"140 yıllık geleneğimize aykırılık teşkil ediyor"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partili cumhurbaşkanı konusuna ilişkin "Bizim bugüne kadar oluşan 140 yıllık geleneğimize aykırılık teşkil ediyor" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partili cumhurbaşkanı
konusuna ilişkin "Bizim bugüne kadar oluşan 140 yıllık
geleneğimize aykırılık teşkil ediyor" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon kanalında gündeme
ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, 7 Aralık'ta çoklu
organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybeden eski TBMM Başkanı
İsmet Sezgin'i bürokrat olarak ve siyasette de uzun yıllar
tanıdığını belirterek, "En son Şavşat'tan Ardanuç'a
giderken PKK saldırısına maruz kalmıştık, o zaman İsmet Bey beni
telefonla aramıştı. En son konuşmamız o olmuştu. Bizim
siyasetimizde hoşgörünün timsali olarak görülür İsmet Sezgin.
Herkesin İsmet ağabeyi olarak tanınır. Bu tür siyaset adamlarına
bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Toplumu germeyen,
toplumun sevecenliğiyle, hoşgörüsüyle topluma mesaj veren bir
siyaset anlayışına ihtiyacımız var. Kendisini bugün sonsuzluğa
uğurladık. Geride bir hoş sada bırakıyorlarsa insanlar topluma
karşı görevlerini yapmış oluyorlar. İsmet Sezgin uzun yıllar
Cumhuriyet Halk Partisini rakip olarak gören bir siyaset anlayışına
sahipti. Bir ara konuşurken dedi ki 'Bir gün gelecek ben CHP'ye oy
vereceğimi düşünemezdim ve kimse bunu söylediğinde asla
inanamazdım. Ama ben bunu da yaptım' diye söylemişti bana.
Kendisine teşekkür etmiştim. Cumhuriyetle, demokrasi ile, Mustafa
Kemal Atatürk'le bir sorunu yoktu. Dolayısıyla siyasi görüşler
farklı ama sonuçta Cumhuriyeti, demokrasiyi, parlamenter demokratik
sistemi savunan önemli ve ender siyaset adamlarından
birisiydi" ifadelerini kullandı.
"DÜNYANIN HANGİ ÜLKESİNDE OHAL OLAN BİR ÜLKEDE ANAYASA
DEĞİŞİYOR?"
Anayasa konusunda AK Parti-MHP arasında uzlaşının sağlandığı
hatırlatılarak, CHP'nin penceresinden Cumhurbaşkanlığı sisteminin
nasıl göründüğü sorusu üzerine Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
"Sayın Erdoğan 2002'den beri Türkiye'yi yönetiyor değil mi?
Bir sorun yoktu. Ne zaman çıktı bu? Cumhurbaşkanı olduktan sonra
çıktı. Biz kişiye mi koltuk bulacağız, yoksa Türkiye
Cumhuriyeti'nin var olan parlamenter demokratik sistemimizi mi
güçlendireceğiz? İçeriğinde ne var bilmiyoruz. Metin olmadan bizim
düşüncelerimizi ifade etmemiz çok doğru değil. Bir görelim bakalım
ondan sonra oturur tartışırız. Anayasa Komisyonuna, Meclis Genel
Kuruluna zaten gelecek. Yapılan bir rejim değişikliğidir, sistem
değişikliği değildir. Bu ülkenin 140 yıllık parlamenter sistem
geleneği var mı? Var. Aksayan yönleri düzeltilebilir. Biz bunlardan
tamamen vazgeçeceğiz. Bir kişi için oturacağız tüm rejimi
değiştireceğiz. Bu doğru değil. Anayasalar bütün demokrasilerde
toplumsal uzlaşma belgeleridir. Anayasalar bir partinin mutfağında
hazırlanmaz. Bir partinin mutfağında hazırlanırsa toplumsal uzlaşma
belgesi olma niteliğini kaybeder. Geçmişte referanduma gittik. AKP
bir anayasa taslağı hazırladı, kabul gördü. Yargı bağımsızlığı
askıya alındı. Sadece Yargıtaya 160 militan atandı. Eğer o anayasa
bir toplumsal uzlaşı belgesi olsaydı, parlamentoda tartışılsaydı
belki biz 15 Temmuz olaylarını hiç yaşamayacaktık. Dünyanın hangi
ülkesinde OHAL olan bir ülkede anayasa değişiyor? Anayasa
değişikliğinde rahmetli Ecevit toplumsal uzlaşmayı sağlamak için
olağanüstü bir gelenek başlattı. Neydi o gelenek? Her partiden eşit
sayıda milletvekili Anayasa Uzlaşma Komisyonu çerçevesinde bir
araya gelecek. İç tüzükte bunun yeri yok. AK Parti, Anayasa Uzlaşma
Komisyonu belirledi. Geçen yasama döneminde 60 madde üzerinde bir
uzlaşmada sağlandı. Tümüyle rededildi, tümüyle kendi dayatmaları
desek doğru olmaz. Türkiye anayasa değişikliğiyle bir rejim
değiştiriyor, daha baskıcı bir yönetim gündeme geliyor. Devletin
sigortası ortadan kalkıyor. Cumhurbaşkanlığı devletin sigortasıdır.
