1 padişah, 12 cumhurbaşkanı gördü
Balıkesir'in Gönen ilçesinde yaşayan emekli öğretmen Kıymet Gazez, bir asrı aşkın ömründe 1 padişah ve 12 cumhurbaşkanı gördü.
Balıkesir'in Gönen ilçesinde yaşayan emekli öğretmen Kıymet
Gazez, bir asrı aşkın ömründe 1 padişah ve 12 cumhurbaşkanı
gördü.
Hayatını eğitime adamış asırlık bir çınar olan 103 yaşındaki Kıymet
Gazez, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle Gönen'de ikamet ettiği
evinde bir asrı aşkın hayatından kesitleri İHA'ya anlattı. Ömrü
boyunca 1 padişah ve 12 cumhurbaşkanı dönemi geçiren Gazez, Atatürk
ile olan hatıralarını anlatırken duygulandı. Gazez, "Ömer
Seyfettin ben Gönen'de doğdum diyor. Ben de onun gibi Gönen'de
doğdum. Şimdi 103 yaşındayım. İlkokula Osmanlıca harfleri ile
Gönen'de başladım. Okula gitmek istemedim. Annem zorla götürürdü.
Birinci sınıftan ikinci sınıfa iltimasla geçtim. Ablam Balıkesir'de
öğretmendi. Ailemle görüşerek benim eğitimime Balıkesir'de devam
etmeme karar verdiler" dedi.
Gönen'de ilkokulu tamamlamasının ardından Balıkesir'de Hacı İlbey
Okulu'nda eğitimine devam ettiğini ifade eden Gazez,
"Okulda beni Cumhuriyet kızı yaptılar. Okullarımızda yerli
malı haftası yapılıyordu. Her şeyimiz yerli malıydı. Yemeklerimiz,
giyimlerimiz yerli malıydı. Daha evvel önlüklerimiz siyahtı. Siyah
kumaş dışarıdan geliyordu. Sonra Sümerbank kuruldu ve gri renkli
önlüklerimizi giymeye başladık. Eskiden bir sınıftan diğer bir üst
sınıfa geçerken hem karne verilirdi hem de sözlü imtihanlar
yapılırdı. Ben de ortaokul bitirme imtihanlarına girerken 3 gün
sürmüştü sınavlar ve sorular Ankara'dan gelmişti. Kapalı zarflarda
gelen sorularda Türkçe, tarih ve matematik soruları vardı. Sınıfta
16 kız öğrenciydik. Arkadaşlarım da çok çalışkandı ama birer
dersten takıldılar. O sene okul bir tek diploma yazdı o da benim
diplomamdı. Ama ben çok üzüldüm, sevinemedim. Balıkesir'de Kız
Ortaokulu'ndan başka kız okulu yoktu. Bütün Balıkesir ben mezun
oldum diye tebrik etmeye geldi" şeklinde konuştu
"EVE GİDEBİLMEK İÇİN ARKADAŞIMDAN BİT İSTEDİM"
Gazez, "İlkokul birinci sınıfta bit muayenesi yapılıyordu.
Başımızı sıraya koyardık. Öğretmenin elinde iki kalem saçlarımıza
bakıyordu. Kafasında bit bulunan arkadaşlarımızı derhal evlerine
gönderiyordu. Bende bit bulunmadığı için evime gönderilmiyordum ama
eve gitmek istiyordum. Arkadaşımdan bit istedim. Tam öğretmen benim
saçlarımı kontrol edecekken arkadaşım kafasından aldığı bit
yumurtasını benim kafama koyuverdi. Öğretmen bunu anladı ama bana
bir şey demedi. Eve gönderdi beni. Çok yaramaz bir çocuktum. Küçük
yaşta babamı kaybettim. Evde 2 ablam ve 2 ağabeyim ve annemle
birlikte ellerinden geldiği kadar beni şımarttılar. Çocukluğum çok
mutlu ve çok yaramazlık yaparak geçti,ama Balıkesir'de gidince
ancak uslandım. Orada ailemden ayrıydım, uslanmak zorunda
kaldım" dedi.
Kıymet Gazez, Mustafa Kemal'i ilk kez gördüğü günleri şöyle
anlattı: "Daha önceleri köşk olarak kullanılan Balıkesir
Kız Ortaokulu'nda eğitim gördüğüm günlerde 1932 yılında Atatürk
Balıkesir'e geldi. Okulumuzu ziyaret etti. Biz 16 kız öğrenciydik.
