’’18 Türk hacıya ulaşılamadı’’
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Türk Hacı adaylarının akşam saatlerinde şeytan taşlamaya gittiğini kaydederek, sabah saatlerinde Türk hacıların o bölgeye gitmesinin yasak olduğunu ancak 2 acenteyle gelen 18 hacıya ulaşılamadığını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Türk Hacı adaylarının
akşam saatlerinde şeytan taşlamaya gittiğini kaydederek, sabah
saatlerinde Türk hacıların o bölgeye gitmesinin yasak olduğunu
ancak 2 acenteyle gelen 18 hacıya ulaşılamadığını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Mekke'de düzenlediği basın
toplantısında Mina'da şeytan taşlama sırasında meydana gelen
izdiham ile ilgili basın açıklamasında bulundu. Konuşmasına İslam
dünyasının ve insanlığın Kurban Bayramını kutlayarak başlayan
Görmez, "Tabi gerçekten bugün çok daha Mekke'den büyük bir
sevinç ve müjde toplantısı yapmak isterdim. Dün hacılarımızla
birlikte Arafat'ta dualarımızı birleştirerek bu ibadetin en önemli
rüknünü yerine getirme imkanına sahip olduk. Bugün bayram ama böyle
bir bayram gününde Kabetullah'ta milletimize ve İslam dünyasına
üzücü ve kara haberler veriyor olmaktan çok büyük hüzün duyduğumu
ifade etmek isterim. Öncelikle İslam toplumlarının başı sağ olsun
cenabı hak bu tür musibetleri yaşatmasın diye dua ediyorum.
Maalesef az önce geniş bir toplantı yaparak bizatihi hadisenin
içerisinde bulunanları dinledikten sonra görgü tanıklarının
ifadelerini dikkate alarak sizinle paylaşmak istiyorum. Arafat'tan
ve Müzdelife'den Mina'ya doğru hacı adayları gelirken Cemarat'ta
şeytan taşlayan hacılar ile henüz Müzdelife'den Cemarat'a doğru
gelen hacıların karşılaşması neticesinde büyük bir izdiham yaşanmış
ve bu izdihamda Suudi Arabistan sivil savunmasının az önce verdiği
son rakamlara göre 717 muhtelif ülkelerden gelen hacı kardeşimiz
hayatını kaybetmiş, 863 hacının da yaralı olduğu bildirilmiştir. Bu
sayılar an be an değişiyor maalesef" dedi.
Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 20 yıldır Din İşleri
Yüksek Kurulunun aldığı kararla hac ibadetinin güvenliği açısından,
hac ibadetinin erkanı menasiki içerisinde görülen Müzdelife'deki
gecelemek ile Mina'da gecelemek konusunda sahabeden, bazı
sahabelerine ruhsatları ile amel ederek çok daha kısa bir süre
içinde hacılarımız Arafat'tan Müzdelife'ye, Müzdelife'den Cemarat'a
intikallerini sağladığını kaydederek, "Böyle olduğu içindir
ki iyi ki Diyanet İşleri bu kararı almış. Böyle olduğu içindir ki
bu saatler içerisinde bizim o bölgede bulunan herhangi bir hacımız
olmamıştır. Yani Diyanet İşleri Başkanlığı şemsiyesi altında gelen
hacılarımızdan herhangi birisi bu üzücü hadisenin yaşandığı bölgede
o saatlerde olmamıştır. Bizim kendi talimatlarımıza göre de
herhangi bir hacı adayımızın o saatlerde orada olması
yasaklanmıştır. Ancak buna rağmen 2 seyahat acentemizin hacıları
aynı saate bu hadise içerisinde olmuş ve bu kardeşlerimizden henüz
bazılarından haber alınamamıştır. Her 2 seyahat acentemizin az önce
onlarla toplantı yaptık, her 2'sinden 9 hacımıza henüz
ulaşılamamıştır, 18 Tabi arkadaşlarımız hastanelerde bu
kardeşlerimizin tespiti ile uğraşıyorlar. Yaralılar içerisinde
öncelikle tespit etmeye çalışıyoruz. İnşallah herhangi birisinin
vefat etmemiş olmamasını yüce Rabbim'den niyaz ediyorum"
ifadelerini kullandı.
"CİDDİ YÖNETİM SORUNU VAR"
Haberin alındığı andan itibaren kriz masası oluşturulduğunu aktaran
Görmez, "Seyahat acentelerinin yetkililerini buraya davet
ederek, ilgili seyahat acentelerinin yetkilileri, din görevlilerini
ve kafile başkanlarını da buraya toplayarak bu tespitleri yapmaya
çalışıyoruz. Henüz bu tespitler yapılamadığı için size sağlıklı
bilgi veremiyorum. 18 kadar 2 ayrı seyahat acentemizden hacı
adayımızın o saatlerde o bölgede ancak onlardan ayrılanlar var.
