekiyor. Bu hedefi
gerçekleştirmek için uzun bir zaman yok. İşi dağıtacağız. Hepsini
TOKİ yapsın diye beklemeyeceğiz, kuralları koyduktan sonra herkes o
çerçevede yapacak. İstihdam da oluşturacak, piyasa hareketlilik
devam edecek."
"HARÇ MUAFİYETİ YÜZDE 150'YE ÇIKARTILACAK"
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kentsel dönüşümde harç
muafiyetinin yükseltme kararı aldığını ifade Başbakan Yıldırım,
harç muafiyetinin yüzde 150'ye çıkartılacağını belirtti. Yıldırım,
"Malikleri yapılan yardımlarda hak kaybını gidermek
amacıyla ikamet şartını kaldırıyoruz. İkamet ediyorsan verilecek
yoksa verilmeyecek, böyle bir şey olmaz. Madem bu işi yapacağız
buradaki engelleri kaldırmamız lazım. Eğer bir dönüşümü şehir karar
verilirse burada bu haklardan yararlanma imkanı getiriyoruz.
Gecekondu sahipleri, kiracılar ve mülkiyetini belgelendiremeyenler
veya tapusunu alamayanlarda aynı sorun var. Mülkiyet sorunu yoksa
dönüşüm ihtiyacı yok. Dolayısıyla bir karar alıyoruz ama uygulaya
gelince aldığımız kararların hiçbirinin sahada tatbik imkanı yok.
Bu mağduriyeti gidermek için mülkiyetini belgeleyemeyenlere katkı
vereceğiz. Dönüşüm sürecinde vatandaşı yanlış yönlendirenlere
olduğunu gördük. Maalesef bu yanlış yönlendirilmelerle, hileli
hisseli devirlerle, yurt dışına küçük bir hisse satışı ile tebligat
sorununu oluşturma ve dönüşümün hızını kesme engelleme
girişimlerini gördük. Bu tıkanıklığını önüne geçilmesi için kentsel
dönüşümde bu tebligat oyununun önüne geçilmesi için kentsel
dönüşümde elektronik tebligat uygulamasına geçeceğiz"
şeklinde konuştu.
"KENTSEL DÖNÜŞÜMDE BELEDİYELER ZORLUK ÇEKİYOR"
Kentsel dönüşümle ilgili olarak belediyelerin zorluklar yaşadığını
belirten Başbakan Yıldırım, "Belediyeler dönüşüm konusunda
istekliler, bu sıkıntıları da gidereceğiz. Kredilendirme noktasında
belediyeler limiti dolunca kredi alamıyor. Kentsel dönüşümü hariç
tutacağız. Borçlanma sınırına bunu dahil etmenin anlamı yok.
Kentsel dönüşüm yapan belediyelere hem finans hem kaynak desteği
öngörülüyor. Bürokrasi fazla, bunu azaltmak gerekiyor. Bunun için
de bakanlık bir çalışma başlattı. Dönüşüm alanları için imar askı
planları azaltacak. Alan bazlı dönüşüme teşvik edeceğiz. Planlamayı
başaramıyorsak başarısızlığı planlıyoruz demektir. Daha fazla yeşil
alan, sosyal alanları dikkate alan yaşayan şehirler yapmamız
gerekiyor. Ruh olmazsa binada yaşayanının ruhu sıkılır. Bankalarda
temin edilecek kiraya yardımı sağlamaya devam edeceğiz. Hatta
önümüzdeki yıldan itibaren çok kentsel dönüşüme yönelik faiz
tarifesini devreye sokacağız. Bundan böyle kamu idareleri kendi
aralarında işbirliği protokolü ile kentsel dönüşümü
gerçekleştirecek. Belediyeler birbiri ile çalışabilecekler. Bu
işleri hızlandırmamız gerekiyor Kamunun üstünden kamulaştırma
yükünü azaltmamız gerekiyor. Yol geçen yerin değeri artıyor. Öyle
bir uygulama var ki hem yol geçiyor diye para alıyor, hem de bina
ve arsası değerlendiriyor. Yoldan da yolunu buluyor. Bu haksız bir
şey, eğer orada bir artı değer oluşuyorsa adil bir paylaşıma
ihtiyaç var. Kazanç elde edenlerin katkı sunması lazım"
ifadelerini kullandı.