Atatürk sınıfa girdi. Tahtanın önünden geçti. Okul Müdürümüz Münir
Hayri Egeli Paris'te eğitim görmüş biriydi. Bize çok güzel masalar
yaptırdı. Masalarımızın yanında çantamızı ve kitaplarımızı koymamız
için iki tane raf vardı. Atatürk sınıfa girmeden önce sınıfa
kocaman gri füme renginde bir köpek girdi. Kapıdan girdi bizim
önümüzden geçti. Arkamız boş. Köpek çıktıktan sonra Ata gülerek
içeri girdi ve sabah olduğu için "Günaydın
evlatlar" diyerek tebessüm ederek karşımızdan yürüdü.
Arkasını cama verdi. Ardından içeriye paşalar girdi. Askeri
elbiseleri ile tahtanın önüne diziliverdiler. Benim masam da camın
önündeydi. Bir arkadaşımızı derse kaldırdı. Tahtada şekiller vardı
ve mercekleri inceliyorduk. Elini benim masamın üzerine koydu. Ben
o eli öpmek istedim. Şimdi bile Atatürk yanımdaymış gibi aynı
heyecanı yaşıyorum. Ama öpmedim, öpemedim. Atatürk o gün
Balıkesir'de belediyenin balkonundan halka hitaben konuşma yaptı.
Bütün Balıkesir halkı istasyon meydanına toplandı, Atatürk'ü görmek
ve sesini duymak için. Ertesi gün belediye reisi halkına hitaben
konuştu ve teşekkür etti. Gece boyunca ne bir kötü olay oldu, ne
bir hırsızlık oldu dedi" şeklinde konuştu.
"CUMHURİYETİN 10'UNCU YILINDA YER YERİNDEN
OYNADI"
1933 yılında cumhuriyetin 10. yıl törenleri için Ankara'ya
gittiğini anlatan Kıymet Gazez, "Ben Bursa Öğretmen
Okulu'nda eğitimime devam ettim. Cumhuriyetin 10. yıldönümü.
Türkiye'de yer yerinden oynadı. İzci olarak Ankara'ya geldim.
Stadyumda tören vardı. O zaman stadyum küçük. Atatürk üstü açık
araba ile bizim izci olarak durduğumuz yerin önünden geçti. O kadar
yakından geçti ki elimizi uzatsak tutabilirdi. Nutkunu okudu. En
sonunda iyice gürleştirerek sesini 'Ne Mutlu Türk'üm' diyene dedi.
İzci selamı vererek önünden geçtik. Gençler bir araya toplaşıyor,
zeybek oyunları oynuyorlardı. Ankara'da fener alayı yapıldı.
Ankara'nın gecesi gündüzdü. Bizi Kız Meslek Lisesi'nde bir hafta
misafir ettiler ve Ankara'da yeni yapılan yerleri bizlere
gösterdiler "dedi.
"Eskiden bir yılda 16 kompozisyon yazılırdı, şimdi sınavlar
45 dakika sürüyor"
Kıymet Gazez, öğretmenlik yaptığı yıllardaki eğitim hayatından
örnekler vererek, "Çok acı bir örnek vereyim. Eğitim
sisteminde ne oldu siz karar verin. Ben Türkçe öğretmenliği yaptım
bir iki sene. Sonradan edebiyat öğretmenliği yaptım. Türkçe
öğretmenliği yaparken 15 günde bir öğrenciler kompozisyon yazardı.
Daha evvelden konular konuşuluyordu. Çocuklar 15 gün hazırlanıyor,
hariçten eserler okuyup büyüklerine soruyorlardı. Tam bize
ödevlerini getirecekleri zaman kağıdın sol tarafında 6 santimetre
yer bırakıyorlardı. Biz oraya eleştirilerimizi yazıyorduk kırmızı
kalemle. Yetmediği zaman kağıdın arkasına devam ediyorduk.
Öğrencilerimizin dosyaları vardı. Öğrencilerimiz sene içerisinde 16
tane kompozisyon yazıyordu. Her öğrencimizin 16 kompozisyonunu
dikkatlice okuyup eleştirilerimizi yazıp öğrencimize veriyorduk.
Emekli olunca yeniden Gönen'e yerleştim. Bir yakınım ortaokulda
Türkçe sınavı yapmış. soruları istedim, baktım. Türkçe, dilbilgisi
ve kompozisyon soruları vardı. 45 dakika süre vermişler. Şaşırdım
kaldım. Şimdiki eğitim böyle" şeklinde konuştu.
(İbrahim Aldemir - Hüseyin Efe G./İHA)