Telefonlarla kendilerine de ulaşılamadığı için şu anda biz
hastanelerde gerekli tespitleri yapmakla uğraşıyoruz. En kısa
zamanda inşallah bu bilgileri netleştirerek size ve milletimize
müjdeli haberler verme arzusu içinde olduğumu ifade etmek
istiyorum. Tabi ki bu sene bu ikinci üzücü haberi veriyoruz
Kabetullah'tan. Önce vinç kazasında 100'ü aşkın hacımız vefat etti,
ülkemizden 8 hacımız hayatını kaybetti. Böyle çok daha üzücü, büyük
bir faciayı haber veriyor olmaktan üzgün olduğumu ifade etmek
istiyorum" dedi.
"MÜSLÜMANLARIN BU KONU ÜZERİNDE ÇOK DURMASI
GEREKİYOR"
90'lı yıllardaki tünel faciasından sonra en büyük facia
denilebilecek bir olay olduğunu söyleyen Diyanet İşleri Başkanı
Görmez, "Biz hac ibadeti esnasında hem Arafat konuşmamızda
hem hacılarımızı aydınlatırken üzerinde durduğumuz en önemli husus
bütün İslam dünyasının 1 insanın 1 müminin kalbinin en az Kabe
kadar değerli ve yüce olduğu fikri ve düşüncesi üzerinde durduk.
Öyle anlaşılıyor ki bütün Müslümanların bu konu üzerinde çok
durması gerekiyor. Yani elbette henüz bütün tahsilatıyla olayın
vuku bulma şekli hakkında bilgi sahibi değiliz. İlk gelen görgü
tanıklarının ifadelerine göre orada her şeyden önce bir yönetim
sorunu var. O insanların sevki idaresinden sorumlu olan
yöneticilerin, oradaki görevlilerin sevki idarede ciddi ihmalleri
olduğu anlaşılıyor. Fakat behemehâl bütün İslam dünyasının, İslam
İşbirliği teşkilatının bu ibadeti 'Nasıl daha güvenli yapabiliriz',
hac ibadetinin güvenliği konusunda bir uluslararası konferans
toplattırarak, toplantı bütün İslam dünyasını davet ederek
yıllardır bu ibadette bize yardımcı olan ve gerçekten de bu
ibadetin kolaylaştırılması için de çok büyük emek sarf eden Suudi
Arabistan ülkesindeki kardeşlerimize nasıl yardımcı olabileceğimizi
behemehâl ele alma zarureti hasıl olmuştur. En azından İslam
İşbirliği Teşkilatına üye bütün ülkelerin hac bakanlarını, din
işleri bakanlıklarını, diyanet işleri başkanlığını, o ülkelerin bu
konularla ilgili olan kurumlarını, müesseselerini davet ederek hac
ibadetinin güvenliğini yeniden ele almamız gerektiğini ben ifade
etmek isterim" açıklamasını yaptı.
"GENİŞ MEKANLAR OLDUĞU HALDE İZDİHAMIN NASIL MEYDANA
GELDİĞİNİ ANLAMAKTA ZORLANIYORUM"
Cemarat adının verildiği şeytan taşlama bölgelerde daha önce
genişletme çalışmalarının yapıldığını kaydederek, "Sizler
de müşade etmişsinizdir. Arkadaşlar az önce olayı yaşayanların
anlatırken gerçekten o kadar geniş mekanlar olduğu halde bu
izdihamın nasıl meydana geldiğini ben şahsen anlamakta zorluk
çekiyorum. Yani bütün bu açılardan yeniden iki hususu ifade etmek
isterim. İnsanın değeri, bir canın değerinin ne kadar kıymetli
olduğu, İslam'ın nazarında bir kalbin, bir insanın Kabetullah kadar
değerli olduğu, mutlaka ele alınması gerekiyor ve behemehâl hac
ibadetini daha büyük bir güvenlik içerisinde nasıl yapılması
gerektiği ile ilgili bir çaba ve gayret olduğunu düşünüyorum. Bütün
vefat eden Müslüman kardeşlerimize, mesela az önce İran Hac
Bakanlığı ile yaptığım görüşmede onların vefat sayısı 49 ve 100'e
kadar yaralı olduğunu söylediler. Afrika'dan pek çok ülkede gelen
hacı kardeşimizin vefat ettiğine şahit oluyoruz. Böyle bir bayram
gününde zaten alem-i İslam'ın hüzünle kutladığı bir bayram gününde
Kabetullah gibi bir yerde böyle bir haberi vermekte çok üzgün
olduğumu ifade etmek istiyorum" dedi.
