"10 evladım olsa bu vatan için feda ederim"
15 Temmuz darbe girişiminde sivil kıyafet ile Genelkurmay Başkanlığı önünde darbecilere karşı koyarken başından aldığı kurşunla vurulduktan sonra ölen ve şehitlik unvanı verilmeyen, iki gün önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şehit olduğu açıklanan şehit Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş'ın annesi Bilsen Dağdaş "10 evladım olsa yine gönderirim" dedi.
15 Temmuz darbe girişiminde sivil kıyafet ile Genelkurmay
Başkanlığı önünde darbecilere karşı koyarken başından aldığı
kurşunla vurulduktan sonra ölen ve şehitlik unvanı verilmeyen, iki
gün önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şehit olduğu
açıklanan şehit Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş'ın annesi
Bilsen Dağdaş "10 evladım olsa yine gönderirim"
dedi.
15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
‘Sokağa çıkın' çağrısı sonrası Genelkurmay Başkanının rehin
alındığını öğrenen Kara Harp Okulu Bando Bölük Komutanlığında
görevli Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş, sivil kıyafetle
Genelkurmay Başkanlığı'nın önüne gittiğinde başına isabet eden tek
kurşunla hayatını kaybetmişti. Ölüm nedeni belirlenemeyen Dağdaş'ın
cenazesi Muğla'da tören yapılmadan toprağa verilmişti. 15
Temmuz'dan 4 gün önce Muğla'ya taşınan Dağdaş'ın ailesi darbe
girişimi sonrası oğlundan haber alamayınca Ankara'ya gitti. Anne
Bilsen Dağdaş, uzun süre yaptığı araştırma sonunda olaydan 6 gün
sonra oğlunun Ankara Adli Tıp Kurumu'nda kimliksiz cenazeler
arasında olduğunu öğrendi. Anne Dağdaş alınan DNA örneği sonrası
oğlunun cenazesine ulaştı. Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş'ın
darbeci askerlerden birisi olabileceği şüphesiyle ilk başta şehit
sayılmadı.
Anne Dağdaş'ın başlattığı hukuk mücadelesi sonrası Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iki gün önce kamuoyu ile
paylaşılan bilgi notunda "Harp okulunun bando kısmında
görev yaptığı, 15 Temmuz günü darbe girişimi olaylarını öğrendikten
sonra cep telefonunda oluşturduğu Whatsapp arkadaşlık grubunda
arkadaşları ile mesajlaştığı, Genelkurmay başkanının darbeci
askerler tarafından derdest edildiğini örenir öğrenmez darbeci
askerleri engellemek amacıyla sivil kıyafetli olarak Genelkurmay
Başkanlığa gitti, Genelkurmay Başkanlığına intikal ettikten sonra
sivil vatandaşlarla birlikte hareket ederek darbeyi engellemeye
çalıştığı esnada darbeci askerler tarafından ateşli silahla
vurularak yaralandığı, akabinde ise şehit olduğu yapılan inceleme
neticesinde anlaşılmıştır" denildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bilgi notundan sonra şehit
olduğu anlaşılan Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş'ın Muğla'da
oturan ailesini, Muğla Vali Yardımcısı Ekrem Aylanç, Muğla Askerlik
Şube Başkanı Yarbay Erkan Manavoğlu ve Aile ve Sosyal Politikalar
İl Müdür Vekili Hüseyin Erkek evde ziyaret etti.
"10 ÇOCUĞUM OLSA BU VATAN UĞRUNA FEDA EDERİM"
Oğlunun vatansever birisi olduğunu belirten gözü yaşlı anne Bilsen
Dağdaş, ilk başta yanlışların olduğunu, hiçbir zaman devlete olan
inancını yitirmediğini, sonunda oğlunun hakkının verilmesinden
dolayı mutlu olduğunu söyledi. Anne Bilsen Dağdaş, "İçimiz
acısını hiç bir şey durdurmaz ama, Genelkurmay önünde paşasını
kurtarmak için, vatanını kurtarmak için, Cumhurbaşkanını kurtarmak
için mücadele etti. Bundan dolayı onur ve gurur duyuyorum. 10 tane
daha çocuğum olsa bu vatan uğruna bu çocuklarımı feda ederim. Bunu
samimiyetimle söylüyorum. Çünkü bu vatan bizim. Benim çocuğum nasıl
gitti orada gururu ile onuru ile paşası için savaştıysa ben 10 tane
daha çocuğum olsa o çocuklarımı oraya yine gönderirim. O gece orada
ben kendim olsaydım ben de duramazdım ben de çocuğum ile beraber
giderdim. Kaderi buraya kadarmış çocuğumun. Rabbim benden daha çok
seviyormuş demek ki yanına şehit olarak aldı. Şehitlik mertebesi
herkese nasip olmaz, benim çocuğuma da nasip oldu"
dedi.
"ŞEHİT ARKADAŞLARININ YANINA DEFNEDİLSİN"
Şehit Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş'ın annesi, devletten
maddi hiçbir beklentisinin olmadığını dile getirirken,
"Bana Muğla'yı, Ankara'yı versinler hiç birisinde gözüm
yok. Ben sadece manevi olarak bir destek bekliyorum, maddi olarak
hiçbir beklentim yok. Benim çocuğum, yiğidim toprağın altında
aslanlar gibi yatıyor. Benim çocuğumun onuru gururu geri verildi.
Bu beni çok sevindirdi. 15 yıllık manevi hakkı boşa gitmedi. Hilal
olsun ki ona gitti o gece orada şehit oldu. Benim manevi olarak tek
beklentim var. Ailemiz şehit arkadaşlarının yanına defnedilmesini
istiyorlar. O hainleri görmek istiyorum. Onlara iki çift lafım var.
Ne istediler bizim çocuklardan. Ne istedi bu vatan hainleri bizim
çocuklarımızdan. Beni kahreden sadece bu. Keşke o gece evde
oturanlar benim çocuğum gibi aslan gibi sokağa çıksaydı da memleket
için savaşsaydı. O acaba diyenler şimdi utansınlar da başlarını
yere eğsinler. Allah'a yarın hesap verecekler. Benim çocuğumun
günahını aldılar"
"ÇOCUĞUMA SÖZ VERDİM"
Şehit annesi oğluna mezarı başında söz verdiğini belirterek,
"Ben yavruma söz verdim. Hak ettiği mertebeyi alacağıma söz
verdim. Adalet yerini bulacak, Rabbimin adaleti yerine bulacak,
devletimizin adaleti yerini bulacak, sen rahat uyu diyordum. Her
gün mezarı başına gidip her gün konuşuyorum. Rüyamda bana
‘anneciğim videoyu izle' diyordu" dedi.
(İHA)