"DÖNÜŞÜM YERLERİNDE ORANI DÜŞÜRECEĞİZ"
Dönüşüm yapılan yerlerde yüzde 100 mutabakat arandığını ifade eden
Yıldırım, oranı düşüreceklerini dile getirerek, "Yüzde 66
ya da 3/2 oranında karar verilirse böylece dönüşüm kararı alınmış
olacak. Biz bunları yaparken ülkenin geleceği hakkında plan
yapanlar boş durmuyor. Biz hayra onlar şerre çalışıyor. Hayır da
şer de Allah'tan, biz iyi niyetle çalışacağız, milletin yüzünü
güldürmeye devam edeceğiz. Bugüne kadar birçok engel ile
karşılaştık, şimdi başka yollar deniyorlar. Bu ülke bu topraklar
çok büyük sınavlar verdi. Millet en son sınavı 15 Temmuz'da verdi,
bu bayrak inmedi, ülkeyi millet alçaklara teslim etmedi. Bu hesabı
yapanların 1000 kere düşünmesi lazım. Asla hürriyetin taviz vermez.
Egemenlik milletimiz karakteridir" şeklinde konuştu.
"ORTA VADELİ PLANLA 3 YIL İÇİNDE YÜZDE 5,5 ASGARİ BÜYÜME
HEDEFLİYORUZ"
Ekonomi üzerinden Türkiye'nin sıkıştırılmaya çalışıldığını söyleyen
Başbakan Yıldırım, bunu yapanların yeni bir yanlışın içene
girdiğini belirtti. Yıldırım, "İhracatımız artıyor. Bir yıl
içinde 1 milyon 300 bin vatandaşa iş sağladık. Son ekim ayında en
büyük ihracat rakamları ulaştık. Bu dalgalanmalar geçicidir.
ABD'nin ekonomi ile ilgili aldığı kararlar, bölgesel istikrarsızlık
ve gelişmekte olan ülkelerin bazı aleyhte söylemleri kısa süreli de
olsa piyasalarda hareketlenmeye neden oldu. Bu bizim öngördüğümüz
bir şeydi. Türkiye hala göstergelerde dünyanın en önde gelen
ülkeleri arasında yer alıyor. Bütçe açığı kriterlerin altında. Kamu
borcu milli gelirin yüzde 30'unun altında. Endişeye mahal yok. Biz
dalgalanmalara yönelik darbeden sonra Türkiye göçtü filan diye
büyük laflar ettiler. ABD seçimleri oldu bir dalgalanma daha oldu.
2017'de dünyada Çin ve Hindistan'dan sonra en fazla büyüyen ülke
Türkiye'dir. 2017 yılında büyüme oranımız 6 ile 7 arasında bir
noktaya ulaşmış olacak. Bu orta vadeli planla 3 yıl içinde yüzde
5,5 asgari büyüme hedefliyoruz" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de, Türkiye'nin depreme
hazırlanması, yapı stoğunu daha dayanıklı hale getirilmesi amacıyla
bu çalışmanın Cumhurbaşkanı'nın isteğiyle başladığını söyledi.
Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu belirten Özhaseki, son yüzyılda
56 depremde 83 bin insan hayatını kaybettiğini söyledi. Özhaseki,
"Adalar segmentinde eski depremin süresi dolmuş gibi
görünüyor. Bütün bilimsel çalışmalarda 2030'a kadar adalar
açıklarında 7 büyüklüğünde üzerinde deprem olacağı. Böyle bir
deprem bizi büyük bir sıkıntıya sokar. Son büyük depremin üstünden
500 sene doldu ve deprem olacağı bilim adamları hem fikirler.
Kentsel dönüşümle deprem riskini fırsata dönüştürerek ekonomik bir
kazanç olacak. Kendi piyasamıza 150 milyar lira her sene bir giriş
olacak. Konut yapımında 250 sektör çalışma yapıyor. Bu 250 sektörün
yakın zamanda daha hareket hale gelecektir" dedi.
(Adem Akalan-Harun Erdoğdu/İHA)