"ARAFAT'A İNTİKAL EDEN 4 HACI HAKKIN RAHMETİNE
KAVUŞTU"
Görmez, yaralıların durumlarında sorun görünmediğini kaydederek,
"Doktorlarımız onlara ulaştı, onların pek çoğu otellerine
intikal de etti. Yani küçük bir takım tedavilerinden sonra
otellerine intikal etti ama bu 18 kardeşimizden en kısa zamanda
müspet haberlerle karşınızda olmayı umut ediyorum" dedi.
Görmez olayın oluş şekli ile ilgili olarak, "Müzdelife'den
Cemarat'a gelen o insan akını ile Cemarat'tan tekrar Müzdelife'ye
tekrar Mina'ya dönen hacı adaylarının karşılaşması neticesinde
oluyor. Aslında hem sağdan hem soldan iki koldan Cemarat'tan
Mina'ya doğru hareket olunca Müzdelife'den Cemarat'a doğru gelen
hacılar 2 ayrı grubun arasında kalarak bu sıkışma oluyor. Benim
yine arkadaşlardan edindiğim bir bilgiye göre pek çok hacı adayı
tekerlekli sandalye ile geliyorlar. Bilhassa tekerlekli sandalyeler
ile gelenler ile yürüyenlerin karşılaşması sonucunda önce düşmeler
arkasından çok büyük bir izdiham olunca maalesef altta kalan
hacılar olmuş. Bu vesile ile bir hususu daha izah etmek istiyorum.
Ben milletimizin kalbinde Kabetullah'a karşı nasıl aşk olduğunu,
nasıl bir sevgi olduğunu biliyorum. Ama tekrar tekrar ifade
ediyorum. Bu hac ibadeti gençken yapılacak bir ibadettir. Yani
bilhassa 60-70 yaşlarımızdan sonra tekerlekli sandalyelerle, koltuk
değneklerle, ağır hastalarla yapılabilecek bir ibadet
değildir" dedi.
"İZDİHAMIN NEDENİ KÖPRÜ DEĞİL"
Bir sağlık raporu almadan herhangi bir hacının ibadet için
getirilmemesi gerektiğini vurgulayan Görmez, olayın sabah 08.30
civarında başladığını ama her şeyin 08.30 ile 09.00 arasında
cereyan ettiğini kaydetti. Görmez, köprünün çökmesine dair
iddiaların bulunduğu sorusuna, "Üzülerek belirteyim köprü
değil. Düz bir yol ancak yolun kenarında malumunuz Mina'daki
gecelemeleri sağlamak için yapılmış çadırlar var. O çadırların
araları ile o yol birleşiyor. Oradan çıkan hacılar ile yoldan gelen
hacıların karşılaşması da burada ayrıca bir izdihama yol
açmıştır" ifadelerini kullandı.
Sağlık ekibinin, doktorların, Diyanet İşleri Başkanlığı'nda çalışan
herkesin seferber olduğunu ifade eden Görmez, "TURSAB'la
irtibattayız. İlgili seyahat acentelerinin sahipleri takipleri
yapıyor. Dört koldan bu takibi yapmaya devam ediyoruz"
şeklinde konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak sorunları dikkate alarak hacılara
bu ibadeti topluca yaptırdıklarını kaydeden Görmez,
"Talimat namemizde o saatlerde herhangi bir hacının şeytan
taşlamada olması yasaktır. Biz daha çok belli zamanlarda daha çok
kalabalığın sakin olduğu zamanlarda hocalarımızın rehberliğinde
götürüldüğümüz için herhangi bir sorun yaşanacağını zannetmiyorum.
Ayrıca bilhassa yaralılar içinde kendi hastanemizde bir kan bağışı
kampanyası başlatabiliriz. Bunu hacılarımızı duyurmak isterim.
Yaralı kardeşlerimize acil kan ihtiyacı söz konusu ise ilgili
makamlarla irtibatta olarak bu yardımı yapma düşüncesi içinde
olduğumuzu ifade etmek isterim. Şu anda ağır yaralı denebilecek
yaralı bize gelmiş bilgiler içinde yok. Az önce bir hocamız
parmağını kan kaybına uğratmış onun gibi şeyler olmuş"
ifadelerini kullandı. Görmez, "Sıcaktan dolayı değil ama
Mekke'de hastanedeyken Arafat'a intikal eden 4 hacımız ayrıca
Arafat esnasında, öncesinde ve sonrasında hakkın rahmetine kavuştu.
Onlara da Allah'tan rahmet diliyorum" açıklamasını
yaptı.
(İHA)