Bir evde sigorta atarsa karanlıkta kalırız. Cumhurbaşkanı siyasi
taraf olacak. Nerede cumhurun başkanı olacak? Kendi partisinin
cumhurunun başkanı olacak. Halkı kandırmasınlar. Önümüzdeki
günlerde ayrıntıları tartışılır."
"BİZİM BUGÜNE KADAR OLUŞAN 140 YILLIK GELENEĞİMİZE
AYKIRILIK TEŞKİL EDİYOR"
"Partili cumhurbaşkanı, partisinin genel başkanı
cumhurbaşkanı fikri size ne ifade ediyor?" sorusuna
Kılıçdaroğlu, "Bizim bugüne kadar oluşan 140 yıllık
geleneğimize aykırılık teşkil ediyor. Kenan Evren'in koyduğu
kuraldan hiçbir farkları yok. Aynı kuralları yeniden tahkim ederek
koymak istiyorlar. Sistemin aksayan yönleri var. Düzeltmemiz
gerekir. Bir araya gelip düzeltelim" yanıtını verdi.
"330'UN ALTINDA OLURSA GİTMEZ"
Referandum fikriyle ilgili ise Kılıçdaroğlu, "Hukuk
kuralları içerisinde bu çalışır. 330'un altında olursa gitmez. 82
Anayasası yüzde 92 oyla kabul edildi. Yüzde 92 halk 1982
Anayasası'na evet dedi. Olağanüstü kurallar vardı. Demokrasi
askıdaydı, şimdi yine demokrasi askıda. Hangi demokrasiden söz
ediyoruz biz. Hapishanelerinde 146 gazetecinin tutuklu olduğu bir
ülkede demokrasiden söz edebilir miyiz? Birbirimizi kandırmayalım.
Türkiye bu kafayla giderse ve bu kafayla yönetilirse çok daha büyük
sorunlara gebe olur Türkiye" değerlendirmesinde
bulundu.
"AMA ÖYLE MİLLETVEKİLLERİ VAR Kİ TEKLİFİ GÖRMEDEN BOŞ
KAĞIDA İMZA ATIYORLAR"
Meclis Genel Kurulunda teklifin 330'u bulabileceğini düşünüp
düşünmediği sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, milletvekillerinin kendi
iradesinin her milletvekili sandığa giderken ülkeyi düşünmek
zorunda olduğunu ifade ederek, "Ama öyle milletvekilleri
var ki teklifi görmeden boş kağıda imza atıyorlar. Bu boş kağıda
imza atan milletvekilleri akıllarını kime kiraya verdiler? Boş
kağıda neden imza atarlar. Milletvekili kendi geleceğini bir kişiye
ipotek etmiştir. Eğer boş kağıda imza atan bir milletvekili ‘ben
imza atmazsan bu boş kağıda önümüzdeki seçimlerde üstüm çizilir'
kaygısı içinde imza atıyorsa ona milletvekili de denmez. Bu boş
kağıdı imza atanlar yarın referandum olduğunda millete ne
diyecekler,'sizde gözünüzü kapatın imza atın' diyecekler. Bırakın
Türkiye'yi başkaları düşünsün siz kendi keyfinize bakın gidin
‘evet' oyunu kullanın diyecekler. Türkiye'nin geleceği konusunda
emin olan ciddi kaygılarım var. Sokaktaki vatandaş aynı kaygıları
taşıyor" dedi.
"ÇOK BASİT, PARLAMENTER DEMOKRATİK SİSTEMİMİ İSTİYORUZ
YOKSA İŞLEVİ OLMAYAN, YARGININ BÜTÜN GÜÇLERİN TEK KİŞİNİN ELİNDE
TOPLANDIĞI BİR SİSTEM Mİ İSTİYORUZ"
Halka sistem değişmemeliyi CHP'nin nasıl anlatacağı sorusuna
Kılıçdaroğlu, "Çok basit, parlamenter demokratik sistemimi
istiyoruz, yoksa işlevi olmayan, yargının bütün güçlerin tek
kişinin elinde toplandığı bir sistem mi istiyoruz. O sisteme
diktatörlük diyoruz. Bunun örnekleri Hitler'dir, Mussolini'dir.
Önce bir metin çıkacak onu görmeden bir şey söylemiyoruz ama
başkanlık sisteminin öngörülen yasama, yargı ve yürütmenin
ayrışmadığı bir sistem Türkiye'yi felakete götürür. Bu tarihte
onlarca, yüzlerce örneğini gördüğümüz uygulamalara Türkiye'yi
sürüklemiş olur" açıklamasında bulundu.
(İHA)